Arapça:
وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي مَنْ أَسْرَفَ وَلَمْ يُؤْمِن بِآيَاتِ رَبِّهِ ۚ وَلَعَذَابُ الْآخِرَةِ أَشَدُّ وَأَبْقَىٰ
Çeviriyazı:
vekeẕâlike neczî men esrafe velem yü'mim biâyâti rabbih. vele`aẕâbü-l'âḫirati eşeddü veebḳâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İşte haddi aşanları, Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Ve muhakkak ki ahiret azabı (dünya azabından) daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Diyanet İşleri:
İşte haddi aşanları, Rabbinin ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem, ahiretin azabı bu dünya azabından daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve işte biz, suç işlemekte ileri gidenleri ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiret azabıysa elbette daha da çetindir, daha da sürekli.
Şaban Piriş:
İşte biz (günahlarla) haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, daha şiddetli ve daha devamlıdır.
Edip Yüksel:
Sınırı aşanları ve Rabbinin ayet ve mucizelerine inanmıyanları işte böyle cezalandırırız. Ahiretin cezası elbette daha çetin ve daha süreklidir.
Ali Bulaç:
İşte Biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız; ahiretin azabı ise gerçekten daha şiddetli ve daha süreklidir.
Suat Yıldırım:
İşte inkârda ve günahta hadlerini aşanları ve Rab'lerinin âyetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Âhiret azabı ise elbette daha şiddetli ve daha devamlı olacaktır.
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve israf eden ve Rabbisinin âyetlerine imân etmeyen kimseyi böylece cezalandırırız ve ahiretin azabı ise elbette ki, daha şiddetlidir ve daha bakidir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İsraf eden/haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır.
Bekir Sadak:
«ORabbinden bize bir mucize getirseydi ya» derler. Onlara, onceki Kitablarda bulunan belgeler gelmedi mi?
İbni Kesir:
İşte israf edenleri, Rabbının ayetlerine inanmayanları böylece cezalandıracağız. Hem ahiretin azabı daha çetin ve daha süreklidir.
Adem Uğur:
Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
İskender Ali Mihr:
İsraf edenleri (haddi aşanları) ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları işte böyle cezalandırırız. Ve ahiret azabı daha şiddetli ve bâkidir (devamlıdır).
Celal Yıldırım:
(İşte günah ve haksızlıkta) ileri gidenleri, haddini aşanları ve Rablarının âyetlerine inanmayanları da böylece cezalandıracağız. Âhiret azabı ise daha şiddetli ve daha süreklidir.
Tefhim ul Kuran:
İşte biz ölçüsüzce davrananları ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız
Fransızca:
Ainsi sanctionnons-nous l'outrancier qui ne croit pas aux révélations de son Seigneur. Et certes, le châtiment de l'au-delà est plus sévère et plus durable.
İspanyolca:
Así retribuiremos a quien haya cometido excesos y no haya creído en los signos de su Señor. Y el castigo de la otra vida será más cruel y más duradero.
İtalyanca:
Compensiamo così il trasgressore che non crede ai segni del suo Signore. In verità il castigo dell'altra vita è più severo e durevole.
Almanca:
Und solcherart vergelten WIR dem, der Übertretungen beging und den Iman an die Ayat seines HERRN nicht verinnerlichte. Und die Peinigung des Jenseits ist gewiß noch härter und andauernder.
Çince:
凡行为过分而且不信主的迹象者,我都要给他同样的报酬。后世的刑罚,确是更严厉的,确是更常存的。
Hollandaca:
En zoo zullen wij hem vergelden, die achteloos is en niet in de teekens van zijn Heer gelooven zal; en de straf van het volgende leven zal strenger en drukkender zijn dan de straf van dit leven.
Rusça:
Так Мы воздаем тем, кто излишествовал и не уверовал в знамения своего Господа. А мучения в Последней жизни будут еще более тяжкими и длительными.
Somalice:
saasaan ku abaal marinaa ciddii xadgudubta oon rumayn aayaadka Eebihiis cadaabka aakhiraana daran oo hadhid badan.
Swahilice:
Na hivi ndivyo tutakavyo mlipa kila apitaye kiasi, na asiye amini ishara za Mola wake Mlezi. Na hakika adhabu ya Akhera ni kali zaidi, na inadumu zaidi.
Uygurca:
ھەددىدىن ئاشقان ۋە پەرۋەردىگارىنى ئايەتلىرىگە ئىمان ئېيتمىغانلارغا شۇنىڭغا ئوخشاش جازا بېرىمىز، ئاخىرەتنىڭ ئازابى تېخىمۇ قاتتىقتۇر، تېخىمۇ باقىيدۇر
Japonca:
われはこのようにして,背いた者と主の印を信じなかった者に報いる。だが来世における懲罰は,更に厳しくまた永続する。
Arapça (Ürdün):
«وكذلك» ومثل جزائنا من أعرض عن القرآن «نجزي من أسرف» أشرك «ولم يؤمن بآيات ربه ولعذاب الآخرة أشد» من عذاب الدنيا وعذاب القبر «وأبقى» أدوم.
Hintçe:
और जिसने (हद से) तजाविज़ किया और अपने परवरदिगार की आयतों पर ईमान न लाया उसको ऐसी ही बदला देगें और आख़िरत का अज़ाब तो यक़ीनी बहुत सख्त और बहुत देर पा है
Tayca:
และเช่นเดียวกัน เราจะตอบแทนผู้ที่ล่วงละเมิดขอบเขต และไม่ศรัทธาต่อโองการทั้งหลายของพระเจ้า และแน่นอน การลงโทษในปรโลกนั้นสาหัสยิ่ง และยาวนานยิ่ง
İbranice:
כך נגמול לכל אשר הפריז ולא האמין באותות ריבונו, אכן העונש של העולם הבא קשה ומתמיד יותר
Hırvatça:
I tako ćemo Mi kazniti sve one koji su pretjerivali i u ajete i znakove Gospodara svoga nisu vjerovali. A patnja na onom svijetu bit će, uistinu, bolnija i vječna.
Rumence:
Aşa îl răsplătim pe cel necumpătat ce tăgăduieşte semnele Domnului său. Osânda de Apoi este mult mai de temut şi va dura o veşnicie.
Transliteration:
Wakathalika najzee man asrafa walam yumin biayati rabbihi walaAAathabu alakhirati ashaddu waabqa
Türkçe:
İsraf eden/haddi aşan ve Rabbinin ayetlerine inanmayan kimseleri biz böyle cezalandırırız. Ve âhiretin azabı çok daha şiddetli, çok daha kalıcıdır.
Sahih International:
And thus do We recompense he who transgressed and did not believe in the signs of his Lord. And the punishment of the Hereafter is more severe and more enduring.
İngilizce:
And thus do We recompense him who transgresses beyond bounds and believes not in the Signs of his Lord: and the Penalty of the Hereafter is far more grievous and more enduring.
Azerbaycanca:
Biz (Allaha şərik qoşmaqla, küfr etməklə) həddi aşanları və Rəbbinin ayələrinə iman gətirməyənləri də belə cəzalandırırıq. Axirət əzabı isə, şübhəsiz ki, daha şiddətli, daha sürəklidir!
Süleyman Ateş:
İşte israf eden ve Rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız. Elbette ahiretin azabı daha çetin ve daha süreklidir.
Diyanet Vakfı:
Doğru yoldan sapanı ve Rabbinin ayetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
Erhan Aktaş:
Haddi aşanları ve Rabb’inin âyetlerine îmân etmeyenleri işte böyle cezalandırırız. Ve ahiret azâbı daha şiddetli ve daha kalıcıdır.
Kral Fahd:
Doğru yoldan sapan ve Rabbinin âyetlerine inanmayanı işte böyle cezalandırırız. Ahiret azabı, elbette daha şiddetli ve daha süreklidir.
Hasan Basri Çantay:
İşte israfa sapan ve Rabbinin âyetlerine inanmayanları biz böyle cezalandırırız. Âhiretin azâbı ise elbet daha çetin ve daha süreklidir.
Muhammed Esed:
Çünkü, kendi elindekileri boşa harcayan ve Rabbinin mesajlarına inanmayan kimseleri Biz işte böyle cezalandıracağız; ve (böylelerinin) ahirette (çekeceği) azap, gerçekten de, (azapların) en zorlusu olacaktır!
Gültekin Onan:
İşte biz ölçüsüzce davrananları ve rabbinin ayetlerine inanmayanları böyle cezalandırırız
Ali Fikri Yavuz:
İşte KUR’AN’dan yüz çevirenleri cezalandırdığımız gibi, şirke varıb Rabbinin ayetlerine iman etmiyenleri de böyle cezalandırırız. Muhakkak ki ahiret azabı (dünyadakinden) daha şiddetli ve devamlıdır.
Portekizce:
E assim castigaremos quem se exceder e não crer nos versículos do seu Senhor. Sabei que o castigo da outra vida serámais rigoroso, e mais persistente ainda.
İsveççe:
Detta är den lön som Vi ger den som förslösar [sin själ] och inte tror på sin Herres budskap; straffet i det kommande livet skall med visshet bli hårdare och vara längre.
Farsça:
و کسی را که [از هدایت حق] تجاوز کرده و به آیات پروردگارش ایمان نیاورده، این گونه کیفر می دهیم، و بی تردید عذاب آخرت سخت تر و پایدارتر است.
Kürtçe:
وەھەر بەو جۆرە تۆڵە دەستێنین لەوەی زیادەڕۆی کردبێت و باوەڕی نەھێنا بێت بەئایەتەکانی پەروردگاری وە سزای ڕۆژی دوایی بەتینترو بەردەوامترە (لەسزای دونیا)
Özbekçe:
Исроф қилган ва Робби оятларига иймон келтирмаганларни ана шундай жазолайрмиз. Охират азоби, албатта, ашаддийроқ ва боқийроқдир.
Malayca:
Dan demikianlah Kami membalas orang yang melampaui batas dan tidak beriman kepada ayat-ayat keterangan Tuhannya; dan demi sesungguhnya azab akhirat itu lebih berat dan lebih kekal.
Arnavutça:
Kështu Na e ndëshkojmë atë që jepet pas mëkateve dhe nuk beson në argumentet e Zotit të tij; e dënimi në jetën tjetër, në të vërtetë, është më i dhembshëm dhe i pandërprerë.
Bulgarca:
И така наказваме всеки, който престъпва и не вярва в знаменията на своя Господ. Мъчението на отвъдния живот е най-суровото и дълговечното.
Sırpça:
И тако ћемо Ми да казнимо све оне који су у греху претеривали, и у речи свога Господара нису веровали. А патња на Будућем свету биће, уистину, болнија и вечна.
Çekçe:
Takto odměňujeme přestupníky a ty, kdož ve znamení Pána svého nevěřili. A věru je trest v životě budoucím nejtvrdší a nejtrvalejší!
Urduca:
اِس طرح ہم حد سے گزرنے والے اور اپنے رب کی آیات نہ ماننے والے کو (دُنیا میں) بدلہ دیتے ہیں، اور آخرت کا عذاب زیادہ سخت اور زیادہ دیر پا ہے
Tacikçe:
Инчунин исрофкорон ва касонеро, ки ба оётӣ Парвардигорашон имон намеоваранд, ҷазо медиҳем. Албатта азоби охират сахттару пойдортар аст!
Tatarca:
Нәфесенә ияреп чиктән үтеп киткән һәм Раббысының аятьләренә ышанмаган кешеләргә дә шундый җәза бирәчәкбез, ахирәт ґәзабы, әлбәттә, дөньяныкыннан катырак һәм мәңге калучырак.
Endonezyaca:
Dan demikianlah Kami membalas orang yang melampaui batas dan tidak percaya kepada ayat-ayat Tuhannya. Dan sesungguhnya azab di akhirat itu lebih berat dan lebih kekal.
Amharca:
እንደዚሁም ያጋራንና በጌታው አንቀጾች ያላመነን ሰው እንቀጣዋለን፡፡ የመጨረሻይቱም ዓለም ቅጣት በጣም ብርቱ ሁልጊዜ ዘውታሪም ነው፡፡
Tamilce:
இன்னும், யார் வரம்பு மீறுவாரோ; தன் இறைவனின் வசனங்களை நம்பிக்கை கொள்ளமாட்டாரோ அவரை இவ்வாறுதான் தண்டிப்போம். இன்னும், (அவனுக்கு) மறுமையின் தண்டனை மிகக் கடுமையானதும் நிரந்தரமானதும் ஆகும்.
Korece:
하나님은 방탕한 자와 주님의 계시를 믿지 아니한 자에게 보 상하매 내세의 웅벌은 한층 심하 고 계속되니라
Vietnamca:
Và TA đáp trả xứng đáng cho ai vượt quá mức giới hạn và không tin tưởng nơi các Lời Mặc Khải của Thượng Đế của y đúng như thế. Và chắc chắn sự trừng phạt ở Đời Sau sẽ khắc nghiệt và dai dẳng hơn.
Ayet Linkleri: