Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

106

Ayet No: 

2246

Sayfa No: 

304

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

ذَٰلِكَ جَزَاؤُهُمْ جَهَنَّمُ بِمَا كَفَرُوا وَاتَّخَذُوا آيَاتِي وَرُسُلِي هُزُوًا

Çeviriyazı: 

ẕâlike cezâühüm cehennemü bimâ keferû vetteḫaẕû âyâtî verusülî hüzüvâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İşte böyle, onların cezaları cehennemdir. Çünkü inkâr etmişler ve benim âyetlerimi, peygamberlerimi alaya almışlardır.

Diyanet İşleri: 

İşte onların cezası; inkarlarına, peygamberlerimi ve ayetlerimi alaya almalarına karşılık olarak, cehennemdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Bu, cezaları olan cehennemdir kafir olduklarından ve delillerimle peygamberlerimi alaya aldıklarından dolayı.

Şaban Piriş: 

İşte onların cezası, kâfir oldukları, ayetlerimi ve peygamberlerimi alaya aldıkları için Cehennem'dir.

Edip Yüksel: 

İnkar ettikleri, ayetlerimi ve elçilerimi hafife aldıkları için, onlara en uygun ceza cehennemdir.

Ali Bulaç: 

İşte, inkar etmeleri, ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir.

Suat Yıldırım: 

İşte kâfir olmaları, âyetlerimle ve kendilerine yapılan uyarılarla alay etmeleri sebebiyle, şu cehennem onların cezası olarak hazırlanmıştır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

İşte onların cezaları, küfrettikleri ve âyetlerimizi ve peygamberlerimizi eğlence yerine tuttukları için cehennemdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İşte böyle! Cezaları cehennemdir. Çünkü nankörlük ettiler; ayetlerimi ve resullerimi eğlence aracı yaptılar.

Bekir Sadak: 

Kaf, Ha, Ya, Ayn, Sad.

İbni Kesir: 

İşte onların cezası

Adem Uğur: 

İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve resûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.

İskender Ali Mihr: 

(Âyetlerimi) örtmeleri (inkâr etmeleri) ve âyetlerimi ve resûllerimi alay konusu edinmeleri sebebiyle, onların cezası işte bu cehennemdir.

Celal Yıldırım: 

İşte bu inkârlarından, âyetlerimi ve peygamberlerimi alaya aldıklarından dolayı cezaları Cehennem´dir.

Tefhim ul Kuran: 

İşte, küfre sapmaları, ayetlerimi ve peygamberlerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir.

Fransızca: 

C'est que leur rétribution sera l'Enfer, pour avoir mécru et pris en raillerie Mes signes (enseignements) et Mes messagers.

İspanyolca: 

Su retribución será la gehena por no haber creído y por haber tomado a burla Mis signos y a Mis enviados.

İtalyanca: 

La loro retribuzione sarà l'Inferno, per la loro miscredenza e per essersi burlati dei Miei segni e dei Miei Messaggeri».

Almanca: 

Dies ist ihre Vergeltung - Dschahannam, für das, was sie an Kufr betrieben haben, und dafür, daß sie Meine Ayat und Meine Gesandten zu verspotten pflegten.

Çince: 

他们的报酬是火狱,因为他们不信道,并且把我的迹象和使者当做笑柄。

Hollandaca: 

Dit zal hunne belooning zijn; namelijk de hel, omdat zij niet geloofd, en mijne teekens en gezanten bespot hebben.

Rusça: 

Геенна будет им воздаянием за то, что они не уверовали и насмехались над Моими знамениями и Моими посланниками.

Somalice: 

kaasina waa abaalkoodii jahannamo gaalnimadooda darteed, waxayna ka yeesheen aayaad kayga iyo rasuulladayda jeesjees.

Swahilice: 

Hiyo Jahannamu ni malipo yao kwa walivyo kufuru na wakafanyia kejeli Ishara zangu na Mitume wangu.

Uygurca: 

كاپىر بولغانلىقلىرى، مېنىڭ ئايەتلىرىمنى ۋە پەيغەمبەرلىرىمنى مەسخىرە قىلغانلىقلىرى ئۈچۈن، ئۇلارنىڭ جازاسى جەھەننەمدۇر

Japonca: 

それがかれらにとって当然の報いの地獄である。かれらは信仰を拒否し,われの印や使徒たちを嘲笑したからである。

Arapça (Ürdün): 

«ذلك» أي الأمر الذي ذكرت عن حُبوط أعمالهم وغيره مبتدأ خبره «جزاؤهم جهنم بما كفروا واتخذوا آياتي ورسلي هزوا» أي مهزوءا بهما.

Hintçe: 

(और सीधे जहन्नुम में झोंक देगें) ये जहन्नुम उनकी करतूतों का बदला है कि उन्होंने कुफ्र एख्तियार किया और मेरी आयतों और मेरे रसूलों को हँसी ठठ्ठा बना लिया

Tayca: 

นั่นแหละการตอบแทนของพวกเขาคือนรกญะฮันนัม เนื่องจากพวกเขาปฏิเสธศรัทธา และพวกเขายึดเอาโองการทั้งหลายของข้า และบรรดาร่อซูลของข้า เป็นที่ล้อเล่น

İbranice: 

זה עונשם, הגיהינום, כי כפרו וזלזלו באותותיי ובשליחיי

Hırvatça: 

Njima će kazna Džehennem biti, zato što su nevjernici bili i što su se ajetima i znakovima Mojim i poslanicima Mojim rugali.

Rumence: 

Răsplata lor va fi Gheena, căci ei au tăgăduit şi şi-au bătut joc de semnele Mele şi de trimişii Mei.

Transliteration: 

Thalika jazaohum jahannamu bima kafaroo waittakhathoo ayatee warusulee huzuwan

Türkçe: 

İşte böyle! Cezaları cehennemdir. Çünkü nankörlük ettiler; ayetlerimi ve resullerimi eğlence aracı yaptılar.

Sahih International: 

That is their recompense - Hell - for what they denied and [because] they took My signs and My messengers in ridicule.

İngilizce: 

That is their reward, Hell, because they rejected Faith, and took My Signs and My Messengers by way of jest.

Azerbaycanca: 

Küfr etdiklərinə, ayələrimi və peyğəmbərlərimi məsxərəyə qoyduqlarına görə budur onların cəzası – Cəhənnəm!

Süleyman Ateş: 

İnkar ettikleri, ayetlerimi ve elçilerimi eğlence yerine koydukları için onların cezası cehennemdir.

Diyanet Vakfı: 

İşte, inkar ettikleri, ayetlerimi ve resullerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.

Erhan Aktaş: 

Küfretmeleri, âyetlerimi ve Resûllerimi alaya almaları nedeniyle onların cezaları Cehennem’dir.

Kral Fahd: 

İşte, inkâr ettikleri, âyetlerimi ve Rasûllerimi alaya aldıkları için onların cezası cehennemdir.

Hasan Basri Çantay: 

İşte böyle. Onların cezası, küfr (ve inkâr) etdikleri ve benim âyetlerimi ve peygamberlerimi bir eğlenceye aldıkları için, cehennemdir.

Muhammed Esed: 

Hakkı inkar etmeleri, Benim mesajlarımı ve elçilerimi alaya almaları yüzünden, işte böylelerinin cezası cehennem olacaktır".

Gültekin Onan: 

İşte, küfretmeleri, ayetlerimi ve elçilerimi alay konusu edinmelerinden dolayı onların cezası cehennemdir.

Ali Fikri Yavuz: 

İşte durumları böyle, onların cezaları cehennemdir. Çünkü küfretmişler ve benim âyetlerimle, peygamberlerimi eğlenceye almışlardı (onlarla istihza ediyorlardı).

Portekizce: 

Sua morada será o inferno, por sua incredulidade, e por terem escarnecido os Meus versículos e os Meus mensageiros.

İsveççe: 

Detta - helvetet - är deras lön därför att de förnekade sanningen och gjorde narr av Mina budskap och Mina budbärare.

Farsça: 

این است [وضع و حال زیانکاران] به سبب آنکه کفر ورزیدند و آیات من و پیامبرانم را به مسخره گرفتند.

Kürtçe: 

ئەوە تۆڵە و سزایان دۆزەخە لەبەر ئەوە بێ باوەڕبوون و گاڵتەیان دەکرد بەنیشانەکان و پێغەمبەرانی ئێمە

Özbekçe: 

Шунингдек, куфр келтирганлари ва Менинг оятларим ва Пайғамбарларимни масхара қилганлари сабабли уларнинг жазоси жаҳаннамдир.

Malayca: 

(Mereka yang bersifat) demikian, balasannya neraka Jahannam, disebabkan mereka kufur ingkar, dan mereka pula menjadikan ayat-ayatKu dan Rasul-rasulKu sebagai ejek-ejekan.

Arnavutça: 

Shpërblimi (dënimi) i tyre është xhehennemi ngase mohuan dhe, nga se argumentet e Mia dhe pejgamberët e Mi – i merrnin për (objekt) talljeje”.

Bulgarca: 

Това е възмездието за тях - Адът - защото отхвърляха и се подиграваха с Моите знамения и с Моите пратеници.

Sırpça: 

Њима ће казна да буде Пакао, зато што су били неверници и што су се Мојим речима и Мојим посланицима исмејавали.

Çekçe: 

Toto odměnou bude jejich: peklo za to, že neuvěřili a že se posmívali znamením i poslům Mým.

Urduca: 

ان کی جزا جہنم ہے اُس کفر کے بدلے جو انہوں نے کیا اور اُس مذاق کی پاداش میں جو وہ میری آیات اور میرے رسولوں کے ساتھ کرتے رہے

Tacikçe: 

Ҳамчунин ҷазои онон ба сабаби куфрашон ва низ ба он сабаб, ки оёту паёмбарони Маро масхара мекарданд, ҷаҳаннам аст.

Tatarca: 

Бу – җәһәннәм аларга тиешле булды кәфер булганнары өчен һәм аятьләребезне вә рәсүлләребезне мәсхәрә кылганнары өчен.

Endonezyaca: 

Demikianlah balasan mereka itu neraka Jahannam, disebabkan kekafiran mereka dan disebabkan mereka menjadikan ayat-ayat-Ku dan rasul-rasul-Ku sebagai olok-olok.

Amharca: 

(ነገሩ) ይህ ነው፡፡ በክህደታቸው አንቀጾቼንና መልክተኞቼንም መሳለቂያ አድርገው በመያዛቸው ፍዳቸው ገሀነም ነው፡፡

Tamilce: 

அவர்கள் நிராகரித்ததாலும்; என் வசனங்களையும் என் தூதர்களையும் கேலியாக எடுத்துக் கொண்டதாலும் அவர்களுக்கு தயார் செய்யப்பட்ட அந்த கூலியானது நரகமாகும்.

Korece: 

그것이 그들을 위한 지옥의 보상이라 이는 믿음을 거역하고 나의 말씀과 나의 선지자들을 조 롱하였기 때문이라

Vietnamca: 

Phần thưởng Hỏa Ngục dành cho họ như thế là bởi vì họ đã vô đức tin và bởi vì họ đã chế nhạo các lời mặc khải cũng như các vị Sứ Giả của TA.