Arapça:
أُولَٰئِكَ الَّذِينَ اشْتَرَوُا الْحَيَاةَ الدُّنْيَا بِالْآخِرَةِ ۖ فَلَا يُخَفَّفُ عَنْهُمُ الْعَذَابُ وَلَا هُمْ يُنصَرُونَ
Çeviriyazı:
ülâike-lleẕîne-şteravu-lḥayâte-ddünyâ bil'âḫirati. felâ yüḫaffefü `anhümü-l`aẕâbü velâ hüm yünṣarûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunlar ahireti, dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azap hafifletilmez ve kendilerine bir yerden yardım da gelmez.
Diyanet İşleri:
Onlar ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir, bu yüzden azabları hafifletilmez, onlar yardım da görmezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onlar, ahireti dünya yaşayışına satmış kimselerdir. Onların azabı da hafifletilmez, onlara yardım da edilmez.
Şaban Piriş:
İşte onlar, ahireti satıp, dünya hayatını satın alan kimselerdir. Onlardan azap hiç hafifletilmeyecektir. Ve onlar, hiçbir yardım da göremeyeceklerdir.
Edip Yüksel:
Onlar, ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.
Ali Bulaç:
İşte bunlar, ahireti verip dünya hayatını satın alanlardır; bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez.
Suat Yıldırım:
İşte onlar âhiretlerini verip, karşılığında dünya hayatını satın almışlardır. Onun için, bunların cezası asla hafifletilmez, kendilerine yardım da edilmez.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İşte onlar öyle bir gürûhtur ki, ahiret mukabilinde dünya hayatını satın almışlardır. Binaenaleyh onlardan azap hafiflendirilmeyecektir. Ve onlara yardım da olunmayacaktır.
Yaşar Nuri Öztürk:
İşte bunlar, âhiret karşılığında dünyayı satın alan kişilerdir. Azap, hafifletilmeyecektir onlardan. Hiçbir şekilde yardım da edilmeyecektir onlara.
Bekir Sadak:
Onlar ahiret karsilginda dunya hayatini satin alan kimselerdir, bu yuzden azablari hafifletilmez, onlar yardim da gormezler. *
İbni Kesir:
İşte onlar, ahirete karşı dünya hayatını satın almış olanlardır. Bu yüzden kendilerinden azab kaldırılıp, hafifletilmeyecek, yardım da yapılmayacaktır.
Adem Uğur:
İşte onlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir.
İskender Ali Mihr:
İşte onlar öyle kimselerdir ki, dünya hayatını ahirete karşı satın almışlardır. Bu sebeple azap onlardan hiç hafifletilmeyecek ve onlara yardım da olunmayacaktır.
Celal Yıldırım:
İşte onlar dünya hayatını âhirete karşılık satın alan kimselerdir. Bunun için azâb onlardan hafifletilmez ve onlar yardım da olunmazlar.
Tefhim ul Kuran:
İşte bunlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alanlardır
Fransızca:
Voilà ceux qui échangent la vie présente contre le vie future. Eh bien, leur châtiment ne sera pas diminué. Et ils ne seront point secourus.
İspanyolca:
Ésos son los que han comprado la vida de acá a cambio de la otra. No se les mitigará el castigo ni encontrarán quien les auxilie.
İtalyanca:
Ecco quelli che hanno barattato la vita presente con la vita futura, il loro castigo non sarà alleggerito e non saranno soccorsi.
Almanca:
Diese sind diejenigen, die das diesseitige Leben für das Jenseits erkauft haben. So wird ihnen weder die Peinigung erleichtert, noch wird ihnen beigestanden.
Çince:
这等人,是以後世换取今世生活的,故他们所受的刑罚,不被减轻,他们也不被援助。
Hollandaca:
Het zijn diegene welke dit leven ten koste van het toekomstig verkoopen; hunne straf wordt niet verzacht en nimmer worden zij geholpen.
Rusça:
Они купили мирскую жизнь за Последнюю жизнь. Их мучения не будут облегчены, и им не будет оказана помощь.
Somalice:
kuwaasina waa kuwa ku gatay nolosha adduunyo (ee dhaw) aakhiro, lagamane fududeeyo xaggooda cadaabka loomana gargaaro.
Swahilice:
Hao ndio walio nunua uhai wa dunia kwa (uhai wa) Akhera; kwa hivyo hawatapunguziwa adhabu wala hawatanusuriwa.
Uygurca:
ئەنە شۇلار ئاخىرەتنى بېرىپ، دۇنيا تىرىكچىلىكىنى سېتىۋالغان كىشىلەردۇر. شۇنىڭ ئۈچۈن، ئۇلاردىن ئازاب يېنىكلىتىلمەيدۇ، ئۇلارغا ياردەممۇ قىلىنمايدۇ
Japonca:
これらの人びとは,来世の代りに,現世の生活を購った者である。結局かれらの懲罰は軽減されず,また助けも得られないであろう。
Arapça (Ürdün):
«أولئك الذين اشتروا الحياة الدنيا بالآخرة» بأن آثروها عليها «فلا يخفَّف عنهم العذاب ولا هم يُنصرون» يمنعون منه.
Hintçe:
यही वह लोग हैं जिन्होंने आख़ेरत के बदले दुनिया की ज़िन्दगी ख़रीद पस न उनके अज़ाब ही में तख्फ़ीफ़ (कमी) की जाएगी और न वह लोग किसी तरह की मदद दिए जाएँगे
Tayca:
ชนเหล่านี้ คือ ผู้ที่ซื้อเอาชีวิตความเป็นอยู่แห่งโลกนี้ไว้ด้วยชีวิตความเป็นอยู่แห่งปรโลก ดังนั้น การลงโทษจึงไม่ถูกลดหย่อนแก่พวกเขาและทั้งพวกเขาก็จะไม่ได้รับความช่วยเหลือ
İbranice:
אלה הקונים את חיי העולם הזה תמורת העולם הבא, עונשם לא יוקל ולא יהיה להם ניצחון
Hırvatça:
To su oni koji su život na ovome svijetu uzeli u zamjenu za ahiret; zato im patnja olakšana neće biti, niti će im se u pomoć priteći.
Rumence:
Celor care au cumpărat Viaţa de Acum cu preţul Vieţii de Apoi, acelora osânda nu le va fi deloc uşurată şi nu vor fi ajutaţi.
Transliteration:
Olaika allatheena ishtarawoo alhayata alddunya bialakhirati fala yukhaffafu AAanhumu alAAathabu wala hum yunsaroona
Türkçe:
İşte bunlar, âhiret karşılığında dünyayı satın alan kişilerdir. Azap, hafifletilmeyecektir onlardan. Hiçbir şekilde yardım da edilmeyecektir onlara.
Sahih International:
Those are the ones who have bought the life of this world [in exchange] for the Hereafter, so the punishment will not be lightened for them, nor will they be aided.
İngilizce:
These are the people who buy the life of this world at the price of the Hereafter: their penalty shall not be lightened nor shall they be helped.
Azerbaycanca:
Onlar (yəhudilər) axirəti dünya həyatına satan kimsələrdir. Buna görə də onların nə əzabı yüngülləşər, nə də onlara kömək olunar.
Süleyman Ateş:
İşte onlar, ahireti verip dünya hayatını satın alan kimselerdir. Onlardan azab hiç hafifletilmez ve onlara hiç yardım edilmez.
Diyanet Vakfı:
İşte onlar, ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek ne de kendilerine yardım edilecektir.
Erhan Aktaş:
Onlar, dünya hayatına karşılık âhiret hayatını satan kimselerdir. Bundan dolayı onlardan azâp hafifletilmeyecek ve onlara yardım da edilmeyecektir.
Kral Fahd:
İşte onlar, âhirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden ne azapları hafifletilecek, ne de kendilerine yardım edilecektir.
Hasan Basri Çantay:
Onlar âhirete bedel dünyâ hayatını satın almış kimselerdir. Bundan dolayı kendilerinden azâb kaldırılıb hafifletilmeyecek, onlara yardım da edilmeyecekdir.
Muhammed Esed:
Ahiret hayatı karşılığında bu dünya hayatını satın alanlar var ya, işte böylelerinin azabı hafifletilmeyecek ve onlara yardım edilmeyecektir.
Gültekin Onan:
İşte bunlar, ahiret karşılığında dünya hayatını satın alan kimselerdir. Bu yüzden / bundan dolayı azapları hafifletilmez ve kendilerine yardım edilmez (yunsarun).
Ali Fikri Yavuz:
Bunlar ahireti dünya hayatına satmış kimselerdir. Onun için bunlardan azâb hafifletilmez ve kendilerine yardım da edilmez.
Portekizce:
São aqueles que negociaram a vida futura pela vida terrena; a esses não lhes será atenuado o castigo, nem serãosocorridos.
İsveççe:
De som byter bort den eviga glädjen mot det [goda] i detta liv, för dem skall straffen inte lindras och ingen hjälp skall nå dem.
Farsça:
اینان کسانی اند که زندگی [زودگذر] دنیا را به جای آخرت خریدند؛ پس نه عذاب از آنان سبک شود و نه یاری شوند.
Kürtçe:
ئەمانە ئەوانەن کە ژیانی جیھانیان کڕی بە دواڕۆژ ئیتر نە سزایان لەسەر سووک دەکرێت وە نە یارمەتی دەدرێن و (نەپشتگیریی دەکرێن)
Özbekçe:
Ана ўшалар дунё ҳаётини охиратга сотиб олганлардир. Улардан азоб енгиллатилмас ва уларга ёрдам ҳам берилмас.
Malayca:
Mereka itulah orang-orang yang membeli (mengutamakan) kehidupan dunia (dan kesenangannya) dengan (meninggalkan perintah-perintah Allah yang membawa kebahagiaan dalam kehidupan) akhirat; maka tidak akan diringankan azab seksa mereka (pada hari kiamat), dan mereka pula tidak akan diberikan pertolongan.
Arnavutça:
Këta janë ata, të cilët jetën e kësaj bote e kanë blerë me jetën e ardhshme dhe atyre nuk do t’u lehtësohet dënimi as nuk do të ndihmohen.
Bulgarca:
Тези са, които избраха земния живот вместо отвъдния. И мъчението им не ще бъде облекчено, и не ще им се помогне.
Sırpça:
То су они који су живот на овоме свету узели у замену за Будући свет; зато им патња олакшана неће бити, нити ће им се у помоћ притећи.
Çekçe:
A to jsou ti, kdož koupili život pozemský za život budoucí; těm nebude trest ulehčen a nebude jim pomoženo.
Urduca:
یہ وہ لوگ ہیں جنہوں نے آخرت بیچ کر دنیا کی زندگی خرید لی ہے، لہٰذا نہ اِن کی سزا میں کوئی تخفیف ہوگی اور نہ انہیں کوئی مدد پہنچ سکے گی
Tacikçe:
Инҳо ҳамон касонанд, ки охиратро донанд ва зиндагии дунёро хариданд. Аз азобашон кам нагардад ва кас ёриашон накунад.
Tatarca:
Югарыда зекер ителгән кешеләр, ахирәтне дөньяга саттылар, ягъни дөньяны гына кәсеп итеп ахирәтткә кул селтәделәр. Аларга ахирәттә ґәзаб җиңеләйтелмәс, һәм аларга
Endonezyaca:
Itulah orang-orang yang membeli kehidupan dunia dengan (kehidupan) akhirat, maka tidak akan diringankan siksa mereka dan mereka tidak akan ditolong.
Amharca:
እነዚህ እነዚያ ቅርቢቱን ሕይወት በመጨረሻይቱ አገር የገዙ ናቸው፡፡ ከነሱም ቅጣቱ አይቀልላቸውም፤ እነሱም አይርረዱም፡፡
Tamilce:
அவர்கள் எத்தகையோர் என்றால் மறுமைக்குப் பதிலாக இவ்வுலக வாழ்க்கையை வாங்கினார்கள். எனவே, அவர்களை விட்டு (நரக) தண்டனை இலேசாக்கப்படாது. இன்னும், அவர்கள் உதவி செய்யப்பட மாட்டார்கள்.
Korece:
그들은 내세를 팔아 현세를 사는 자들이니 그들의 죄는 경감 되지 않으며 어떤 도움도 없을 것 이라
Vietnamca:
Đó là những kẻ đã mua đời này bằng cái giá của Đời Sau. Bởi thế, sự trừng phạt dành cho họ sẽ không được giảm nhẹ và họ cũng sẽ không được ai cứu giúp.
Ayet Linkleri: