Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

14

Ayet No: 

1816

Sayfa No: 

262

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَوْ فَتَحْنَا عَلَيْهِم بَابًا مِّنَ السَّمَاءِ فَظَلُّوا فِيهِ يَعْرُجُونَ

Çeviriyazı: 

velev fetaḥnâ `aleyhim bâbem mine-ssemâi feżallû fîhi ya`rucûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

Diyanet İşleri: 

Onlara gökten bir kapı açsak da, oradan çıkmağa koyulsalar: "Gözlerimiz döndü, biz herhalde büyülendik" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlara gökten bir kapı açsak da melekler, o kapıdan inip çıksalar.

Şaban Piriş: 

Onlara gökten bir kapı açsak da onlar oradan yukarı çıksalar bile…

Edip Yüksel: 

Onlara gökten bir kapı açsak ve onun içinde yükselecek olsalardı,

Ali Bulaç: 

Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de,

Suat Yıldırım: 

Hatta o kâfirlere gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar, yine de “Galiba gözlerimiz bağlandı, belki de büyüye tutulduk!” derler.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer onların üzerine gökten bir kapı açsak da oradan yukarıya çıkacak olsalar,

Yaşar Nuri Öztürk: 

Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

Bekir Sadak: 

Yeri yaydik, oraya sabit daglar yerlestirdik, orada her seyi bir olcuye gore bitirdik.

İbni Kesir: 

Onlara gökten bir kapı açsak da çıkmaya koyulsalardı

Adem Uğur: 

Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

İskender Ali Mihr: 

Ve onlara semadan bir kapı açsak, böylece oradan yükselseler (çıksalar) bile.

Celal Yıldırım: 

(14-15) Kendilerine gökten bir kapı açsak, onlar da yukarı yükselip çıksalar yine de diyecekler ki, gözlerimize perde kapanmış, belki de biz büyülenmiş bir milletiz.

Tefhim ul Kuran: 

Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak da ordan yukarı yükselseler de,

Fransızca: 

Ils ne croiront pas en lui [le Messager ou le Coran] bien que se soit accompli le sort traditionnel des anciens.

İspanyolca: 

Aun si les abriéramos una puerta del cielo y pudieran ascender a él,

İtalyanca: 

Se anche aprissimo loro una porta del cielo perché possano ascendervi,

Almanca: 

Und würden WIR über ihnen ein Tor vom Himmel öffnen, durch das sie im Tageslicht hinaufsteigen könnten,

Çince: 

假若我为他们开辟一道天门,而他们从那道天门继续登天,

Hollandaca: 

Indien wij hun de poorten der hemelen zouden ontsluiten, en zij reeds gereed zouden zijn daar binnen te gaan.

Rusça: 

И даже если бы Мы разверзли для них врата небесные, чтобы они поднялись туда,

Somalice: 

haddaan uga furro korkooda irrid samada ooy ahaadaan kuwo kora

Swahilice: 

Na lau tungeli wafungulia mlango wa mbingu, wakawa wanapanda,

Uygurca: 

بىز ئۇلارغا ئاسماندىن بىر ئىشىك ئېچىپ بەرگىن، ئۇلار ئۇنىڭدىن ئاسمانغا ئۆرلەپ (ئالەمى ئەرۋاھنى، پەرىشتىلەرنى كۆرگەن تەقدىردىمۇ)

Japonca: 

仮令われがかれらのために天の門を開いて,(随時)かれらを登らせようとしても,

Arapça (Ürdün): 

«ولو فتحنا عليهم بابا من السماء فظلوا فيه» في الباب «يعرجون» يصعدون.

Hintçe: 

और अगर हम अपनी कुदरत से आसमान का एक दरवाज़ा भी खोल दें और ये लोग दिन दहाड़े उस दरवाज़े से (आसमान पर) चढ़ भी जाएँ

Tayca: 

และหาเราเปิดประตูแห่งชั้นฟ้าแก่พวกเขา แล้วพวกเขาจะขึ้นต่อไปเรื่อยๆ

İbranice: 

אפילו אם פתחנו להם שער ברקיע והם התחילו לעלות בו

Hırvatça: 

Kad bismo im kapiju na nebu otvorili i oni se kroz nju uspinjali,

Rumence: 

Chiar de le-am fi deschis o poartă a cerului şi ei ar fi putut urca,

Transliteration: 

Walaw fatahna AAalayhim baban mina alssamai fathalloo feehi yaAArujoona

Türkçe: 

Üzerlerine gökten bir kapı açsak da oradan yükseliyor olsalardı.

Sahih International: 

And [even] if We opened to them a gate from the heaven and they continued therein to ascend,

İngilizce: 

Even if We opened out to them a gate from heaven, and they were to continue (all day) ascending therein,

Azerbaycanca: 

Əgər onlara göydən bir qapı açsaq (nərdivan endirsək) və onunla durmadan yuxarı dırmaşsalar (göydə Allahın qüdrətini və əzamətini görsələr) yenə də (inanmayıb):

Süleyman Ateş: 

Onlara gökten bir kapı açsak da oraya çıkacak olsalardı:

Diyanet Vakfı: 

Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

Erhan Aktaş: 

Gökten bir kapı açsak da oraya çıksalar bile.

Kral Fahd: 

Onlara gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar,

Hasan Basri Çantay: 

(14-15) Onlara gökden bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (o zaman da) muhakkak ki: «Gözlerimiz (bir serhoş gözü gibi) döndürülmüşdür. Belki de biz büyülenmişler zümresiyiz» diyeceklerdir.

Muhammed Esed: 

Hatta onlara gökten bir kapı açsaydık ve oraya biteviye yükseliyor olsalardı,

Gültekin Onan: 

Onların üzerlerine gökyüzünden bir kapı açsak, ordan yukarı yükselseler de,

Ali Fikri Yavuz: 

(14-15) O müşriklere, gökten bir kapı açsak da oradan yukarı çıksalar (gözleriyle göreceklerini görseler), şöyle diyeceklerdi: “- Muhakkak ki gözlerimiz döndürüldü

Portekizce: 

E se abríssemos uma porta para o céu, pela qual eles ascendesse,

İsveççe: 

Även om Vi [lät dem stiga upp] till himlen och Vi där öppnade en port för dem, så att de fick fortsätta sin uppstigning [och se de största tecken],

Farsça: 

و اگر [برای دریافت حقایق ومعارف] دری از آسمان به روی آنان بگشاییم، که همواره از آن بالا روند.

Kürtçe: 

ئەگەر بۆمان بکردنایەتەوە دەرگایەک لە ئاسمانەوە و ئەوان پیایدا بڕۆشتنایەتە سەرەوە

Özbekçe: 

Агар уларга осмондан бир эшик очсагу ундан чиқиб турсалар ҳам.

Malayca: 

Dan kalau Kami bukakan kepada mereka mana-mana pintu langit, kemudian mereka dapat naik melalui pintu itu (pada siang hari yang membolehkan mereka menyaksikan segala kenyataan yang ada):

Arnavutça: 

Sikur Ne ta hapnim një derë të qiellit dhe ata të ngjiteshin nëpër të,

Bulgarca: 

И да разтворехме над тях врата в небето, и да продължаха там да се изкачват,

Sırpça: 

Кад бисмо им отворили капију на небу и кад би се они кроз њу успињали,

Çekçe: 

A i kdybychom jim bránu nebeskou otevřeli a oni stoupali by k ní,

Urduca: 

اگر ہم اُن پر آسمان کا کوئی دروازہ کھول دیتے اور وہ دن دہاڑے اُس میں چڑھنے بھی لگتے

Tacikçe: 

Агар барояшон аз осмон даре бикушоем, ки аз он боло раванд,

Tatarca: 

Ул кяферларга күктән ишек ачсак, вә ул ишектән фәрештәләр югары менсәләр, кәферләр шуны күреп торсалар,

Endonezyaca: 

Dan jika seandainya Kami membukakan kepada mereka salah satu dari (pintu-pintu) langit, lalu mereka terus menerus naik ke atasnya,

Amharca: 

በእነርሱም ላይ ከሰማይ ደጃፍን በከፈትንላቸውና በእርሱ ሲወጡ በዋሉ ኖሮ፤

Tamilce: 

அவர்கள் மீது வானத்திலிருந்து ஒரு வாசலை நாம் திறந்து, அதில் பகல் நேரத்தில் அவர்கள் ஏறினாலும்,

Korece: 

하나님이 그들에게 하늘의 문을 열어 그들이 그곳을 향하여 오르게 한다 하여도

Vietnamca: 

Cho dù TA có mở riêng một cửa trời dành cho chúng tự do lên xuống,