Arapça:
قَالَ إِن سَأَلْتُكَ عَن شَيْءٍ بَعْدَهَا فَلَا تُصَاحِبْنِي ۖ قَدْ بَلَغْتَ مِن لَّدُنِّي عُذْرًا
Çeviriyazı:
ḳâle in seeltüke `an şey'im ba`dehâ felâ tüṣâḥibnî. ḳad belagte mil ledünnî `uẕrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma! Hakikaten benim tarafımdan ileri sürülebilecek son mazerete ulaştın.
Diyanet İşleri:
Musa: "Bundan sonra sana bir şey sorarsam bana arkadaş olma, o zaman benim tarafımdan mazur sayılırsın" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Musa, bundan sonra dedi, sana bir şey sorarsam benimle arkadaş olma artık, bir daha bir şey sorarsam benden ayrılmada gerçekten de mazursun.
Şaban Piriş:
Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, benimle arkadaşlık etme. O zaman, benim tarafımdan mazur görülürsün, dedi.
Edip Yüksel:
"Sana daha başka bir şey sorarsam o zaman artık benimle arkadaş olma. Benden yeterli özür dinledin," dedi.
Ali Bulaç:
(Musa:) "Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre ulaşmış olursun" dedi.
Suat Yıldırım:
Mûsâ: “Eğer” dedi, “sana bir daha soracak olursam, bundan böyle benimle hiç arkadaşlık etme! Artık özür dileyemeyecek hale geldim.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «Bundan sonra sana bir şeyden sual edersem artık bana musahip olma. Muhakkak ki, benim tarafımdan özre erişmiş oldun.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Mûsa dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Vallahi, öyle bir durumda benden ayrılmakta mazur sayılacaksın."
Bekir Sadak:
Rablerinin o cocuktan daha temiz ve onlara daha cok merhamet eden birini vermesini istedik.»
İbni Kesir:
Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam
Adem Uğur:
Musa: Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın.
İskender Ali Mihr:
(Musa A.S) şöyle dedi: “Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık benimle arkadaşlık etme! (Benimle arkadaşlık etmemen için) benim tarafımdan (kabul edilebilir) bir özüre ulaşmış oldun.”
Celal Yıldırım:
Musâ ona: «Bundan böyle senden bir şey sorarsam, artık bana arkadaşlık etme» dedi. (Çünkü o zaman) benden yana özür (beyân edecek ortama) gelmişsin demektir. (Artık mâzur sayılabilirsin).
Tefhim ul Kuran:
(Musa:) «Bundan sonra sana bir şey soracak olursam, artık benimle arkadaşlık etme. Benden yana bir özre ulaşmış olursun» dedi.
Fransızca:
"Si, après cela, je t'interroge sur quoi que ce soit, dit [Moïse,] alors ne m'accompagne plus. Tu seras alors excusé de te séparer de moi".
İspanyolca:
Dijo: «Si en adelante te pregunto algo, no me tengas más por compañero. Y acepta mis excusas».
İtalyanca:
Disse [Mosè]: «Se dopo di ciò ancora ti interrogherò, non mi tenere più insieme con te. Ti prego di scusarmi.»
Almanca:
Er sagte: "Sollte ich dich nach irgend etwas nach diesem fragen, dann laß mich nicht länger dein Begleiter sein, bereits hast du von mir aus eine Entschuldigung."
Çince:
穆萨说:此后,如果我再问你什么道理,你就可以不许我再追随你,你对于我,总算仁至义尽了。
Hollandaca:
Mozes zeide: Indien ik u voortaan omtrent iets ondervraag, sta mij dan niet toe, u te vergezellen: verschoon mij thans.
Rusça:
Он сказал: "Если я спрошу тебя о чем-либо после этого, то не продолжай путь вместе со мной. Ты уже получил мои извинения".
Somalice:
wuxuu yidhi haddaan ku warsado wax tan dabadeed hayla saaxiibin waxaad gaadhay garowsho xaggayga ahe.
Swahilice:
Akasema: Nikikuuliza kitu chochote baada ya haya usifuatane nami, kwani umekwisha pata udhuru kwangu.
Uygurca:
مۇسا ئېيتتى: «بۇنىڭدىن كېيىن يەنە سەندىن بىرەر ئىش توغرۇلۇق سورىسام (يەنى قىلغان ئىشىڭغا ئېتىراز بىلدۈرسەم)، مېنى ئۆزۈڭگە ھەمراھ قىلمىغىن، (ساڭا بەرگەن ۋەدەمگە ئۈچ قېتىم خىلاپلىق قىلغانلىقىم ئۈچۈن مېنىڭ ئالدىمدا (ماڭا ھەمراھ بولماسلىقتا) مەزۇرسەن»
Japonca:
かれ(ムーサー)は言った。「今後わたしが,何かに就いてあなたに尋ねたならば,わたしを道連れにしないで下さい。(既に)あなたはわたしからの御許しの願いを,(凡て)御受け入れ下さいました。」
Arapça (Ürdün):
ولهذا «قال إن سألتك عن شيء بعدها» أي بعد هذه المرة «فلا تصاحبني» لا تتركني أتبعك «قد بلغت من لدني» بالتشديد والتخفيف من قبلي «عذرا» في مفارقتك لي.
Hintçe:
मूसा ने कहा (ख़ैर जो हुआ वह हुआ) अब अगर मैं आप से किसी चीज़ के बारे में पूछगछ करूँगा तो आप मुझे अपने साथ न रखियेगा बेशक आप मेरी तरफ से माज़रत (की हद को) पहुँच गए
Tayca:
เขา(มูซา) กล่าวว่า “หากฉันถามสิ่งใดจากท่านหลังจากนี้ท่านอย่าคบฉันเป็นเพื่อร่วมทางอีกเลย แน่นอน ท่านมีข้อแก้ตัวจากฉันพอแล้ว”
İbranice:
אמר (משה) : 'אם שוב אשאל אותך על משהו , אל תיתן לי ללוות אותך כי כבר נגמרו לי התירוצים
Hırvatça:
"Ako te i poslije ovoga za bilo šta upitam", reče, "onda se nemoj sa mnom družiti. Već si prije moje opravdanje prihvatio.
Rumence:
Moise spuse: “Dacă o să te mai întreb încă o dată ceva, să nu mă mai însoţeşti. Îmi cer iertare.”
Transliteration:
Qala in saaltuka AAan shayin baAAdaha fala tusahibnee qad balaghta min ladunnee AAuthran
Türkçe:
Mûsa dedi ki: "Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Vallahi, öyle bir durumda benden ayrılmakta mazur sayılacaksın."
Sahih International:
[Moses] said, "If I should ask you about anything after this, then do not keep me as a companion. You have obtained from me an excuse."
İngilizce:
(Moses) said: "If ever I ask thee about anything after this, keep me not in thy company: then wouldst thou have received (full) excuse from my side."
Azerbaycanca:
(Musa) dedi: “Əgər bundan sonra səndən bir şey barəsində xəbər alsam, bir daha mənimlə yoldaşlıq etmə. (Hərəkətlərinə e’tiraz etdiyim, səni qınadığım üçün) sən artıq mənim tərəfimdən üzrlüsən (məni atıb getməyə haqqın vardır)”.
Süleyman Ateş:
(Musa) dedi ki: "Eğer bundan sonra (bir daha) sana bir şey sorarsam, artık bana arkadaş olma. (O zaman) benim tarafımdan sana özür ulaşmıştır (artık benden ayrılmakta mazur sayılırsın).
Diyanet Vakfı:
Musa: Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın.
Erhan Aktaş:
“Eğer bir daha sana bir şey sorarsam, artık benimle arkadaşlık etmezsin! Tarafımdan(1) yeterince özür dilemede bulundum.”
Kral Fahd:
Musa: Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam artık bana arkadaşlık etme. Hakikaten benim tarafımdan (ileri sürebilecek) mazeretin sonuna ulaştın.
Hasan Basri Çantay:
(Musa): «Eğer, dedi, bundan sonra sana bir şey sorarsam benimle arkadaşlık etme. (O takdirde) tarafımdan muhakkak özre ulaşmışsındır (Benden ayrılmakda ma´zûr sayılmışındır).
Muhammed Esed:
(Musa:) "Bundan böyle sana soru soracak olursam benimle artık yoldaşlık yapmazsın: (çünkü artık) benden yana yeterince özür işittin" dedi.
Gültekin Onan:
(Musa:) "
Ali Fikri Yavuz:
Mûsa şöyle dedi: “- Eğer bundan sonra bir şey sorarsam, artık bana arkadaşlık etme. Doğrusu tarafımdan (yapılacak) son özre ulaştın.”
Portekizce:
Moisés lhe disse: Se da próxima vez voltar a perguntar algo, então não permitas que te acompanhe, e me desculpa.
İsveççe:
[Moses] sade: "Om jag hädanefter skulle fråga dig om något, låt mig då inte stanna i ditt sällskap; hela skulden för detta skulle då falla på mig!"
Farsça:
گفت: بعد از این اگر چیزی از تو پرسیدم، دیگر با من مصاحبت مکن [برای آنکه] از جانب من به عذر قابل قبولی رسیده ای [و برای جدا شدن از من دلیل قاطعی داری.]
Kürtçe:
(موسا) ووتی ئەگەر دوای ئەم جارە پرسیاری ھەرشتێکم لێ کردیت (ڕەخنەم لێ گرتیت) ئیتر ھاوڕێیەتیم مەکە چونکە بەڕاستی لەلایەن منەوە بیانووت ھەیە (لەوەی وازم لێ بھێنیت)
Özbekçe:
У: «Агар бундан кейин сендан яна бир нарсани сўрасам, мен билан биродарлик қилмай қўявер. Батаҳқиқ, мен тарафимдан узр (қабули)ни охирига етказдинг», деди.
Malayca:
Nabi Musa berkata: "Jika aku bertanya kepadamu tentang sebarang perkara sesudah ini, maka janganlah engkau jadikan daku sahabatmu lagi; sesungguhnya engkau telah cukup mendapat alasan-alasan berbuat demikian disebabkan pertanyaan- pertanyaan dan bantahanku".
Arnavutça:
(Musai) tha: “Nëse të pyes ynë ty – çkadoqoftë – pas kësaj, mos më merr mua në shoqëri. Ja pra, me të vërtetë, ia arrite arsyetimit nga ana ime!”
Bulgarca:
Рече [Муса]: “Ако после те попитам за [още] нещо, тогава повече не ме води с теб! Ти вече ще имаш извинение от мен.”
Sırpça:
“Ако те и после овог за било шта упитам”, рече, “онда се немој са мном дружити. То је моје обећање!”
Çekçe:
Mojžíš pravil: 'Jestliže se tě po tomto ještě zeptám na cokoliv, tedy se zbav společnictví mého; a již se ti dostalo ode mne omluvy.'
Urduca:
موسیٰؑ نے کہا " اس کے بعد اگر میں آپ سے کچھ پوچھوں تو آپ مجھے ساتھ نہ رکھیں لیجیے، اب تو میری طرف سے آپ کو عذر مل گیا"
Tacikçe:
Гуфт: «Агар аз ин пас аз ту чизе бипурсам, бо ман ҳамроҳӣ макун, ки аз ҷониби ман маъзур бошӣ».
Tatarca:
Муса г-м әйтте: "Әгәр моннан соң янә синнән бер нәрсәне сорасам, ул вакытта мине юлдаш кылмассың, тәхкыйк минем тарафтан булган гозерләрне тыңлап чигенә җиткердең, моннан соң гозер күрсәтергә хәлем калмады".
Endonezyaca:
Musa berkata: "Jika aku bertanya kepadamu tentang sesuatu sesudah (kali) ini, maka janganlah kamu memperbolehkan aku menyertaimu, sesungguhnya kamu sudah cukup memberikan uzur padaku".
Amharca:
«ከርሷ (ከአሁኒቱ ጊዜ) በኋላ ከምንም ነገር ብጠይቅህ አትጎዳኘኝ፡፡ ከእኔ የይቅርታን መጨረሻ በእርግጥ ደርሰሃል» አለው፡፡
Tamilce:
(மூஸா) கூறினார்: “இதன் பின்னர் நான் (ஏதாவது) ஒரு விஷயத்தைப் பற்றி உம்மிடம் கேட்டால் என்னை (உம்முடன்) சேர்க்காதீர். (என்னை விடுவதற்குரிய) ஒரு காரணத்தை என்னிடம் திட்டமாக அடைந்தீர்.”
Korece:
모세가 이르되 만일 제가 이 후에도 어떤 것에 관하여 당신께 묻는다면 저를 데리고 가지 마시 요 저는 당신께 변명할 여지가 없 습니다 하였더라
Vietnamca:
(Musa) nói: “Sau lần này, nếu Tôi còn thắc mắc bất cứ điều gì thì Ông hãy không cho tôi đi cùng Ông nữa, bởi lúc đó Ông chắc chắn có đủ lý do để không chấp nhận (lời khẩn xin) của Tôi.”
Ayet Linkleri: