Arapça:
قَالَ سَلَامٌ عَلَيْكَ ۖ سَأَسْتَغْفِرُ لَكَ رَبِّي ۖ إِنَّهُ كَانَ بِي حَفِيًّا
Çeviriyazı:
ḳâle selâmün `aleyk. seestagfiru leke rabbî. innehû kâne bî ḥafiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İbrahim şöyle dedi: "Selâm sana olsun, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü o, bana çok lütufkârdır."
Diyanet İşleri:
İbrahim şöyle cevap verdi: "Sana selam olsun. Senin için Rabbim'den mağfiret dileyeceğim, çünkü O, bana karşı çok lütufkardır."
Abdulbakî Gölpınarlı:
İbrahim, esenlik sana dedi, Rabbimden yarlıganmanı dileyeceğim, şüphe yok ki o, pek lutfeder bana.
Şaban Piriş:
İbrahim: Selam olsun sana! dedi. Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Zira o bana çok merhamet edip, lutfeder.
Edip Yüksel:
Sana selam (barış) olsun," dedi, "Senin bağışlanman için Rabbim'e yalvaracağım; O, bana karşı çok merhametlidir.
Ali Bulaç:
(İbrahim:) "Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O, bana pek lütufkardır" dedi.
Suat Yıldırım:
İbrâhim: “Selâmet, esenlik içinde kal, dedi. Rabbimden senin için af dileyeceğim. O gerçekten bana karşı çok lütufkârdır. [25,63; 28,55; 60,4; 9,113-114; 14,41]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Hazret-i İbrahim de) Dedi ki: «Sana selâm olsun. Senin için Rabbime elbette ki istiğfarda bulunacağım, şüphe yok ki, O benim için çok ikram etmektedir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır."
Bekir Sadak:
Rahmetimizden, kardesi Harun´u bir peygamber olarak ona bagisladik.
İbni Kesir:
İbrahim dedi ki: Selam olsun sana, senin için Rabbımdan mağfiret dileyeceğim. Zira O, bana karşı çok lütufkardır.
Adem Uğur:
İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.
İskender Ali Mihr:
“Sana (senin üzerine) selâm olsun.” dedi. Senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana (çok) lütufkârdır.
Celal Yıldırım:
İbrahim, babasına: Selâm sana, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim. Şüphesiz ki O benim hakkımda (sizden çok) lütuf ve kerem sahibidir.
Tefhim ul Kuran:
(İbrahim:) «Selam üzerine olsun, senin için Rabbimden bağışlanma dileyeceğim, çünkü, O bana pek lütufkârdır» dedi.
Fransızca:
"Paix sur toi", dit Abraham. "J'implorerai mon Seigneur de te pardonner car Il a m'a toujours comblé de Ses bienfaits.
İspanyolca:
Dijo: «¡Paz sobre ti! Pediré por tu perdón a mi Señor. Ha sido benévolo conmigo.
İtalyanca:
Rispose: «Pace su di te, implorerò per te il perdono del mio Signore, poiché Egli è sollecito nei miei confronti.
Almanca:
Er sagte: "Salam sei mit dir. Ich werde für dich meinen HERRN um Vergebung bitten. Denn ER ist mir gegenüber immer großzügig gewesen.
Çince:
他说:祝你平安!我将为你向我的主求饶,他对我确是仁慈的。
Hollandaca:
Abraham antwoordde: Vrede zij op u! Ik zal van mijnen Heer vergiffenis voor u vragen; want hij is genadig omtrent mij.
Rusça:
Он сказал: "Мир тебе! Я буду просить моего Господа простить тебя. Воистину, Он снисходителен ко мне.
Somalice:
wuxuu yidhi (nabi) Ibraahim nabadgalyo korkaaga ha ahaato waan kuu dambi dhaaf warsan adiga Eebahay, Eebe waa ii naxariiste.
Swahilice:
(Ibrahim) akasema: Salamun a'laika! Amani iwe juu yako! Mimi nitakuombea msamaha kwa Mola wangu Mlezi. Hakika Yeye ananihurumia sana.
Uygurca:
ئىبراھىم ئېيتتى: «ساڭا ئامانلىق بولسۇن، پەرۋەردىگارىمدىن ساڭا مەغپىرەت تىلەيمەن، اﷲ ماڭا ھەقىقەتەن مېھرىباندۇر
Japonca:
かれは言った。「あなたに平安あれ。わたしの主に,あなたのため御赦しを祈る。本当にかれは,わたしに対し慈悲深くあられます。
Arapça (Ürdün):
(قال سلام عليك) مني أي لا أصيبك بمكروه (سأستغفر لك ربي إنه كان بي حفيا) من حفي أي بارا فيجيب دعائي وقد أوفى بوعده المذكور في الشعراء "" واغفر لأبي "" وهذا قبل أن يتبين له أنه عدو الله كما ذكره في براءة.
Hintçe:
इबराहीम ने कहा (अच्छा तो) मेरा सलाम लीजिए (मगर इस पर भी) मैं अपने परवरदिगार से आपकी बख्शिश की दुआ करूँगा
Tayca:
เขา (อิบรอฮีม) กล่าวว่า “ขอความศานติจงมีแด่ท่าน ฉันจะขออภัยโทษจากพระเจ้าของฉันให้แก่ท่าน แท้จริงพระองค์เป็นผู้ทรงเมตตากรุณาแก่ฉันมาก
İbranice:
אמר: 'שלום עליך, אבקש סליחה עבורך מריבוני, כי הוא רב-חסד אליי
Hırvatça:
"Selam tebi!", reče Ibrahim. "Molit ću Gospodara svog da ti oprosti, jer On je vrlo dobar prema meni.
Rumence:
Abraham spuse: “Pace ţie! Voi cere Domnului meu iertarea ta, căci El este Binevoitor cu mine.
Transliteration:
Qala salamun AAalayka saastaghfiru laka rabbee innahu kana bee hafiyyan
Türkçe:
Dedi: "Selam sana! Senin için Rabbimden af dileyeceğim. Çünkü O, bana karşı çok lütufkârdır."
Sahih International:
[Abraham] said, "Peace will be upon you. I will ask forgiveness for you of my Lord. Indeed, He is ever gracious to me.
İngilizce:
Abraham said: "Peace be on thee: I will pray to my Lord for thy forgiveness: for He is to me Most Gracious.
Azerbaycanca:
(İbrahim) belə cavab verdi: “Sənə salam olsun! (Allah özü sənə rəhm etsin. Məndən sənə heç bir pislik gəlməz!) Mən Rəbbimdən sənin bağışlanmağını diləyəcəyəm. O mənə qarşı çox mehribandır (çox lütfükardır, duamı qəbul edər).
Süleyman Ateş:
(İbrahim): "Selam sana, (esenlik içinde kal), dedi, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana çok lutufkardır."
Diyanet Vakfı:
İbrahim: Selam sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkardır.
Erhan Aktaş:
“Sana selâm olsun. Seni affetmesi için Rabb’imden bağışlanma dileyeceğim. Kuşkusuz O, bana çok lütufkârdır.(1)”
Kral Fahd:
İbrahim: Selâm sana (esen kal) dedi, Rabbimden senin için mağfiret dileyeceğim. Çünkü O bana karşı çok lütufkârdır.
Hasan Basri Çantay:
(İbrâhîm şöyle) dedi: «Üstüne selâmet. Senin için Rabbime istiğfar edeceğim. Çünkü O, bana çok lûtufkârdır».
Muhammed Esed:
(İbrahim:) "Sana selam olsun!" diye cevap verdi, "Rabbimden seni bağışlamasını isteyeceğim: Çünkü O bana karşı hep lütufkar olmuştur.
Gültekin Onan:
(İbrahim:) "
Ali Fikri Yavuz:
İbrahim şöyle dedi: “- (Benden sana fenalık gelmez, emniyet ve) selâm sana olsun, senin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim. Çünkü O, bana çok lütufkârdır.
Portekizce:
Disse-lhe: Que a paz esteja contigo! Implorarei, para ti, o perdão do meu Senhor, porque é Agraciante para comigo.
İsveççe:
[Abraham] svarade: "Fred vare med dig! Jag skall be till min Herre, att Han förlåter dig. Han har alltid varit god mot mig.
Farsça:
ابراهیم گفت: سلام بر تو، به زودی از پروردگارم برای تو آمرزش می خواهم؛ زیرا او همواره نسبت به من بسیار نیکوکار و مهربان است.
Kürtçe:
(ئیبراھیم) فەرمووی سەلامت لێ بێت لە مەودوا داوای لێ خۆشبوونت بۆ دەکەم لە پەروەردگارم (چونکە) بەڕاستی ئەو (پەروەردگار) لەگەڵمدا میھرەبانە (و دوعام گیرا دەکات)
Özbekçe:
У: «Омон бўл. Энди Роббимдан сени мағфират қилишини сўрайман. Албатта, у менга жуда ҳам лутфи марҳаматлидир.
Malayca:
Nabi Ibrahim berkata: " Selamat tinggalah ayah; aku akan memohon kepada Tuhanku mengampuni dosamu; sesungguhnya Ia sentiasa melimpahkan kemurahan ihsanNya kepadaku.
Arnavutça:
(Ibrahimi) tha: “Shpëtimi qoftë mbi ty! Do t’i lutem Zotit tim që të falë ty. Me të vërtetë, Ai (Perëndia), është i mirë ndaj meje (pa masë).
Bulgarca:
Рече: “Мир на теб! Ще моля да те опрости моят Господ. Към мен Той е благосклонен.
Sırpça:
„Мир теби!“ Рече Аврам. „Молићу Господара свога да ти опрости, јер Он је врло добар према мени.
Çekçe:
Pravil Abraham: 'Mír s tebou! Budu prosit Pána svého o odpuštění pro tebe, vždyť On je mi příznivě nakloněn.
Urduca:
ابراہیمؑ نے کہا "سلام ہے آپ کو میں اپنے رب سے دُعا کروں گا کہ آپ کو معاف کر دے، میرا رب مجھ پر بڑا ہی مہربان ہے
Tacikçe:
Гуфт: «Туро саломат бод! Аз Парвардигорам бароят бахшоиш хоҳам хост. Зеро Ӯ бар ман меҳрубон аст».
Tatarca:
Ибраһим г-м әйтте: "Ярый алай булса сәламәт вә тыныч бул, мин сине мәҗбүр итмәм, синең өчен Раббымнан гафу итүен сорармын, чөнки, Ул догаларымны кабул итә иде.
Endonezyaca:
Berkata Ibrahim: "Semoga keselamatan dilimpahkan kepadamu, aku akan memintakan ampun bagimu kepada Tuhanku. Sesungguhnya Dia sangat baik kepadaku.
Amharca:
«ደህና ኹን፡፡ ወደፊት ከጌታዬ ምሕረትን እለምንልሃለሁ፡፡ እርሱ ለኔ በጣም ርኅሩኅ ነውና» አለ፡፡
Tamilce:
(இப்ராஹீம்) கூறினார்: “ஸலாமுன் அலைக்க" (என் புறத்திலிருந்து உமக்கு பாதுகாப்பு உண்டாகுக! இனி நீர் வெறுப்பதைக் கூறமாட்டேன்). உமக்காக என் இறைவனிடம் பாவமன்னிப்புக் கோருவேன். நிச்சயமாக அவன் என் மீது கருணையும் அன்பும் உடையவனாக இருக்கிறான்.”
Korece:
아브라함이 아버지 평안하소서 아버지를 위해 주님께 용서를 빌겠습니다 주님은 저에게 자비를베푸셨습니다
Vietnamca:
(Ibrahim) nói: “Chào bằng an tạm biệt cha. Con sẽ cầu nguyện Thượng Đế của con tha thứ cho cha. Quả thật, Ngài Hằng Rộng Lượng với con.”
Ayet Linkleri: