Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

37

Ayet No: 

1839

Sayfa No: 

264

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ فَإِنَّكَ مِنَ الْمُنظَرِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâle feinneke mine-lmünżarîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin."

Diyanet İşleri: 

Allah: "Sen, bilinen gün gelene kadar bırakılanlardansın" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şüphe yok ki dedi, sen, mühlet verilmişlerdensin.

Şaban Piriş: 

Sen, ertelenenlerdensin! dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi ki: "Tamam, sen ertelendin,"

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Öyleyse, sen (kendisine) süre tanınanlardansın."

Suat Yıldırım: 

“Haydi, buyurdu, belirli bir güne kadar sana müsaade edildi.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(37-38) (Allah Teâlâ da) buyurdu ki: «Artık şüphe yok, sen mühlet verilmişlerdensin.» «Malum olan vakit gününe kadar.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin."

Bekir Sadak: 

15:41

İbni Kesir: 

Buyurdu ki: Şüphesiz sen ertelenenlerdensin.

Adem Uğur: 

Allah buyurdu ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

(Allahû Tealâ) şöyle buyurdu: “Öyleyse sen, gerçekten mühlet (süre) verilenlerdensin.”

Celal Yıldırım: 

(37-38) Allah da, «sen bilinen vaktin gününe kadar mühlet verilenlerdensin» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Öyleyse, sen (kendisine) süre tanınanlardansın.»

Fransızca: 

- Il dit : "ô mon Seigneur, donne-moi donc un délai jusqu'au jour où ils (les gens) seront ressuscités".

İspanyolca: 

Dijo: «¡Entonces, serás de aquéllos a quienes se ha concedido de prórroga

İtalyanca: 

[Allah] disse: «Che tu sia fra coloro a cui è concessa la dilazione

Almanca: 

ER sagte: "Du gehörst zu denen, denen eine Frist eingeräumt wird,

Çince: 

主说:你确是被缓刑

Hollandaca: 

God antwoordde: Waarlijk, gij zult tot hen behooren, die uitstel hebben verkregen.

Rusça: 

Он сказал: "Воистину, ты - один из тех, кому предоставлена отсрочка

Somalice: 

Wuxuuna yidhi Eebe Adugu kuwa la sugi Yaad ka mid tahay.

Swahilice: 

(Mwenyezi Mungu) akasema: Hakika wewe ni katika walio pewa muhula

Uygurca: 

اﷲ: «ساڭا ھەقىقەتەن مەلۇم ۋاقىتقىچە مۆھلەت بېرىلىدۇ» دېدى

Japonca: 

かれは仰せられた。「あなたは猶予される,

Arapça (Ürdün): 

«قال فإنك من المنظرين».

Hintçe: 

ख़ुदा ने फरमाया वक्त मुक़र्रर

Tayca: 

พระองค์ตรัสว่า “ดังนั้น แท้จริงเจ้าอยู่ในหมู่ผู้ถูกประวิงเวลา”

İbranice: 

אמר (אלוהים:) 'אתה תהיה בין אלה שניתנה להם שהות

Hırvatça: 

"Daje ti se vrijeme", reče On,

Rumence: 

Dumnezeu spuse: “Ai acest răgaz

Transliteration: 

Qala fainnaka mina almunthareena

Türkçe: 

Buyurdu: "Hadi, süre verilenlerdensin."

Sahih International: 

[Allah] said, "So indeed, you are of those reprieved

İngilizce: 

(Allah) said: "Respite is granted thee

Azerbaycanca: 

(Allah) buyurdu: “Sən möhlət verilənlərdənsən”

Süleyman Ateş: 

(Allah): "Haydi, dedi, sen ertelenmişlerdensin!"

Diyanet Vakfı: 

Allah buyurdu ki: "Sen mühlet verilenlerdensin"

Erhan Aktaş: 

Allah: “Sen, süre verilenlerdensin;(1)”

Kral Fahd: 

Allah: Sen kendilerine mühlet verilenlerdensin, buyurdu.

Hasan Basri Çantay: 

(37-38) Buyurdu: «O halde sen (ındallah) ma´lûm olan (bir) zamanın gününe kadar gecikdirilenlerdensin».

Muhammed Esed: 

"Pekala, öyle olsun:" diye buyurdu O, "kendilerine zaman tanınanlardan biri olacaksın,

Gültekin Onan: 

15:36

Ali Fikri Yavuz: 

Allah buyurdu ki, sen mühlet verilenlerdensin,

Portekizce: 

Disse-lhe: Serás, pois, dos tolerados,

İsveççe: 

[Gud] svarade: "Du är en av dem som skall beviljas anstånd

Farsça: 

[خدا] گفت: تو از مهلت یافتگانی،

Kürtçe: 

(خوا) فەرمووی ئەوە بەڕاستی تۆ لە مۆڵەت دراوانی

Özbekçe: 

У зот: «Албатта, сен қўйиб қўйилганлардансан.

Malayca: 

Allah berfirman: "Dengan permohonanmu itu, maka sesungguhnya engkau dari golongan yang diberi tempoh.

Arnavutça: 

(Zoti) tha: “Ty, me të vërtetë, të është dhënë afat

Bulgarca: 

Рече: “Ти си сред отсрочените

Sırpça: 

„Даје ти се време“, рече Он,

Çekçe: 

I pravil Bůh: 'Budiž tedy mezi těmi, jimž je odloženo

Urduca: 

فرمایا "اچھا، تجھے مہلت ہے

Tacikçe: 

Гуфт: «Ту дар шумори мӯҳлатёфтагонӣ,

Tatarca: 

Аллаһу тәгалә әйтте: "Ий Иблис, сиңа мәхшәр көненә чаклы яшәргә рөхсәт бирелде.

Endonezyaca: 

Allah berfirman: "(Kalau begitu) maka sesungguhnya kamu termasuk orang-orang yang diberi tangguh,

Amharca: 

(አላህም) አለ «አንተ ከሚቆዩት ነህ፡፡

Tamilce: 

(அல்லாஹ்) கூறினான்: “ஆக, நிச்சயமாக நீ அவகாசமளிக்கப்பட்டவர்களில் ஆகிவிட்டாய்,”

Korece: 

하나님이 이르시길 네가 유 예되는자 가운데 있으되

Vietnamca: 

(Allah) phán: “Vậy, ngươi được tạm tha,”