Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

40

Ayet No: 

2180

Sayfa No: 

298

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَعَسَىٰ رَبِّي أَن يُؤْتِيَنِ خَيْرًا مِّن جَنَّتِكَ وَيُرْسِلَ عَلَيْهَا حُسْبَانًا مِّنَ السَّمَاءِ فَتُصْبِحَ صَعِيدًا زَلَقًا

Çeviriyazı: 

fe`asâ rabbî ey yü'tiyeni ḫayram min cennetike veyürsile `aleyhâ ḥusbânem mine-ssemâi fetuṣbiḥa ṣa`îden zeleḳâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Belki Rabbim, bana, senin bağından daha hayırlısını verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de, bağın yalçın bir toprak haline gelir."

Diyanet İşleri: 

Kendisiyle konuştuğu arkadaşı ona: "Seni topraktan, sonra nutfeden yaratanı, sonunda de seni insan kılığına koyanı mı inkar ediyorsun? İşte O benim Rabbim olan Allah'tır. Rabbime kimseyi ortak koşmam. Bahçene girdiğin zaman, her ne kadar beni kendinden mal ve nüfus bakımından daha az buluyorsan da: "Maşallah! Kuvvet ancak Allah'a mahsustur!" demen gerekmez mi? Rabbim, senin bahçenden daha iyisini bana verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de bahçen yerle bir olabilir. Yahut suyu çekilir bir daha da bulamazsın" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Umarım ki Rabbim, bana seninkinden daha hayırlı bir bağ verir, senin bağına da yıldırımlar yollar gökten de kaypak, kaygan bir toprak oluverir bağın.

Şaban Piriş: 

Rabbim bana, senin bahçenden daha iyisini verebilir. Seninkinin üzerine de gökten bir azap/afet gönderir de kupkuru çorak bir toprak oluverir.

Edip Yüksel: 

"Rabbim, belki senin bahçenden daha iyisini bana verir ve olur ki bahçene gökten bir felaket gönderir de kupkuru bir toprağa dönüşür.

Ali Bulaç: 

Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne gökten 'yakıp-yıkan bir afet' gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir.

Suat Yıldırım: 

Olur ki Rabbim senin bahçenden daha iyisini bana verir ve senin o bahçene gökten bir afet indirir de bağın kupkuru toprak kesilir; yahut bağının suyu çekilir de ondan artık büsbütün ümidini kesersin.” [67,30]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Umulur ki, Rabbim bana senin bağından daha hayırlısını verir ve senin bağın üzerine de gökten bir yıldırım gönderir de orası kayacık bir toprak kesilir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir."

Bekir Sadak: 

Onlara, dunya hayati misalinin tipki soyle oldugunu anlat: Gokten indirdigimiz su ile yeryuzunde yetisen bitkiler birbirine karisir, ama sonunda ruzgarin savuracagi cercope doner. Allah her seyin ustunde bir kudrete sahip olandir.

İbni Kesir: 

Rabbım bana senin bahçenden daha iyisini verebilir ve seninkinin üzerine gökten bir felaket gönderir de kaypak bir toprak haline getirebilir.

Adem Uğur: 

Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir

İskender Ali Mihr: 

Belki Rabbim, bana senin bahçenden daha hayırlısını verir. Ve onun (senin bahçenin) üzerine semadan (husbân) felâketler gönderir. Böylece kaygan bir toprak haline gelir.

Celal Yıldırım: 

(40-41) «Olabilir ki Rabbim bana senin bahçenden daha hayırlısını verir ve seninkinin üzerine gökten bir âfet indirir de kaygan-verimsiz bir yere dönebilir veya suyu çekiliverir de artık bir daha onu arayıp bulamazsın.»

Tefhim ul Kuran: 

«Belki Rabbim senin bağından daha hayırlısını bana verir, (seninkinin) üstüne de gökten ´yakıp yıkan bir afet´ gönderir de kaygan bir toprak kesiliverir.»

Fransızca: 

il se peut que mon Seigneur, bientôt, me donne quelque chose de meilleur que ton jardin, qu'Il envoie sur [ce dernier], du ciel, quelque calamité, et que son sol devienne glissant,

İspanyolca: 

quizá me dé Alá algo mejor que tu viñedo, lance contra él rayos del cielo y se convierta en compo pelado,

İtalyanca: 

può darsi che presto il mio Signore mi dia qualcosa di meglio del tuo giardino e che invii dal cielo una calamità contro di esso riducendolo a nudo suolo,

Almanca: 

denn vielleicht läßt mir mein HERR etwas Besseres als deine Dschanna zuteil werden, und schickt über sie einen Blitzsturm aus dem Himmel, dann wird sie zu rutschigem Boden.

Çince: 

那末,我的主或许会赏赐我比你的园圃更好的东西,而降霹雳于你的园圃,以致(它)化为光秃秃的土地;

Hollandaca: 

Is mijn Heer wel in staat mij een beter geschenk dan uw tuin te geven; hij zal eenige pijlen van den hemel daartegen afzenden, zoodat die onvruchtbaar stof worde.

Rusça: 

а ведь мой Господь может даровать мне то, что лучше твоего сада, и наслать на него наказание с неба, и тогда он превратится в скользкую землю.

Somalice: 

wuxuu u dhawyahay Eebehay inuu i siiyo wax ka khayr badan Beertaada, kuna diro korkeeda aafo samo, oy markaas ahaato bannaan lagu simbiririxoodo.

Swahilice: 

Basi huenda Mola wangu Mlezi akanipa kilicho bora kuliko kitalu chako, naye akapitisha kudra yake kutoka mbinguni kukilitea hicho chako, na kikageuka ardhi tupu inayo teleza.

Uygurca: 

ئۈمىدكى، پەرۋەردىگارىم ماڭا سېنىڭ بېغىڭدىن ياخشىراق نەرسە ئاتا قىلغاي. بېغىڭغا ئاسماندىن بىر ئاپەت يۈزلەندۈرۈش بىلەن بېغىڭ تۈپتۈز قاقاس يەرگە ئايلىنىپ قالغاي،

Japonca: 

だが主は,あなたの園に優るものを,わたしに与えるかも知れません。またあなたの園に天から災害を御下しになり,平らな土に返されるかも知れません。

Arapça (Ürdün): 

«فعسى ربي أن يؤتين خيرا من جنتك» جواب الشرط «ويرسل عليها حسبانا» جمع حسبانة أي صواعق «من السماء فتصبح صعيدا زلقا» أرضا ملساء لا يثبت عليها قدم.

Hintçe: 

तो अनक़ीरब ही मेरा परवरदिगार मुझे वह बाग़ अता फरमाएगा जो तेरे बाग़ से कहीं बेहतर होगा और तेरे बाग़ पर कोई ऐसी आफत आसमान से नाज़िल करे कि (ख़ाक सियाह) होकर चटियल चिकना सफ़ाचट मैदान हो जाए

Tayca: 

ดังนั้น บางทีพระผู้เป็นเจ้าของฉันจะทรงประทานให้ฉันดีกว่าสวนของท่าน และจะทรงส่งสายฟ้าฟาดลงที่สวนของท่าน แล้วมันจะกลายเป็นที่ดินโล่งเตียน

İbranice: 

אבל ייתכן שריבוני ייתן לי גינה טובה יותר מהגינה שלך, ועל גינתך ישלח עונש מן השמים ויהפוך אותה לשממה

Hırvatça: 

pa Gospodar moj može mi bolji vrt od tvoga dati, a na tvoj nepogodu s neba poslati, pa da ostane samo klizava ledina bez ičega,

Rumence: 

Domnul meu îmi va dărui poate curând ceva mai bun decât grădina asupra căreia va trimite din cer lovituri bine socotite, şi atunci întinderea ei va deveni alunecoasă.

Transliteration: 

FaAAasa rabbee an yutiyani khayran min jannatika wayursila AAalayha husbanan mina alssamai fatusbiha saAAeedan zalaqan

Türkçe: 

Olabilir ki, Rabbim bana senin bağından daha değerlisini verir; seninkinin üzerine de gökten bir âfet gönderir de bağlığın yalçın bir toprak kesilir."

Sahih International: 

It may be that my Lord will give me [something] better than your garden and will send upon it a calamity from the sky, and it will become a smooth, dusty ground,

İngilizce: 

It may be that my Lord will give me something better than thy garden, and that He will send on thy garden thunderbolts (by way of reckoning) from heaven, making it (but) slippery sand!-

Azerbaycanca: 

Ola bilsin ki, Rəbbim mənə sənin bağından daha yaxşısını versin və sənin bağına göydən bir bəla endirsin ki, o, hamar (sürüşkən, ayaq basılası mümkün olmayan, heç bir şey bitməyən qupquru) bir yer olsun!

Süleyman Ateş: 

Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verebilir. Ve o(senin bağı)nın üzerine de gökten bir hesap görme afeti gönderir de bağın kupkuru bir toprak kesilir.

Diyanet Vakfı: 

"Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir."

Erhan Aktaş: 

“Belki Rabb’im, bana senin bahçenden daha hayırlısını verir. Ve seninkinin üzerine de gökten felaketler gönderir de verimsiz, kupkuru bir toprak olur.”

Kral Fahd: 

«Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir, senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir.»

Hasan Basri Çantay: 

Rabbimin bana senin bağından daha hayırlısını vermesi, (Seninkinin) üstüne ise gökden yıldırımlar göndererek (bağının) kaypak (yalçın) bir toprak haaline gelivermesi me´müldür».

Muhammed Esed: 

Rabbim bana senin bağından bahçenden pekala daha hayırlısını verebileceği gibi, (senin) bu (bahçe)ne gökten bir afet gönderir de (bahçen o zaman) yerle bir olabilir;

Gültekin Onan: 

18:38

Ali Fikri Yavuz: 

Olur ki Rabbim, bana, senin bağından daha hayırlısını verir

Portekizce: 

É possível que meu Senhor me conceda algo melhor do que o teu parreiral e que, do céu, desencadeie sobre o teu umacentelha, que o converta em um terreno de areia movediça.

İsveççe: 

ger Gud mig kanske något som är bättre än din vingård och över den låter Han kanske en storm från himlen bryta lös som förvandlar den till torr och ofruktbar mark

Farsça: 

امید است پروردگارم بهتر از باغ تو را به من عطا کند و از آسمان آسیبی دقیق و حساب شده بر باغ تو فرستد تا به صورت زمینی صاف و بی گیاه و لغزنده شود؛

Kürtçe: 

ئومێدم وایە کە پەروەردگارم چاکتر لە باخەکەی تۆم پێ بدات و بەڵا و بروسکەیەکیش لە ئاسمانەوە بنێرێت بۆ باخەکەی تۆ جا (باخەکەت) ببێت بەزەویەکی ووشکی ساف و خلیسک

Özbekçe: 

Шояд Роббим менга сенинг боғингдан яхшироғини берса, сенинг боғингга осмондан офат юбориб, у сип-силлиқ тупроққа айланиб қолса.

Malayca: 

Maka mudah-mudahan Tuhanku akan mengurniakan daku lebih baik daripada kebunmu, dan (aku bimbang) dia akan menimpakannya dengan bala, bencana dari langit, sehinggalah menjadilah kebunmu itu tanah yang licin tandus.

Arnavutça: 

shpresoj se Zoti im do të më jep më mirë se kopshti yt, e në kopshtin tënd të dërgojë shtatërrim nga qielli e të bëhet sipërfaqe e lëmuar,

Bulgarca: 

моят Господ може да ми даде по-добра от твоята градина и да прати върху нея напаст от небето, та да се окаже тя безплодна пръст.

Sırpça: 

па мој Господар ми може дати бољи врт од твога, а на твој да пошаље казну са неба, па да остане само клизава ледина без ичега,

Çekçe: 

možná, že mne Bůh obdaří lepším, než tvá je zahrada. A možná že postihne ji z nebes pohromou, takže stane se jednou zrána zemí pustou,

Urduca: 

تو بعید نہیں کہ میرا رب مجھے تیری جنت سے بہتر عطا فرما دے اور تیری جنت پر آسمان سے کوئی آفت بھیج دے جس سے وہ صاف میدان بن کر رہ جائے

Tacikçe: 

шояд Парвардигори ман маро чизе беҳтар аз боғи ту диҳад. Шояд бар он боғ соъиқае (офате) бифиристад ва онро ба замине софу лағзанда бадал созад.

Tatarca: 

Мин өмет итәмен иманым сәбәпле Раббым миңа синең бакчаларыңнан артыкны бирер дип тә, синең бакчаларыңа күктән һәлак итәчәк бернәрсәне җибәрер дә, бакчаларың аяклар тая торган шома җир булып калыр.

Endonezyaca: 

maka mudah-mudahan Tuhanku, akan memberi kepadaku (kebun) yang lebih baik dari pada kebunmu (ini); dan mudah-mudahan Dia mengirimkan ketentuan (petir) dari langit kepada kebunmu; hingga (kebun itu) menjadi tanah yang licin;

Amharca: 

«ጌታዬ ከአትክልትህ የበለጠን ሊሰጠኝ በርሷም (በአትክልትህ) ላይ ከሰማይ መብረቆችን ሊልክባትና የምታንዳልጥ ምልጥ ምድር ልትኾን ይቻላል፡፡

Tamilce: 

ஆக, உன் தோட்டத்தை விட சிறந்ததை என் இறைவன் எனக்குத் தரக்கூடும். இன்னும் அ(ந்)த (உன் தோட்டத்தி)ன் மீது வானத்திலிருந்து அழிவை (இரவில்) அவன் அனுப்பக்கூடும். (அப்போது அத்தோட்டம்) வழுவழுப்பான வெறும் தரையாக காலையில் ஆகிவிடும்.

Korece: 

아마 나의 주님께서는 나에 게 너의 과수원보다 더 좋은 것을주실 것이여 너의 과수원에는 하 늘로부터 우뢰를 보내어 광활한 불모지로 만들어 버릴 것이라

Vietnamca: 

“Thì biết đâu (sau này) Thượng Đế của tôi sẽ ban cho tôi thứ tốt đẹp hơn ngôi vườn của anh; biết đâu Ngài sẽ gửi từ trên trời xuống những lưỡi tầm sét tàn phá ngôi vườn của anh, biến nó thành mảnh đất trơ trụi,”