Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

79

Ayet No: 

1980

Sayfa No: 

276

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

أَلَمْ يَرَوْا إِلَى الطَّيْرِ مُسَخَّرَاتٍ فِي جَوِّ السَّمَاءِ مَا يُمْسِكُهُنَّ إِلَّا اللَّهُ ۗ إِنَّ فِي ذَٰلِكَ لَآيَاتٍ لِّقَوْمٍ يُؤْمِنُونَ

Çeviriyazı: 

elem yerav ile-ṭṭayri müseḫḫarâtin fî cevvi-ssemâ'. mâ yümsikühünne ille-llâh. inne fî ẕâlike leâyâtil liḳavmiy yü'minûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Göğün boşluğunda Allah'ın emrine boyun eğdirilerek uçuşan kuşlara bakmadılar mı? Şüphesiz bunda inanan bir toplum için âyetler (ibretler) vardır.

Diyanet İşleri: 

Göğün boşluğunda Allah'ın buyruğuna boyun eğerek uçan kuşlara bakmıyorlar mı? Onları Allah'tan başka tutan kimse yoktur. İnanan millet için bunda dersler vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gökle yer arasında uçup duran kuşları görmezler mi? Onları boşlukta tutan, ancak Allah'tır. Şüphe yok ki bunda da inanan topluluğa deliller var.

Şaban Piriş: 

Gök boşluğunda, boyun eğdirilmiş kuşları görmüyorlar mı? Onları, Allah’tan başka kimse tutmuyor. İşte bunda da iman eden bir toplum için ayetler/işaretler vardır.

Edip Yüksel: 

Göğün atmosferine uygun yaratılmış kuşları görmüyorlar mı? Onları ALLAH'tan başkası tutmaz. Bunda inanan bir toplum için elbette ayetler vardır.

Ali Bulaç: 

Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Allah'tan başkası tutmuyor. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır.

Suat Yıldırım: 

Gökyüzünün genişliğinde Allah'ın emrine râm olarak uçan kuşları görmezler mi?Bunları orada Allah’tan başkası tutmuyor.Elbette bunda iman edecek kimseler için çok deliller, çok işaretler vardır. [67,19]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Görmediler mi, gök ile yer arasında musahhar olan kuşları? Onları Allah´tan başkası tutmuyor. Şüphe yok ki bunda imân edenler olan bir kavim için elbette ibretler vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gök boşluğunda, bir emre boyun eğdirilmiş olan kuşlara bakmadılar mı? Onları Allah'tan başkası tutmuyor. Bunda, inanan bir topluluk için elbette ki izler-işaretler vardır.

Bekir Sadak: 

Kiyamet gunu her ummetten bir sahit getiririz

İbni Kesir: 

Göğün boşluğunda

Adem Uğur: 

Göğün boşluğunda emre boyun eğdirilmiş olarak uçuşan kuşları görmediler mi? Onları orada Allah´tan başkası tutamaz. Kuşkusuz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.

İskender Ali Mihr: 

Onlar, göklerin boşluğunda emre amade olan kuşları görmediler mi? Onları, Allah´tan başkası (boşlukta) tutamaz. Muhakkak ki bunda, mü´min olan bir kavim için elbette âyetler vardır.

Celal Yıldırım: 

Gök boşluğunda (ilâhî hilkat sünnetine) boyun eğerek uçan kuşlara bakmıyorlar mı ? Onları ancak Allah tutar. Doğrusu bunda imân eden bir millet için dersler, öğütler, ibretler ve belgeler vardır.

Tefhim ul Kuran: 

Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Allah´tan başkası tutmuyor. Şüphesiz, iman eden bir topluluk için bunda ayetler vardır.

Fransızca: 

N'ont-ils pas vu les oiseaux assujettis [au vol] dans l'atmosphère du ciel sans que rien ne les retienne en dehors d'Allah ? Il y a vraiment là des preuves pour des gens qui croient.

İspanyolca: 

¿No han visto las aves sujetas en el aire del cielo? Sólo Alá las sostiene. Ciertamente, hay en ello signos para gente que cree.

İtalyanca: 

Non hanno visto gli uccelli sottomessi [ad Allah] nello spazio del cielo, dove solo Allah li sostiene? In ciò sono segni per coloro che credono

Almanca: 

Sehen sie etwa nicht die Vögel, im Luftraum des Himmels fügsam Gemachte, die nichts außer ALLAH hält?! Gewiß, darin sind zweifelsohne Ayat für Leute, die den Iman verinnerlichen.

Çince: 

难道他们没有看见在空中被制服的群鸟吗?只有真主维持他们;对于信道的民众,此中确有许多迹象。

Hollandaca: 

Hebt gij een blik geworpen op de vogelen, die de lucht doorklieven? God alleen kan hunne vlucht stuiten; niemand beschut hen buiten God. Waarlijk, hierin zijn teekens voor hen die gelooven.

Rusça: 

Неужели они не видели птиц, покорно летающих в небе? Никто не удерживает их, кроме Аллаха. Воистину, в этом - знамения для людей верующих.

Somalice: 

Miyayna arkayn Shinbiraha loo Sakhiray Hawada samaa, Waxaana Eebe ahayna haynin, taasina Calaamooyin yaa ugu Sugan Cidii rumayn (Xaqa).

Swahilice: 

Je! Hawawaoni ndege walivyo wat'iifu katika anga la mbingu? Hapana mwenye kuwashika isipo kuwa Mwenyezi Mungu. Hakika katika haya zipo ishara kwa watu wanao amini.

Uygurca: 

ئۇلار قۇشلارنىڭ ھاۋادا ئۇچۇشقا بويسۇندۇرۇلغانلىقىنى كۆرمىدىمۇ؟ ئۇلارنى (ھاۋادىن چۈشۈپ كېتىشتىن) پەقەت اﷲ تۇتۇپ تۇرىدۇ، بۇنىڭدا ئىمان ئېيتىدىغان قەۋم ئۈچۈن (اﷲ نىڭ بىرلىكىنى كۆرسىتىدىغان) نۇرغۇن ئالامەتلەر بار

Japonca: 

かれらは,天空で(アッラーヘの意に)服して飛ぶ鳥を見ないのか。アッラー(の御力)の外に,かれらを支えるものはないのである。本当にこの中には,信仰する者への種々の印がある。

Arapça (Ürdün): 

«ألم يروْا إلى الطير مسخرات» مذللات للطيران «في جو السماء» أي الهواء بين السماء والأرض «ما يمسكهن» عند قبض أجنحتهن أو بسطها أن يقعن «إلا الله» بقدرته «إن في ذلك لآيات لقوم يؤمنون» هي خلقها بحيث يمكنها الطيران وخلق الجو بحيث يمكن الطيران فيه وإمساكها.

Hintçe: 

क्या उन लोगों ने परिन्दों की तरफ ग़ौर नहीं किया जो आसमान के नीचे हवा में घिरे हुए (उड़ते रहते हैं) उनको तो बस ख़ुदा ही (गिरने से ) रोकता है बेशक इसमें भी (कुदरते ख़ुदा की) ईमानदारों के लिए बहुत सी निशानियाँ हैं

Tayca: 

พวกเขาไม่เห็นฝูงนกดอกหรือว่า พวกมันได้รับความสะดวกในห้วงอากาศแห่งชั้นฟ้า ไม่มีผู้ใดดึงพวกมันไว้ได้นอกจากอัลลอฮ์ แท้จริงในการนั้น แน่นอนย่อมเป็นสัญญาณมากหลายสำหรับกลุ่มชนผู้ศรัทธา

İbranice: 

האם לא יראו את העוף הכפוף לרצונו של אלוהים במרום השמיים? רק אלוהים יחזיקו שם, ובזאת יש אכן אותות לאנשים אשר מאמינים

Hırvatça: 

Zar oni ne vide ptice kako su potčinjene u prostranstvu nebeskom?!, njih samo Allah drži. Tu su, zaista, dokazi ljudima koji vjeruju.

Rumence: 

N-au văzut păsările plutind în văzduhul cerului? Cine le ţine acolo, dacă nu Dumnezeu? Întru aceasta sunt semne pentru un popor ce crede!

Transliteration: 

Alam yaraw ila alttayri musakhkharatin fee jawwi alssamai ma yumsikuhunna illa Allahu inna fee thalika laayatin liqawmin yuminoona

Türkçe: 

Gök boşluğunda, bir emre boyun eğdirilmiş olan kuşlara bakmadılar mı? Onları Allah'tan başkası tutmuyor. Bunda, inanan bir topluluk için elbette ki izler-işaretler vardır.

Sahih International: 

Do they not see the birds controlled in the atmosphere of the sky? None holds them up except Allah. Indeed in that are signs for a people who believe.

İngilizce: 

Do they not look at the birds, held poised in the midst of (the air and) the sky? Nothing holds them up but (the power of) Allah. Verily in this are signs for those who believe.

Azerbaycanca: 

Məgər (müşriklər) yerlə göy arasında (uçaraq Allaha) ram olmuş quşları görmürlər?! Onları (havada) yalnız Allah saxlayır (bütün hərəkətlərini ancaq Allah idarə edir). Həqiqətən, bunda mö’minlər üçün ibrətlər vardır!

Süleyman Ateş: 

Göğün boşluğunda, O'nun emrine boyun eğdirilmiş olan kuşlara bakmadılar mı? Onları Allah'tan başka tutan yoktur. Şüphesiz bunda inanan bir kavim için ayetler (Allah'ın büyüklüğüne işaretler) vardır.

Diyanet Vakfı: 

Göğün boşluğunda emre boyun eğdirilmiş olarak uçuşan kuşları görmediler mi? Onları orada Allah'tan başkası tutamaz. Kuşkusuz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır.

Erhan Aktaş: 

Gökyüzünün boşluğunda ilâhî yasa gereği, uçuşan kuşları görmüyorlar mı? Onları, Allah’tan başkası o boşlukta tutamaz. Bunda inanan bir halk için âyetler(1) vardır.

Kral Fahd: 

Göğün boşluğunda emre boyun eğdirilmiş olarak uçuşan kuşları görmediler mi? Onları orada Allah’tan başkası tutamaz. Kuşkusuz bunda inanan bir toplum için ibretler vardır. 

Hasan Basri Çantay: 

Yerle gök arasında (Allaha) râm (ve) müsehhar ol (arak uçuş) an kuşları görmediler mi? Bunları (orada) Allahdan başkası tutmuyor. Bunda da îman edecek bir kavm için nice âyetler (ibretler) vardır.

Muhammed Esed: 

Peki, (hakkı inkar edenler), göğün ortasında, boşlukta, (Allah´ın yarattığı yasalara uyarak) uçup duran kuşlara bakıp düşünmüyorlar mı hiç? Elbette, Allah´tan başka kimse yok, onları yukarıda tutan. Şüphesiz bunda inanmaya eğilim duyanlar için çıkarılacak dersler var!

Gültekin Onan: 

Göğün boşluğunda boyun eğdirilmiş (musahhar kılınmış) kuşları görmüyorlar mı? Onları (böyle boşlukta) Tanrı´dan başkası tutmuyor. Şüphesiz inanan bir topluluk için bunda ayetler vardır.

Ali Fikri Yavuz: 

Gök boşluğunda uçmağa mahkûm edilen kuşlara bakmadılar mı? Onları (kanatlarını açarken ve kapatırken) ancak Allah (kudreti ile) tutuyor. Elbette bunda iman edecek bir topluluk için, (ibret alacak) çok alâmetler var.

Portekizce: 

Não reparam, acaso, nos pássaros dóceis, que podem voar através do espaço? Ninguém senão Deus é capaz desustentá-los ali! Nisto há sinal para os fiéis.

İsveççe: 

Har de inte sett hur fåglarna svävar genom luften [i enlighet med Guds lagar]? Ingen annan än Gud håller dem uppe! I detta ligger sannerligen budskap till människor som vill tro.

Farsça: 

آیا به پرندگان که در فضای آسمان، رام و مسخّر [فرمان او] هستند، ننگریستید که آنها را [از سقوط به زمین] جز خدا نگه نمی دارد؛ یقیناً در آن [وصفی که پرندگان دارند] نشانه هایی [بر توحید، ربوبیّت و قدرت خدا] ست برای گروهی که ایمان دارند.

Kürtçe: 

ئایا ئەوان سەرنجی باڵندەیان نەداوە؟ کە چۆن لە ھەوای ئاســماندا ڕام ھێنراون بێجگـە لە خوا کێ ڕایان دەگرێت (بەو ئاسمانەوە) بەڕاسـتی لەو (ڕاگیرکردنە) دا چەند نیشـانە و بەڵگە ھەیە بۆ ئەوانەی باوەڕ دەھێنن

Özbekçe: 

Осмон бўшлиғидаги беминнат, бўйсундирилган қушларга қарамайдиларми? Уларни фақатгина Аллоҳ ушлаб туради, холос. Албатта, бунда иймон келтирадиган қавмлар учун оят-белгилар бордир.

Malayca: 

Tidakkah mereka memperhatikan burung-burung yang dimudahkan terbang melayang- layang di angkasa? Tiada yang menahan mereka (dari jatuh) melainkan Allah; sesungguhnya pada yang demikian itu, ada tanda-tanda (yang membuktikan kekuasaan Allah) bagi kaum yang beriman.

Arnavutça: 

A nuk shohin ata, se si shpendët, pa mundim fluturojnë në hapësirat qiellore. Ato i mban vetëm Perëndia (që i ka krijuar për atë aftësi). Kjo, me të vërtetë, është argument për popullin që beson.

Bulgarca: 

Не виждат ли те птиците, покорни [да летят] в небесния простор? - Само Аллах ги крепи. В това има знамения за хора вярващи.

Sırpça: 

Зар они не виде птице како без муке лете у пространству небеском?! Њих само Аллах држи. Ту су, заиста, докази људима који верују.

Çekçe: 

Což neviděli ptáky podrobené Pánu v prostoru nebeském, kde nikdo je nepodpírá kromě Boha? Věru jsou v tom znamení pro lid věřící!

Urduca: 

کیا اِن لوگوں نے کبھی پرندوں کو نہیں دیکھا کہ فضائے آسمانی میں کسی طرح مسخر ہیں؟ اللہ کے سوا کس نے اِن کو تھام رکھا ہے؟ اِس میں بہت نشانیاں ہیں اُن لوگوں کے لیے جو ایمان لاتے ہیں

Tacikçe: 

Оё он паррандагони ромшуда дар ҷавви (фазои) осмонро намебинанд? Ҳеҷ кас ҷуз Худо онҳоро дар ҳаво нигоҳ натавонад дошт. Ва дар ин барои мардуме, ки имон меоваранд, ибратҳост.

Tatarca: 

Әйә ул гафил кешеләр һавадагы кошларга карап гыйбрәт алмыйлармы? Ул кошлар күктә һава эчендә Аллаһ әмере белән очалар, аларны һавада күтәрүче юк, мәгәр аларны Аллаһ күтәрә. Аллаһуның бу эшендә дә гыйбрәтләр бар иман китергән кешеләр өчен.

Endonezyaca: 

Tidakkah mereka memperhatikan burung-burung yang dimudahkan terbang diangkasa bebas. Tidak ada yang menahannya selain daripada Allah. Sesungguhnya pada yang demikian itu benar-benar terdapat tanda-tanda (kebesaran Tuhan) bagi orang-orang yang beriman.

Amharca: 

ወደ በራሪዎች በሰማይ አየር ውስጥ (ለመብረር) የተገሩ ሲኾኑ (ከመውደቅ) አላህ እንጂ ሌላ የማይዛቸው ኾነው አይመለከቱምን በዚህ ውስጥ ለሚያምኑ ሕዝቦች በእርግጥ ተዓምራቶች አሉ፡፡

Tamilce: 

வானத்தின் ஆகாயத்தில் (பறப்பதற்காகவும் மிதப்பதற்காகவும்) வசப்படுத்தப்பட்டவையாக (மிதக்கின்ற) பறவைகளை அவர்கள் பார்க்கவில்லையா? அவற்றை (வானத்தில்) அல்லாஹ்வைத் தவிர (எவரும்) தடுத்து வைக்கவில்லை. நம்பிக்கை கொள்கிற மக்களுக்கு நிச்சயமாக இதில் பல அத்தாட்சிகள் இருக்கின்றன.

Korece: 

하늘에 날으는 새들을 그들 은 보지 아니 했느뇨 하나님 외에는 어느 누구도 나는 새를 유지하지 못하리니 실로 그 안에는 믿는백성을 위한 예중이 있노라

Vietnamca: 

Lẽ nào (Những kẻ đa thần) không nhìn thấy những con chim đang bay lượn trong bầu trời? Không một thế lực nào (đủ khả năng) giữ cho chúng (không bị rơi xuống) ngoại trừ Allah! Quả thật, trong sự việc đó là các dấu hiệu dành cho đám người có đức tin.