Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

239

Ayet No: 

246

Sayfa No: 

39

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِنْ خِفْتُمْ فَرِجَالًا أَوْ رُكْبَانًا ۖ فَإِذَا أَمِنتُمْ فَاذْكُرُوا اللَّهَ كَمَا عَلَّمَكُم مَّا لَمْ تَكُونُوا تَعْلَمُونَ

Çeviriyazı: 

fein ḫiftüm fericâlen ev rukbânâ. feiẕâ emintüm feẕkürü-llâhe kemâ `allemeküm mâ lem tekûnû ta`lemûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Eğer bir korku hâlindeyseniz, yaya veya binekli olarak giderken kılın, (korkudan) emin olduğunuz zaman da böyle bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı zikredin (namazlarınızı yine her zamanki gibi huşû ile kılın).

Diyanet İşleri: 

Eğer korkarsanız, yaya yahut binekte iken kılın, güvene erişince, bilmediklerinizi öğrettiği gibi Allah'ı anın.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Korkuyorsanız yürüyerek, yahut hayvana binmiş olduğunuz halde kılın. Emniyete çıktınız mı bilmediğiniz şeyleri size belleten Allah'ı anın.

Şaban Piriş: 

Eğer bir tehlikeden korkarsanız, yaya yahut binekli olarak namaz kılın. Güvene kavuştuğunuz zaman bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah’ı zikredin.

Edip Yüksel: 

Bir kaygı ve endişeniz varsa, yaya veya binmiş olarak (namazı kılın.) Güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi ALLAH'ı anın.

Ali Bulaç: 

Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah'ı, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.

Suat Yıldırım: 

Eğer bir korku halinde iseniz, yaya olarak veya binek üzerinde namaz kılın. Fakat güvenliğe çıktığınızda, bilmediğiniz şeyleri size öğreten Allah'ın öğrettiği gibi ibadetinizi ifa edin!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Fakat korkarsanız yayan veya süvari olarak (namazınızı kılın). Emin olduğunuz zaman ise Allah Teâlâ´yı, sizlere bilmediğiniz şeyleri nasıl öğretti ise öylece zikrediniz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde kılın. Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı zikredin.

Bekir Sadak: 

Eger korkarsaniz, yaya yahut binekte iken kilin, guvene eris

İbni Kesir: 

Eğer korkarsanız yaya veya binmiş olarak kılın. Emin olduğunuz vakitte de Allah´ın size bilmediğiniz şeyleri öğrettiği şekilde Allah´ı zikredin.

Adem Uğur: 

Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah´ın size öğrettiği şekilde O´nu anın (namaz kılın).

İskender Ali Mihr: 

Fakat eğer (hayatî bir tehlikeden) korkarsanız, o zaman yaya yürürken veya binekte iken (namazınızı kılın). Nihayet (korkuyu atıp da) emin olduğunuz zaman (Allah´ı nasıl zikredeceğinizi) siz bilmiyorken size öğrettiği şekilde artık siz de Allah´ı zikredin.

Celal Yıldırım: 

Eğer (düşman ve benzeri bir tehlikeden korkar da belirlenen şekilde huzurda duramazsanız) yaya ya da süvari olarak (namazı kılın). Korkuyu atıp güvene kavuştuğunuzda, size bilmediğiniz şeyleri öğrettiği gibi Allah´ı anın, namazı yine (belirlenen şekilde) kılmaya devam edin.

Tefhim ul Kuran: 

Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken kılın. Güvenliğe girdiğinizde ise, yine Allah´ı, size bilmediklerinizi nasıl öğrettiyse öyle anın.

Fransızca: 

Mais si vous craignez (un grand danger), alors priez en marchant ou sur vos montures. Puis quand vous êtes en sécurité, invoquez Allah comme Il vous a enseigné ce que vous ne saviez pas.

İspanyolca: 

Si teméis algún peligro, de pie o montados. Y, cuando estéis en seguridad, ¡recordad a Alá... cómo os enseño lo que no sabíais...!

İtalyanca: 

Ma se siete in pericolo, [pregate] in piedi o a cavallo. Poi, quando sarete al sicuro, ricordatevi di Allah, ché Egli vi ha insegnato quello che non sapevate.

Almanca: 

Und solltet ihr euch fürchten, dann (verrichtet das rituelle Gebet) beim Gehen oder beim Reiten/ Fahren. Und wenn ihr in Sicherheit seid, dann gedenkt ALLAHs, wie ER euch das lehrte, was ihr nicht zu wissen pflegtet.

Çince: 

如果你们有所畏惧,那末,可以步行著或骑乘著(做礼拜)。你们安全的时候,当依真主所教你们的礼仪而记念他。

Hollandaca: 

Vreest gij (eenig gevaar, bidt dan) te voet of te paard; zijt ge in zekerheid, gedenkt dan God, die u heeft geleerd wat gij nog niet wist.

Rusça: 

Если вы испытываете страх, то молитесь на ходу или верхом. Когда же вы окажетесь в безопасности, то поминайте Аллаха так, как Он научил вас тому, чего вы не знали.

Somalice: 

haddaad cabsataan Tukada idinkoo lug ah ama saaran gaadiid. markaad aamin noqotaan xusa Eebe siduu idiin baray waxaydaan aqoonin, (caadi u tukada).

Swahilice: 

Ikiwa mnakhofu (Salini) na hali mnakwenda kwa miguu au mmepanda. Na mtakapo kuwa katika amani, basi mkumbukeni Mwenyezi Mungu kama alivyo kufunzeni yale mliyo kuwa hamyajui.

Uygurca: 

قورقۇنچتا قالغىنىڭلاردا، پىيادە ياكى ئۇلاغلىق كېتىپ بېرىپ (ناماز ئوقۇڭلار)، ئامانلىق تاپقىنىڭلاردا اﷲ نىڭ سىلەرگە ئۆگەتكىنى بويىچە اﷲ نى ياد ئېتىڭلار (يەنى قورقۇنچ تۈگىگەندە، اﷲ نامازنى قانداق ئۆتەشكە ئەمر قىلغان بولسا، تولۇق ئەركانلىرى بىلەن شۇنداق ئۆتەڭلار

Japonca: 

あなたがたが,((故?)の)恐れある時は,徒歩または騎乗のまま(略式の礼拝をしなさい)。だが安全になった時は,(完全な礼拝をして)アッラーを念じなさい。あなたがたが(もと)知らなかったことを,かれが教えられたように。

Arapça (Ürdün): 

«فإن خفتم» من عدو أو سيل أو سبع «فرجالا» جمع راجل أي مشاة صلوا «أو ركبانا» جمع راكب أي كيف أمكن مستقبلي القبلة أو غيرها ويومئ بالركوع والسجود «فإذا أمنتم» من الخوف «فاذكروا الله» أي صلّوا «كما علمكم ما لم تكونوا تعلمون» قبل تعليمه من فرائضها وحقوقها والكاف بمعنى مثل وما مصدرية أو موصولة.

Hintçe: 

और पूरी नमाज़ न पढ़ सको तो सवार या पैदल जिस तरह बन पड़े पढ़ लो फिर जब तुम्हें इत्मेनान हो तो जिस तरह ख़ुदा ने तुम्हें (अपने रसूल की मआरफत इन बातों को सिखाया है जो तुम नहीं जानते थे

Tayca: 

ถ้าพวกเจ้ากลัว ก็จงละหมาดพลางเดินหรือขี่ ครั้นเมื่อพวกเจ้าปลอดภัยแล้ว ก็จงกล่าวรำลึกถึงอัลลอฮ์ ดังที่พระองค์ได้ทรงสอนพวกเจ้าซึ่งสิ่งที่พวกเจ้ามิเคยรู้มาก่อน

İbranice: 

ובשעת סכנה התפללו בהליכה על רגליכם או ברכיבה (על אמצעי נסיעה.) אך, בהיותכם במקום בטוח, זכרו את אלוהים כדרך שלימדכם מה שמקודם לא הייתם יודעים

Hırvatça: 

Ako se budete bojali, onda klanjajte hodeći ili jašući! A kada budete sigurni, spominjite Allaha onako kako vas je On naučio onome šta niste znali.

Rumence: 

Dacă sunteţi într-un impas, rugaţi-vă mergând pe jos ori călare! La vreme de tihnă, amintiţi-vă de Dumnezeu, aşa cum El v-a învăţat pe când nimic nu ştiaţi.

Transliteration: 

Fain khiftum farijalan aw rukbanan faitha amintum faothkuroo Allaha kama AAallamakum ma lam takoonoo taAAlamoona

Türkçe: 

Bir korku ve endişe duyarsanız yürüyerek veya binit üzerinde kılın. Güvene kavuştuğunuzda bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı zikredin.

Sahih International: 

And if you fear [an enemy, then pray] on foot or riding. But when you are secure, then remember Allah [in prayer], as He has taught you that which you did not [previously] know.

İngilizce: 

If ye fear (an enemy), pray on foot, or riding, (as may be most convenient), but when ye are in security, celebrate Allah's praises in the manner He has taught you, which ye knew not (before).

Azerbaycanca: 

Əgər (düşməndən və yırtıcı heyvandan) qorxsanız, (namazınızı) piyada gedə-gedə və ya minik üstə (qılın). (Təhlükədən sovuşmağınıza) əmin olduqda isə Allahı, bilmədiyiniz şeyləri (namazı, duanı) sizə (Peyğəmbər və Qur’an vasitəsilə) nə cür öyrədibsə, o cür anın (zikr edin, namaz qılın)!

Süleyman Ateş: 

Eğer (bir tehlikeden) korkarsanız, yaya, yahut binmiş olarak kılın; güvene kavuştuğunuz zaman, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah'ı anın.

Diyanet Vakfı: 

Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O'nu anın (namaz kılın).

Erhan Aktaş: 

ğer korkarsanız(1) yaya veya binek üzerinde bulunduğunuzda da güvende olduğunuz zamanda da bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği şekilde Allah’ı anın.

Kral Fahd: 

Eğer (herhangi bir şeyden) korkarsanız (namazlarınızı) yürüyerek yahut binmiş olarak (kılın). Güvene kavuştuğunuz zaman, siz bilmezken Allah'ın size öğrettiği şekilde O’nu anın (namaz kılın).

Hasan Basri Çantay: 

Fakat (muhaarebe, su baskını ve benzerleri gibi bir tehlikeden) korkar (ak hakkın dîvânına tam huşu´ ve taatle durmak imkânını bulamaz) sanız o halde (namazı) yürüyerek, yahud süvari olarak (Kıbleye veya her hangi bir semte karşı) kılın (bırakmayın). (Tehlikeden) emîn (ve salim) olduğunuz vakit ise yine Allahı, size bilmediğiniz şeyleri nasıl öğretdi ise, o vech ile, anın.

Muhammed Esed: 

Ama eğer tehlikede iseniz, yürürken ve binek (üzerin)de (namazınızı ifa edin); tekrar güvenliğe kavuşunca Allah´ı anın, çünkü daha önce bilmediklerinizi size öğreten O´dur.

Gültekin Onan: 

Eğer korkarsanız, yaya veya binekte iken kılın. Güvenliğe (emintüm) girdiğinizde ise, yine Tanrı´yı, bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi zikredin.

Ali Fikri Yavuz: 

Eğer (düşman veya yırtıcı hayvanlardan) korkarsanız, yaya, binekli iken (mümkün olan tarafa yönelerek) namazınızı kılın. Bu korkulardan emin bulunduğunuz zaman, böyle bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah’ı anın.

Portekizce: 

Se estiverdes em perigo, orai andando ou cavalgando; porém, quando estiverdes seguros, invocai Deus, tal como Elevos ensinou o que não sabíeis.

İsveççe: 

Om ni hotas av fara kan bönen förrättas under marsch eller ritt, och när ni åter är i säkerhet, åkalla då Gud så som Han lärde er när ni var okunniga.

Farsça: 

پس اگر [از دشمن یا حیوانات درنده یا خطر دیگر] ترس داشتید، [نماز را] پیاده یا سواره بخوانید و هنگامی که امنیت یافتید، خدا را [با خواندن نماز] یاد کنید، نمازی که آن را در ضمن سایر برنامه های دینی که دانای به آنها نبودید، به شما آموخت.

Kürtçe: 

ئەمجا ئەگەر ترسان (نوێژ بکەن) بە پیادە یان بەسواری کەترستان نەما ئەوسا یادی خوا بکەن بەوڕەنگەی کەفێری کردون ئەوەی جاران نەتاندەزانی

Özbekçe: 

Агар хавфда қолсангиз, юрган ва минган ҳолингизда, хотиржам бўлганингизда, билмаган нарсангизни қандоқ ўргатган бўлса, Аллоҳни шундоқ зикр қилинг. (Одамлар кўп нарсаларни билмайдилар, Аллоҳ ўргатмаса ҳеч нарсани билмас эдилар. Шунингдек, Аллоҳ ўргатмаса, намоз ўқишни ҳам билмасдилар. Хотиржам бўлганларида, Аллоҳ қандай ўргатган бўлса, шундоқ қилиб намоз ўқисинлар.)

Malayca: 

Dan jika kamu takuti (sesuatu bahaya) maka sembahyanglah sambil berjalan atau berkenderaan, kemudian apabila kamu telah aman sentosa, maka hendaklah kamu mengingati Allah (dengan mengerjakan sembahyang secara yang lebih sempurna), sebagaimana Allah telah mengajar kamu apa yang kamu tidak mengetahuinya.

Arnavutça: 

Nëse kini frikë, faluni duke qenë këmbësorë ose kalorës! E kur të jeni të sigurtë, atëherë kujtonie Perëndinë (faluni), ashtu si ju ka mësuar Ai – atë që nuk e keni ditur!

Bulgarca: 

И ако имате страх, спазвайте молитвата и като ходите, и като яздите! А щом сте в безопасност, споменавайте Аллах, както ви е научил на онова, което не сте знаели!

Sırpça: 

Ако се будете бојали, онда молитву обављајте ходајући или јашући! А када будете сигурни, спомињите Аллаха онако како вас је Он научио ономе шта нисте знали.

Çekçe: 

A máte-li strach, pak ji konejte stojíce na nohou anebo v sedle, jste-li však v bezpečí, tedy vzpomínejte Boha tak, jak vás tomu naučil - tomu, co dříve jste neznali!

Urduca: 

بدامنی کی حالت ہو، تو خواہ پیدل ہو، خواہ سوار، جس طرح ممکن ہو، نماز پڑھو اور جب امن میسر آجائے، تو اللہ کو اُس طریقے سے یاد کرو، جو اُس نے تمہیں سکھا دیا ہے، جس سے تم پہلے نا واقف تھے

Tacikçe: 

Ва агар аз душман бимнок будед, пиёда ё савора намоз кунед. Ва чун эмин шудед, Худоро ёд кунед, зеро ба шумо чизҳое омухт, ки намедонистед.

Tatarca: 

Куркынычлы җирләрдә аяк өстеңдә яки утырган хәлдә ишара белән укыгыз! Кайчан куркынычлардан имин булсагыз, Аллаһ өйрәткәнчә камил итеп укыгыз! Аллаһ сезне өйрәтмәс борын, намаз укырга белми идегез.

Endonezyaca: 

Jika kamu dalam keadaan takut (bahaya), maka shalatlah sambil berjalan atau berkendaraan. Kemudian apabila kamu telah aman, maka sebutlah Allah (shalatlah), sebagaimana Allah telah mengajarkan kepada kamu apa yang belum kamu ketahui.

Amharca: 

ብትፈሩም እግረኞች ወይም ጋላቢዎች ኾናችሁ (ስገዱ)፡፡ ጸጥተኞችም በኾናችሁ ጊዜ ታውቁት ያልነበራችሁትን እንደ አሳወቃችሁ አላህን አውሱ (ስገዱ)፡፡

Tamilce: 

ஆக, நீங்கள் (ஓர் இடத்தில் நின்று தொழும்போது எதிரிகள் தாக்குவார்கள் என்று) பயந்தால், அப்போது நடந்தவர்களாக அல்லது வாகனித்தவர்களாக (தொழுங்கள்). நீங்கள் பாதுகாப்புப் பெற்றால் நீங்கள் அறிந்திருக்காதவற்றை அவன் உங்களுக்குக் கற்பித்(து அருள் புரிந்)தது போன்று (தொழுகையிலும் அதற்கு வெளியிலும்) அல்லாஹ்வை (புகழ்ந்து நன்றியுடன்) நினைவு கூருங்கள்.

Korece: 

만일 적의 두려움이 있을 때는 선 자세에서 또는 승마한 자 세로 예배를 드리되 안전할 때는 하나님이 가르친대로 하나님을 찬 양하라 이는 너희가 알지 못했던 것이니라

Vietnamca: 

Một khi các ngươi sợ (bị tấn công hoặc điều tương tự) thì các ngươi hãy hành lễ lúc đi bộ (hành quân) hoặc trên lưng vật cưỡi (phương tiện đi lại). Đến khi các ngươi đã an toàn thì các ngươi hãy tụng niệm Allah giống như cách mà Ngài đã dạy các ngươi lúc các ngươi chưa biết.