-
Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi
Ayet sayısı: 128
Başka isimleri: Arı Suresi
Geliş zamanı: Mekke Dönemi
Harf sayısı: 7642
İsmin anlamı: Bal arısı
Kelime sayısı: 1845
Sure numarası: 16
Arapça:
أَمْوَاتٌ غَيْرُ أَحْيَاءٍ ۖ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ
Çeviriyazı:
emvâtün gayru aḥyâ'. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O putlar, hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
Diyanet İşleri:
Onlar cansız, ölüdürler. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ölülerdir onlar, diriler değil, ne vakit diriltilecekler, ondan da haberleri yok.
Şaban Piriş:
Onlar, ölüdür, diri değil. Ne zaman diriltileceklerinin de bilincinde değillerdir.
Edip Yüksel:
Ölüdürler, diri değildirler. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
Ali Bulaç:
Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin şuuruna varamazlar.
Suat Yıldırım:
O müşriklerin Allah'tan başka ibadet edip yalvardıkları sahte tanrılar ise, hiçbir şey yaratamazlar. Zaten kendileri yaratılmaktadırlar.Hep ölüdürler, diri değildirler.Kendilerine tapanların bile ne zaman diriltileceklerini bilemezler. [37,95-96]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Onlar) Ölülerdir, diriler değildirler ve ne zaman (nâsın) diriltileceklerini de anlayamazlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hayat bulmaz ölülerdir onlar. Ne zaman dirilteceklerini bile bilmezler.
Bekir Sadak:
Onlardan oncekiler duzen kurmuslardi. Bunun uzerine Allah, binalarinin temelini cokertti de tavanlari baslarina yikildi. Azap, onlara farketmedikleri yerden geldi.
İbni Kesir:
Onlar
Adem Uğur:
Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
İskender Ali Mihr:
Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ve ne zaman beas olunacaklarının (diriltileceklerinin) bilincinde değillerdir.
Celal Yıldırım:
Onlar (o putperestler) ölülerdir
Tefhim ul Kuran:
Ölüdürler, diri değildirler
Fransızca:
Ils sont morts, et non pas vivants, et ils ne savent pas quand ils seront ressuscités.
İspanyolca:
Están muertos, no vivos. Y no saben cuándo serán resucitados.
İtalyanca:
[Essi sono] morti e non vivi e non sanno affatto quando saranno resuscitati.
Almanca:
Sie sind Leblose, keine Lebendigen. Und sie merken nicht, wann sie erweckt werden.
Çince:
他们是死的,不是活的,他们不知道崇拜者们将在何时复活。
Hollandaca:
Zij zijn dood en niet levend, en zij weten volstrekt niet, Wanneer zij zullen opstaan.
Rusça:
Они мертвы, не живы и не знают, когда они будут воскрешены.
Somalice:
waana Mayd aan Noolayn mana oga waqtiga la soo bixin (Dadka).
Swahilice:
Ni wafu si wahai, na wala hawajui watafufuliwa lini.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى بۇتلار) تىرىك ئە مەس، ئۆلۈكتۈر، ئۇلار (چوقۇنغۇچىلىرىنىڭ) قاچان قايتا تىرىلدۈرۈلىدىغانلىقىنى ئۇقمايدۇ
Japonca:
(かれらは)死んだもので生命はない。何時甦されるかも知らない。
Arapça (Ürdün):
«أموات» لا روح فيه خبر ثان «غير أحياء» تأكيد «وما يشعرون» أي الأصنام «أيان» وقت «يبعثون» أي الخلق فكيف يعبدون، إذ لا يكون إلهاً إلا الخالق الحي العالم بالغيب.
Hintçe:
(बल्कि) वह ख़ुद दूसरों के बनाए हुए मुर्दे बेजान हैं और इतनी भी ख़बर नहीं कि कब (क़यामत) होगी और कब मुर्दे उठाए जाएगें
Tayca:
พวกมันตาย ปราศจากชีวิต และพวกมันไม่รู้ด้วยว่า เมื่อใดจะถูกให้ฟื้นขึ้นมาอีก
İbranice:
מתים הם ואינם חיים, ואינם יודעים מתי יקומו לתחייה. אלוהכם הוא האחד והיחיד
Hırvatça:
mrtvi su, nisu živi i ne znaju kada će biti oživljeni.
Rumence:
Ei sunt morţi, nu sunt vii, şi nici nu ştiu când vor fi sculaţi.
Transliteration:
Amwatun ghayru ahyain wama yashAAuroona ayyana yubAAathoona
Türkçe:
Hayat bulmaz ölülerdir onlar. Ne zaman dirilteceklerini bile bilmezler.
Sahih International:
They are, [in fact], dead, not alive, and they do not perceive when they will be resurrected.
İngilizce:
(They are things) dead, lifeless: nor do they know when they will be raised up.
Azerbaycanca:
Onlar ölüdürlər, diri deyillər və (insanların, bütün məxluqatın) nə vaxt diriləcəklərini də bilməzlər. (Elə isə onlara ibadət etmək düzgündürmü?!)
Süleyman Ateş:
Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
Diyanet Vakfı:
Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Erhan Aktaş:
Diri değil, ölüdürler. Diriltilecekleri zamandan habersizdirler.
Kral Fahd:
Onlar ölüdürler diri değil. (Kendilerine ibadet edenlerin) ne zaman dirileceklerini (Kıyâmeti) de bilmezler.
Hasan Basri Çantay:
(Onlar) diriler değil, ölülerdir. Ne zaman dirileceklerine şuurları da yokdur.
Muhammed Esed:
hayatı hiç tatmamış ölülerdir onlar; ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
Gültekin Onan:
Ölüdürler, diri değildirler
Ali Fikri Yavuz:
O putlar hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
Portekizce:
São mortos, sem vida, e ignoram quando serão ressuscitados.
İsveççe:
Döda, livlösa, vet de inte när de skall uppväckas till liv.
Farsça:
مُردگانند نه زندگان، و نمی دانند چه زمانی برانگیخته می شوند.
Kürtçe:
مردووی بێ گیانن (ئەو بتانە) ھەست ناکەن کەی (خۆیان و خەڵکی) زیندوو دەکرێنەوە
Özbekçe:
Ўликлардир, тирик эмаслар ва қачон қайта тирилтирилишларини билмаслар.
Malayca:
Makhluk-makhluk itu tetap akan mati, bukanlah kekal hidup; dan mereka tidak mengetahui bilakah masing-masing akan dibangkitkan (menerima balasan).
Arnavutça:
ato (statujet) janë gjëra të vdekura, pa kurrfarë gjallërie. Ata nuk dinë kur do të ringjallen.
Bulgarca:
безжизнени мъртъвци. И не ще усетят кога ще бъдат възкресени.
Sırpça:
мртви су, нису живи и не знају када ће да буду оживљени.
Çekçe:
a mrtví jsou, bez života, a nevědí ani, kdy budou vzkříšeni.
Urduca:
مردہ ہیں نہ کہ زندہ اور ان کو کچھ معلوم نہیں ہے کہ انہیں کب (دوبارہ زندہ کر کے) اٹھایا جائے گا
Tacikçe:
Мурдагонанд, на зиндагон ва надонанд, ки чӣ вақт онҳоро дубора зинда мекунанд.
Tatarca:
Ул сынымнар һич терелми торган үлекләр, вә ул сынымнар кешеләрнең, ягъни үзләренә табынучыларның кайчан кубарылачакларын да белмиләр.
Endonezyaca:
(Berhala-berhala itu) benda mati tidak hidup, dan berhala-berhala tidak mengetahui bilakah penyembah-penyembahnya akan dibangkitkan.
Amharca:
ሕያው ያልኾኑ ሙታን ናቸው፡፡ መቼ እንደሚቀሰቀሱም አያውቁም፡፡
Tamilce:
(அல்லாஹ்வை அன்றி வணங்கப்படுகின்ற இந்த சிலைகள்) இறந்தவர்கள்; உயிருள்ளவர்கள் அல்லர். இன்னும், (தாம்) எப்போது (மறுமையில்) எழுப்பப்படுவோம் என்பதை அவர்கள் அறியமாட்டார்கள்.
Korece:
그들은 생명이 없는 죽은 것들로 그들이 언제 부활될련지 모 르니라
Vietnamca:
(Trên thực tế, các thần linh đó là những vật giống) cái xác chết không có sự sống, và chúng thậm chí không biết bao giờ chúng sẽ được cho sống lại.
Ayet Linkleri: