-
Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi
Ayet sayısı: 128
Başka isimleri: Arı Suresi
Geliş zamanı: Mekke Dönemi
Harf sayısı: 7642
İsmin anlamı: Bal arısı
Kelime sayısı: 1845
Sure numarası: 16
Arapça:
وَعَلَى اللَّهِ قَصْدُ السَّبِيلِ وَمِنْهَا جَائِرٌ ۚ وَلَوْ شَاءَ لَهَدَاكُمْ أَجْمَعِينَ
Çeviriyazı:
ve`ale-llâhi ḳaṣdü-ssebîli veminhâ câir. velev şâe lehedâküm ecme`în.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Onun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.
Diyanet İşleri:
Yolun eğri olanı da vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Doğru yolu bildirmek, Allah'a aittir, yolların eğrisi de var ve dileseydi hepinizi de doğru yola sevk ederdi.
Şaban Piriş:
Yolun doğrusunu göstermek Allah’a aittir. Eğri yol da vardır. Eğer dileseydi hepinize hidayet ederdi.
Edip Yüksel:
Yolları göstermek ALLAH'a aittir; bazısı eğridir. Dileseydi hepinizi doğruya iletirdi.
Ali Bulaç:
Yolu doğrultmak Allah'a aittir, kimi (yollar) ise eğridir. Eğer o dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi.
Suat Yıldırım:
Doğru yolu bildirmek Allah'a aittir. Kimi yollar ise eğridir. Şayet O dileseydi, hepinizi toptan doğru yola getirirdi. [76,3; 6,153] [10,99; 11,117-119]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve (maksut olan) doğru yolu beyan da Allah Teâlâ´ya aittir. Maahaza ondan sapan da vardır ve eğer Allah Teâlâ dilese idi, elbette sizi cümleten hidâyete erdirirdi.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi.
Bekir Sadak:
Taze et yemeniz, takindiginiz susleri edinmeniz ve Allah´in bol nimetinden faydalanmaniz icin denize ki gemilerin onu yara yara gittigini gorursun boyun egdiren de O´dur. Artik belki sukredersiniz.
İbni Kesir:
Yolun doğrusunu göstermek Alla´a aittir. Ondan sapan da vardır. O, dileseydi
Adem Uğur:
Yolun doğrusu Allah´ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.
İskender Ali Mihr:
Ve sebîllerin (dergâhlardan Sıratı Mustakîm´e ulaşan bütün yolların yani mürşidlerin) tayini, Allah´ın üzerinedir. Ve ondan sapanlar vardır. Ve eğer O dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.
Celal Yıldırım:
Doğru yolu bildirmek, gösterip yöneltmek Allah´a aittir. Yollardan bir kısmı eğridir, (amaca ulaştırıcı değildir). Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.
Tefhim ul Kuran:
Yolu doğrultmak Allah´a aittir, kimi (yollar) ise eğridir. Eğer o dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi.
Fransızca:
Il appartient à Allah [par Sa grâce, de montrer] le droit chemin car il en est qui s'en détachent. Or, s'Il voulait, Il vous guiderait tous.
İspanyolca:
A Alá le incumbe indicar el Camino, del que algunos se desvían. Si hubiera querido, os habría dirigido a todos.
İtalyanca:
Guidarvi sulla retta via è prerogativa di Allah, poiché altre [vie] se ne allontanano. Se volesse vi guiderebbe tutti.
Almanca:
Und ALLAH obliegt die Rechtleitung zum geraden Weg. Und manche der Wege sind abweichend. Und hätte ALLAH es gewollt, hätte ER euch doch rechtgeleitet, allesamt.
Çince:
真主负责指示正道的责任。有些道路是偏邪的,假若他意欲,他必将你们全体引入正道。
Hollandaca:
Het behoort Gode, de menschen te onderrichten nopens den rechten weg, en er zijn er, die daarvan afdwalen: maar indien het hem had behaagt, zou hij u zekerlijk allen geleid hebben.
Rusça:
Аллах указывает на прямой путь, но есть дороги, которые уводят в сторону. Если бы Аллах пожелал, то Он вас всех наставил бы на прямой путь.
Somalice:
Xagga Eebaana jid toosan yahay (Hanuun), Mid leexsanna waa jiraa (xumaanta) Hadduu Doonana wuu idin hanuunin lahaa dhammaan.
Swahilice:
Na ni juu ya Mwenyezi Mungu kuelekeza Njia. Na zipo njia za upotovu. Na angeli penda angeli kuongoeni nyote.
Uygurca:
توغرا يول كۆرسىتىشنى اﷲ ئۆز ئۈستىگە ئالغان. بەزى يوللار ئەگرى بولىدۇ، مۇبادا اﷲ خالىسا ئىدى، سىلەرنىڭ ھەممىڭلارنى ئەلۋەتتە توغرا يولغا سالغان بولاتتى
Japonca:
(正しい)道に方向付けるのは,アッラーの仕事である。だが曲った道もある。もしかれの御心が望むならば,あなたがたは一斉に導かれたであろう。
Arapça (Ürdün):
«وعلى الله قصد السبيل» أي بيان الطريق المستقيم «ومنها» أي السبيل «جائر» حائد عن الاستقامة «ولو شاء» هدايتكم «لهداكم» إلى قصد السبيل «أجمعين» فتهتدون إليه باختيار منكم.
Hintçe:
(उसके अलावा) और चीज़े भी पैदा करेगा जिनको तुम नहीं जानते हो और (ख़ुश्क व तर में) सीधी राह (की हिदायत तो ख़ुदा ही के ज़िम्मे हैं और बाज़ रस्ते टेढे हैं
Tayca:
และเป็นหน้าที่เหนืออัลลอฮ์คือการชี้แนะทางที่เที่ยงตรง และจากมัน(ทางต่าง ๆ) นั้น ก็มีทางคดเคคยวและหากพระองค์ทรงประสงค์แน่นอนพระองค์ก็จะทรงชี้นำทางแก่พวกเจ้าทั้งหมด
İbranice:
ואלוהים יראה את השביל הישר, ואולם יש גם דרכים עקלקלות. ואילו רצה, היה מדריך את כולכם
Hırvatça:
Ka Allahu vodi samo Pravi put - put Istine, a ima ih i krivih, a da On hoće, sve bi vas uputio.
Rumence:
Asupra lui Dumnezeu este dezvăluirea drumului, însă unii merg pe alăturea. Şi dacă ar voi, v-ar călăuzi pe toţi.
Transliteration:
WaAAala Allahi qasdu alssabeeli waminha jairun walaw shaa lahadakum ajmaAAeena
Türkçe:
Yolu doğrultup denge noktasını bulmak Allah'ın işidir. Ondan sapan da var. Allah dileseydi, sizi toptan hidayete erdirirdi.
Sahih International:
And upon Allah is the direction of the [right] way, and among the various paths are those deviating. And if He willed, He could have guided you all.
İngilizce:
And unto Allah leads straight the Way, but there are ways that turn aside: if Allah had willed, He could have guided all of you.
Azerbaycanca:
Doğru yolu (islamı) göstərmək Allaha aiddir. Ondan (haqdan) kəc olan yol (və ya haqdan kənara çıxan) da vardır. Əgər (Allah) istəsəydi, sizin hamınızı doğru yola salardı.
Süleyman Ateş:
Kısa ve doğru yolu Allah gösterir. Ama o yoldan sapan da var. Allah dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.
Diyanet Vakfı:
Yolun doğrusu Allah'ındır. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi doğru yola iletirdi.
Erhan Aktaş:
Doğru yolu göstermek Allah’a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Eğer O dileseydi,(1) hepinizi hidâyete erdirirdi.
Kral Fahd:
Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Onun eğrisi de vardır. Allah dileseydi hepinizi birden doğru yola iletirdi.
Hasan Basri Çantay:
Doğru yolu bildirmek Allaha âiddir. Kimi (yol) ise eğridir. (Allah) dileseydi muhakkak hepinizi topdan hidâyete erdirirdi.
Muhammed Esed:
Ve (sizin yaratıcınız O olduğu için) size yolun doğrusunu göstermek de Allah´a düşer; çünkü o yoldan sapıp da yolunu kaybeden (çok insan) var. Oysa, Allah dileseydi sizin hepinizi doğru yola çıkarırdı.
Gültekin Onan:
Yolu doğrultmak Tanrı´ya aittir, kimi (yollar) ise eğridir. Eğer o dileseydi, sizin tümünüzü elbette hidayete erdirirdi.
Ali Fikri Yavuz:
Hakka iletici doğru yolu (şeriati) beyan etmek Allah’a aittir. O yoldan sapan da var. Allah dileseydi, sizin hepinizi hidayete erdirirdi.
Portekizce:
A Deus incumbe indicar a verdadeira senda, da qual tantos se desviam. Porém, se Ele quisesse, iluminar-vos-ia a todos.
İsveççe:
Gud visar färdriktningen, men det finns de som viker av från den [och går vilse]. Om Han hade velat, skulle Han ha lett er alla på rätt väg.
Farsça:
و قرار دادن راه راست [برای هدایت بندگان به سوی سعادت ابدی] فقط برعهده خداست، و برخی از این راه ها کج و منحرف است [که حرکت در آن شما را از سعادت ابدی محروم می کند] ، و اگر خدا می خواست همه شما را [به طور اجبار] به راه راست هدایت می کرد.
Kürtçe:
ڕێگای ڕاست نیشاندان (بە بەندەکان) تەنھا بۆ خوایە وە ھەندێک لە ڕێگاکان لارو ناڕێکە وە ئەگەر (خوا) بیویستایە ھەمووتانی ڕێنمونی دەکرد
Özbekçe:
Йўлларнинг мақсаддагиси Аллоҳга оиддир. Улардан эгриси ҳам бордир. Агар хоҳласа, албатта, ҳаммангизни ҳидоят қилган бўларди. (Бу дунёда ҳиссий йўлларга ўхшаб, маънавий йўллар ҳам кўпдир. Ўша маънавий йўллар ичида яхшиси ҳам, ёмони ҳам бор: Энг тўғри йўл, яъни, мақсадга эриштирадиган, икки дунё саодатига олиб борадиган йўл–Аллоҳ йўлидир.)
Malayca:
Dan kepada Allah jualah tertentunya urusan memberi panduan yang menerangkan jalan yang lurus; dan di antara jalan-jalan yang dituju ada yang terpesong dari kebenaran; dan jika Ia kehendaki, tentulah Ia memberi petunjuk kepada kamu semua (yang menyampaikan ke jalan yang lurus itu).
Arnavutça:
E Perëndia është që t’ju tregojë rrugën e drejtë, e ka prej tyre edhe të shtrembëra, e sikur të donte Perëndia do t’i udhëzonte të gjithë (në rrugë të drejtë).
Bulgarca:
Аллах насочва по Правия път, а другите [пътища] отклоняват. И ако Той пожелаеше, би ви напътил всички.
Sırpça:
Аллахово је да укаже на Прави пут, а има их и кривих путева; а да Он хоће, све би вас упутио.
Çekçe:
A Bohu patří určení cesty, z níž někteří se odchylují; a kdyby chtěl, cestou správnou by vás vedl všechny.
Urduca:
اور اللہ ہی کے ذمہ ہے سیدھا راستہ بتانا جب کہ راستے ٹیڑھے بھی موجود ہیں اگر وہ چاہتا تو تم سب کو ہدایت دے دیتا
Tacikçe:
Бар Худост, ки роҳи ростро бинамояд. Аз миёни роҳҳо низ роҳест каҷ. Агар Худо мехост, ҳамаи шуморо ҳидоят мекард.
Tatarca:
Туры юлны бәян кылмак вә күрсәтмәк Аллаһ эшедер, чөнки адаштыра торган караңгы юллар бар, әгәр Аллаһ теләсә иде барчагызны да туры юлга салган булыр иде. Ягъни Коръән белән тәрбияләнгән кеше туры юлны күрүчедер, вә Коръән диндә туры юл вә туры юлга яктылыктыр. Әмма Коръән белән тәрбияләнмәгән вә Коръән юлына кермәгән кеше сукыр һәм юлсыз.
Endonezyaca:
Dan hak bagi Allah (menerangkan) jalan yang lurus, dan di antara jalan-jalan ada yang bengkok. Dan jikalau Dia menghendaki, tentulah Dia memimpin kamu semuanya (kepada jalan yang benar).
Amharca:
በአላህም ላይ (በችሮታው) ቀጥተኛውን መንገድ መግለጽ አለበት፡፡ ከእርሷም (ከመንገድ) ጠማማ አልለ፡፡ በሻም ኖሮ ሁላችሁንም በእርግጥ ባቀናችሁ ነበር፡፡
Tamilce:
நேர்வழி(யை தெளிவுபடுத்துவது) அல்லாஹ்வின் பொறுப்பாகும். மேலும், வழிகளில் (சில) கோணலானதும் இருக்கிறது. இன்னும், அவன் நாடினால் உங்கள் அனைவரையும் நேர்வழி நடத்தி இருப்பான்.
Korece:
하나님께로 향하는 길이 있으 되 어떤 길은 고르지 못한 길도 있나니 그러나 그분이 원하신다면 너희들 모두를 인도하셨으리라
Vietnamca:
Trách nhiệm của Allah là chỉ (cho các ngươi) con đường chính đạo, nhưng vẫn tồn tại những con đường chệch hướng. Và (dĩ nhiên), nếu muốn, Ngài có thể hướng dẫn tất cả các ngươi.
Ayet Linkleri: