Arapça:
قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَن يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَن يَطْغَىٰ
Çeviriyazı:
ḳâlâ rabbenâ innenâ neḫâfü ey yefruṭa `aleynâ ev ey yaṭgâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Musa ile Harun) "Rabbimiz! Onun bize kötülük yapmasından veya azgınlığını artırmasından korkarız" dediler.
Diyanet İşleri:
Musa ve kardeşi: "Rabbimiz! Onun bize kötülük etmesinden veya azgınlığının artmasından korkarız" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Rabbimiz dediler, korkarız aşırı davranır hakkımızda, yahut da büsbütün azar.
Şaban Piriş:
Rabbimiz, biz onun bize taşkınlık yapmasından veya azmasından korkuyoruz, dediler.
Edip Yüksel:
Dediler ki: "Rabbimiz, onun bize karşı saldırı ve taşkınlıkta bulunmasından korkuyoruz."
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Rabbimiz, gerçekten, onun bize karşı 'taşkın bir tutum takınmasından' ya da 'azgın davranmasından' korkuyoruz."
Suat Yıldırım:
“Ya Rabbenâ” dediler, “doğrusu, korkarız ki o bize son derece kötü davranır, hatta ileri gidip daha da azar.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Ey Rabbimiz! Muhakkak biz korkarız ki, ya üzerimize şiddetle saldırır veya haddi tecavüz eder.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz."
Bekir Sadak:
Firavun: «Oyleyse onceki nesillerin durumu ne oluyor?» dedi.
İbni Kesir:
Dediler ki: Rabbımız
Adem Uğur:
Dediler ki: Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı derecede kötü davranmasından yahut iyice azmasından endişe ediyoruz.
İskender Ali Mihr:
(O ikisi): “Rabbimiz gerçekten biz, onun bize (karşı) ifrata (aşırı) gitmesinden veya azgın davranmasından korkuyoruz.” dediler.
Celal Yıldırım:
Musâ ile kardeşi, «Rabbimiz ! Doğrusu onun bize azgınca saldırmasından veya zulüm ve tuğyanda bulunmasından korkarız» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Rabbimiz, biz gerçekten, onun bize karşı ´taşkın bir tutum takınmasından´ ya da ´azgın davranmasından´ korkmaktayız.»
Fransızca:
Ils dirent : "ô notre Seigneur, nous craignons qu'il ne nous maltraite indûment, ou qu'il dépasse les limites".
İspanyolca:
Dijeron: «¡Señor! Tememos que la tome con nosotros o que se muestre rebelde».
İtalyanca:
Dissero: «O Signor nostro, temiamo che si scagli contro di noi o che accresca la ribellione».
Almanca:
Beide sagten: "Unser HERR! Gewiß, wir fürchten, daß er uns mit Bösem ereilt oder daß er äußerste Übertretungen begeht."
Çince:
他俩说:我们的主啊!我们的确怕他粗暴地伤害我们,或更加暴虐无道。
Hollandaca:
Zij antwoordden: O Heer! waarlijk, wij vreezen dat hij zeer gewelddadig omtrent ons zal handelen, of dat hij nog buitensporiger zal zondigen.
Rusça:
Они сказали: "Господь наш! Мы боимся, что он поспешит наказать нас или преступит границы дозволенного".
Somalice:
waxay dheheen Eebow waxaannu ka Cabsan inuu nagu degdego ama nagu xadgudbo.
Swahilice:
Wakasema: Ewe Mola wetu Mlezi! Hakika sisi tunaogopa asije akapindukia mipaka juu yetu au kufanya jeuri.
Uygurca:
ئۇلار: «پەرۋەردىگارىمىز! بىز ھەقىقەتەن ئۇنىڭ بىزنى ئالدىراپ جازالىشىدىن ياكى تېخىمۇ ھەددىدىن ئېشىشىدىن قورقىمىز» دېيىشتى
Japonca:
かれら両人は言った。「主よ,本当にかれが急いでわたしたちに(害を加え)また法外のことをするのを恐れます。」
Arapça (Ürdün):
«قالا ربنا إننا نخاف أن يفرط علينا» أي يعجل بالعقوبة «أو أن يطغى» علينا أي يتكبر.
Hintçe:
दोनों ने अर्ज़ की ऐ हमारे पालने वाले हम डरते हैं कि कहीं वह हम पर ज्यादती (न) कर बैठे या ज्यादा सरकशी कर ले
Tayca:
เขาทั้งสองได้กล่าวว่า “ข้าแต่พระผู้เป็นเจ้าของเรา แท้จริงเรากลัวว่า เขาจะล่วงเกินเรา
İbranice:
אמרו שניהם: 'ריבוננו, פוחדים אנו כי יפגע בנו לרעה או שיתפרע יותר
Hırvatça:
"Gospodaru naš", rekoše oni, "bojimo se da nas odmah na muke ne stavi ili da svaku mjeru zla ne prekorači."
Rumence:
Amândoi spuseră: “Domnul nostru, ne este frică că se va obrăznici asupra noastră ori că va fi un despot.”
Transliteration:
Qala rabbana innana nakhafu an yafruta AAalayna aw an yatgha
Türkçe:
Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz."
Sahih International:
They said, "Our Lord, indeed we are afraid that he will hasten [punishment] against us or that he will transgress."
İngilizce:
They (Moses and Aaron) said: "Our Lord! We fear lest he hasten with insolence against us, or lest he transgress all bounds."
Azerbaycanca:
Onlar: “Ey Rəbbimiz! (Fir’onun mö’cüzə göstərməyimizə hövsələsi çatmayıb) bizə şiddətli cəza verməsindən və ya azğınlaşaraq həddini aşmasından (dikbaşlıq etməsindən) qorxuruq!” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Rabbimiz, onun bize taşkınlık etmesinden, yahut iyice azmasından korkuyoruz."
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı derecede kötü davranmasından yahut iyice azmasından endişe ediyoruz.
Erhan Aktaş:
“Rabb’imiz! Onun bize karşı aşırı gitmesinden veya azgınlık yapmasından çekiniyoruz.” dediler.
Kral Fahd:
Dediler ki: Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı derecede kötü davranmasından yahut iyice azmasından endişe ediyoruz.
Hasan Basri Çantay:
Dediler: «Ey Rabbimiz, doğrusu onun bize karşı aşırı gitmesinden, yahud tuğyanını artırmasından endîşe ediyoruz biz».
Muhammed Esed:
(Musa ile Harun:) "Ey Rabbimiz!" dediler, "onun bize düşmanca davranmasından yahut azgınlık(ta devam) etmesinden korkarız".
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
(Mûsa ile Harûn) dediler ki: “- Ey Rabbimiz! Firavun’un bize saldırmasından, yahud aşırı gitmesinden korkuyoruz.”
Portekizce:
Disseram: Ó Senhor nosso, tememos que ele nos imponha um castigo ou que transgrida (a lei)!
İsveççe:
De svarade: "Herre! Vi är rädda att han skall hindra oss i vårt uppdrag eller gå fram mot oss med våld."
Farsça:
گفتند: پروردگارا! ما می ترسیم که [پیش از دعوت کردنش به حق] با سخت گیری و شکنجه بر [ضد] ما پیشی گیرد یا بر سرکشی خود بیفزاید.
Kürtçe:
ھەردووکیان ووتیان ئەی پەروەردگارمان بەڕاستی ئێمە دەترسین دەس درێژی بکاتە سەرمان پێش ئەوەی ئێمە ھیچ بڵێین یان زیاتر یاخی و سەرکەش ببێت
Özbekçe:
Икковлари: «Эй Роббимиз, биз унинг тезда бизга ёмонлик қилишидан ёки ҳаддан ошишидан қўрқамиз», дедилар.
Malayca:
Mereka berdua berkata: "Wahai Tuhan kami! Sesungguhnya kami takut bahawa ia akan segera menyeksa kami, atau ia akan melampau batas".
Arnavutça:
Ata thanë: “O Zoti ynë, na, me të vërtetë, druajmë se do të na dënojë menjëherë ai, ose do të azdiset më tepër”.
Bulgarca:
Казаха: “Господи, страхуваме се да не избърза с наказанието или да не престъпи [още повече].”
Sırpça:
„Господару наш“, рекоше они, „бојимо се да нас одмах не казни или да истину одбије."
Çekçe:
I řekli oba: 'Pane náš, obáváme se, že míru vůči nám překročí či tyranem se ukáže.'
Urduca:
دونوں نے عرض کیا " پروردگار، ہمیں اندیشہ ہے کہ وہ ہم پر زیادتی کرے گا یا پل پڑے گا"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Эй Парвардигори мо, бим дорем, ки бар мо зулму ситам кунад ё саркашӣ аз ҳад бигузаронад».
Tatarca:
Әйттеләр: "Ий Раббыбыз, без куркабыз Фиргаун ашыгып безгә ґәзаб бирер яки явыз эшне эшләвен арттырыр" – дип.
Endonezyaca:
Berkatalah mereka berdua: "Ya Tuhan kami, sesungguhnya kami khawatir bahwa ia segera menyiksa kami atau akan bertambah melampaui batas".
Amharca:
«ጌታችን ሆይ! እኛ በእኛ ላይ ክፋት በመሥራት መቸኮሉን ወይም ኩራትን መጨመሩን እንፈራለን» አሉ፡፡
Tamilce:
(அவ்விருவரும்) கூறினார்கள்: எங்கள் இறைவா! நிச்சயமாக நாங்கள் அவன் எங்கள் விஷயத்தில் அவசரப்பட்டு எங்களை தண்டித்துவிடுவதை; அல்லது, அவன் (எங்கள் மீது) எல்லை மீறுவதை (எங்களை கொன்றுவிடுவதை) பயப்படுகிறோம்.
Korece:
그 둘이 말하길 주여 저희 는 실로 그가 서둘러 저희를 해치지 않을까 또는 포악한 짓을 하지않을까 두렵나이다
Vietnamca:
Cả hai (Musa và Harun) thưa: “Lạy Thượng Đế của bầy tôi! Quả thật, bầy tôi sợ rằng hắn (Pha-ra-ông) sẽ có hành động quá quắt hoặc tàn bạo với bầy tôi.”
Ayet Linkleri: