Arapça:
وَمَا يَأْتِيهِم مِّن رَّسُولٍ إِلَّا كَانُوا بِهِ يَسْتَهْزِئُونَ
Çeviriyazı:
vemâ ye'tîhim mir rasûlin illâ kânû bihî yestehziûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlara hiçbir peygamber gelmiyordu ki onunla alay etmiş olmasınlar.
Diyanet İşleri:
Onlara gelen her peygamberi alaya alıyorlardı.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hiçbir peygamber göndermedik ki alay etmesinler onunla.
Şaban Piriş:
Onlara hiçbir rasûl gelmedi ki onunla alay etmemiş olsunlar.
Edip Yüksel:
Onlara her ne zaman bir elçi geldiyse onu alaya aldılar.
Ali Bulaç:
Onlara herhangi bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Suat Yıldırım:
Senden önce gelip geçen milletlere de Biz Peygamberler gönderdik. Ama onlara hiç bir resul gelmedi ki onunla alay etmiş olmasınlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve onlara bir peygamber gelmezdi ki, illâ onunla istihzâda bulunur olmuşlardı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla mutlaka alay ederlerdi.
Bekir Sadak:
And olsun ki, gokte burclar meydana getirdik, onlari bakanlar icin donattik.
İbni Kesir:
Onlara gelen her peygamberle alay ediyorlardı.
Adem Uğur:
Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi.
İskender Ali Mihr:
Onlara (hiç) bir resûl gelmedi ki
Celal Yıldırım:
Ne var ki onlara ne kadar bir peygamber geldiyse, mutlaka onu alaya aldılar.
Tefhim ul Kuran:
Onlara herhangi bir peygamber gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Fransızca:
Et nous avons certes envoyé, avant toi, [des Messagers] parmi les peuples des Anciens .
İspanyolca:
No vino a ellos enviado que no se burlaran de él.
İtalyanca:
E non venne loro messaggero di cui non si burlassero.
Almanca:
Und kein Gesandter kam zu ihnen, ohne daß sie ihn verspotteten.
Çince:
没有一个使者来临他们则已,但有使者来临,他们都加以嘲笑。
Hollandaca:
En er kwam geen gezant tot hen, dien zij niet tot het voorwerp hunner spotternijen maakten.
Rusça:
Какой бы посланник ни приходил к ним, они издевались над ним.
Somalice:
Rasuul kasta oo u yimaaddana waxay ahaayeen kuwo ku jeesjeesa.
Swahilice:
Na hakuwafikia Mtume ila walimkejeli.
Uygurca:
ئۇلار ئۆزلىرىگە پەيغەمبەر كەلسىلا ئۇنى مەسخىرە قىلىشتى
Japonca:
だが使徒たちがかれらの許に来る度に,かれらによって嘲笑されない者はなかった。
Arapça (Ürdün):
«وما» كان «يأتيهم من رسول إلا كانوا به يستهزئون» كاستهزاء قومك بك وهذا تسلية له صلى الله عليه وسلم.
Hintçe:
और (उनकी भी यही हालत थी कि) उनके पास कोई रसूल न आया मगर उन लोगों ने उसकी हँसी ज़रुर उड़ाई
Tayca:
และไม่มีร่อซูลคนใดมายังพวกเขา เว้นแต่พวกเขาจะต้องเย้ยหยัน
İbranice:
כל אימת שנשלח להם שליח , היו מזלזלים בו
Hırvatça:
I nijedan im poslanik nije došao a da mu se nisu izrugivali.
Rumence:
Nici un trimis nu a venit însă la ei, fără ca ei să nu-l batjocorească.
Transliteration:
Wama yateehim min rasoolin illa kanoo bihi yastahzioona
Türkçe:
Onlara bir Tanrı elçisi gelir gelmez, onunla mutlaka alay ederlerdi.
Sahih International:
And no messenger would come to them except that they ridiculed him.
İngilizce:
But never came a messenger to them but they mocked him.
Azerbaycanca:
Onlara elə bir peyğəmbər gəlmədi ki, ona istehza etməsinlər!
Süleyman Ateş:
Onlara hiçbir elçi gelmezdi ki, onunla alay etmesinler.
Diyanet Vakfı:
Onlara bir peygamber gelmeyedursun, hemen onunla alay ederlerdi.
Erhan Aktaş:
Kendilerine gelen resûllerden alay etmedikleri olmadı.
Kral Fahd:
Onlara bir peygamber gelmeye dursun, hemen onunla alay ederlerdi.
Hasan Basri Çantay:
Onlara her hangi bir peygamber gelmeye dursun ille onunla istihza (alay) ederlerdi.
Muhammed Esed:
onlara hiçbir elçi gelmedi ki, o´nunla alay etmesinler.
Gültekin Onan:
Onlara herhangi bir elçi gelmeyegörsün, mutlaka onunla alay ederlerdi.
Ali Fikri Yavuz:
Onlara hiç bir Peygamber gelmiyordu ki, onunla eğlenir olmasınlar.
Portekizce:
Porém, jamais se apresentou a eles algum mensageiro, sem que o escarnecessem.
İsveççe:
men inget sändebud kom till [sitt folk] utan att de gjorde narr av honom.
Farsça:
و هیچ پیامبری به سوی آنان نمی آمد مگر آنکه او را مسخره می کردند.
Kürtçe:
ھیچ پێغەمبەرێکیان بۆ نەھاتووە ئیللا گاڵتە و لاقرتیـیان پێ کردووە
Özbekçe:
Уларга қайси бир Пайғамбар келса, уни масхара қилмасдан қўймас эдилар.
Malayca:
Dan tiadalah seseorang Rasul pun yang datang kepada mereka, melainkan mereka mempersenda dan mengejek-ejeknya.
Arnavutça:
dhe asnjë pejgamber nuk ka ardhur e që ata të mos talleshin me të.
Bulgarca:
И не дойде при тях пратеник, без да го подиграят.
Sırpça:
И ниједан им посланик није дошао а да му се нису изругивали.
Çekçe:
však nepřišel k nim posel žádný, by se mu neposmívali.
Urduca:
کبھی ایسا نہیں ہوا کہ اُن کہ پاس کوئی رسول آیا ہو اور اُنہوں نے اُس کا مذاق نہ اڑایا ہو
Tacikçe:
Ҳар паёмбаре бар онҳо фиристода шуд, албатта масхарааш карданд.
Tatarca:
Мәгәр аларга пәйгамбәр килде исә, алар аны мәсхәрә кылыр булдылар.
Endonezyaca:
Dan tidak datang seorang rasulpun kepada mereka, melainkan mereka selalu memperolok-olokkannya.
Amharca:
ማንኛውም መልእክተኛ በእርሱ የሚያላግጡበት ኾነው እንጅ አይመጣቸውም ነበር፡፡
Tamilce:
அவர்களிடம் எந்த ஒரு (இறைத்) தூதரும் வருவதில்லை, அவரை அவர்கள் கேலி செய்பவர்களாக இருந்தே தவிர.
Korece:
선지자가 그들에게 이르면 그들은 오허려 그를 조롱하였더 라
Vietnamca:
Và không một Sứ Giả nào đến mà lại không bị họ nhạo báng và giễu cợt.
Ayet Linkleri: