Arapça:
قُولُوا آمَنَّا بِاللَّهِ وَمَا أُنزِلَ إِلَيْنَا وَمَا أُنزِلَ إِلَىٰ إِبْرَاهِيمَ وَإِسْمَاعِيلَ وَإِسْحَاقَ وَيَعْقُوبَ وَالْأَسْبَاطِ وَمَا أُوتِيَ مُوسَىٰ وَعِيسَىٰ وَمَا أُوتِيَ النَّبِيُّونَ مِن رَّبِّهِمْ لَا نُفَرِّقُ بَيْنَ أَحَدٍ مِّنْهُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُسْلِمُونَ
Çeviriyazı:
ḳûlû âmennâ billâhi vemâ ünzile ileynâ vemâ ünzile ilâ ibrâhîme veismâ`île veisḥâḳa veya`ḳûbe vel'esbâṭi vemâ ûtiye mûsâ ve`îsâ vemâ ûtiye-nnebiyyûne mir rabbihim. lâ nüferriḳu beyne eḥadim minhüm. venaḥnü lehû müslimûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Deyiniz ki, "Biz, Allah'a iman ettik ve bize ne indirildiyse İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakup'a ve torunlarına ne indirildiyse, Musa'ya ve İsa'ya ne indirildiyse ve bütün peygamberlere Rablerinden ne verildiyse hepsine iman ettik. Biz onların arasında fark gözetmeyiz ve biz ancak O'na boyun eğen müslümanlarız."
Diyanet İşleri:
Allah'a, bize gönderilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına gönderilene, Musa ve İsa'ya verilene, Rableri tarafından peygamberlere verilene, onları birbirinden ayırt etmeyerek inandık, biz O'na teslim olanlarız deyin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Deyin ki: Allah'a, bize indirilen kitaba, İbrahim'e İsmail'e, İshak'a, Yakup'a, Yakup'un oğullarına indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya ve peygamberlere Rablerinden verilene inandık, onların hiçbirini öbüründen ayırt etmeyiz ve biz, Allah'a teslim olanlarız.
Şaban Piriş:
Ve deyin ki: Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, Yakub’a, İshak’a ve torunlarına indirilenlere, Musa’ya, İsa’ya verilenlere ve peygamberlere Rab’leri katından verilenlere iman ettik. Bunlardan hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz Allah’a teslim olanlarız.
Edip Yüksel:
"ALLAH'a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilenlere, Musa'ya, İsa'ya verilene ve tüm peygamberlere Rab'leri tarafından verilenlere inandık. Onların hiçbiri arasında ayırım yapmayız. Biz sadece O'na teslim olanlarız," deyiniz.
Ali Bulaç:
Deyin ki: "Biz Allah'a; bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa'ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerinden ayırt etmeyiz ve biz O'na teslim olmuşlarız."
Suat Yıldırım:
Deyiniz ki: “Biz Allah'a, bize indirilen Kur’ân’a, Keza İbrâhim’e, İsmâil’e, İshak’a, Yâkub’a ve onun torunlarına indirilene Ve yine Mûsâ’ya, Îsâ’ya, Hülasa bütün peygamberlere Rab’leri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onlar arasında asla bir ayrım yapmayız. Biz yalnız O’na teslim olan Müslümanlarız.” [4,150; 2,285] {KM, Tekvin 56 ve 59. bölümler; Yuşa 3,12}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Deyiniz ki, «Biz, Allah´a ve bize inzal olunana ve İbrahim´e, İsmail´e, İshak´a, Yakub´a, Esbât´a inzal edilmiş olana ve Mûsa ile İsâ´ya verilene ve peygamberlere Rabbileri cânibinden verilmiş olan şeylere imân ettik, biz onlardan hiçbirisinin arasını ayırmayız ve biz O´na (Allah-ü Azîmüşşan´a) hâlisâne münkad kimseleriz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."
Bekir Sadak:
«Allah´a, bize gonderilene, Ibrahim´e, Ismail´e, Ishak´a, Yakub´a ve torunlarina gonderilene, Musa ve Isa´ya verilene, Rableri tarafindan peygamberlere verilene, onlari birbirinden ayirt etmeyerek inandik, biz O´na teslim olanlariz» deyin.
İbni Kesir:
Biz
Adem Uğur:
Biz, Allah´a ve bize indirilene
İskender Ali Mihr:
Deyin ki: “Biz Allah´a, bize indirilenlere, İbrâhîm´e İsmail´e, İshak´a, Yâkub ve torunlarına indirilenlere, Musa ve İsa´ya verilenlere ve (diğer) nebîlere, Rab´leri (tarafı)ndan verilenlere (sahife, kitap ve vahiylere) îmân ettik. Onların arasında hiçbir ayırım yapmayız (fark gözetmeyiz). zaten biz, O´na teslim olanlarız.”
Celal Yıldırım:
Deyiniz ki, biz Allah´a ve bize indirilene, İbrahim´e, İsmail´e, İshâk´a, Yâkub´a ve Esbat´a (Yâkub Peygamberin veya İsrail´in torunlarına) indirilene
Tefhim ul Kuran:
Deyin ki: «Biz Allah´a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Yakub ve torunlarına indirilene, Musa ve İsa´ya verilen ile peygamberlere Rabbinden verilene iman ettik. Onlardan hiç birini diğerinden ayırdetmeyiz ve biz O´na teslim olmuşlarız.»
Fransızca:
Dites : "Nous croyons en Allah et en ce qu'on nous a révélé, et en ce qu'on n'a fait descendre vers Abraham et Ismaël et Isaac et Jacob et les Tribus, et en ce qui a été donné à Moïse et à Jésus, et en ce qui a été donné aux prophètes, venant de leur Seigneur : nous ne faisons aucune distinction entre eux. Et à Lui nous sommes Soumis".
İspanyolca:
Decid: «Creemos en Alá y en lo que se nos ha revelado, en lo que se reveló a Abraham, Ismael, Isaac, Jacob y las tribus, en lo que Moisés, Jesús y los profetas recibieron de su Señor. No hacemos distinción entre ninguno de ellos y nos sometemos a É».
İtalyanca:
Dite: "Crediamo in Allah e in quello che è stato fatto scendere su di noi e in quello che è stato fatto scendere su Abramo, Ismaele, Isacco, Giacobbe e sulle Tribù, e in quello che è stato dato a Mosè e a Gesù e in tutto quello che è stato dato ai Profeti da parte del loro Signore, non facciamo differenza alcuna tra di loro e a Lui siamo sottomessi".
Almanca:
Sagt: "Wir verinnerlichen den Iman an ALLAH, an das, was uns hinabgesandt wurde, an das, was Ibrahim, Isma'il, Ishaq, Ya'qub und den Israil-Stämmen hinabgesandt wurde, an das, was Musa zuteil wurde sowie 'Isa, und an das, was den Propheten von ihrem HERRN zuteil wurde. Wir machen keinen Unterschied zwischen irgendeinem von ihnen und wir sind Ihm gegenüber Muslime. -
Çince:
你们说:我们信我们所受的启示,与易卜拉欣、易司马仪、易司哈格、叶尔孤白和各支派所受的启示,与穆萨和尔撒受赐的经典,与众先知受主所赐的经典;我们对他们中任何一个,都不加以歧视,我们只顺真主。
Hollandaca:
Zegt; wij gelooven aan God en wat hij ons heeft geopenbaard, en wat hij heeft geopenbaard aan Abraham, Ismaël, Izaak en Jacob en de stammen, en aan datgene wat Mozes, Jezus en de profeten door hunnen God werd gezonden. Wij maken geen onderscheid tusschen hen, en zijn God onderworpen.
Rusça:
Скажите: "Мы уверовали в Аллаха, а также в то, что было ниспослано нам и что было ниспослано Ибрахиму (Аврааму), Исмаилу (Измаилу), Исхаку (Исааку), Йакубу (Иакову) и коленам (двенадцати сыновьям Йакуба), что было даровано Мусе (Моисею) и Исе (Иисусу) и что было даровано пророкам их Господом. Мы не делаем различий между ними, и Ему одному мы покоряемся".
Somalice:
waxaad dhahdaan waxaan rumaynay Eebe iyo waxa naloo soo dajiyey iyo waxa lagu soo dajiyay Ibraahim, Ismaeiil, Isxaaq, Yacquub. iyo Caruurtoodii iyo wixii la siiyay (Nabi) Muuse iyo (Nabi) Ciise iyo wixi laga siiyey Nabiyadii (Kale) xagga Eebohood kala gaynamayno dhexdooda, waxaan u hogaansamaynaa Eebe.
Swahilice:
Semeni nyinyi: Tumemuamini Mwenyezi Mungu na yale tuliyo teremshiwa sisi, na yaliyo teremshwa kwa Ibrahim na Ismail na Is-hak na Yaakub na wajukuu zake, na waliyo pewa Musa na Isa, na pia waliyo pewa Manabii wengine kutoka kwa Mola wao Mlezi; hatutafautishi baina ya yeyote katika hao, na sisi tumesilimu kwake.
Uygurca:
ئېيتىڭلاركى، «اﷲ قا ئىمان ئېيتتۇق، بىزگە نازىل قىلىنغان ۋەھيىگە، ئىبراھىمغا، ئىسمائىلغا، ئىسھاققا، يەئقۇبقا ۋە ئۇلارنىڭ ئەۋلادلىرىغا نازىل قىلىنغان ۋەھيىگە، مۇساغا بېرىلگەن (تەۋراتقا)، ئىساغا بېرىلگەن (ئىنجىلغا) ۋە پەيغەمبەرلەرگە پەرۋەردىگارى تەرىپىدىن بېرىلگەن (كىتابلارغا) ئىمان ئېيتتۇق، ئۇلاردىن ھېچبىرىنى ئايرىۋەتمەيمىز (يەنى يەھۇدىيلار ۋە ناسارالارغا ئوخشاش، ئۇلارنىڭ بەزىسىگە ئىمان ئېيتىپ بەزىسىنى ئىنكار قىلمايمىز)، بىز اﷲ قا بويسۇنغۇچىلارمىز»
Japonca:
言え,「わたしたちはアッラーを信じ,わたしたちに啓示されたものを信じます。またイブラーヒーム,イスマーイール,イスハーク,ヤアコーブと諸支部族に啓示されたもの,とムーサーとイーサーに与えられたもの,と主から預言者たちに下されたものを信じます。かれらの間のどちらにも,差別をつけません。かれにわたしたちは服従,帰依します。」
Arapça (Ürdün):
«قولوا» خطاب للمؤمنين «آمنا بالله وما أنزل إلينا» من القرآن «وما أنزل إلى إبراهيم» من الصحف العشر «وإسماعيل وإسحاق ويعقوب والأسباط» أولاده «وما أوتي موسى» من التوراة «وعيسى» من الإنجيل «وما أوتي النبيُّون من ربهم» من الكتب والآيات «لا نُفرِّق بين أحد منهم» فنؤمن ببعض ونكفر ببعض كاليهود والنصارى «ونحن له مسلمون».
Hintçe:
(और ऐ मुसलमानों तुम ये) कहो कि हम तो खुदा पर ईमान लाए हैं और उस पर जो हम पर नाज़िल किया गया (कुरान) और जो सहीफ़े इबराहीम व इसमाइल व इसहाक़ व याकूब और औलादे याकूब पर नाज़िल हुए थे (उन पर) और जो किताब मूसा व ईसा को दी गई (उस पर) और जो और पैग़म्बरों को उनके परवरदिगार की तरफ से उन्हें दिया गया (उस पर) हम तो उनमें से किसी (एक) में भी तफरीक़ नहीं करते और हम तो खुदा ही के फरमाबरदार हैं
Tayca:
พวกท่านจงกล่าวเถิด เราได้ศรัทธาต่ออัลลอฮ์ และสิ่งที่ถูกประทานลงมาแก่เรา และสิ่งที่ถูกประทานลงมาแก่อิบรอฮีม และอิสมาอีล และอิสฮาก และยะอ์กูบ และบรรดาวงศ์วานเหล่านั้น และสิ่งที่มูซา และอีซาได้รับ และสิ่งที่บรรดานะบีได้รับจากพระเจ้าของพวกเขา พวกเรามิได้แบ่งแยกระหว่างท่านหนึ่งท่านใดจากเขาเหล่านั้น และพวกเราจะเป็นผู้สวามิภักดิ์ต่อพระองค์เท่านั้น
İbranice:
אמרו: 'אנו האמנו באלוהים, ובמה שהורד אלינו ( הקוראן ,) ובמה שהורד אל אברהם, וישמעאל, ויצחק, ויעקוב, והשבטים, ובאשר ניתן למשה , ולישוע , ובאשר ניתן לנביאים מריבונם. אין אנו מבדילים ביניהם. ומוסלמים (מתמסרים) אנו לאלוהים
Hırvatça:
Recite: "Mi vjerujemo u Allaha i u ono što se objavljuje nama, i u ono što je objavljeno Ibrahimu, i Ismailu, i Ishaku, i Jakubu, i potomcima," i u ono što je dato Musau i Isau, i u ono što je dato vjerovjesnicima od Gospodara njihova; mi ne pravimo nikakve razlike među njima i mi smo Njemu predani."
Rumence:
Spuneţi: “Credem în Dumnezeu şi în ceea ce ne-a fost pogorât nouă, în ceea ce a fost pogorât lui Abraham, lui Ismail, lui Isaac, lui Iacob, triburilor, în ceea ce i s-a dat lui Moise, lui Iisus, în ceea ce li s-a dat profeţilor de la Domnul lor şi nu fac
Transliteration:
Qooloo amanna biAllahi wama onzila ilayna wama onzila ila ibraheema waismaAAeela waishaqa wayaAAqooba waalasbati wama ootiya moosa waAAeesa wama ootiya alnnabiyyoona min rabbihim la nufarriqu bayna ahadin minhum wanahnu lahu muslimoona
Türkçe:
Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."
Sahih International:
Say, [O believers], "We have believed in Allah and what has been revealed to us and what has been revealed to Abraham and Ishmael and Isaac and Jacob and the Descendants and what was given to Moses and Jesus and what was given to the prophets from their Lord. We make no distinction between any of them, and we are Muslims [in submission] to Him."
İngilizce:
Say ye: "We believe in Allah, and the revelation given to us, and to Abraham, Isma'il, Isaac, Jacob, and the Tribes, and that given to Moses and Jesus, and that given to (all) prophets from their Lord: We make no difference between one and another of them: And we bow to Allah (in Islam)."
Azerbaycanca:
(Ey mö’minlər, yəhudi və xaçpərəstlərin sizi öz dinlərinə də’vət etmələrinə cavab olaraq) belə deyin: “Biz Allaha, bizə nazil olana (Qur’ana), İbrahimə, İsmailə, İshaqa, Yə’quba və onun övladına (əl-əsbat) göndərilənlərə, Musaya və İsaya verilənlərə, Rəbbi tərəfindən (bütün) peyğəmbərlərə verilən şeylərə (mö’cüzələrə) inanmışıq. Onlardan heç birini digərindən ayırmırıq. Biz ancaq Allaha boyun əyən müsəlmanlarıq!”
Süleyman Ateş:
Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsma'il'e, İshak'a, Ya'kub'a ve sıbt(torun kabile)lere indirilene, Musa ve Îsa'ya verilene ve (diğer) peygamberlere Rabbleri tarafından verilene inandık, onlar arasında bir ayırım yapmayız, biz Allah'a teslim olanlarız. deyin.
Diyanet Vakfı:
"Biz, Allah'a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve esbata indirilene, Musa ve İsa'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a teslim olduk" deyin.
Erhan Aktaş:
Deyin ki: “Biz; Allah’a, bize indirilene, İbrâhîm’e, İsmâîl’e, İshâk’a, Yakûb’a ve onların soyundan gelenlere indirilene; Mûsâ’ya, Îsâ’ya ve diğer Nebilere Rabb’lerinden verilenlere, îmân ettik. Onları birbirinden ayırt etmeyiz. Ve biz O’na teslim olanlardanız.”
Kral Fahd:
«Biz, Allah'a iman ettik ve (yine) bize indirilene; İbrâhim, İsmâil, İshâk, Ya'kûb ve Esbât (Ya'kûb'un torunların)a indirilene, Musâ ve İsâ'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a teslim olduk» deyin.
Hasan Basri Çantay:
(Ey mü´minler) deyin ki: «Biz Allaha, bize indirilene (Kur´ân-ı Kerîme), İbrâhîme, İsmâîle, İshaka, Yakuba ve torunlarına (esbaata) indirilenlere, Musâya, İsâye verilenlere ve (bütün) peygamberlere Rableri katından verilen (Kitâb ve âyetler) e îman etdik. Onlardan hiçbirini (kimine inanmak, kimini inkâretmek suretiyle) diğerinden ayırd etmeyiz. Biz (Allaha) teslîm olmuş (müslümanlar) ız».
Muhammed Esed:
Deyin ki: "Biz Allah´a inanırız; ve bize indirilene ve İbrahim´e, İsmail´e, İshak´a, Yakub´a ve onların soyundan gelenlere indirilene; ve Musa´ya, İsa´ya ve Rableri tarafından (diğer) tüm peygamberlere tevdi edilmiş olana (inanırız); onların arasında hiçbir ayrım yapmayız. Ve biz O´na teslim olanlarız."
Gültekin Onan:
Deyin ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Ey müminler, Yahûdi ve Hristiyanların sizi kendi dinlerine dâvetlerine karşı şöyle deyin: “ Biz Allah’a ve bize indirilen Kur’an’a, İbrahim ve İsmail ve İshak ve Yakub ve torunlarına indirilenlere, Mûsâ’ya, Îsa’ya verilenlere (kitablara) ve bütün peygamberlere, Rableri tarafından verilen kitablara iman ettik. Onların hiç birini diğerinden ayırt etmeyiz. Biz, ancak Allah’a boyun eğen müslimleriz.”
Portekizce:
Dizei: Cremos em Deus, no que nos tem sido revelado, no que foi revelado a Abraão, a Ismael, a Isaac, a Jacó e àstribos; no que foi concedido a Moisés e a Jesus e no que foi dado aos profetas por seu Senhor; não fazemos distinção algumaentre eles, e nos submetemos a Ele.
İsveççe:
Säg: "Vi tror på Gud och på det som har uppenbarats för oss och det som uppenbarades för Abraham och Ismael och Isak och Jakob och deras efterkommande och det som uppenbarades för Moses och Jesus och för [de andra] profeterna av deras Herre; vi gör ingen åtskillnad mellan dem. Och vi har underkastat oss Hans vilja."
Farsça:
[شما مردم مؤمن از روی حقیقت اقرار کنید و] بگویید: ما به خدا و آنچه به سوی ما نازل شده، و به آنچه بر ابراهیم و اسماعیل و اسحاق و یعقوب و نوادگانِ [دارای مقام نبوّت] آنان فرود آمده، و به آنچه به موسی و عیسی و آنچه به پیامبران از ناحیه پروردگارشان داده شده ایمان آوردیم؛ میان هیچ یک از آنان [در اینکه از سوی خدا برای هدایت مردم مبعوث شده اند] فرقی نمی گذاریم، و ما در برابر او تسلیم هستیم.
Kürtçe:
بڵێن:(ئەی موسڵمانینە) بڕوامان ھێنا بە خواو بەو قورئانەی کەبۆخۆمان نێرراوەتە خوارەوە, وە بەو نامەیەی کە نێرراوە بۆ ئیبراھیم و ئیسماعیل و ئیسحاق و یەعقوب و کوڕەکانی یەعقوب وە بەوەی کەدراوە بە مووساو عیسا وە بەوەی کە دراوە بەھەموو پێغەمبەران لەلایەن پەروەدگاریانەوە جیاوازی ناکەین لە نێوان ھیچ کامێکیاندا وە ئێمە فەرمانبەردار وگوێڕایەڵی خواین
Özbekçe:
Айтинглар: «Аллоҳга ва бизга туширилган нарсага, Иброҳим, Исмоил, Исҳоқ, Яъқуб, асботларга туширилган нарсага, Мусо ва Ийсога берилган нарсага ва Пайғамбарларга Роббиларидан берилган нарсага иймон келтирдик. Уларнинг орасидан бирортасини фарқламаймиз ва биз Унга мусулмонлармиз». (Қуръони Каримда зикри келган «асботлар»дан мурод–Яъқуб алайҳиссаломнинг ўн икки нафар ўғлидан тарқалган зурриётлари. Демак, мусулмонлар уларнинг Пайғамбарликларига ҳам иймон келтиришлари лозим.)
Malayca:
Katakanlah (wahai orang-orang yang beriman): "Kami beriman kepada Allah, dan kepada apa yang diturunkan kepada kami (Al-Quran), dan kepada apa yang diturunkan kepada Nabi Ibrahim dan Nabi Ismail dan Nabi Ishak dan Nabi Yaakub serta anak-anaknya, dan juga kepada apa yang diberikan kepada Nabi Musa (Taurat) dan Nabi Isa (Injil), dan kepada apa yang diberikan kepada Nabi-nabi dari Tuhan mereka; kami tidak membeza-bezakan antara seseorang dari mereka (sebagaimana yang kamu - Yahudi dan Nasrani - membeza-bezakannya); dan kami semua adalah Islam (berserah diri, tunduk taat) kepada Allah semata-mata".
Arnavutça:
Thoni ju (or besimtarë): “Na besojmë vetëm Perëndinë dhe në atë që na është shpallur neve (Kur’anin), dhe në atë që i është shpallur Ibrahimit, Ismailit, Is’hakut, Jakubit dhe nipërvet, dhe në atë që u është dhënë Musait dhe Isait, dhe në atë që u është dërguar pejgamberëve nga Zoti i tyre. – Na nuk bëjmë kurrfarë dallimi në mes tyre, dhe na vetëm Atij (Perëndisë) i përulemi”.
Bulgarca:
Кажете: “Вярваме в Аллах и в низпосланото на нас, и в низпосланото на Ибрахим и Исмаил, и Исхак, и Якуб, и родовете [му], и в дареното на Муса и на Иса, и в дареното на пророците от техния Господ. Разлика не правим между никого от тях и на Него сме отдад
Sırpça:
Реците: "Ми верујемо у Аллаха и у оно што се објављује нама, и у оно што је објављено Авраму, и Јишмаилу, и Исаку, и Јакову, и потомцима," и у оно што је дато Мојсију и Исусу, и у оно што је дато веровесницима од Господара њиховог; ми не правимо никакве разлике међу њима и ми смо Њему предани."
Çekçe:
Rcete: 'Uvěřili jsme v Boha a v to, co seslal nám, i v to, co seslal Abrahamovi, Ismaelovi, Izákovi, Jakubovi a kmenům, i v to, co bylo dáno Mojžíšovi, Ježíšovi, a v to, co bylo dáno prorokům od Pána jejich. My nečiníme rozdíl mezi nimi a do vůle Pána sv
Urduca:
مسلمانو! کہو کہ: "ہم ایمان لائے اللہ پر اور اس ہدایت پر جو ہماری طرف نازل ہوئی ہے اور جو ابراہیمؑ، اسماعیلؑ، اسحاقؑ، یعقوبؑ اور اولاد یعقوبؑ کی طرف نازل ہوئی تھی اور جو موسیٰؑ اور عیسیٰؑ اور دوسرے تمام پیغمبروں کو اُن کے رب کی طرف سے دی گئی تھی ہم ان کے درمیان کوئی تفریق نہیں کرتے اور ہم اللہ کے مسلم ہیں"
Tacikçe:
Бигӯед: «Мо ба Худо ва оёте, ки бар мо нозил шуда ва низ он чӣ бар Иброҳиму Исмоил ва Исҳоқу Яъқуб ва сибтҳо нозил омада ва низ он чӣ ба Мӯсо ва Исо фиристода шуда ва он чӣ бар паёмбарони дигар аз ҷониби Парвардигорашон омадааст, имон овардем. Миёни ҳеҷ як аз паёмбарон фарқе намениҳем ва ҳама дар баробари Худо таслим ҳастем».
Tatarca:
Ий мөэминнәр әйтегез: "Аллаһуга һәм үзебезгә иңдерелгән Коръәнгә һәм Ибраһим, Исмагыйл, Исхак, Ягькуб пәйгамбәрләргә иңдерелгән вәхийгә, аларның балаларына иңдерелгән вәхийгә, Мусага иңдерелгән Тәүратка һәм дә барча пәйгамбәрләргә иңдерелгән вәхийләргә ышандык, пәйгамбәрләрне берсен икенчесеннән аермыйбыз, барчасына бертигез ышанабыз, һәм Аллаһуга итагать итеп, мөселман булабыз", – дип.
Endonezyaca:
Katakanlah (hai orang-orang mukmin): "Kami beriman kepada Allah dan apa yang diturunkan kepada kami, dan apa yang diturunkan kepada Ibrahim, Isma'il, Ishaq, Ya'qub dan anak cucunya, dan apa yang diberikan kepada Musa dan Isa serta apa yang diberikan kepada nabi-nabi dari Tuhannya. Kami tidak membeda-bedakan seorangpun diantara mereka dan kami hanya tunduk patuh kepada-Nya".
Amharca:
«በአላህና ወደኛ በተወረደው (ቁርኣን) ወደ ኢብራሂምም ወደ ኢስማዒልና ወደ ኢስሐቅም ወደ ያዕቁብና ወደ ነገዶቹም በተወረደው በዚያም ሙሳና ዒሳ በተሰጡት በዚያም ነቢያት ሁሉ ከጌታቸው በተሰጡት ከነርሱ በአንድም መካከል የማንለይ ስንኾን አመንን፤ እኛም ለርሱ (ለአላህ) ታዛዦች ነን» በሉ፡፡
Tamilce:
(நம்பிக்கையாளர்களே!) கூறுங்கள்: “அல்லாஹ்வையும் எங்களுக்கு இறக்கப்பட்ட (இவ்வேதத்)தையும், இப்ராஹீம், இஸ்மாயீல், இஸ்ஹாக், யஅகூப் இன்னும் (இவர்களுடைய) சந்ததிகளுக்கு இறக்கப்பட்டதையும், மூஸாவு(க்கு)ம், ஈஸாவு(க்கு)ம் கொடுக்கப்பட்டதையும், (மற்ற) நபிமார்களுக்கு அவர்களது இறைவனிடமிருந்து கொடுக்கப்பட்டதையும் நாங்கள் நம்பிக்கை கொண்டோம். அவர்களில் ஒருவருக்கு மத்தியிலும் (அவர் நபியல்ல என்று) பிரி(த்துக் கூறி அவரை நிராகரி)க்க மாட்டோம். நாங்கள் அவனுக்கு முற்றிலும் பணிந்த முஸ்லிம்களாக இருப்போம்.”
Korece:
말하라 우리는 하나님을 믿고 우리에게 계시된 것과 아브 라함과 이스마엘과 이삭과 야곱과 그리고 그 자손들에게 계시된 것 과 모세와 예수가 계시 받은 것과 선지자들이 그들의 주님으로부터 계시받은 것을 믿나이다 우리는 그들 어느 누구도 선별치 아니하 며 오직 그분에게만 순종할 따름 이라
Vietnamca:
Các ngươi hãy nói với họ (hỡi những người Muslim!): “Chúng tôi tin tưởng vào Allah, tin tưởng vào những gì đã được mặc khải cho chúng tôi, cho Ibrahim, cho Isma’il, cho Is-haq, cho Ya’qub, cho mười hai bộ lạc của Israel; chúng tôi tin vào những gì đã được thiên khải cho Musa, cho Ysa và cho tất cả các vị Nabi được Thượng Đế của Họ cử phái đến, chúng tôi không hề phân biệt bất cứ ai trong số Họ và chúng tôi là những tín đồ Muslim (thần phục Ngài).”
Ayet Linkleri: