Arapça:
فَمَنْ خَافَ مِن مُّوصٍ جَنَفًا أَوْ إِثْمًا فَأَصْلَحَ بَيْنَهُمْ فَلَا إِثْمَ عَلَيْهِ ۚ إِنَّ اللَّهَ غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Çeviriyazı:
femen ḫâfe mim mûṣin cenefen ev iŝmen feaṣleḥa beynehüm felâ iŝme `aleyh. inne-llâhe gafûrur raḥîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her kim de vasiyet edenin, bir hata işlemesinden veya bir günaha girmesinden endişe eder de tarafların arasını düzeltirse, ona bir vebal yoktur. Şüphesiz ki, Allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir.
Diyanet İşleri:
Vasiyet edenin yanılacağından veya günaha gireceğinden endişe duyan kimse, ilgililerin arasını düzeltirse ona günah yoktur. Allah şüphesiz bağışlar ve merhamet eder.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Vasiyet edenin yanılmasından, suç işlemesinden ürküp aralarını bulana suç yok. Şüphe yok ki Allah, suçları örter, rahimdir.
Şaban Piriş:
Vasiyet edenin yanlış yada haksız bir paylaşım yapmasından endişe duyan kimse (tarafların) aralarını düzeltirse, ona günah yoktur. Şüphesiz Allah, çok bağışlayıcı ve çok merhametlildir.
Edip Yüksel:
Vasiyet edenin yanlışlık veya haksız bir paylaşım yapacağını sezen birisi olaya karışıp durumu düzeltirse günah işlemiş olmaz. ALLAH Bağışlayandır, Rahimdir.
Ali Bulaç:
Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulup-düzeltirse, artık ona günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Suat Yıldırım:
Vasiyet edenin hataya düşüp haksızlığa kaymasından veya günaha girmesinden endişe edip ilgililerin arasını bulan kimse, hiçbir vebale girmez. Allah çok affedicidir, merhamet ve ihsanı boldur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İmdi her kim vasiyette bulunan kimsenin bir hatasından veya bir günaha girmiş olmasından korkar da aralarını ıslah ederse onun üzerine bir günah yoktur. Şüphesiz Allah Teâlâ gafûrdur, rahîmdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.
Bekir Sadak:
Vasiyet edenin yanilacagindan veya gunaha gireceginden endise duyan kimse, ilgililerin arasini duzeltirse ona gunah yoktur. Allah suphesiz bagislar ve merhamet eder. *
İbni Kesir:
Bununla birlikte, kim vasiyet edenin haksızlığa meylinden, günaha girmesinden korkup aralarını bulursa
Adem Uğur:
Her kim, vasiyet edenin haksızlığa yahut günaha meyletmesinden endişe eder de (alâkalıların) aralarını bulursa kendisine günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayan hem de esirgeyendir.
İskender Ali Mihr:
Fakat kim, vasiyet edenin, bir haktan uzaklaşacağından veya günaha gireceğinden korkarsa, bu sebeple onların aralarını ıslâh ederse (düzeltirse), bu durumda, onun üzerine bir günah (vebal) yoktur. Muhakkak ki Allah, bağışlayan ve merhamet eden Gafur´dur (mağfiret edendir), Rahîm´dir (Rahîm esması ile tecelli edendir).
Celal Yıldırım:
Kim de vasiyyet edenin hatâya düşüp haksızlığa kayacağından veya günaha gireceğinden endişe eder de ilgililerin arasını düzeltirse, ona hiç bir günah yoktur. Allah çok bağışlayan ve çok merhamet edendir.
Tefhim ul Kuran:
Bunun yanında, kim, vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisinin (tarafların) arasını bulup düzeltirse, artık ona da günah yoktur. Gerçekten Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.
Fransızca:
Mais quiconque craint d'un testateur quelque partialité (volontaire ou involontaire), et les réconcilie, alors pas de péché sur lui car Allah est certes Pardonneur et Miséricordieux !
İspanyolca:
Pero, si alguien teme una injusticia o ilegalidad por parte del testador y consigue un arreglo entre los herederos, no peca. Alá es indulgente, misericordioso.
İtalyanca:
Ma chi teme un'ingiustizia o un peccato da parte di un testatore, e ristabilisce la concordia, non avrà commesso peccato. Allah è perdonatore, misericordioso.
Almanca:
Also wer vom Testator fahrlässige oder vorsätzliche Verfehlung fürchtete, dann unter ihnen (den Erben) dies verbessert, so trifft ihn keine Verfehlung. Gewiß, ALLAH ist allvergebend, allgnädig.
Çince:
若恐遗嘱者偏私或枉法,而为其亲属调解,那是毫无罪过的。真主确是至赦的,确是至慈的。
Hollandaca:
Vermoedt men echter, dat hij die het testament achterliet, eene dwaling of eene onrechtvaardigheid heeft begaan, en zoekt men het te schikken, dan laadt men geene schuld op zich; want God is vergevend en barmhartig.
Rusça:
Если же кто-либо опасается, что завещатель поступит несправедливо или совершит грех, и установит мир между сторонами, то на нем не будет греха. Воистину, Аллах - Прощающий, Милосердный.
Somalice:
ruuxii uga cabsada dardaaran iilasho ama dambi oo hagaajiya dhexdoda, korkiisa danbi masaara, Eebana waa dambi dhaafbadane naxariis badan.
Swahilice:
Na mwenye kumkhofia muusiaji kwenda kombo au kupata dhambi akasuluhisha baina yao, basi hatakuwa na dhambi. Hakika Mwenyezi Mungu ni Msamehevu na Mwenye kurehemu.
Uygurca:
كىمكى ۋەسىيەت قىلغۇچىنىڭ سەۋەنلىكى ياكى قەستەن ناتوغرا قىلغانلىقىنى بىلىپ، ئۇلارنىڭ (يەنى ۋەسىيەت قىلغۇچىلار بىلەن ۋەسىيەت قىلىنغۇچىلارنىڭ) ئارىسىنى تۈزەپ قويسا، ئۇنىڭغا ھېچ گۇناھ بولمايدۇ، اﷲ ھەقىقەتەن مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر، ناھايىتى مېھرىباندۇر
Japonca:
ただし,遺言者に不公平または不正のあることを恐れる者が,当事者の間を調停するのは,罪ではない。アッラーは寛容にして慈悲深き御方である。
Arapça (Ürdün):
«فمن خاف من موص» مخففا ومثقلا «جنفا» ميلا عن الحق خطأ «أو إثما» بأن تعمَّد ذلك بالزيادة على الثلث أو تخصيص غني مثلا «فأصلح بينهم» بين الموصي والموصى له بالأمر بالعدل «فلا إثم عليه» في ذلك «إن الله غفور رحيم».
Hintçe:
(हाँ अलबत्ता) जो शख्स वसीयत करने वाले से बेजा तरफ़दारी या बे इन्साफी का ख़ौफ रखता है और उन वारिसों में सुलह करा दे तो उस पर बदलने का कुछ गुनाह नहीं है बेशक ख़ुदा बड़ा बख्शने वाला मेहरबान है
Tayca:
แล้วผู้ใดเกรงว่า ผู้ทำพินัยกรรมมีความไม่เป็นธรรม (โดยไม่รู้) หรือกระทำความผิด(โดยเจตนา) แล้ว แล้วเขาได้ประนีประนอมในระหว่างพวกเขา ก็ไม่มีโทษใด ๆ แก่เขา แท้จริงอัลลอฮ์เป็นผู้ทรงอภัยผู้ทรงเมตตาเสมอ
İbranice:
אולם מי שפוחד כי ינהג במצווה בקיפוח או בחטא, ויפעל להשכין שלום בין היורשים, אין עליו אשמה, כי אלוהים סולח רחום
Hırvatça:
Pa ko se boji pogreške ili griješnog postupka oporučioca, pa to valjano između onih kojih se oporuka tiče popravi, nije zgriješio.! Allah je, doista, Onaj Koji oprašta grijehe i milostiv je.
Rumence:
Nici un păcat nu va fi asupra celui ce, temându-se de vreo strâmbătate ori de vreun păcat al moştenitului, va face pace între moştenitori. Dumnezeu este Iertător, Milostiv.
Transliteration:
Faman khafa min moosin janafan aw ithman faaslaha baynahum fala ithma AAalayhi inna Allaha ghafoorun raheemun
Türkçe:
Kim vasiyet edenin haksızlığa sapmış veya günah işlemiş olmasından endişelenip de ilgililerin arasını bulursa ona günah yoktur. Allah çok affedici, çok merhamet edicidir.
Sahih International:
But if one fears from the bequeather [some] error or sin and corrects that which is between them, there is no sin upon him. Indeed, Allah is Forgiving and Merciful.
İngilizce:
But if anyone fears partiality or wrong-doing on the part of the testator, and makes peace between (The parties concerned), there is no wrong in him: For Allah is Oft-forgiving, Most Merciful.
Azerbaycanca:
Hər kəs vəsiyyət edənin (öz vəsiyyətilə) səhv etməsindən və ya günaha batmasından ehtiyat edib (ədalət naminə vəsiyyətdə dəyişiklik edərək) varislərin arasını düzəltsə, ona heç bir günah yazılmaz. Allah bağışlayandır, rəhm edəndir!
Süleyman Ateş:
Kim de vasiyyet edenin bir hata veya günah işlemesinden korkar da (tarafların) aralarını düzeltirse, ona günah yoktur, Allah bağışlayandır, esirgeyendir.
Diyanet Vakfı:
Her kim, vasiyet edenin haksızlığa yahut günaha meyletmesinden endişe eder de (alakalıların) aralarını bulursa kendisine günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayan hem de esirgeyendir.
Erhan Aktaş:
Kim, vasiyet edenin yanılacağından veya günaha gireceğinden endişe ederse, taraflar arasında uzlaşma sağlamasında, ona bir günah yoktur. Kuşkusuz Allah Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.
Kral Fahd:
Her kim, vasiyet edenin haksızlığa yahut günaha meyletmesinden endişe eder de (alâkalıların) aralarını bulursa kendisine günah yoktur. Şüphesiz Allah çok bağışlayan hem de çok esirgeyendir.
Hasan Basri Çantay:
Bununla beraber, kim vasıyyet edenin haksızlığa meylinden, yahud günâha gireceğinden endîşe edib de (alâkalıların) aralarını bulursa ona da hiç bir günâh yokdur. Şübhesiz ki Allah çok yarlığayıcı, hakkıyle esirgeyicidir.
Muhammed Esed:
Ama her kim, vasiyet edenin bir hata yaptığından veya (bilerek) bir kusur işlediğinden endişe eder ve bunun üzerine mirasçılar arasında bir uzlaşma sağlanırsa (bu nedenle) kendisine bir günah terettüb etmez. Doğrusu Allah çok affedicidir, rahmet kaynağıdır.
Gültekin Onan:
Bunun yanında, kim vasiyet edenin haksızlığa eğilim göstereceğinden ya da günaha gireceğinden korkup da ikisini (tarafların) arasını bulup düzeltirse, artık ona günah yoktur. Gerçekten Tanrı bağışlayandır, rahimdir.
Ali Fikri Yavuz:
Kim vasiyyet edenin bir hata etmesinden veya bir günaha girmesinden endişe eder de iki tarafın arasını düzeltirse, ona hiç bir günah yoktur. Allah, hakkı yerine getireni bağışlayıcı ve emrine itaat edene merhamet edicidir.
Portekizce:
Mas quem, suspeitando parcialmente ou injustiça da parte do testador, emendar o testamento para reconciliar as partes,não será recriminado porque Deus é Indulgente, Misericordiosíssimo.
İsveççe:
Men om någon, som tror att testamentsgivaren av misstag eller avsiktligt avvikit från vad som är rätt och rimligt, då får till stånd en förlikning mellan arvtagarna, begår han ingen orätt. Gud är ständigt förlåtande, barmhärtig.
Farsça:
پس کسی که از انحراف وصیت کننده [در مورد حقوق ورثه] یا از گناه او [که به کار نامشروع و ناحقّی وصیت کند] بترسد، و میان ورثه [با تغییر دادن وصیت بر اساس احکام دین] اصلاح دهد، گناهی بر او نیست؛ یقیناً خدا بسیار آمرزنده و مهربان است.
Kürtçe:
ئەمجا ھەرکەسێک ترسا لەوەسیەتکار کەھەڵە یان گوناھێک بکات جا (ئەو کەسە) میراتگرانی پێک بێنێ ئەوە ھیچ گوناھێکی لەسەر نی یە بەڕاستی خودا لێخۆش بوو بەبەزەییە
Özbekçe:
Кимки васият қилувчидан тойилиш ёки гуноҳ содир бўлишидан қўрқса, бас, уларнинг орасини ислоҳ қилса, унга гуноҳ бўлмайди. Албатта, Аллоҳ мағфиратли ва раҳмли зотдир. (Биз «тойилиш» деб таржима қилган сўз ояти каримада «жанафан» дейилган. Бу сўз хато қилиб ҳақдан бурилишни билдиради. Яъни, билмасдан. «Гуноҳ» эса, билиб туриб ҳақсизлик қилишдир. Демак, васият қилувчи билибми-билмайми нотўғри васият қилган бўлса, унинг васиятини бузган одам бундан аввалги оятда келгани каби гуноҳкор бўлмайди. Мисол учун, бир одам молининг учдан бири миқдоридан кўпини васият қилиб юборса, васияти фақат учдан бирига ўтади, қолганига амал қилмаган одам гуноҳкор бўлмайди.)
Malayca:
Tetapi sesiapa yang mengetahui bahawa orang yang berwasiat itu tidak adil atau melakukan dosa (dalam wasiatnya), lalu ia mendamaikan antara mereka (waris- waris, dengan membetulkan wasiat itu menurut aturan ugama), maka tidaklah ia berdosa. Sesungguhnya Allah Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani.
Arnavutça:
E ai që frikohet se porositësi (i testamentit) ka bërë pa qëllim gabim ose padrejtësi, e ndreq atë, ai – për këtë punë nuk ka mëkat. – Se me të vërtetë, Perëndia është falës dhe mëshirues.
Bulgarca:
А който се опасява от грешка или грях на завещател, и помирява [наследниците], за него не е грях. Аллах е опрощаващ, милосърден.
Sırpça:
Па ко се боји погрешке или грешног поступка опоручиоца, па то ваљано између оних којих се опорука тиче поправи, није згрешио! Аллах је, доиста, Онај Који опрашта грехе и милостив је.
Çekçe:
Ten, kdo se obává, že odkazující byl zaujatý nebo dopustil se chyby, a přičiní se o urovnání mezi dědici, na tom nebude lpět hřích žádný, vždyť Bůh je věru odpouštějící, slitovný.
Urduca:
البتہ جس کو یہ اندیشہ ہو کہ وصیت کرنے والے نے نادانستہ یا قصداً حق تلفی کی ہے، اور پھر معاملے سے تعلق رکھنے والوں کے درمیان وہ اصلاح کرے، تو اس پر کچھ گناہ نہیں ہے، اللہ بخشنے والا اور رحم فرمانے والا ہے
Tacikçe:
Ҳар гоҳ хавфи он равад, ки васияткунандае дар васияти худ дастхуши ситам ё гуноҳе шуда бошад, агар касе ба ислоҳи миёни онон пардозад, муртакиби гуноҳе нашудааст, ки Худо омурзанда ва меҳрубон аст!
Tatarca:
Варисләрдән берсе яки васыятьне кабул итүче, васыятьнең хаталык белән яки золымлык белән шәригатькә хыйлаф әйтелгәнен белеп, ул васыятьне үзгәртеп, гаделлек белән араларын төзәтсә, хата булган васыятьне дөресләү өчен үзгәртсә, гөнаһ юктыр. Әлбәттә, Аллаһ ярлыкаучы һәм рәхимле.
Endonezyaca:
(Akan tetapi) barangsiapa khawatir terhadap orang yang berwasiat itu, berlaku berat sebelah atau berbuat dosa, lalu ia mendamaikan antara mereka, maka tidaklah ada dosa baginya. Sesungguhnya Allah Maha Pengampun lagi Maha Penyayang.
Amharca:
ከተናዛዢም በኩል (ከውነት) መዘንበልን ወይም (ከሢሶ በመጨመር) ኃጢኣትን ያወቀና በመካከላቸው ያስታረቀ ሰው በእርሱ ላይ ኃጢኣት የለበትም፡፡ አላህ በጣም መሓሪ አዛኝ ነውና፡፡
Tamilce:
ஆக, எவர் மரண சாசனம் கூறுபவரிடத்தில் அநீதி அல்லது தவறைப் பயந்தாரோ; இன்னும், அவர்களுக்கு மத்தியில் சீர்திருத்தம் செய்தாரோ (அவர் செய்ததில்) அவர் மீது அறவே குற்றமில்லை. நிச்சயமாக அல்லாஹ் மகா மன்னிப்பாளன், மகா கருணையாளன் ஆவான்.
Korece:
그러나 유언 작성자의 편견이나 부정으로 죄악스러움을 두려 워 한다면 그 두 당사자 사이를 화해시킬 것이니 이는 죄악이 아 니라 실로 하나님은 관용과 자비 로 충만하심이라
Vietnamca:
Tuy nhiên, ai sợ người để lại di chúc có sự thiên vị hoặc vi phạm điều tội lỗi (trong di chúc) nên đứng ra dàn xếp giữa họ (những người can hệ) cho phải lẽ thì y không bị bắt tội, bởi Allah là Đấng Tha Thứ, Đấng Khoan Dung.
Ayet Linkleri: