Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

54

Ayet No: 

2194

Sayfa No: 

300

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَقَدْ صَرَّفْنَا فِي هَٰذَا الْقُرْآنِ لِلنَّاسِ مِن كُلِّ مَثَلٍ ۚ وَكَانَ الْإِنسَانُ أَكْثَرَ شَيْءٍ جَدَلًا

Çeviriyazı: 

veleḳad ṣarrafnâ fî hâẕe-lḳur'âni linnâsi min külli meŝel. vekâne-l'insânü ekŝera şey'in cedelâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şüphesiz biz, bu Kur'ân'da insanlara çeşitli mânâları türlü misallerle açık olarak verdik. İnsan ise, her şeyden çok mücadelecidir.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, Biz bu Kuran'da insanlara türlü türlü misali gösterip açıkladık. İnsanın en çok yaptığı iş tartışmadır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki biz bu Kur'an'da, insanlara her çeşit örneği tekrartekrar açıkça anlatmadayız ve insan, her mahluktan daha fazla mücadelecidir.

Şaban Piriş: 

Andolsun ki, bu Kur'an’da insan için her örneği verdik. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.

Edip Yüksel: 

Biz bu Kuran'da halk için her türlü örneği verdik. Fakat insan tartışmaya çok düşkündür.

Ali Bulaç: 

Andolsun, bu Kur'an'da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, herşeyden çok tartışmacıdır.

Suat Yıldırım: 

Biz bu Kur'ân’da, insanlar için her türlü misal ve öğüdü, farklı üsluplarla tekrar tekrar ifade ettik. Fakat birçoğu bunları anlamadı. Zira bütün varlıklar içinde tartışmaya en düşkün olan, insandır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şan-ı ulûhiyetim hakkı için bu Kur´an´da nâs için her türlü misalden çeşit çeşit beyan ettik. İnsan ise husûmetçe her şeyin ekseri olmuştur.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.

Bekir Sadak: 

Haksizliklarindan oturu iste yok ettigimiz sehirler! Onlari yok etmek icin bir sure tayin etmistik. *

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Hakikaten biz bu Kur´an´da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.

İskender Ali Mihr: 

Ve andolsun ki

Celal Yıldırım: 

And olsun ki biz bu Kur´ân´da insanlara (bilgiler, ibretler ve öğütler alınacak) her türlü misâli birer birer, tekrar tekrar açıkladık, insan her şeyden çok tartışıp durandır.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, bu Kur´an´da insanlar için Biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.

Fransızca: 

Et assurément, Nous avons déployé pour les gens, dans ce Coran, toutes sortes d'exemples. L'homme cependant, est de tous les êtres le plus grand disputeur.

İspanyolca: 

En este Corán hemos expuesto a los hombres toda clase de ejemplos, pero el hombre es, de todos los seres, el más discutidor.

İtalyanca: 

Certamente, in questo Corano, abbiamo offerto alle genti ogni sorta di esempi. Ciononostante l'uomo è la più polemica delle creature.

Almanca: 

Und gewiß, bereits erläuterten WIR in diesem Quran für die Menschen von jedem Gleichnis, doch der Mensch ist immer der am meisten Disputierende.

Çince: 

在这《古兰经》里,我确已为众人阐述了各种比喻,人是争辩最多的。

Hollandaca: 

Wij hebben den mensch in dezen Koran op verschillende wijzen vergelijkingen van iederen aard voorgesteld, maar de mensch laakt met spitsvondigheid de meeste dingen, die daarin voorkomen.

Rusça: 

Мы разъяснили людям в этом Коране любые притчи, но человек больше всего склонен препираться.

Somalice: 

dhab ahaan yaan ugu caddaynay quraankan dadka tusaale kasta, waxayna ahaadeen dadkii kuwo muran badan.

Swahilice: 

Na bila ya shaka tumewaelezea watu katika hii Qur'ani kila namna ya mfano. Lakini mwanaadamu amezidi kuliko kila kitu kwa ubishi.

Uygurca: 

بۇ قۇرئاندا ئىنسانلارغا تۈرلۈك مىساللارنى بايان قىلدۇق. ئىنسان كۆپ دەتالاش قىلىدۇ (يەنى كۆپ جېدەللىشىش ئىنساننىڭ تەبىئىتىدۇر)

Japonca: 

本当にこのクルアーンの中で,われは凡ての例を引いて人間のために詳しく述べた。しかし人間は,論争に明け暮れる。

Arapça (Ürdün): 

«ولقد صرفنا» بينا «في هذا القرآن للناس من كل مثل» صفة لمحذوف، أي مثلاً من جنس كل مثل ليتعظوا «وكان الإنسان» أي الكفار «أكثر شيء جدلاً» خصومة في الباطل وهو تمييز منقول من اسم كان، المعنى: وكان جدل الإنسان أكثر شيء فيه.

Hintçe: 

और हमने तो इस क़ुरान में लोगों (के समझाने) के वास्ते हर तरह की मिसालें फेर बदल कर बयान कर दी है मगर इन्सान तो तमाम मख़लूक़ात से ज्यादा झगड़ालू है

Tayca: 

และเราได้ชี้แจงแก่มนุษย์ในอัลกรุอานนี้แต่ละตัวอย่าง แต่มนุษย์นั้นชอบโต้เถียงในเรื่องต่างๆ เป็นส่วนใหญ่

İbranice: 

וכבר הבהרנו בקוראן הזה לאנשים משלים שונים, והיה האדם מתווכח יותר מכולם

Hırvatça: 

U ovom Kur'anu Mi na razne načine objašnjavamo ljudima svakovrsne primjere, ali je čovjek, više nego iko, spreman da raspravlja.

Rumence: 

Noi am dat oamenilor pilde de tot soiul în Coran, însă omul este făptura cea mai gâlcevitoare.

Transliteration: 

Walaqad sarrafna fee hatha alqurani lilnnasi min kulli mathalin wakana alinsanu akthara shayin jadalan

Türkçe: 

Yemin olsun, biz, bu Kur'an'da, insanlar için her türlü örneği değişik ifadelerle gözler önüne koyduk. İnsan ise varlığın, tartışmaya en çok tutkun olanıdır.

Sahih International: 

And We have certainly diversified in this Qur'an for the people from every [kind of] example; but man has ever been, most of anything, [prone to] dispute.

İngilizce: 

We have explained in detail in this Qur'an, for the benefit of mankind, every kind of similitude: but man is, in most things, contentious.

Azerbaycanca: 

Biz bu Qur’anda insanlar üçün cürbəcür məsəllər çəkdik. İnsan isə (bütün məxluqat içərisində) ən çox mübahisə edəndir. (Haqqa boyun qoymaz, öyüd-nəsihət qəbul etməyib batilə uyar).

Süleyman Ateş: 

Andolsun biz bu Kur'an'da insanlara her çeşit misali türlü biçimlerde anlattık. Ama insan, tartışmaya her şeyden daha çok düşkündür.

Diyanet Vakfı: 

Hakikaten biz bu Kur'an'da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki Biz, bu Kur’an’da her türlü örneği farklı farklı açıklamalarla verdik. Ne var ki insân bilir bilmez her şeye karşı çıkmayı çok sevmektedir.

Kral Fahd: 

Hakikaten biz bu Kur’an’da insanlar için her türlü misali sayıp dökmüşüzdür. Fakat tartışmaya en çok düşkün varlık insandır.

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun ki biz bu Kur´anda insanlar için her (çeşid) misâli (tekrar tekrar) açıklamışızdır. İnsanın husumeti ise her şeyden fazladır.

Muhammed Esed: 

İşte bunun gibi, Biz bu Kuran´da insanlar(ın yararlanması) için çeşitli açılardan türlü türlü dersler ortaya koyduk. Bununla birlikte, insan her şeyden çok tartışmaya düşkündür:

Gültekin Onan: 

Andolsun, bu Kuran´da insanlar için biz her örnekten çeşitli açıklamalarda bulunduk. İnsan, her şeyden çok tartışmacıdır.

Ali Fikri Yavuz: 

Celâlim hakkı için biz, bu Kur’ân’da insanlara (muhtaç oldukları) her çeşit misali açık olarak verdik. İnsan ise, bâtıl ile düşmanlık ve münakaşa etmekte her şeyden fazladır.

Portekizce: 

Temos reiterado, neste Alcorão, toda a classe de exemplos para os humanos; porém, o homem é o litigioso maisrecalcitrante (que existe).

İsveççe: 

I DENNA Koran har Vi till nytta för människorna framställt alla slag av liknelser där Vi låter detaljerna växla. Men människan är en påstridig varelse som vill sätta allt i fråga.

Farsça: 

بی تردید در این قرآن از هر گونه مثلی برای مردم بیان کردیم [ولی مردم به انکار آنها برخاستند]؛ و انسان از هر چیزی [با اصرار بر یک اعتقاد بی پایه] برخوردش [خصمانه تر و] ستیزه جو تر است.

Kürtçe: 

سوێند بە خوا بەڕاستی ئێمە لەم قورئانەدا ھێناومانەتەوە ھەموو جۆرە نموونەیەک بۆ خەڵکی بەڵام ھەمیشە ئادەمی لە ھەموو شتێ زیاتر موجادەلە و دەماقاڵێ دەکات

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, бу Қуръонда одамлар учун турли масаллар баён қилдик. Инсон ўзи кўп тортишувчи бўлган эди.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya Kami telah huraikan dengan berbagai-bagai cara di dalam Al-Quran ini untuk umat manusia, dari segala jenis contoh bandingan; dan sememangnya manusia itu, sejenis makhluk yang banyak sekali bantahannya.

Arnavutça: 

Na, në këtë Kur’an u kemi shpjeguar njerëzve gjithfarë lloj shembujsh, por njeriu, më tepër se kushdo është polemizues.

Bulgarca: 

И вече разяснихме за хората всякакви примери в този Коран. Но най-много от всичко друго човек оспорва.

Sırpça: 

У овом Кур'ану Ми на разне начине објашњавамо људима многобројне примере, али је човек, више него ико, спреман да расправља.

Çekçe: 

A věru jsme předložili lidem v Koránu tomto všemožné druhy příkladů, však člověk rád se o většině věcí pře.

Urduca: 

ہم نے اِس قرآن میں لوگوں کو طرح طرح سے سمجھایا مگر انسان بڑا ہی جھگڑالو واقع ہوا ہے

Tacikçe: 

Дар ин Қуръон барои мардум ҳар гуна достоне баён кардаем, вале одами беш аз ҳама ба ҷадал (хусумат) бармехезад.

Tatarca: 

Кешеләр вәгазьләнсеннәр өчен бу Коръәндә һәрнәрсәгә мисал бәян кылдык. Явыз инсан күп мәсьәләдә батылны яклап хакка каршы ызгышыр булды.

Endonezyaca: 

Dan sesungguhnya Kami telah mengulang-ulangi bagi manusia dalam Al Quran ini bermacam-macam perumpamaan. Dan manusia adalah makhluk yang paling banyak membantah.

Amharca: 

በዚህም ቁርኣን ውስጥ ከየምሳሌው ሁሉ ለሰዎች መላልሰን ገለጽን፡፡ ሰውም ከነገሩ ሁሉ ይበልጥ ክርክረ ብዙ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், இந்த குர்ஆனில் மக்களுக்காக எல்லா உதாரணங்களையும் திட்டவட்டமாக விவரித்து விட்டோம். ஆனால், (நிராகரிக்கின்ற) மனிதன் (ஒரே ஓர் இறைவனை மட்டும் வணங்குவதை எதிர்த்து) மிக அதிகம் வாதிடுபவனாக இருக்கிறான்.

Korece: 

하나님이 인간을 위하여 꾸 란속에 모든 비유를 두사 인간은 거의 모든 일에 말이 많더라

Vietnamca: 

Quả thật TA (Allah) đã trình bày cho nhân loại trong Qur’an này đủ các hình ảnh thí dụ, tuy nhiên, con người thường hay tranh cãi về rất nhiều vấn đề.