Arapça:
وَقَالُوا يَا أَيُّهَا الَّذِي نُزِّلَ عَلَيْهِ الذِّكْرُ إِنَّكَ لَمَجْنُونٌ
Çeviriyazı:
veḳâlû yâ eyyühe-lleẕî nüzzile `aleyhi-ẕẕikru inneke lemecnûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dediler ki: "Ey kendisine Kur'ân indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun."
Diyanet İşleri:
Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen kimse! Sen mutlaka delisin. Doğrulardan isen melekleri bize getirsene" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve derler ki: Ey kendisine Kur'an indirilen sen gerçekten de delisin.
Şaban Piriş:
Dediler ki: "Ey kendisine Kur'an indirilen! Sen mutlaka bir delisin!"
Edip Yüksel:
Dediler ki: "Ey kendisine zikir (mesaj) indirilmiş olan, sen bir delisin."
Ali Bulaç:
Onlar: "Ey kendisine Kitap indirilen (Muhammed). Gerçekten sen cinlenmiş (bir deli)sin," dediler.
Suat Yıldırım:
O kâfirler, alay ederek: “Ey o kendisine kitap indirilmiş olan dediler; mutlaka sen bir delisin!Eğer iddianda tutarlı isen, ne diye bize o melekleri getirip göstermiyorsun?” [23,70; 43,53; 25,21-22] {KM, Markos 3,22; Matta 11,18}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve dediler ki: «Ey üzerine kitap indirilmiş olan! (zât) Şüphe yok sen elbette bir mecnûnsun.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şöyle haykırdılar: "Hey! Kendisine o zikir/Kur'an indirilen! Sen gerçekten tam bir delisin."
Bekir Sadak:
Onlara gelen her peygamberi alaya aliyorlardi.
İbni Kesir:
Dediler ki: Ey kendisine kitab indirilen kişi
Adem Uğur:
Dediler ki: "
İskender Ali Mihr:
Ve: “Ey kendisine zikir indirilen! Gerçekten sen, mutlaka mecnunsun (delisin).” dediler.
Celal Yıldırım:
Dediler ki: «Ey o kendisine zikir (Kitâb) indirildiğini (iddia edip duran) kişi! Doğrusu sen delisin.
Tefhim ul Kuran:
Onlar: «Ey kendisine kitap indirilen (Muhammed). Gerçekten sen cinlenmiş (bir deli)sin!» dediler.
Fransızca:
Et ils (les mecquois) disent : "ô toi sur qui on a fait descendre le Coran, tu es certainement fou !
İspanyolca:
Dicen: «¡Eh, tú, a quien se ha hecho bajar la Amonestación! ¡Eres, ciertamente, un poseso!
İtalyanca:
E dicono: «O tu su cui è stato fatto scendere il Monito, sei certamente posseduto da un demone!
Almanca:
Und sie sagten: "Du, derjenige, dem die Ermahnung (der Quran) nach und nach hinabgesandt wurde! Gewiß, du bist doch geistesgestört.
Çince:
他们说:受降示教诲的人啊!你确是一个疯子。
Hollandaca:
De bewoners van Mekka zeggen tot Mahomet: O gij! wien de vermaning werd nedergezonden, gij zijt zekerlijk door den duivel bezeten.
Rusça:
Они сказали: "О тот, кому ниспослано откровение! Воистину, ты - одержимый.
Somalice:
Waxay dhaheen kan Quraanka lagu soo dejiyayow Adugu waad waalantahay.
Swahilice:
Na walisema: Ewe uliyeteremshiwa Ukumbusho! Hakika wewe ni mwendawazimu.
Uygurca:
ئۇلار ئېيتتى: «ئى قۇرئان نازىل قىلىنغان ئادەم! سەن ھەقىقەتەن مەجنۇنسەن
Japonca:
かれらは言う。「訓戒が啓示された者よ,本当にあなたは(ほ?)かれた者である。
Arapça (Ürdün):
«وقالوا» أي كفار مكة للنبي صلى الله عليه وسلم «يا أيها الذي نُزّل عليه الذكر» القرآن في زعمه «إنك لمجنون».
Hintçe:
(ऐ रसूल कुफ्फ़ारे मक्का तुमसे) कहते हैं कि ऐ शख़्श (जिसको ये भरम है) कि उस पर 'वही' व किताब नाज़िल हुईहै तो (अच्छा ख़ासा) सिड़ी है
Tayca:
และพวกเขากล่าวว่า “โอ้ผู้ซึ่งข้อตักเตือนถูกประทานแก่เขา แท้จริงท่านเป็นคนบ้าอย่างแน่นอน
İbranice:
והם אמרו: 'אתה זה אשר הורדה אליו ההזכרה (הקוראן,) הנך משוגע
Hırvatça:
Oni govore: "Hej ti kome se Opomena objavljuje, ti si uistinu lud!
Rumence:
Ei spuneau: “O, tu cel asupra căruia s-a pogorât amintirea, tu eşti un îndrăcit!”
Transliteration:
Waqaloo ya ayyuha allathee nuzzila AAalayhi alththikru innaka lamajnoonun
Türkçe:
Şöyle haykırdılar: "Hey! Kendisine o zikir/Kur'an indirilen! Sen gerçekten tam bir delisin."
Sahih International:
And they say, "O you upon whom the message has been sent down, indeed you are mad.
İngilizce:
They say: "O thou to whom the Message is being revealed! truly thou art mad (or possessed)!
Azerbaycanca:
(Müşriklər Peyğəmbərə) belə dedilər: “Ey özünə Kitab nazil edilən kəs! Axı sən divanəsən!
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Ey kendisine Zikir (Kitap) indirilmiş olan, sen mutlaka cinlenmişsin!"
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: "Ey kendisine Kur'an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!"
Erhan Aktaş:
“Ey! Kendisine Zikir(1) indirildiğini söyleyen, sen gerçekten mecnûnsun!”(2) dediler.
Kral Fahd:
Dediler ki: «Ey kendisine Kur’an indirilen (Muhammed)! Sen mutlaka bir mecnunsun!»
Hasan Basri Çantay:
Dediler ki: «Ey kendisine kitâb indirilen (zât), mutlak ve mutlak sen bir mecnunsun»!
Muhammed Esed:
(Hal böyleyken, hakkı inkar edenler, yine de): "Ey kendisine (sözde) uyarıcı/hatırlatıcı bir mesaj indirilen kişi; sen düpedüz bir mecnunsun!" diyorlar,
Gültekin Onan:
Onlar: "
Ali Fikri Yavuz:
Mekke kâfirleri Peygambere şöyle dediler: “- Ey kendisine kitap indirilen! Muhakkak ki, sen bir mecnunsun.
Portekizce:
E disseram: Ó tu, a quem foi revelada a Mensagem, és, sem dúvida, um energúmeno!
İsveççe:
De [som förnekar sanningen] säger: "Du måste vara galen, du som [påstår att] denna Koran har uppenbarats för dig!
Farsça:
و گفتند: ای کسی که قرآن بر او نازل شده! قطعاً تو دیوانه ای!
Kürtçe:
(بێ باوەڕان) ووتیان ئەی ئەو کەسەی کە قورئان نێرراوەتە خوار بۆ سەرت بەڕاستی تۆ شێـتیت
Özbekçe:
Улар: «Эй зикр нозил қилинган киши, албатта, сен мажнунсан.
Malayca:
Dan mereka yang ingkar berkata (kepada Nabi Muhammad): "Wahai orang yang kepadanya diturunkan Al-Quran, sesungguhnya engkau adalah orang gila".
Arnavutça:
Ata thanë: “O ti, që të është shpallë Kur’ani, ti je, me të vërtetë, i marrë!
Bulgarca:
И рекоха [неверниците]: “О, ти, комуто бе низпослано Напомнянето, ти си луд!
Sırpça:
Они говоре: „Хеј ти коме се Кур'ан објављује, ти си уистину луд!
Çekçe:
Říkají: 'Ty, jemuž připomenutí bylo sesláno, věru jsi džinem posedlý!
Urduca:
یہ لوگ کہتے ہیں "اے وہ شخص جس پر ذکر نازل ہوا ہے، تو یقیناً دیوانہ ہے
Tacikçe:
Ва гуфтанд: «Эй марде, ки Қуръон ба ту нозил шуда, ҳаққо, ки ту девонаӣ!
Tatarca:
Мәсхәрә кылып әйттеләр: "Ий сиңа Коръән иңдерелгән, Мухәммәд, син, әлбәттә, мәҗнүнсең.
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Hai orang yang diturunkan Al Quran kepadanya, sesungguhnya kamu benar-benar orang yang gila.
Amharca:
«አንተ ያ በእርሱ ላይ ቁርኣን የተወረደለት ሆይ! አንተ በእርግጥ ዕብድ ነህ» አሉም፡፡
Tamilce:
மேலும், (உம்மை நோக்கி) “ஓ அறிவுரை (நிறைந்த குர்ஆன்) இறக்கப்பட்டவரே! நிச்சயமாக நீர் பைத்தியக்காரர்தான்” என்று கூறுகிறார்கள்.
Korece:
이때 그들이 말하더라 그대 에게 꾸란이 계시되었다니 그대가미친자가 아니뇨
Vietnamca:
(Những kẻ vô đức tin tại Makkah) nói với (Sứ Giả Muhammad): “Này kẻ tự xưng mình nhận được Thông Điệp, ngươi thực sự là một tên điên.”
Ayet Linkleri: