Arapça:
يَوْمَ يَدْعُوكُمْ فَتَسْتَجِيبُونَ بِحَمْدِهِ وَتَظُنُّونَ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا قَلِيلًا
Çeviriyazı:
yevme yed`ûküm fetestecîbûne biḥamdihî veteżunnûne il lebiŝtüm illâ ḳalîlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Allah) sizi çağıracağı gün, tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde pek az bir müddet kaldınız.
Diyanet İşleri:
Sizi çağırdığı gün, O'na hamdederek davetine uyarsınız ve kabirlerinizde pek az bir müddet kaldığınızı sanırsınız.
Abdulbakî Gölpınarlı:
O gün sizi çağıracak, hamd ederek icabet edeceksiniz ona ve sanacaksınız ki pek az bir müddet kalmışsınız dünyada.
Şaban Piriş:
Sizi çağırdığı gün, O’na hamd ederek çağrısına koşarsınız. Ve dünyada az bir zaman kaldığınızı zannedersiniz.
Edip Yüksel:
Sizi çağıracağı gün, siz ona övgüyle karşılık verirsiniz ve çok kısa bir süre kalmış olduğunuzu anlarsınız.
Ali Bulaç:
Sizi çağıracağı gün, O'na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.
Suat Yıldırım:
Allah, Sizi kabirlerden çağıracağı gün, derhal O'na hamd ederek koşarcasına çağrısına uyacaksınız. Kendi kendinize bir düşünüp, dünyada pek az kaldığınızı sanırsınız. [79,46; 23,112-114] [30,25; 54,50]
Ömer Nasuhi Bilmen:
O gün ki, sizi çağıracaktır, siz de hemen O´nun emrine bitta´zim icabet edeceksiniz ve (kabirlerinizde) pek az bir müddet kalmış olduğunuzu sanacaksınız.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz.
Bekir Sadak:
Taptiklari putlar Rablerine daha yakin olmak icin vesile ararlar. O´nun rahmetini umar, azabindan korkarlar. Zira Rabbinin azabi korkmaga deger.
İbni Kesir:
O, sizi çağırdığı gün
Adem Uğur:
Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.
İskender Ali Mihr:
(Allah´ın) sizi çağıracağı gün, hemen O´nun hamdi ile (O´na hamd ile) icabet edeceksiniz. Ve ancak (kabirde) pek az kaldığınızı zannedeceksiniz.
Celal Yıldırım:
O (yüce kudret sahibi) sizi çağıracağı gün övgüyle koşacaksınız ve (kabillerinizde ya da Dünya´da) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.
Tefhim ul Kuran:
Sizi çağıracağı gün, O´na övgüyle icabet edecek (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.
Fransızca:
Le jour où Il vous appellera, vous Lui répondrez en Le glorifiant. Vous penserez cependant que vous n'êtes restés [sur terre] que peu de temps ! ".
İspanyolca:
El día que os llame, responderéis alabándole y creeréis no haber permanecido sino poco tiempo.
İtalyanca:
Nel Giorno in cui vi chiamerà, Gli risponderete lodandoLo e crederete di essere vissuti ben poco".
Almanca:
An dem Tag, an dem ER euch ruft, dann werdet ihr mit Seinem Lob antworten. Und ihr werdet denken, daß ihr nur eine kurze Weile verweilt habt.
Çince:
在那时,他将召唤你们,而你们将以颂词答应他。你们将猜想自己在坟墓里只逗留了一会儿。
Hollandaca:
Op dien dag zal God u uit uwe graven oproepen, en gij zult gehoorzamen, terwijl gij zijn lof verkondigt en het zal u toeschijnen, als waart gij daar slechts korten tijd verbleven.
Rusça:
В тот день Он призовет вас, и вы ответите Ему похвалой и предположите, что пробыли на земле совсем недолго.
Somalice:
waana maalintuu idiin yeedhi Eebe ood maqlaysaan isagoo mudan Mahad una malaynysaan inaydaan nagaanin wax yar mooyee.
Swahilice:
Siku atakapo kuiteni, na nyinyi mkamuitikia kwa kumshukuru, na mkadhani kuwa hamkukaa ila muda mdogo tu.
Uygurca:
شۇ كۈندە اﷲ سىلەرنى چاقىرىدۇ، سىلەر ئۇنىڭغا ھەمدى ئېيتىپ ئىجابەت قىلىسىلەر ۋە (دۇنيادا) پەقەت ئازغىنا تۇرغاندەك ئويلايسىلەر
Japonca:
その日かれは,あなたがたを呼び出される。その時あなたがたは答え,かれを讃える。またあなたがたが(墓の中に)留まったのは,片時に過ぎないと思うであろう。」
Arapça (Ürdün):
«يوم يدعوكم» يناديكم من القبور على لسان إسرافيل «فتستجيبون» فتجيبون دعوته من القبور «بحمده» بأمره وقيل وله الحمد «وتظنون إن» ما «لبثتم» في الدنيا «إلا قليلا» لهول ما ترون.
Hintçe:
जिस दिन ख़ुदा तुम्हें (इसराफील के ज़रिए से) बुंलाएगा तो उसकी हम्दो सना करते हुए उसकी तामील करोगे (और क़ब्रों से निकलोगे) और तुम ख्याल करोगे कि (मरने के बाद क़ब्रों में) बहुत ही कम ठहरे
Tayca:
วันที่พระองค์จะทรงเรียกร้องพวกเจ้าและพวกเจ้าจะตอบสนองด้วยการสรรเสริญพระองค์และพวกเจ้าจะนึกว่ามิได้อยู่ (ในโลกนี้) เว้นแต่เพียงชั่วครู่เท่านั้น
İbranice:
ביום שיקרא לכם , ואתם תענו לקריאתו (ותקומו מקבריכם) ותשבחו אותו, ותחשבו כי הייתם מעט זמן
Hırvatça:
Bit će Onog dana kad vas On pozove, i vi ćete se, s hvalom Njemu, odazvati, i pomisliti da ste samo malo vremena ostali.
Rumence:
În Ziua când Dumnezeu vă va chema voi îi veţi răspunde cu laude şi veţi socoti că n-aţi zăcut decât puţin.”
Transliteration:
Yawma yadAAookum fatastajeeboona bihamdihi watathunnoona in labithtum illa qaleelan
Türkçe:
Sizi çağıracağı gün, onu hamt ederek çağrısına derhal uyacaksınız. Ve sadece az bir süre kaldığınızı düşüneceksiniz.
Sahih International:
On the Day He will call you and you will respond with praise of Him and think that you had not remained [in the world] except for a little."
İngilizce:
It will be on a Day when He will call you, and ye will answer (His call) with (words of) His praise, and ye will think that ye tarried but a little while!
Azerbaycanca:
O gün ki, Allah sizi (haqq-hesab üçün öz hüzuruna) çağıracaqdır. Siz də Ona (itaətlə yanaşı) şükür edərək (qəbirlərinizdən) dərhal çağırışına cavab verəcəksiniz və sizə elə gələcəkdir ki, (dünyada) çox az qaldınız!
Süleyman Ateş:
Sizi çağıracağı gün O'na hamdederek çağrısına uyarsınız (dirilip kalkarsınız) ve (dünyada) pek az kaldığınızı sanırsınız.
Diyanet Vakfı:
Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.
Erhan Aktaş:
“Sizi çağıracağı(1) gün, O’nu överek çağrıya uyacaksınız ve dünyada çok kısa bir süre kaldığınızı sanacaksınız.”
Kral Fahd:
Allah sizi çağıracağı gün, kendisine hamdederek çağrısına uyarsınız ve (dirilmeden önceki halinizde) çok az kaldığınızı sanırsınız.
Hasan Basri Çantay:
(Allah) sizi çağıracağı gün hemen (kabirlerinizden kalkıb) Onun emrine icabet edeceksiniz ve sanacaksınız ki (kabirlerinizde) ancak pek az bir müddet kalmışsınızdır.
Muhammed Esed:
"Sizi çağıracağı ve sizin de onu överek (bu çağrıya) cevap vereceğiniz, ve kendinizi (yeryüzünde) çok kısa bir süre oyalanmış gibi hissedeceğiniz bir Gün´de."
Gültekin Onan:
Sizi çağıracağı gün, O´na övgüyle icabet edecek ve (dünyada) pek az bir süre kaldığınızı sanacaksınız.
Ali Fikri Yavuz:
(Allah, kıyamette hesaba çekmek için) sizi çağıracağı gün, tam bir hürmetle onun emrine koşacaksınız ve zannedeceksiniz ki, kabirlerinizde, pek az bir müddet kaldınız.”
Portekizce:
Será no dia em que Ele vos chamar e em que vós O atendereis, glorificando os Seus louvores; e vos parecerá que nãopermanecestes ali senão pouco tempo.
İsveççe:
den Dag då Han skall kalla på er och ni till svar skall lovprisa Honom, kommer det att förefalla er som om ni hade vistats [på jorden] bara en kort stund."
Farsça:
روزی که شما را [از میان گورها برای ورود به عرصه قیامت] فرا می خواند، پس [فرا خواندنش را] در حالی که او را سپاس و ستایش می گویید، اجابت می کنید، وگمان می برید که [در دنیا یا در برزخ] جز اندکی درنگ نکرده اید.
Kürtçe:
ئەو ڕۆژەی کە بانگتان دەکەن (لە گۆڕەکانتانەوە) جا ئێوەش دەست بەجێ دێن بەدەم بانگ کردنەکەوە بە سوپاس و سەناکردنەوە و وا دەزانن نەماونەتەوە (لە دونیادا) ماوەیەکی کەم نەبێت
Özbekçe:
У кунда У зот сизни чақирур. Бас, сиз Унга ҳамд ила жавоб берурсиз ва (дунёда) фақат озгина турганлигингизни гумон қилурсиз.
Malayca:
(Ingatlah akan) hari Ia menyeru kamu lalu kamu menyahut sambil memuji kekuasaanNya, dan kamu menyangka, bahawa kamu tinggal (dalam kubur) hanya sebentar.
Arnavutça:
Atë Ditë kur do t’ju thërras juve Ai, e do t’i përgjigjeni duke iu falenderuar Atij dhe do të mendoni se në këtë jetë, nuk keni qëndruar veçse pak kohë.
Bulgarca:
Деня, в който Той ще ви позове и ще откликнете на Неговата повеля, и ще мислите, че само малко сте престояли.
Sırpça:
На Дан када вас Он позове, ви ћете са захвалом да Му се одазовете, и помислићете да сте само мало времена на Земљи боравили.
Çekçe:
V ten den, kdy On vás zavolá a vy odpovíte voláním chvály Jeho, usoudíte, že zůstali jste v hrobech svých jen maličko.'
Urduca:
جس روز وہ تمہیں پکارے گا تو تم اس کی حمد کرتے ہوئے اس کی پکار کے جواب میں نکل آؤ گے اور تمہارا گمان اُس وقت یہ ہوگا کہ ہم بس تھوڑی دیر ہی اِس حالت میں پڑے رہے ہیں"
Tacikçe:
Рӯзе, ки шуморо даъват мекунад ва шумо ситоишгӯён посух медиҳед ва мепиндоред, ки андаке орамидаед.
Tatarca:
Ул көндә Исрафилнең сур өрүен Аллаһуга хәмед әйтеп кабул итәрсез, кубарылу юк, дип, карышып тора алмассыз, вә кубарылганнан соң "кабердә аз гына тордык", дип белерсез.
Endonezyaca:
yaitu pada hari Dia memanggil kamu, lalu kamu mematuhi-Nya sambil memuji-Nya dan kamu mengira, bahwa kamu tidak berdiam (di dalam kubur) kecuali sebentar saja.
Amharca:
(እርሱም) የሚጠራችሁና (አላህን) አመስጋኞቹ ኾናችሁ ጥሪውን የምትቀበሉበት ጥቂትንም (ቀኖች) እንጂ ያልቆያችሁ መኾናችሁን የምትጠራጠሩበት ቀን ነው፤ (በላቸው)፡፡
Tamilce:
உங்களை அவன் அழைக்கிற நாளில், நீங்கள் அவனுடைய கட்டளைக்கு கீழ்ப்படிந்து, எல்லாப் புகழும் அவனுக்கே என்று பதில் அளிப்பீர்கள். இன்னும், சொற்ப (கால)ம் தவிர நீங்கள் (உலகிலும் மண்ணறையிலும்) தங்கவில்லை என்று (அந்நாளில்) எண்ணுவீர்கள்!
Korece:
주님께서 너희를 부르는 어 느 날 너희는 그분을 찬미하며 그분의 부름에 옹하리라 또한 너희 는 너희가 머물렀던 것이 순간이 라 생각하리라
Vietnamca:
“(Đó là) Ngày mà Ngài gọi các người (từ cõi mộ) rồi các người sẽ liền (đứng dậy) đáp lại lời gọi bằng lời tạ ơn Ngài và (khi ấy) các người cứ tưởng chừng mình sống (ở trần gian) chỉ trong chốc lát.”
Ayet Linkleri: