Arapça:
أَمْوَاتٌ غَيْرُ أَحْيَاءٍ ۖ وَمَا يَشْعُرُونَ أَيَّانَ يُبْعَثُونَ
Çeviriyazı:
emvâtün gayru aḥyâ'. vemâ yeş`urûne eyyâne yüb`aŝûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O putlar, hep ölüdürler, diri değildirler ve insanların öldükten sonra ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
Diyanet İşleri:
Onlar cansız, ölüdürler. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ölülerdir onlar, diriler değil, ne vakit diriltilecekler, ondan da haberleri yok.
Şaban Piriş:
Onlar, ölüdür, diri değil. Ne zaman diriltileceklerinin de bilincinde değillerdir.
Edip Yüksel:
Ölüdürler, diri değildirler. Ne zaman dirileceklerini de bilmezler.
Ali Bulaç:
Ölüdürler, diri değildirler; ne zaman dirileceklerinin şuuruna varamazlar.
Suat Yıldırım:
O müşriklerin Allah'tan başka ibadet edip yalvardıkları sahte tanrılar ise, hiçbir şey yaratamazlar. Zaten kendileri yaratılmaktadırlar.Hep ölüdürler, diri değildirler.Kendilerine tapanların bile ne zaman diriltileceklerini bilemezler. [37,95-96]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Onlar) Ölülerdir, diriler değildirler ve ne zaman (nâsın) diriltileceklerini de anlayamazlar.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hayat bulmaz ölülerdir onlar. Ne zaman dirilteceklerini bile bilmezler.
Bekir Sadak:
Onlardan oncekiler duzen kurmuslardi. Bunun uzerine Allah, binalarinin temelini cokertti de tavanlari baslarina yikildi. Azap, onlara farketmedikleri yerden geldi.
Adem Uğur:
Onlar diriler değil, ölülerdir. Ne zaman diriltileceklerini de bilmezler.
İskender Ali Mihr:
Onlar ölüdürler, diri değildirler. Ve ne zaman beas olunacaklarının (diriltileceklerinin) bilincinde değillerdir.
Celal Yıldırım:
Onlar (o putperestler) ölülerdir
Tefhim ul Kuran:
Ölüdürler, diri değildirler
Fransızca:
Ils sont morts, et non pas vivants, et ils ne savent pas quand ils seront ressuscités.
İspanyolca:
Están muertos, no vivos. Y no saben cuándo serán resucitados.
İtalyanca:
[Essi sono] morti e non vivi e non sanno affatto quando saranno resuscitati.
Almanca:
Sie sind Leblose, keine Lebendigen. Und sie merken nicht, wann sie erweckt werden.
Çince:
他们是死的,不是活的,他们不知道崇拜者们将在何时复活。
Hollandaca:
Zij zijn dood en niet levend, en zij weten volstrekt niet, Wanneer zij zullen opstaan.
Rusça:
Они мертвы, не живы и не знают, когда они будут воскрешены.
Somalice:
waana Mayd aan Noolayn mana oga waqtiga la soo bixin (Dadka).
Swahilice:
Ni wafu si wahai, na wala hawajui watafufuliwa lini.
Uygurca:
ئۇلار (يەنى بۇتلار) تىرىك ئە مەس، ئۆلۈكتۈر، ئۇلار (چوقۇنغۇچىلىرىنىڭ) قاچان قايتا تىرىلدۈرۈلىدىغانلىقىنى ئۇقمايدۇ
Japonca:
(かれらは)死んだもので生命はない。何時甦されるかも知らない。
Arapça (Ürdün):
«أموات» لا روح فيه خبر ثان «غير أحياء» تأكيد «وما يشعرون» أي الأصنام «أيان» وقت «يبعثون» أي الخلق فكيف يعبدون، إذ لا يكون إلهاً إلا الخالق الحي العالم بالغيب.
Hintçe:
(बल्कि) वह ख़ुद दूसरों के बनाए हुए मुर्दे बेजान हैं और इतनी भी ख़बर नहीं कि कब (क़यामत) होगी और कब मुर्दे उठाए जाएगें
Tayca:
พวกมันตาย ปราศจากชีวิต และพวกมันไม่รู้ด้วยว่า เมื่อใดจะถูกให้ฟื้นขึ้นมาอีก
İbranice:
מתים הם ואינם חיים, ואינם יודעים מתי יקומו לתחייה. אלוהכם הוא האחד והיחיד
Hırvatça:
mrtvi su, nisu živi i ne znaju kada će biti oživljeni.
Rumence:
Ei sunt morţi, nu sunt vii, şi nici nu ştiu când vor fi sculaţi.
Transliteration:
Amwatun ghayru ahyain wama yashAAuroona ayyana yubAAathoona