Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

154

Ayet No: 

161

Sayfa No: 

24

Nüzûl Yeri: 

Nüzûl Yılı: 

Arapça: 

وَلَا تَقُولُوا لِمَن يُقْتَلُ فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتٌ ۚ بَلْ أَحْيَاءٌ وَلَٰكِن لَّا تَشْعُرُونَ

Çeviriyazı: 

velâ teḳûlû limey yuḳtelü fî sebîli-llâhi emvâh. bel aḥyâüv velâkil lâ teş`urûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz sezemezsiniz.

Diyanet İşleri: 

Allah yolunda öldürülenlere "Ölüler" demeyin, zira onlar diridirler, fakat siz farkında değilsiniz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah yolunda öldürülenlere de ölü demeyin. Onlar diridir ama siz anlamazsınız.

Şaban Piriş: 

Allah yolunda öldürülenlere “Ölüler” demeyin. Onlar, diridirler, fakat siz hissedemezsiniz.

Edip Yüksel: 

ALLAH yolunda öldürülenlere, "Onlar ölülerdir," demeyin. Aksine onlar diridir fakat siz farkında değilsiniz.

Ali Bulaç: 

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere "ölüler" demeyin; hayır onlar diridirler. Fakat siz bunun şuurunda değilsiniz.

Suat Yıldırım: 

Allah yolunda öldürülenler hakkında “ölü” demeyin. Bilakis, onlar diridirler, fakat siz bunun farkında değilsiniz.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Allah yolunda katledilenlere «Ölülerdir,» demeyiniz. Bilakis, onlar berhayattırlar, fakat siz bilmezsiniz.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız.

Bekir Sadak: 

Allah yolunda oldurulenlere «Oluler» demeyin, zira onlar diridirler, fakat siz farkinda degilsiniz.

İbni Kesir: 

Allah yolunda öldürülenlere

Adem Uğur: 

Allah yolunda öldürülenlere &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve Allah yolunda öldürülen kimseler için “ölüler” demeyin. Hayır, onlar diridirler. Fakat siz, farkında olmazsınız.

Celal Yıldırım: 

(Sabredip de) Allah yolunda öldürülenler için «ölüler» demeyin

Tefhim ul Kuran: 

Ve sakın Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyin

Fransızca: 

Et ne dites pas de ceux qui sont tués dans le sentier d'Allah qu'ils sont morts. Au contraire ils sont vivants, mais vous en êtes inconscients.

İspanyolca: 

¡Y no digáis de quienes han caído por Alá que han muerto! No, sino que viven. Pero no os dais cuenta...

İtalyanca: 

E non dite che sono morti coloro che sono stati uccisi sulla via di Allah, ché invece sono vivi e non ve ne accorgete.

Almanca: 

Und sagt nicht über diejenigen, die fi-sabilillah getötet werden: "Sie seien Verstorbene." Nein, sondern sie sind Lebendige. Doch ihr merkt es nicht.

Çince: 

为主道而被戕害的人,你们不要说他们是死的;其实,他们是活的,但你们不知觉。

Hollandaca: 

Zegt niet van hen welke op Gods weg gedood werden; "Zij zijn dood," maar; "Zij leven," want dit verstaat zij niet.

Rusça: 

Не говорите о тех, кто погиб на пути Аллаха: "Мертвецы!" Напротив, они живы, но вы не ощущаете этого.

Somalice: 

hana ku dhihina kuwa lagu Dilo Jidka Eebe (Jahaadka) waa Dhinteen, saas ma aha ee waa noolyihin, mase kaseysaan.

Swahilice: 

Wala msiseme kuwa wale walio uwawa katika Njia ya Mwenyezi Mungu ni maiti; bali hao ni wahai, lakini nyinyi hamtambui.

Uygurca: 

اﷲ نىڭ يولىدا ئۆلتۈرۈلگەنلەرنى (يەنى شېھىتلەرنى) ئۆلۈك دېمەڭلار، بەلكى ئۇلار تىرىكتۇر، لېكىن سىلەر بۇنى سەزمەيسىلەر

Japonca: 

アッラーの道のために殺害された者を,「(かれらは)死んだ。」と言ってはならない。いや,(かれらは)生きている。只あなたがたが知らないだけである。

Arapça (Ürdün): 

«ولا تقولوا لمن يقتل في سبيل الله» هم «أموات بل» هم «أحياء» أرواحهم في حواصل طيور خضر تسرح في الجنة حيث شاءت لحديث بذلك «ولكن لا تشعرون» تعلمون ما هم فيه.

Hintçe: 

और जो लोग ख़ुदा की राह में मारे गए उन्हें कभी मुर्दा न कहना बल्कि वह लोग ज़िन्दा हैं मगर तुम उनकी ज़िन्दगी की हक़ीकत का कुछ भी यऊर नहीं रखते

Tayca: 

และพวกเจ้าอย่ากล่าวแก่ผู้ที่ถูกฆ่าในทางของอัลลอฮ์ว่า พวกเขาตาย มิได้พวกเขายังมีชีวิตอยู่ แต่ทว่าพวกเจ้าไม่รู้สึก

İbranice: 

ואל תאמרו כי הנהרגים למען אלוהים מתים הם. אכן, כי חיים הם. אך אין אתם מרגישים בזה

Hırvatça: 

I ne kažite za one koji su na Allahovom putu poginuli: "Mrtvi su!" Ne, oni su živi, ali vi to ne opažate.

Rumence: 

Nu spuneţi despre cei omorâţi pe calea lui Dumnezeu că sunt morţi, căci ei sunt vii, însă voi nu vă daţi seama.

Transliteration: 

Wala taqooloo liman yuqtalu fee sabeeli Allahi amwatun bal ahyaon walakin la tashAAuroona

Türkçe: 

Allah yolunda öldürülenler için "ölüler" demeyin. Tam aksine, onlar dirilerdir ama siz farkında olmazsınız.

Sahih International: 

And do not say about those who are killed in the way of Allah, "They are dead." Rather, they are alive, but you perceive [it] not.

İngilizce: 

And say not of those who are slain in the way of Allah: "They are dead." Nay, they are living, though ye perceive (it) not.

Azerbaycanca: 

Allah yolunda öldürülənlərə (şəhid olanlara) “ölü” deməyin. Əksinə, onlar (Allah dərgahında) diridirlər, lakin siz bunu dərk etmirsiniz.

Süleyman Ateş: 

Allah yolunda öldürülenlere, "ölüler" demeyin; hayır, onlar diridirler, ama siz farkında olmazsınız.

Diyanet Vakfı: 

Allah yolunda öldürülenlere "ölüler"" demeyin. Bilakis onlar diridirler, lakin siz anlayamazsınız.

Erhan Aktaş: 

Allah yolunda öldürülenler için, “ölüler” demeyin. Bilakis, onlar “diri”dirler,(1) ancak siz, bunu kavrayamazsınız.

Kral Fahd: 

Allah yolunda öldürülenlere «ölüler» demeyin. Bilakis onlar diridirler, lâkin siz anlayamazsınız.

Hasan Basri Çantay: 

Allah yolunda öldürülmüş olanlar için «ölüler» demeyin. Bil´akis onlar diridirler. Fakat siz iyice anlamazsınız.

Muhammed Esed: 

Allah yolunda öldürülenlere "ölü" demeyin: Hayır, onlar yaşıyor, ama siz farkında değilsiniz.

Gültekin Onan: 

Ve sakın Tanrı yolunda öldürülenlere &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Allah yolunda öldürülenlere: “- Onlar ölüler’dir” demeyin. Hakikatte onlar diridirler. Fakat siz anlayıp bilemezsiniz.

Portekizce: 

E não digais que estão mortos aqueles que sucumbiram pela causa de Deus. Ao contrário, estão vivos, porém vós nãopercebeis isso.

İsveççe: 

Och säg inte om dem som stupar [i strid] för Guds sak: "De är döda." Nej, de lever, fastän ni inte är medvetna om detta.

Farsça: 

و به آنان که در راه خدا کشته می شوند مرده نگویید، بلکه [در عالم برزخ] دارای حیات اند، ولی شما [کیفیت آن حیات را] درک نمی کنید.

Kürtçe: 

ھەرگیز مەڵێن بەو کەسانەی دەکوژرێن لەڕێگەی خوادا مردوون بەڵکو زیندوون بەڵام ئێوە ھەستی پێ ناکەن

Özbekçe: 

Аллоҳнинг йўлида қатл бўлганларни ўликлар деманг. Балки улар тирикдирлар, лекин сиз сезмайсиз.

Malayca: 

Dan janganlah kamu mengatakan (bahawa) sesiapa yang terbunuh dalam perjuangan membela Ugama Allah itu: orang-orang mati; bahkan mereka itu orang-orang yang hidup (dengan keadaan hidup yang istimewa), tetapi kamu tidak dapat menyedarinya.

Arnavutça: 

Dhe mos thuani për ata që vriten në udhë të Perëndisë (dëshmorët) se kanë vdekur! Jo! Ata janë të gjallë, por ju nuk i vëreni!

Bulgarca: 

И не наричайте “мъртви” убитите по пътя на Аллах! Не, живи са! Но вие не усещате.

Sırpça: 

И не кажите за оне који су на Аллаховом путу погинули: "Мртви су!" Не, они су живи, али ви то не осећате.

Çekçe: 

A neříkejte o těch, kdož byli zabiti na stezce Boží: 'Jsou mrtvi!' Nikoliv; oni živi jsou, avšak vy to netušíte.

Urduca: 

اور جو لوگ اللہ کی راہ میں مارے جائیں، انہیں مُردہ نہ کہو، ایسے لوگ تو حقیقت میں زندہ ہیں، مگر تمہیں ان کی زندگی کا شعور نہیں ہوتا

Tacikçe: 

Ононро, ки дар роҳи Худо кушта мешаванд, мурда наҳисобед. Онҳо зиндаанд ва лекин шумо ҳис намекунед.

Tatarca: 

Сез Аллаһ юлында сугышып шәһид булган мөэминнәрне: "Үлекләр", – дип әйтмәгез! Бәлки алар Аллаһ хозурында терекләрдер, ләкин сез сизмисез.

Endonezyaca: 

Dan janganlah kamu mengatakan terhadap orang-orang yang gugur di jalan Allah, (bahwa mereka itu) mati; bahkan (sebenarnya) mereka itu hidup, tetapi kamu tidak menyadarinya.

Amharca: 

በአላህ መንገድ (ለሃይማኖቱ) የሚገደሉትን ሰዎችም «ሙታን ናቸው» አትበሉ፡፡ በእውነቱ ሕያዋን ናቸው፤ ግን አታውቁም፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அல்லாஹ்வுடைய பாதையில் (எதிரிகளால்) கொல்லப்படுபவர்களை இறந்தவர்கள் எனக் கூறாதீர்கள். மாறாக, (அவர்கள்) உயிருள்ளவர்கள். எனினும், (அதை) நீங்கள் அறியமாட்டீர்கள்.

Korece: 

순교자들이 죽었다고 말하 지 말라 그들은 살아 있으되 너희 들이 인식을 못하고 있을 뿐이라

Vietnamca: 

Các ngươi đừng nói với những ai đã hy sinh cho con đường chính nghĩa của Allah rằng họ đã chết bởi đích thực họ vẫn đang còn sống nhưng các ngươi không cảm nhận được mà thôi.