Arapça:
فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَن لَّا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَىٰ
Çeviriyazı:
felâ yeṣuddenneke `anhâ mel lâ yü'minü bihâ vettebe`a hevâhü feterdâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Sakın kıyamete inanmayıp, kendi heva ve hevesine uyan kimse seni, ona iman etmekten alıkoymasın; sonra helak olursun.
Diyanet İşleri:
Buna inanmayan ve hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın, yoksa helak olursun.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ona inanmayan ve havasına uyup giden, sakın seni inancından çevirmesin, yoksa helak olursun sen de.
Şaban Piriş:
Ona inanmayıp, kendi arzularına uyan kimse sakın seni yolundan saptırmasın. Yoksa sen de helak olursun.
Edip Yüksel:
Ona inanmayıp hevesine uyanlar seni ondan saptırmasın, sonra başüstü düşersin.
Ali Bulaç:
Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın; sonra yıkıma uğrarsın.
Suat Yıldırım:
Buna inanmayanlar, nefsinin arzu ve ihtiraslarının peşine düşenler, sakın seni ona inanmaktan vazgeçirmesin, sonra sen de helâk olursun!
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Sakın ona (o saate) inanmayıp hevâsına tâbi olan kimse, seni ondan alıkoymasın. Sonra helâk olursun.»
Yaşar Nuri Öztürk:
O halde ona inanmayıp keyfi peşinde giden, seni ondan yüz geri etmesin. Yoksa perişan olursun.
Bekir Sadak:
20:21
İbni Kesir:
Ona inanmayan ve hevesine uyan kimse, seni bundan alıkoymasın, yoksa helak olursun.
Adem Uğur:
Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın
İskender Ali Mihr:
Öyleyse ona (kıyâmet saatine), inanmayanlar ve hevesine (nefsinin afetlerine) tâbî olanlar, sakın seni ondan (kıyâmet gününe îmân etmekten) alıkoymasın. O taktirde sen (de) helâk olursun.
Celal Yıldırım:
Kıyâmet´e inanmıyan ve kendi hevesine uyan kimse seni ondan alıkoymasın
Tefhim ul Kuran:
«Öyleyse, ona inanmayıp kendi hevasına uyan, sakın seni ondan alıkoymasın
Fransızca:
Que celui qui n'y croit pas et qui suit sa propre passion ne t'en détourne pas. Sinon tu périras.
İspanyolca:
¡Que no te desvíe de ella quien no cree en ella y sigue su pasión! Si no, ¡perecerás!
İtalyanca:
Non lasciare che ti ostacoli colui che non crede in essa ed è incline alle sue passioni, ché altrimenti periresti.
Almanca:
So soll dich von ihr nicht abwenden derjenige, der an sie keinen Iman verinnerlicht und seinen Neigungen folgt, sonst gehst du zugrunde.
Çince:
不信复活时而顺从私欲者,不要让他阻止你信仰复活时,以致你灭亡。
Hollandaca:
Laat hij, die niet daarin gelooft en die zijne lusten volgt, u niet er van afhouden, daaraan te gelooven, opdat gij niet verdoemd wordet.
Rusça:
Пусть не отворачивает тебя от него тот, кто не верует в него и потакает своим желаниям, а не то ты погибнешь.
Somalice:
ee Yuusan kaa lilin Xaggeeda Ruuxaan Rumeyn Saacadda, raacayna Hawadiisa (Xun) ood Halaagsanto.
Swahilice:
Kwa hivyo asikukengeushe nayo yule ambaye haiamini na akafuata pumbao lake ukaja kuhiliki.
Uygurca:
قىيامەتكە ئىشەنمەيدىغان ۋە نەپسى خاھىشلىرىغا ئەگەشكەن ئادەم سېنى ئۇنىڭدىن (يەنى قىيامەتكە تەييارلىق قىلىشتىن ۋە ئۇنى تەستىق قىلىشتىن) توسمىسۇن، ئۇنداقتا ئۆزۈڭ ھالاك بولىسەن (چۈنكى ئاخىرەتتىن غاپىل بولۇش، ھالاكەتكە ئېلىپ بارىدۇ
Japonca:
だから,これを信じないで自分の欲望に従う者たちから遠ざかり,あなたを破滅から救え。
Arapça (Ürdün):
«فلا يَصُدنَّكَ» يصرفنَّك «عنها» أي عن الإيمان بها «من لا يؤمن بها واتبع هواه» في إنكارها «فَتَردى» أي فتهلك إن صددت عنها.
Hintçe:
तो (कहीं) ऐसा न हो कि जो शख्स उसे दिल से नहीं मानता और अपनी नफ़सियानी ख्वाहिश के पीछे पड़ा वह तुम्हें इस (फिक्र) से रोक दे तो तुम तबाह हो जाओगे
Tayca:
“ดังนั้น ผู้ที่ไม่ศรัทธาต่อมันจะต้องไม่ทำให้เจ้าเหินห่างจากมัน และปฏิบัติตามอารมณ์ต่ำของเขา แล้วเจ้าจะพินาศ”
İbranice:
לכן, אל יתעה אותך ממנה מי שאינו מאמין בה, ההולך אחרי יצריו, למען לא תאבד
Hırvatça:
I neka te zato od vjerovanja u njeg nikako ne odvrati onaj koji u njega ne vjeruje i koji slijedi strast svoju, pa da budeš izgubljen.
Rumence:
Să nu te abată cel care nu crede şi-şi urmează poftele sale, căci astfel vei pieri.
Transliteration:
Fala yasuddannaka AAanha man la yuminu biha waittabaAAa hawahu fatarda
Türkçe:
"O halde ona inanmayıp keyfi peşinde giden, seni ondan yüz geri etmesin. Yoksa perişan olursun."
Sahih International:
So do not let one avert you from it who does not believe in it and follows his desire, for you [then] would perish.
İngilizce:
Therefore let not such as believe not therein but follow their own lusts, divert thee therefrom, lest thou perish!..
Azerbaycanca:
Ehtiyatlı ol ki, (qiyaməti) danıb nəfsinin istəklərinə uyan bir kəs səni ona inanmaqdan yayındırmasın, yoxsa məhv olarsan!
Süleyman Ateş:
Ona inanmayıp keyfine uyan kimse, seni on(a inanmak)dan alıkoymasın, sonra helak olursun!
Diyanet Vakfı:
Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın; sonra mahvolursun!
Erhan Aktaş:
“Öyleyse ona(1) îmân etmeyen, tutku ve kuruntusuna uyan kimse, seni ondan(2) alıkoymasın. Yoksa helâk olursun.”
Kral Fahd:
Ona inanmayan ve nefsinin arzularına uyan kimseler sakın seni ondan (kıyamete inanmaktan) alıkoymasın sonra mahvolursun!
Hasan Basri Çantay:
Binâen´aleyh ona inanmaz ve hevâ (ve heves) ine uyar kimseler sakın seni bundan alıkoymasın (lar). Sonra helak olursun.
Muhammed Esed:
Bunun içindir ki, onun geleceğine inanmayıp sadece kendi arzularının, tutkularının peşine düşen kimse seni bu (gerçeğe inanmak)tan alıkoymasın; yoksa, kendine yazık etmiş olursun!
Gültekin Onan:
20:12
Ali Fikri Yavuz:
O halde, sakın kıyamete inanmayıp kendi nefis arzusuna uyan kimse, seni ona iman etmekten alıkoymasın
Portekizce:
Que não te seduza por aquele que não crê nela (a Hora) e se entrega à concupiscência, porque perecerás!
İsveççe:
Låt därför ingen som förnekar den och som [bara] följer sitt eget sinne, rubba dig i din tro på den - annars störtar du dig i fördärvet.
Farsça:
پس مبادا آنکه از هوای نفسش پیروی کرده و [به این سبب] به قیامت ایمان ندارد، تو را [از توجه به آن] باز دارد که هلاک می شوی.
Kürtçe:
جا بـاڕێگری نەکات لێی ئەو کەسەی باوەڕی نیە بەو (قیامەتە) و شوێن ھەوا و ئارەزووی خۆی کەوتووە ئەوسا تیا دەچێت
Özbekçe:
Ҳаргиз сени унга иймон келтирмайдиганлар ва ҳавойи нафсига эргашганлар ундан тўсмасинлар. У ҳолда ҳалок бўласан».
Malayca:
"Maka janganlah engkau dihalangi daripada mempercayainya oleh orang yang tidak beriman kepadanya serta ia menurut hawa nafsunya; kerana dengan itu engkau akan binasa.
Arnavutça:
Le të mos shmangë ty nga ai (çast), ai që nuk beson në të (Kijametin) dhe që jepet pas epsheve të tija, e të humbasësh.
Bulgarca:
И никога да не те възпира от това онзи, който не вярва в него и следва страстите си, за да не се погубиш!
Sırpça:
И нека те зато од веровања у Судњи дан никако не одврати онај који у њега не верује и који следи своју страст, па да настрадаш.
Çekçe:
Kéž tě neodvrátí od myšlenky na ni ten, kdo v ni nevěří a vášeň svou následuje, jinak zahyneš.
Urduca:
پس کوئی ایسا شخص جو اُس پر ایمان نہیں لاتا اور اپنی خواہش نفس کا بندہ بن گیا ہے تجھ کو اُس گھڑی کی فکر سے نہ روک دے، ورنہ تو ہلاکت میں پڑ جائے گا
Tacikçe:
Он кас, ки ба он имон надорад ва пайрави ҳавои худ аст, туро аз он (имони ба қиёмат) рӯйгардон накунад, то ба ҳалокат афтӣ.
Tatarca:
Берәүнең кыямәт көненә ышанмавы һәм нәфесенә ияреп, явыз эшләрне эшләве сине кыямәтнең булачагына ышанудан тыймасын, ул вакытта син һәлак булырсың.
Endonezyaca:
Maka sekali-kali janganlah kamu dipalingkan daripadanya oleh orang yang tidak beriman kepadanya dan oleh orang yang mengikuti hawa nafsunya, yang menyebabkan kamu jadi binasa".
Amharca:
«በእርሷ የማያምነውና ዝንባሌውን የተከተለውም ሰው ከእርሷ አያግድህ ትጠፋለህና፡፤
Tamilce:
ஆக, அதை நம்பிக்கை கொள்ளாமல், தனது மன இச்சையை பின்பற்றியவன் அதை விட்டு உம்மை (தவறான பாதையின் பக்கம்) திருப்பிவிட வேண்டாம், நீர் அழிந்து விடுவீர்.
Korece:
그것을 믿지 아니하고 그의 욕망을 따르는 자들로 하여금 너 를 전환하지 아니하도록 하리니 이는 네가 멸망치 아니하도록 함 이라
Vietnamca:
“Vì vậy, Ngươi chớ để cho ai không có đức tin nơi Giờ Tận Thế và theo đuổi dục vọng của bản thân làm cho Ngươi xao lãng nó để rồi Ngươi sẽ bị hủy diệt.”
Ayet Linkleri: