Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

16

Ayet No: 

1917

Sayfa No: 

269

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَعَلَامَاتٍ ۚ وَبِالنَّجْمِ هُمْ يَهْتَدُونَ

Çeviriyazı: 

ve`alâmât. vebinnecmi hüm yehtedûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Daha birçok âlametler yarattı. İnsanlar geceleyin de Allah'ın yarattığı yıldızlarla yönlerini bulurlar.

Diyanet İşleri: 

Yeryüzünde, sarsılmayasınız diye, sabit dağlar, nehirler ve belki yolunuzu bulursunuz diye yollar ve işaretler meydana getirmiştir. Onlar yıldızla da yollarını bulurlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve alametler halktemiştir ve yıldızla yollarını bulur onlar.

Şaban Piriş: 

Daha (başka) işaretler (de yarattı) yıldız(lar) ile de onlar yollarını bulurlar.

Edip Yüksel: 

Ve göze çarpan işaretler... Yıldızlarla da yol bulurlar.

Ali Bulaç: 

Ve (başka) işaretler de (yarattı); onlar yıldız(lar)la da doğru yolu bulabilirler.

Suat Yıldırım: 

Yol bulmada yararlanacağınız daha birçok alâmetler, işaretler koydu. Yıldızlarla da bir kısım insanlar yol bulurlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve nice alâmetler (vücuda getirdi) ve onlar yıldızlar ile yollarını doğrulturlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve nice işaretler! Yıldızla da onlar, yol ve yön doğrulturlar.

Bekir Sadak: 

Onlar cansiz, oludurler. Ne zaman dirileceklerini de bilemezler. *

İbni Kesir: 

İşaretler de. Yıldızlarla da, onlar yollarını bulurlar.

Adem Uğur: 

Daha nice alâmetler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.

İskender Ali Mihr: 

Ve alâmetler (işaretler) ve yıldızla (devrin imamıyla) onlar, yol bulurlar (hidayete ererler).

Celal Yıldırım: 

16:15

Tefhim ul Kuran: 

Ve (başka) işaretler de (yarattı)

Fransızca: 

ainsi que des points de repère. Et au moyen des étoiles [les gens] se guident .

İspanyolca: 

y mojones. Y se guían por los astros.

İtalyanca: 

E [ha stabilito] punti di riferimento: le stelle che vi fanno da guida.

Almanca: 

Ebenso (setzte ER) Merkmale. Und mit dem Stern finden sie Rechtleitung.

Çince: 

他设立许多标志,他们借助那些标志和星宿而遵循正路。

Hollandaca: 

Hij heeft tevens teekenen geplaatst, waardoor de menschen hunnen weg zouden kennen; en zij worden door de sterren geleid.

Rusça: 

Он создал приметы. А по звездам они находят правильную дорогу.

Somalice: 

Iyo calaamado iyo Xiddigo ay dadku ku toosaan.

Swahilice: 

Na alama nyengine. Na kwa nyota wao wanajiongoza.

Uygurca: 

(يوللارغا) بەلگىلەرنى قىلدى. ئۇلار (كېچىسى قۇرۇقلۇقتا ۋە دېڭىزلاردا) يۇلتۇزلار بىلەن يول تاپىدۇ

Japonca: 

また色々な標識,星を頼りにかれら(人びと)は導かれる。

Arapça (Ürdün): 

«وعلامات» تستدلون بها على الطرق كالجبال بالنهار «وبالنجم» بمعنى النجوم «هم يهتدون» إلى الطرق والقبلة بالليل.

Hintçe: 

ताकि (ऐसा न हों) कि ज़मीन तुम्हें लेकर झुक जाए (और तुम्हारे क़दम न जमें) और (उसी ने) नदियाँ और रास्ते (बनाए)

Tayca: 

เครื่องหมายต่าง ๆ และด้วยดวงดาว พวกเขาใช้นำทาง

İbranice: 

וסימנים ,ועל ידי הכוכבים האנשים מוצאים את דרכם

Hırvatça: 

a i putokaze, a i po zvijezdama se oni upravljaju:

Rumence: 

precum şi semne de drum. Şi după stele se poate călăuzi.

Transliteration: 

WaAAalamatin wabialnnajmi hum yahtadoona

Türkçe: 

Ve nice işaretler! Yıldızla da onlar, yol ve yön doğrulturlar.

Sahih International: 

And landmarks. And by the stars they are [also] guided.

İngilizce: 

And marks and sign-posts; and by the stars (men) guide themselves.

Azerbaycanca: 

(Yollarda dərə, təpə, çuxur kimi) əlamətlər də (müəyyən etdi). (İnsanlar gecə vaxtı) yollarını (və qibləni) ulduzlar vasitəsilə taparlar.

Süleyman Ateş: 

(Yol bulmak için yararlanılacak) işaretler de (yarattı). Onlar yıldız(lar)la da yol bulurlar.

Diyanet Vakfı: 

Daha nice alametler (yarattı). Onlar, yıldızlarla da yollarını doğrulturlar.

Erhan Aktaş: 

Ve işâretler. Onlar, yıldızla yol bulurlar.

Kral Fahd: 

Keza bir takım alametleri de yaratan O'dur. Nitekim insanlar, yıldızla da doğru yolu bulurlar.

Hasan Basri Çantay: 

(Yer yüzünde) daha nice alâmetler (peyda etdi). Yıldız (lar) la da onlar (insanlar) yollarını doğrulturlar.

Muhammed Esed: 

ve daha (nice) işaretler: (söz gelimi) yıldızlar (ki, onlar)la da insanlar yollarını bulmaktadırlar.

Gültekin Onan: 

Ve (başka) işaretler de (yarattı)

Ali Fikri Yavuz: 

Daha bir çok alâmetler yarattı. Yıldızla da insanlar yollarını doğrulturlar.

Portekizce: 

Assim como os marcos, constituindo-se das estrelas, pelas quais (os homens) se guiam.

İsveççe: 

och [gett er] tecken och vägmärken - och stjärnorna, med vars ledning [människor] kan finna rätt väg.

Farsça: 

و [برای اینکه در عبور از کوه ها و بیابان ها و کویرها سرگردان و گم نشوید] نشانه ها [قرار داد] ، و [مردم به هنگام شب در دل بیابان ها و بر سطح دریاها] به وسیله ستارگان راهیابی می کنند.

Kürtçe: 

ھەروەھا نیشانەی زۆری داناوە و بە ئەستێرەش خەڵکی ڕێ دەرئەکەن (لە شەودا)

Özbekçe: 

Ва аломатлар ҳамда юлдузлар ила улар йўл топурлар.

Malayca: 

Dan (Ia mengadakan) tanda-tanda panduan jalan, dan dengan bintang-bintang (pada waktu malam) mereka dapat mengetahui arah yang hendak dituju.

Arnavutça: 

dhe (ka krijuar) tregues të rrugëve, si dhe orientimin e njerëzve me anë të yjeve.

Bulgarca: 

и други знаци; и по звездите се насочват.

Sırpça: 

а и путоказе, а и по звездама се они управљају:

Çekçe: 

a ukazovatele, a podle hvězd jsou též vedeni.

Urduca: 

اس نے زمین میں راستہ بتانے والی علامتیں رکھ دیں، اور تاروں سے بھی لوگ ہدایت پاتے ہیں

Tacikçe: 

Ва нишонаҳо ниҳод ва ба ситорагон роҳ меёбанд.

Tatarca: 

Дәхи юлларны белергә галәмәтләр – маяклар бар иттек, вә кораблар белән диңгездә йөрегәндә барачак тарафларын йолдызларга карап табарлар.

Endonezyaca: 

dan (Dia ciptakan) tanda-tanda (penunjuk jalan). Dan dengan bintang-bintang itulah mereka mendapat petunjuk.

Amharca: 

ምልክቶችንም (አደረገ)፡፡ በከዋክብትም እነሱ ይምመራሉ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், (பகலில் நீங்கள் செல்லும் திசைகளை அறிய மலைகள் போன்ற) பல அடையாளங்களை அமைத்தான். இன்னும், (இரவில் பயணம் செய்யும்போது) அவர்கள் நட்சத்திரங்கள் மூலம் பாதைகளை அறிகிறார்கள்.

Korece: 

이정표와 별들로써 사람들 이 방향을 알 수 있노라

Vietnamca: 

Và (Ngài đã đặt) những cột mốc (trên trái đất làm dấu dẫn đường con người); và với các vì sao (trên bầu trời) họ cũng có thể tìm thấy con đường của họ.