Arapça:
۞ سَيَقُولُ السُّفَهَاءُ مِنَ النَّاسِ مَا وَلَّاهُمْ عَن قِبْلَتِهِمُ الَّتِي كَانُوا عَلَيْهَا ۚ قُل لِّلَّهِ الْمَشْرِقُ وَالْمَغْرِبُ ۚ يَهْدِي مَن يَشَاءُ إِلَىٰ صِرَاطٍ مُّسْتَقِيمٍ
Çeviriyazı:
seyeḳûlü-ssüfehâü mine-nnâsi mâ vellâhüm `an ḳibletihimü-lletî kânû `aleyhâ. ḳul lillâhi-lmeşriḳu velmagrib. yehdî mey yeşâü ilâ ṣirâṭim müsteḳîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İnsanlar içinde bir kısım beyinsizler takımı, "Bunları bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da, batı da Allah'ındır. O, kimi dilerse onu hidayete erdirir."
Diyanet İşleri:
İnsanların beyinsizleri, "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?" diyecekler; de ki: "Doğu ve batı Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola eriştirir".
Abdulbakî Gölpınarlı:
İnsanlardan aklı, idraki olmayanlar diyecekler ki: Bunları, yöneldikleri kıbleden döndüren sebep de nedir? Doğu da Allah'ındır de, batı da. Dilediğine doğru ve düz yolu buldurur.
Şaban Piriş:
İnsanlardan bir takım beyinsizler: "Üzerlerinde bulundukları kıblelerinden onları döndüren nedir?" diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah’a aittir. O dilediği kimseyi doğru yola iletir.
Edip Yüksel:
Halktan bazı beyinsizler: "Yöneldikleri kıbleden onları çeviren nedir?," diyecekler. De ki: "Doğu da batı da ALLAH'ındır. O dileyeni doğru yola iletir."
Ali Bulaç:
Birtakım beyinsiz insanlar: "Onları daha önceki kıblelerinden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ındır, batı da. O dilediğini doğru yola yöneltir."
Suat Yıldırım:
Akılsız insanlar: Bu Müslümanları daha önce yöneldikleri kıbleden çeviren sebep nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da Batı da Allah'ındır. O dilediği kimseyi doğru yola yöneltir. {KM, Tekvin 2,8; Çıkış 26,22; Hezekiel 47,1. Luka 1,78}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Nâsdan bir takım sefihler yakında diyeceklerdir ki: «Onları, tarafına teveccüh ettikleri kıblelerinden hangi şey çevirdi?» De ki: «Maşrık da mağrip de Allah içindir. Dilediği kimseyi doğru bir yola iletir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
İnsanlar içinden bazı beyinsizler: "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar."
Bekir Sadak:
Insanlarin beyinsizleri, «Yoneldikleri kibleden onlari ceviren nedir?» diyecekler
İbni Kesir:
İnsanlardan bir kısım beyinsizler diyeceklerdir ki: Onları üzerinde bulundukları kıblelerinden ne çevirdi? De ki: Doğu da Batı da Allah´ındır. O, dilediği kimseyi doğru yola iletir.
Adem Uğur:
İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah´ındır. O dilediğini doğru yola iletir.
İskender Ali Mihr:
İnsanlardan sefih olanlar diyecekler ki: “Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?” De ki: “Doğu da batı da Allah´ındır. O, dilediğini Sıratı Mustakîm´e ulaştırır.”
Celal Yıldırım:
İnsanlardan kendini bilmeyen beyinsizler, «Müslümanları bulundukları kıbleden çeviren nedir ?» diyecekler. De ki: «Doğu da Allah´ındır, Batı da Allah´ındır. O, kimi dilerse doğru yola iletir.
Tefhim ul Kuran:
İnsanlardan birtakım beyinsizler: «Onları daha önce üzerinde bulundukları kıblelerinden çeviren nedir?» diyecekler. De ki: «Doğu da Allah´ındır, batı da. Dilediğini dosdoğru yola yöneltip iletir.»
Fransızca:
Les faibles d'esprit parmi les gens vont dire : "Qui les a détournés de la direction (Cibla) vers laquelle ils s'orientaient auparavant ? " - Dis : "C'est à Allah qu'appartiennent le Levant et le Couchant. Il guide qui Il veut vers un droit chemin".
İspanyolca:
Los necios de entre los hombres dirán: «Qué es lo que les ha inducido a abandonar la alquibla hacia la que se orientaban?» Di: «De Alá son el Oriente y el Occidente. Dirige a quien Él quiere a una vía recta».
İtalyanca:
E gli stolti diranno: "Chi li ha sviati dall'orientamento che avevano prima?". Di': "Ad Allah appartiene l'Oriente e l'Occidente, Egli guida chi vuole sulla Retta Via ".
Almanca:
Die Beschränkten unter den Menschen werden sagen: "Was brachte sie von ihrer Gebetsrichtung ab, die sie vorher hatten?" Sag: "ALLAH gehört der Osten und der Westen. ER leitet recht, wen ER will, auf einen geradlinigen Weg."
Çince:
一般愚人将说:他们为甚麽要背弃他们原来所对的朝向呢?你说:东方和西方,都是真主的,他把他所意欲的人引上正路。
Hollandaca:
De dwazen onder de menschen zullen vragen: Wat heeft hen van hunne Kebla afgewend, welke zij vroeger aangenomen hadden? Zegt hun; God behoort het Oosten en het Westen; hij geleidt wien hij wil op den rechten weg.
Rusça:
Глупые люди скажут: "Что заставило их отвернуться от киблы, к которой они поворачивались лицом прежде?" Скажи: "Восток и запад принадлежат Аллаху. Он наставаляет, кого пожелает, на прямой путь".
Somalice:
waxay dhihi kuwii xumaa ee Dadka (Gaalada) ka mid ahaa maxaa ka jeediyey Muslimiinta Qiblay Qaabilijireen (Baytul Maqdis) waxaad dhahdaa Nabiyow Qorrax ka soobax iyo u Dhaeba Eebaa iska leh, wuxuuna ku hanuunin Ciduu doono Jidka toosan.
Swahilice:
WAPUMBAVU miongoni mwa watu watasema: Nini kilicho wageuza kutoka kibla chao walicho kuwa wakikielekea? Sema: Mashariki na Magharibi ni ya Mwenyezi Mungu; Yeye humwongoa amtakaye kwenye njia iliyo nyooka.
Uygurca:
بەزى ئەخمەق كىشىلەر: «ئۇلارنى (يەنى پەيغەمبەر ئەلەيھىسسالام بىلەن مۆمىنلەرنى) قاراپ كېلىۋاتقان قىبلىسىدىن (يەنى بەيتۇلمۇقەددەستىن) نېمە يۈز ئۆرۈگۈزگەندۇ؟» دەيدۇ. (ئى مۇھەممەد!) ئېيتقىنكى، «مەشرىق ۋە مەغرىب (يەنى ھەممە تەرەپ) اﷲ نىڭدۇر، اﷲ خالىغان كىشىنى توغرا يولغا باشلايدۇ»
Japonca:
人びとの中の愚かな者は言うであろう。「どうしてかれら(ムスリム)は守っていた方向〔キブラ〕を変えたのか。」言ってやるがいい。「東も西もアッラーの有である。かれは御心にかなう者を,正しい道に導かれる。」
Arapça (Ürdün):
«سيقول السفهاء» الجهال «من الناس» اليهود والمشركين «ما ولاّهم» أي شيء، صرف النبي والمؤمنين «عن قبلتهم التي كانوا عليها» على استقبالها في الصلاة وهي بيت المقدس، والإتيان بالسين الدالة على الاستقبال من الإخبار بالغيب «قل لله المشرق والمغرب» أي الجهات كلها فيأمر بالتوجه إلى أي جهة شاء لا اعتراض عليه «يهدي من يشاء» هدايته «إلى صراط» طريق «مستقيم» دين الإسلام أي ومنهم أنتم دل على هذا.
Hintçe:
बाज़ अहमक़ लोग ये कह बैठेगें कि मुसलमान जिस क़िबले बैतुल मुक़द्दस की तरफ पहले से सजदा करते थे उस से दूसरे क़िबले की तरफ मुड़ जाने का बाइस हुआ। ऐ रसूल तुम उनके जवाब में कहो कि पूरब पश्चिम सब ख़ुदा का है जिसे चाहता है सीधे रास्ते की तरफ हिदायत करता है
Tayca:
บรรดาผู้โฉดเขลา ในหมู่มนุษย์นั้นจะกล่าวว่า อะไรเล่าที่ทำให้พวกเขา หันออกไปจากกิบลัตของพวกเขา ที่พวกเขาเคยผินไป จขงกล่าวเถิด(มุอัมมัด) ว่าทิศตะวันออกและทิศตะวันตกนั้นเป็นสิทธิของอัลลอฮ์เท่านั้น พระองค์จะทรงแนะนำผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ไปสู่ทางอันเที่ยงตรง
İbranice:
האספסוף יאמרו, 'מה גרם להם לשינוי הקיבלה (כיוון התפילה) שהיו נוהגים לפנות אליה'? אמור: 'לאלוהים המזרח והמערב, והוא מדריך את מי שהוא ירצה אל הדרך הישרה
Hırvatça:
Reći će neki ljudi kratke pameti: "Šta ih je odvratilo od kible njihove, prema kojoj su se okretali?" Reci: "Allahu pripadaju i istok i zapad; On upućuje na Pravi put onoga koga On hoće."
Rumence:
Cei neghiobi între oameni vor spune: “Ce i-a abătut de la qibla lor pe care o ţineau?” Spune-le: “Ale lui Dumnezeu sunt Răsăritul şi Asfinţitul. El călăuzeşte pe cine voieşte pe calea cea dreaptă.”
Transliteration:
Sayaqoolu alssufahao mina alnnasi ma wallahum AAan qiblatihimu allatee kanoo AAalayha qul lillahi almashriqu waalmaghribu yahdee man yashao ila siratin mustaqeemin
Türkçe:
İnsanlar içinden bazı beyinsizler: "Onları, yönelmekte oldukları kıbleden ne çevirdi?" diyecekler. De ki: "Doğu da Allah'ın, batı da. O, dilediğini dosdoğru yola kılavuzlar."
Sahih International:
The foolish among the people will say, "What has turned them away from their qiblah, which they used to face?" Say, "To Allah belongs the east and the west. He guides whom He wills to a straight path."
İngilizce:
The fools among the people will say: "What hath turned them from the Qibla to which they were used?" Say: To Allah belong both east and West: He guideth whom He will to a Way that is straight.
Azerbaycanca:
(Mədinədəki yəhudi və münafiqlərdən) ağılsız adamlar deyəcəklər: “(Müsəlmanları əvvəlcə) üz tutduqları qiblədən (Beytülmüqəddəsdən) döndərən nədir?” (Ya Rəsulum! Onların cavabında) de: “Şərq də, Qərb də Allahındır. O, istədiyi şəxsi doğru yola yönəldər”.
Süleyman Ateş:
İnsanlardan bazı beyinsizler: "Onları, üzerinde bulundukları kıbleden çeviren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir."
Diyanet Vakfı:
İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru yola iletir.
Erhan Aktaş:
İnsanlardan, birtakım beyinsizler: “Daha önce yöneldiğiniz kıbleden sizi çeviren nedir?” diyecekler. De ki: “Doğu da Batı da Allah’ındır. O, hak edeni(1) doğru yola iletir.”
Kral Fahd:
İnsanlardan bir kısım beyinsizler: Yönelmekte oldukları kıblelerinden onları çeviren nedir? diyecekler. De ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O, dilediğini doğru yola iletir.
Hasan Basri Çantay:
İnsanlardan (Yahudî ve müşriklerden) bir takım beyinsizler: «(Müslümanların namazda kıble edinib) üzerinde durdukları (devam etdikleri eski) Kıblesinden çeviren (sebeb) nedir?» diyecekler. De ki (Habîbim): «Doğu da Allahın, batı da. O, kimi dilerse onu doğru yola iletir.»
Muhammed Esed:
İnsanlar arasındaki dar kafalı düşünceler, "Şimdiye kadar uydukları kıbleden onları vazgeçiren nedir?" diyecekler. De ki: "Doğu da Batı da Allah´ındır; O, dilediğini doğru yola iletir."
Gültekin Onan:
Bir takım beyinsiz insanlar: "
Ali Fikri Yavuz:
(Medine’deki Yahûdi ve münafık) insanlardan akılsızlar yakında şöyle diyecekler: “-Müslümanları (eskidenberi Kudüs’e doğru namaz kıldıkları) kıbleden (Kâbe’ye) çeviren ne?” Onlara de ki, doğu da, batı da Allah’ındır
Portekizce:
Os néscios dentre os humanos perguntarão: Que foi que os desviou de sua tradicional quibla? Dize-lhes: Só a Deuspertencem o levante e o poente. Ele encaminhará à senda reta a quem Lhe apraz.
İsveççe:
TANKLÖSA människor skall säga: "Vad har förmått dem att ändra den böneriktning som de har följt till nu?" Säg: "Öst liksom väst tillhör Gud. Han leder den Han vill till den raka vägen."
Farsça:
به زودی مردم سبک مغز می گویند: چه چیزی مسلمانان را از قبله ای که بر آن بودند [یعنی بیت المقدس، به سوی کعبه] گردانید؟ بگو: مالکیّتِ مشرق و مغرب فقط ویژه خداست، هر که را بخواهد به راه راست هدایت می کند.
Kürtçe:
ھەندێ نەزان و گێل ونەفام لەخەڵک دەڵێن: چی موسڵمانەکانی وەرگێڕا لەو ڕووگەیان کەجاران لەسەری بوون بڵێ ڕۆژھەڵات و ڕۆژئاوا ھەمووی موڵکی خوایە کێی بوێت ڕێنمونیی دەکات بۆ ڕێبازی ڕاست
Özbekçe:
Одамлардан эси пастлари: «Буларни қиблаларидан нима юз ўгиртирди экан?» дейдилар. «Машриқу мағриб Аллоҳники, кимни хоҳласа, ўшани тўғри йўлга бошлайди», деб айт. (Ояти карима келажакда рўй берадиган муҳим бир ишнинг хабарини бермоқда. Вақти етиб, Аллоҳнинг амри ила қибла Байтул Мақдисдан Каъбаи Муаззамага ўзгартирилганда, яъни, мусулмонлар аввалги қиблани қўйиб бошқасига юз ўгирганларида, яҳудийлар–одамлардан эси пастлари, буларни қиблаларидан нима юз ўгиртирди экан, дейдилар. Бундай кўнгилсиз гаплар бўлишини аввалдан билдириб қўяётганининг бир боиси, бўлғуси ёмон таъсирни кесишдир.)
Malayca:
Orang-orang bodoh (yang kurang akal pertimbangannya) akan berkata: "Apa sebabnya yang menjadikan orang-orang Islam berpaling dari kiblat yang mereka mengadapnya selama ini?" Katakanlah (wahai Muhammad): "Timur dan barat adalah kepunyaan Allah - (maka ke pihak mana sahaja kita diarahkan Allah mengadapnya, wajiblah kita mematuhiNya); Allah yang memberikan petunjuk hidayahNya kepada sesiapa yang dikehendakiNya ke jalan yang lurus".
Arnavutça:
Disa njerëz mendjelehtë thonë: “Ç’i ktheu ata (muslimanët) prej kibles kah e cila ishin drejtuar?” Thuaju: “Të Perëndisë janë Lindja dhe Perëndimi. Ai e udhëzon kend të dojë e kend të dëshirojë në rrugën e drejtë, që cakton Ai”. –
Bulgarca:
Ще кажат глупците от хората: “Какво ги отклони от досегашната им посока за молитва?” Кажи: “На Аллах принадлежи и изтокът, и западът. Той води когото желае към правия път.”
Sırpça:
Рећи ће неки људи кратке памети: „Шта их је одвратило од њиховог правца током молитве, према којем су се окретали?“ Реци: „Аллаху припадају и исток и запад; Он упућује на Прави пут онога кога Он хоће.“
Çekçe:
Budou říkat hlupáci mezi lidmi: 'Co odvrátilo je od qibly jejich, k níž dříve se obraceli?' Odpověz: 'Bohu patří východ i západ a On vede, koho chce, ke stezce přímé.'
Urduca:
نادان لوگ ضرور کہیں گے : اِنہیں کیا ہوا کہ پہلے یہ جس قبلے کی طرف رخ کر کے نماز پڑھتے تھے، اس سے یکایک پھر گئے؟ اے نبی، ان سے کہو: "مشرق اور مغرب سب اللہ کے ہیں اللہ جسے چاہتا ہے، سیدھی راہ دکھا دیتا ہے
Tacikçe:
Аз мардум онон, ки камхираданд, хоҳанд гуфт: «Чӣ чиз онҳоро аз қиблае, ки рӯ ба рӯи он меистоданд, баргардонид?» Бигӯ: «Машриқу Мағриб азони Худост ва Худо ҳар касро, ки бихоҳад, ба роҳи рост ҳидоят мекунад!».
Tatarca:
Кешеләрнең надан ахмаклары әйтерләр: "Мөселманнарны нәрсә мәҗбүр итте кыйблаларын ташлап башка тарафка юнәлергә?" Чөнки Мухәммәд г-м Мәдинәгә күчкәч, сигез ай мәсҗид Әкъсага юнәлеп намаз укыдылар. Соңыннан Аллаһудан әмер булды, мәсҗид Хәрамга юнәлеп укырга. Бу хәлне мөшрикләр белгәч: "Мухәммәд кыйбласын ташлады, диненнән чыкты", – диделәр. Кояш чыгыш тарафы да, кояш батыш тарафы да Аллаһу тәгаләнекедер. Аллаһ, үзе теләгән бәндәсен туры юлга күндерер.
Endonezyaca:
Orang-orang yang kurang akalnya diantara manusia akan berkata: "Apakah yang memalingkan mereka (umat Islam) dari kiblatnya (Baitul Maqdis) yang dahulu mereka telah berkiblat kepadanya?" Katakanlah: "Kepunyaan Allah-lah timur dan barat; Dia memberi petunjuk kepada siapa yang dikehendaki-Nya ke jalan yang lurus".
Amharca:
ከሰዎቹ ቂሎቹ «ከዚያች በርሷ ላይ ከነበሩባት ቂብላቸው ምን አዞራቸው?» ይላሉ፤ «ምሥራቁም ምዕራቡም የአላህ ነው፤ የሻውን ሰው ወደ ቀጥተኛው መንገድ ይመራል» በላቸው፡፡
Tamilce:
“அவர்கள் எந்த கிப்லாவை நோக்கி (தொழுபவர்களாக) இருந்தார்களோ அவர்களின் அந்த கிப்லாவை விட்டு அவர்களைத் திருப்பியது எது?’’ என (முஸ்லிம்களைப் பற்றி) மக்களில் உள்ள அறிவீனர்கள் கூறுவார்கள். (அதற்கு நபியே! நீர்) கூறுவீராக: “கிழக்கும் மேற்கும் அல்லாஹ்விற்குரியனவே! அவன் நாடுகிறவர்களை நேரான பாதைக்கு நேர்வழி காட்டுகிறான்.’’
Korece:
어리석은 백성이 말하도다 그들이 예배하던 예배의 방향을 무엇이 바꾸었느뇨 일러 가로되 동서가 하나님안에 있으며 그분께 서는 믿음이 진실한 자들을 옳은 길로 인도하시니라
Vietnamca:
Những kẻ hiểu biết kém cỏi trong thiên hạ (thuộc đám người Do Thái) sẽ nói: “Điều gì khiến họ (người Muslim) phải thay đổi Qiblah(7) mà họ thường hướng về đó trước đây?” Ngươi hãy nói (hỡi Muhammad): “Hướng đông lẫn hướng tây đều thuộc về Allah, Ngài hướng dẫn ai Ngài muốn đến với con đường ngay thẳng (chính đạo).” (7) Qiblah là hướng mà toàn thể các tín đồ Muslim phải quay mặt về đó khi thực hiện lễ nguyện Salah. Ban đầu, Qiblah của người Muslim là Baitu Al-Maqdis – Jerusalem (Palestine). Người Muslim vẫn quay mặt về Jerusalem trong lễ nguyện Salah, cho đến khi Thiên Sứ của Allah định cư ở Madinah được 16 (hoặc 17) tháng sau khi rời bỏ Makkah thì Allah ra lệnh đổi Qiblah về ngôi đền Ka’bah – Makkah. Kể từ đó ngôi đền Ka’bah trở thành Qiblah của người Muslim cho đến Ngày Tận Thế.
Ayet Linkleri: