Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

25

Ayet No: 

1926

Sayfa No: 

269

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لِيَحْمِلُوا أَوْزَارَهُمْ كَامِلَةً يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۙ وَمِنْ أَوْزَارِ الَّذِينَ يُضِلُّونَهُم بِغَيْرِ عِلْمٍ ۗ أَلَا سَاءَ مَا يَزِرُونَ

Çeviriyazı: 

liyaḥmilû evzârahüm kâmiletey yevme-lḳiyâmeti vemin evzâri-lleẕîne yüḍillûnehüm bigayri `ilm. elâ sâe mâ yezirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bunu söylemelerinin sebebi şu: Kıyamet günü, kendi günahlarını tam olarak yüklendikten başka, bilgisizlikleri yüzünden saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından bir kısmını da yükleneceklerdir. Dikkat edin, yüklendikleri günah ne kötüdür!

Diyanet İşleri: 

Böylece kıyamet günü kendi günahlarını tam olarak, bilmeden saptırdıkları kimselerin günahlarını kısmen yüklenirler. Dikkat edin, yüklendikleri yük ne kötüdür!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bu da, kıyamet günü kendi günahlarını tamamıyla yüklendikten başka bilgisizlikle doğru yoldan çıkarıp saptırdıkları kişilerin suçlarının bir kısmını da yüklenmeleri içindir. Bilin ki yüklendikleri yük, ne de kötü yüktür.

Şaban Piriş: 

Kıyamet günü kendi günahlarını tam olarak ilimsizce saptırdıkları kimselerin günahlarından bir kısmını da yüklenirler. Dikkat! Ne kötü bir yük yükleniyorlar.

Edip Yüksel: 

Diriliş gününde kendi günahlarının tamamını, ayrıca saptırdıkları kimselerin günah yüklerinden de bir payı yüklenirler. Yükleri ne de kötüdür.

Ali Bulaç: 

Kıyamet gününde kendi günahlarının tümünü ve bilgisizce saptırdıklarının günahlarının bir kısmını yüklenmeleri için. Bak, ne kötü yük yükleniyorlar.

Suat Yıldırım: 

Onlara: “Rabbiniz ne gönderdi?” denildiğinde “Öncekilerin masallarını!” derler.Böylece kıyamet günü kendi günahlarını tastamam yüklenmelerinden başka, bilgisizlikleri sebebiyle saptırdıkları kimselerin günahlarının epey bir kısmını da yüklenmeleri için böyle derler.Bak! Ne fena bir yük yükleniyorlar! [25,5-9; 74,18-24; 29,13]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Onlar nihâyet Kıyamet günü kendi günahlarını kâmilen yüklenecekler ve bilgisizlikten dolayı sapıtmış oldukları kimselerin günahlarından bir kısmını da yükleneceklerdir. Dikkat et! Yüklenecekleri şey ne kadar fena!

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şunun için ki, onlar, kıyamet günü kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın, ne kötü şey yükleniyorlar!

Bekir Sadak: 

Sakinan kimselere: «Rabbiniz ne indirdi?» denince, «Iyilik» derler. Bu dunyada iyi davrananlara iyilik vardir. Ahiret yurdu ise daha iyidir. Sakinanlarin yurdu ne guzeldir!

İbni Kesir: 

Bununla onlar

Adem Uğur: 

Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!

İskender Ali Mihr: 

Kıyâmet günü, onların kendi günahlarının tamamını yüklendikten başka, ilimleri olmaksızın dalâlette kalmasına sebep oldukları kimselerin günahlarından (da) yüklenmeleri için. Yüklendikleri şey ne kadar kötü, öyle değil mi?

Celal Yıldırım: 

(Bu tutum ve sözleriyle) Kıyamet günü, günah ve veballerini tastamam ve bir de bilgisizce saptırdıkları kişilerin günah ve veballerini yüklenecekler. Dikkat et, yüklendikleri yük ne kötüdür!

Tefhim ul Kuran: 

Kıyamet gününde kendi günahlarının tümünü ve bilgisizce saptırdıklarının günahlarının bir kısmını yüklenmeleri için. Bak, ne kötü yük yükleniyorlar.

Fransızca: 

Qu'ils portent donc, au Jour de la Résurrection, tous les fardeaux de leurs propres oeuvres ainsi qu'une partie de fardeaux de ceux qu'ils égarent, sans le savoir; combien est mauvais [le fardeau] qu'ils portent !

İspanyolca: 

¡Que lleven su carga completa el día de la Resurrección y algo de la carga de los que, sin conocimiento, extraviaron! ¡Qué carga más detestable!

İtalyanca: 

Nel Giorno della Resurrezione, porteranno tutto il loro carico e pure una parte di quello di coloro che, per ignoranza, sviarono. Quanto è orribile il loro fardello.

Almanca: 

Sie werden gewiß ihre Verfehlungen, vollständig am Tag der Auferstehung auf sich nehmen sowie von den Verfehlungen derjenigen, die sie verleitet haben ohne Wissen. Ja! Erbärmlich ist es, was sie an Verfehlungen auf sich nehmen.

Çince: 

以便他们在复活日承担自己的全部责任,以及被他们无知地加以误导者的一部分责任。真的,他们所承担的真恶劣!

Hollandaca: 

Zoozeer zijn zij aan dwaling overgegeven, dat zij hunne eigene lasten zonder verlichting op den dag der opstanding zullen dragen, en ook een deel der lasten van hen welke zij deden dwalen zonder kennis. Zal het geen zware last zijn dien zij zullen dragen?

Rusça: 

Пусть они понесут свою ношу целиком в Последний день, а также ношу тех невежд, которых они ввели в заблуждение. Как же отвратительна их ноша!

Somalice: 

inay xambaaraan culayskooda «dambigooda» oo dhan Maalinta Qiyaame, iyo culayska «dambiga» kuway dhumiyeen cilmi la'aan waxaana xun waxay xambaaranayaan.

Swahilice: 

Ili wabebe mizigo yao kwa ukamilifu Siku ya Kiyama, na sehemu ya mizigo ya wale wanao wapoteza bila ya kujua. Angalia, ni maovu mno hayo wanayo yabeba!

Uygurca: 

ئۇلار قىيامەت كۈنى ئۆزلىرىنىڭ گۇناھلىرىغا تولۇق جاۋابكار بولۇشلىرى ۋە ئۆزلىرى تەرىپىدىن بىلمەستىن ئازدۇرۇلغانلارنىڭ بىر قىسىم گۇناھلىرىغا ئۆزلىرى جاۋابكار بولۇشلىرى ئۈچۈن (يۇقىرىقى بوھتان سوزلەرنى قىلدى)، ئۇلارنىڭ جاۋابكار بولىدىغىنى نېمىدېگەن يامان!

Japonca: 

かれらは復活の日に,自分自身の重荷の全部と,知識がないために,かれらに迷わせられた者の重荷をも負う。ああ,かれらが負うものこそ哀れである。

Arapça (Ürdün): 

«ليحملوا» في عاقبة الأمر «أوزارهم» ذنوبهم «كاملة» لم يُكفَّر منها شيء «يوم القيامة ومن» بعض «أوزار الذين يضلونهم بغير علم» لأنهم دعوهم إلى الضلال فاتبعوهم فاشتركوا في الإثم «ألا ساء» بئس «ما يزرون» يحملونه حملهم هذا.

Hintçe: 

(उनको बकने दो ताकि क़यामत के दिन) अपने (गुनाहों) के पूरे बोझ और जिन लोगों को उन्होंने बे समझे बूझे गुमराह किया है उनके (गुनाहों के) बोझ भी उन्हीं को उठाने पड़ेगें ज़रा देखो तो कि ये लोग कैसा बुरा बोझ अपने ऊपर लादे चले जा रहें हैं

Tayca: 

พวกเขาจงแบกความผิดอย่างครบครันในวันกิยามะฮ์เถิด และ(จงแบก) ความผิดของบรรดาผู้ที่พวกเขาทำให้เขาเหล่านั้น หลงผิดโดยไม่รู้ พึงทราบเถิด! สิ่งที่พวกเขาทำผิดนั้นชั่วช้ายิ่ง

İbranice: 

לכן יישאו (ביום תחיית-המתים ) את משא חטאיהם בשלמותו, וגם חלק ממשאם של אלה אשר התעו מבלי לדעת, וכמה רע יהיה משאם. הדבורים

Hırvatça: 

To je zato da bi na Kijametskom danu nosili grijehe - terete svoje cijele i dio grijeha onih koje su, a da oni nisu bili svjesni, u zabludu doveli.:" Užasan je teret koji će oni nositi!

Rumence: 

Să-şi poarte lor poverile lor întregi în Ziua Învierii şi o parte din povara celor pe care-i rătăcesc fără să ştie. Povara lor nu este oare urâtă?

Transliteration: 

Liyahmiloo awzarahum kamilatan yawma alqiyamati wamin awzari allatheena yudilloonahum bighayri AAilmin ala saa ma yaziroona

Türkçe: 

Şunun için ki, onlar, kıyamet günü kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, ilimsizlik yüzünden saptırdıkları kişilerin günahlarının bir kısmını da yüklenecekler. Bakın, ne kötü şey yükleniyorlar!

Sahih International: 

That they may bear their own burdens in full on the Day of Resurrection and some of the burdens of those whom they misguide without knowledge. Unquestionably, evil is that which they bear.

İngilizce: 

Let them bear, on the Day of Judgment, their own burdens in full, and also (something) of the burdens of those without knowledge, whom they misled. Alas, how grievous the burdens they will bear!

Azerbaycanca: 

Qiyamət günü öz günahlarına tamamılə, nadanlıqları üzündən yoldan çıxartdıqları adamların günahlarına da qismən yüklənsinlər. Bir görün onların daşıyacaqları (yük) necə də pisdir!

Süleyman Ateş: 

Ki kıyamet günü hem kendi veballerini tam olarak yüklensinler, hem de bilgisizce saptırdıkları kimselerin veballerinden bir kısmını. Bak, ne kötü şey yükleniyorlar!

Diyanet Vakfı: 

Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!

Erhan Aktaş: 

Kıyamet Günü, kendi yüklerinin tamamını ve saptırdıkları câhillerin yüklerinden bir kısmını, yüklenmiş olurlar. Dikkat edin! Yüklendikleri şey ne kötüdür!

Kral Fahd: 

Kıyamet gününde kendi günahlarını tam olarak taşımaları ve bilgisizce saptırmakta oldukları kimselerin günahlarından da bir kısmını yüklenmeleri için (öyle derler). Bak ki yüklenecekleri şey ne kötüdür!

Hasan Basri Çantay: 

(Böyle söylemeleri ancak şu akıbete uğrayacakları içindir:) Çünkü onlar kıyamet gününde kendilerinin günâh yüklerini kamilen taşıdıktan başka sapdırdıkları bilgisiz kimselerin veballerinden bir kısmını da yükleneceklerdir. Dikkat et ki onların sırtlayacakları bu yükler ne kötüdür!

Muhammed Esed: 

Böyle yapmakla, Kıyamet Günü´nde kendi günahlarının yükünü bütünüyle, yoldan çıkardıkları bilgisiz kimselerin yükünü de kısmen üzerlerine almış olurlar. Bir bilseniz, bu yüklendikleri ne kötü bir yüktür!

Gültekin Onan: 

Kıyamet gününde kendi günahlarının tümünü ve bilgisizce saptırdıklarının günahlarının bir kısmını yüklenmeleri için. Bak, ne kötü yük yükleniyorlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Bunu söylemelerinin sebebi şu : Kıyamet günü, kendi günahlarını tamamen yüklendikten başka, saptırdıkları bilgisiz (cahil) kimselerin günahlarından bir kısmını da yükleneceklerdir. Dikkat et ki, ne fena yük (günah) yükleniyorlar!...

Portekizce: 

Carregarão com todos os seus pecados no Dia da Ressurreição, e com parte dos pecados daqueles que, nesciamente,eles desviaram. Que péssimo é o que carregarão!

İsveççe: 

Därför skall de på Uppståndelsens dag bära hela bördan av sin egen skuld och [därtill] en del av den börda de okunniga [bär] som de hade vilselett - det är sannerligen en tung börda som de måste bära!

Farsça: 

سرانجام روز قیامت بار گناهانشان را به طور کامل و بخشی از بار گناهان کسانی که از روی بی دانشی گمراهشان می کنند، به دوش می کشند. آگاه باشید! بد باری است که به دوش می کشند.

Kürtçe: 

بۆ ئەوەی باری گوناھی خۆیان بە تەواوی ھەڵبگرن لە ڕۆژی دوایدا لەگەڵ ھەندێک لەباری گوناھی ئەوانەی کە ئەمان گومڕایان دەکردن بەبێ زانیاری بێداربن زۆر بەدە ئەوەی کە ھەڵیدەگرن (و دەیگرنە ئەستۆ)

Özbekçe: 

Қиёмат куни ўз гуноҳларини тўлалигича ва жаҳолат ила йўлдан адаштирган кишиларнинг гуноҳларидан кўтаришлари учундир. Огоҳ бўлинг! Улар кўтарган нарса қандоқ ҳам ёмон! (Мазкур кофирлар куфрлари, Қуръонга иймон келтирмай юрганлари ва одамларни Қуръондан тўсганлари учун етарли жазо оладилар. Қиёмат кунида улар ўз гуноҳларини тўлалигича кўтарадилар, яъни, шунга яраша жазога йўлиқтириладилар. Бунга қўшимча равишда, ўзлари жаҳолат ила Қуръонга қарши ташвиқот олиб бориб йўлдан адаштирган кишиларнинг гуноҳларидан баъзисини ҳам кўтарадилар. Унга яраша қўшимча жазо ҳам оладилар. Ўз гуноҳларига бошқаларнинг гуноҳларини ҳам қўшиб кўтарадилар.)

Malayca: 

(Mereka dibiarkan menuduh dengan yang demikian) supaya mereka memikul dosa-dosa mereka dengan sepenuhnya pada hari kiamat, dan juga memikul sebahagian dari dosa orang-orang yang mereka sesatkan dengan tidak berdasarkan pengetahuan yang benar; sesungguhnya amatlah buruknya dosa-dosa yang mereka lakukan itu.

Arnavutça: 

(Këtë e thanë që) t’ju ngarkohen mëkatet e tyre të plota në Ditën e Kijametit, si dhe aq sa kanë bërë mëkate ata që u mashtruan dhe humbën rrugën nga këta – nga padijenia; sa ë shëmtuara janë ato (mëkatet) që i bartin ata!

Bulgarca: 

за да понесат в Деня на възкресението всички свои товари и някои товари на заблудените от тях хора в неведение. И колко лошо е онова, което ще понесат!

Sırpça: 

То је зато да би на Судњем дану носили своје грехе у потпуности и део греха оних које су, а да они нису били свесни, у заблуду довели. Ужасан је терет који ће они да носе!

Çekçe: 

Nechť tedy nesou plně svá břemena v den zmrtvýchvstání a část břemene těch, kdož z cesty je nevědomky svedli! Jak hnusné je to, čím se obtížili!

Urduca: 

یہ باتیں وہ اس لیے کرتے ہیں کہ قیامت کے روز اپنے بوجھ بھی پورے اٹھائیں، اور ساتھ ساتھ کچھ اُن لوگوں کے بوجھ بھی سمیٹیں جنہیں یہ بر بنائے جہالت گمراہ کر رہے ہیں دیکھو! کیسی سخت ذمہ داری ہے جو یہ اپنے سر لے رہے ہیں

Tacikçe: 

То дар рӯзи қиёмат ҳамаи бори гуноҳи хеш ва бори гуноҳи касонеро, ки ба нодонӣ гумроҳашон карда буданд, бардоранд. Огоҳ бош, ки бори баде бармедоранд!

Tatarca: 

Алар бу сүзләрне сөйлиләр кыямәт көнне авыр җәзасын күтәрер өчен, дәхи дәлилсез ялган сүзләр белән үзләренә ияртеп аздырган кешеләрнең дә гөнаһларының җәзасын күтәрерләр, әгаһ булсыннар, белеп торсыннар күтәрәчәк җәзалары нинди кабахәттер.

Endonezyaca: 

(ucapan mereka) menyebabkan mereka memikul dosa-dosanya dengan sepenuh-penuhnya pada hari kiamat, dan sebahagian dosa-dosa orang yang mereka sesatkan yang tidak mengetahui sedikitpun (bahwa mereka disesatkan). Ingatlah, amat buruklah dosa yang mereka pikul itu.

Amharca: 

(ይህንንም የሚሉት) በትንሣኤ ቀን ኀጢኣቶቻቸውን በሙሉ ከእነዚያም ያለ ዕውቀት ኾነው ከሚያጠሟቸው ሰዎች ኀጢአቶች ከፊሉን ሊሸከሙ ነው፡፡ ንቁ! የሚሸከሙት ኃጢኣት ምንኛ ከፋ!

Tamilce: 

இதன் காரணமாக, மறுமை நாளில் அவர்கள் தங்கள் (பாவச்)சுமைகளை முழுமையாக சுமப்பார்கள். இன்னும், எவர்களை கல்வியின்றி இவர்கள் வழிகெடுத்தார்களோ அவர்களின் (பாவச்) சுமைகளிலிருந்தும் சுமப்பார்கள். அறிந்து கொள்ளுங்கள்! அவர்கள் சுமப்பது மிகக் கெட்டதாகும்.

Korece: 

그들로 하여금 심판의 날 그들의 죄악과 그들이 무지하여 방 황케 한 죄악을 짊어지도록 하리 니 그들이 짊어질 그것에 저주가 있으리라

Vietnamca: 

Để chúng gánh trọn tội lỗi của chúng vào Ngày Phán Xét và gánh luôn cả tội lỗi của những kẻ chúng đã dắt đi lạc mà không hay biết. Thật tồi tệ cho điều mà chúng phải gánh chịu?!