Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

13

Sûredeki Ayet No: 

42

Ayet No: 

1749

Sayfa No: 

254

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَدْ مَكَرَ الَّذِينَ مِن قَبْلِهِمْ فَلِلَّهِ الْمَكْرُ جَمِيعًا ۖ يَعْلَمُ مَا تَكْسِبُ كُلُّ نَفْسٍ ۗ وَسَيَعْلَمُ الْكُفَّارُ لِمَنْ عُقْبَى الدَّارِ

Çeviriyazı: 

veḳad mekera-lleẕîne min ḳablihim felillâhi-lmekru cemî`â. ya`lemü mâ teksibü küllü nefs. veseya`lemü-lküffâru limen `uḳbe-ddâr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Onlardan öncekiler de hileler yapmışlardı. Fakat sonuçta bütün hileler(in cezası) Allah'a aittir. Her nefsin ne kazandığını O bilir. Bu dünyanın akıbetinin kime ait olduğunu kâfirler de yakında bilecekler.

Diyanet İşleri: 

Onlardan öncekiler de tuzak kurdular, oysa bütün tuzaklar(ın cezası) Allah'ındır, Herkesin yaptığını bilir. İnkarcılar da, neticenin kimin olduğunu göreceklerdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlardan öncekiler de düzenler kurdular, iş ve tedbir, tamamıyla onundur, herkesin ne kazanacağını da bilir. Kafirler, yakında bilirler, anlarlar, dünya yurdunun sonundaki hayır kimin.

Şaban Piriş: 

Onlardan önce de tuzak kurdular, oysa bütün tuzaklar Allah’ındır, her nefsin ne kazandığını bilir. Kâfirler de bilecektir, (güzel) akibetin kimin olduğunu?!

Edip Yüksel: 

Onlardan öncekiler de düzenler kurdular; halbuki tüm düzenler ALLAH'a aittir. Her kişinin kazandığını bilir. Kafirler de zaferin kime ait olduğunu bileceklerdir.

Ali Bulaç: 

Onlardan öncekiler de hileli-düzenler kurmuşlardı; fakat düzen kuruculuğun (tedbirlerin, karşılık vermelerin) tümü Allah'a aittir. Her bir nefsin ne kazandığını O bilir. Bu yurdun sonu kimindir, inkar edenler pek yakında bileceklerdir.

Suat Yıldırım: 

Kendilerinden önce geçenler de tuzaklar kurdular. Fakat bütün tuzaklar Allah'ındır (Allah’ın tedbiri, onların tuzaklarını boşa çıkarır). O, her insanın ne işlediğini pek iyi bilir. Yarın kâfirler de bu dünyanın sonunun kimin olduğunu anlayacaklardır. [8,30; 27,50-55]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve muhakkak ki, onlardan evvelkiler de desîselerde bulundular. Fakat bütün desîselerin (cezasını vermek) Allah´a aitir. Her kimsenin ne kazanacağını bilir. Ve o kâfirler de ileride bileceklerdir ki, bu yurdun akıbeti kimindir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlardan öncekiler de tuzak kurmuştu, ama tüm tuzaklar Allah'ındır. Her benliğin ne kazandığını O bilir. Kâfirler de bilecek sonsuzluk yurdu kimindir!

Bekir Sadak: 

Kendilerine apacik anlatabilsin diye, her peygamberi kendi milletinin diliyle gonderdik. Allah diledigini saptirir ve diledigini de dogru yola eristirir

İbni Kesir: 

Onlardan öncekiler de düzen kurdular. Halbuki bütün düzenler Allah´ındır. Herkesin ne kazandığını bilir. Küfredenler yurdun sonunun kimin olacağını bilecektir.

Adem Uğur: 

Onlardan öncekiler de (peygamberlerine) tuzak kurmuşlardı

İskender Ali Mihr: 

Onlardan öncekiler (de) tuzak kurmuşlardı. Oysa bütün tuzaklar, Allah´ındır (Allah´a aittir). Bütün nefslerin ne kazandığını O, bilir. Ve (bu) yurdun sonu kimindir, kâfirler yakında bilecekler.

Celal Yıldırım: 

Onlardan öncekiler de düzen ve tuzak kurdular

Tefhim ul Kuran: 

Onlardan öncekiler de hileli düzenler kurmuşlardı

Fransızca: 

Certes ceux d'avant eux ont manigancé (contre leur Messager); le stratagème tout entier appartient à Allah. Il sait ce que chaque âme acquiert. Et les mécréants sauront bientôt à qui appartient la bonne demeure finale.

İspanyolca: 

Sus antecesores intrigaron, pero el éxito de toda intriga depende de Alá. Sabe lo que cada uno merece y los infieles verán para quién es la Morada Postrera.

İtalyanca: 

Coloro che li hanno preceduti hanno tramato, ma ad Allah appartiene la strategia suprema. Egli conosce ciò che ogni anima ha meritato e ben presto i miscredenti sapranno a chi appartiene la Dimora ultima.

Almanca: 

Und bereits haben diejenigen vor ihnen intrigiert. Und ALLAH entgegnet alle Intrigen. ER weiß, was jede Seele erwirbt. Und die Kafir werden noch wissen, wem die Belohnung nach dem Diesseits gehört.

Çince: 

在他们之前的人,确已使用计谋;但一切计谋,只归真主,他知道每个灵魂的谋求。

Hollandaca: 

Hunne voorgangers dachten vroeger sluwe aanslagen tegen hunne profeten uit; maar God is meester van iedere geslepen list. Hij weet wat iedere ziel verdient, en de ongeloovigen zullen zekerlijk eens weten wie met het paradijs zal worden beloond.

Rusça: 

Их предшественники тоже замышляли козни, но все козни - у Аллаха. Ему ведомо то, что приобретает каждая душа, и неверующие узнают, кому достанется Последняя обитель.

Somalice: 

waxaa wax dhagray kuwii ka horreeyey Eebaase abaal maris (Dhagar) iska leh dhammaan, wuxuuna ogyahay waxay kasban naf kasto, waxayna ogaan Gaaladu cidday u ahaato cidhib fiican.

Swahilice: 

Na walipanga walio kuwa kabla yao, lakini Mwenyezi Mungu ndiye Mwenye mipango yote. Yeye anajua inayo chuma kila nafsi. Na makafiri watajua ni ya nani nyumba ya mwisho Akhera!

Uygurca: 

ئۇلار (يەنى قۇرەيش كاپىرلىرى) دىن ئىلگىرى ئۆتكەنلەرمۇ (پەيغەمبەرلىرىگە) ھىيلە - مىكىر ئىشلەتكەن ئىدى. (ئۇلارنىڭ ھىيلە –مىكرىنى بەربات قىلىدىغان) يوشۇرۇن تەدبىرلەرنىڭ ھەممىسى اﷲ نىڭ ئىلگىدىدۇر، اﷲ ھەربىر كىشىنىڭ قىلىۋاتقان (ياخشى - يامان) ئەمەللىرىنى بىلىپ تۇرىدۇ، كاپىرلار (ئازابنى كۆرگەندە) كىمنىڭ ئاخىرەتلىكىنىڭ ياخشى بولغانلىقىنى بىلىدۇ

Japonca: 

かれら以前の者も(使徒に対して)策謀した。だが凡ての策謀はアッラーに属する。かれは各人の行ったことを知っておられる。不信者は,終末の住いが誰のものであるかを間もなく知るであろう。

Arapça (Ürdün): 

«وقد مكر الذين من قبلهم» من الأمم بأنبيائهم كما مكروا بك «فلله المكر جميعا» وليس مكرهم كمكره لأنه تعالى «يعلم ما تكسب كل نفس» فيعد لها جزاءه وهذا هو المكر كله لأنه يأتيهم به من حيث لا يشعرون «وسيعلم الكافر» المراد به الجنس وفي قراءة الكفار «لمن عقبى الدار» أي العاقبة المحمودة في الدار الآخرة ألهم أم للنبي صلى الله عليه وسلم وأصحابه.

Hintçe: 

और जो लोग उन (कुफ्फार मक्के) से पहले हो गुज़रे हैं उन लोगों ने भी पैग़म्बरों की मुख़ालफत में बड़ी बड़ी तदबीरे की तो (ख़ाक न हो सका क्योंकि) सब तदबीरे तो ख़ुदा ही के हाथ में हैं जो शख़्श जो कुछ करता है वह उसे खूब जानता है और अनक़रीब कुफ्फार को भी मालूम हो जाएगा कि आख़िरत की खूबी किस के लिए है

Tayca: 

และโดยแน่นอน บรรดาผู้ที่มาก่อนหน้า พวกเขาได้วางแผนมาก่อนแล้ว ดังนั้นแผนการณ์ทั้งหมดเป็นของอัลลอฮ พระองค์ทรงรอบรู้สิ่งที่ทุกชีวิตแสวงหาเอาไว้ และพวกปฏิเสธศรัทธาจะได้รู้ว่าจะได้แก่ผู้ใดบ้างที่พำนักที่ดีในบั้นปลาย

İbranice: 

וכבר תכננו אלה אשר היו לפניהם, אך אלוהים הוא השולט בכל מזימות (הכופרים) ומבטלן. הרי הוא יודע מה מבצעת כלנפש, והכופרים עוד ידעו למי יהיה הגמול הטוב (ביום הדין)

Hırvatça: 

Lukavstva su smišljali i oni prije njih, ali svako lukavstvo pripada Allahu, i On zna šta svako zaslužuje. A nevjernici će sigurno saznati kome će lijep ishod na kraju pripasti.

Rumence: 

Cei dinaintea lor au urzit vicleşuguri, însă vicleşugurile toate sunt ale lui Dumnezeu. El ştie ce agoniseşte fiece suflet. Tăgăduitorii vor afla curând a cui este răsplata casei!

Transliteration: 

Waqad makara allatheena min qablihim falillahi almakru jameeAAan yaAAlamu ma taksibu kullu nafsin wasayaAAlamu alkuffaru liman AAuqba alddari

Türkçe: 

Onlardan öncekiler de tuzak kurmuştu, ama tüm tuzaklar Allah'ındır. Her benliğin ne kazandığını O bilir. Kâfirler de bilecek sonsuzluk yurdu kimindir!

Sahih International: 

And those before them had plotted, but to Allah belongs the plan entirely. He knows what every soul earns, and the disbelievers will know for whom is the final home.

İngilizce: 

Those before them did (also) devise plots; but in all things the master-planning is Allah's He knoweth the doings of every soul: and soon will the Unbelievers know who gets home in the end.

Azerbaycanca: 

Onlardan əvvəlkilər də (ümmətlər, tayfalar da Allahın peyğəmbərinə qarşı) tələ qururdular. Bütün hiylələrin (məkrlərin) cəzasını ancaq Allah verəcəkdir. (Allah) hər kəsin (dünyada) nə qazandığını (bütün yaxşı və pis əməllərini) bilir. Kafirlər axirət yurdunun (o dünyanın gözəl aqibətini) kimin olacağını biləcəklər!

Süleyman Ateş: 

Onlardan öncekiler de tuzak kurmuştu. Fakat bütün tuzaklar, (tedbirler) Allah'ındır. (Allah'ın tedbiri, onların tuzaklarını bozar. O), her canın ne kazandığını (ne yaptığını) bilir. Kafirler de, bu yurdun sonunun kimin olacağını bileceklerdir!

Diyanet Vakfı: 

Onlardan öncekiler de (peygamberlerine) tuzak kurmuşlardı; halbuki bütün tuzaklar Allah'a aittir. Çünkü O, herkesin ne kazanacağını bilir. Bu yurdun (dünyanın) sonunun kimin olduğunu yakında kafirler bileceklerdir!

Erhan Aktaş: 

Onlardan öncekiler de planlar yapmışlardı. Oysa Allah’ın planı bütün planları geçersiz kılar. Zira O, herkesin ne yaptığını bilir. Kâfirler, bu yurdun sonunun kimin olduğunu bileceklerdir.

Kral Fahd: 

Onlardan öncekiler de (peygamberlerine) tuzak kurmuşlardı; halbuki bütün tuzaklar Allah’a aittir. Çünkü O, herkesin ne kazanacağını bilir. Kâfirler de âhiret yurdunda akıbetin kime ait olduğunu anlayacaklardır.

Hasan Basri Çantay: 

Onlardan evvelki (ümmet) ler de (peygamberlerine) tuzaklar kurmuşdu. Fakat binnetîce bütün tuzaklar (ın cezası) Allaha âiddir. Herkesin ne kazanacağını O bilir. Dünyânın sonu kimindir, yakında kâfirler bilecekdir.

Muhammed Esed: 

Bunlardan önce yaşayan (günahkar toplum)lar da zındıkça düzenler tasarladılar; fakat en ince ve mahirane düzen, bütünüyle, herkesin neyi hak ettiğini bilen Allah´a aittir; nitekim, inkarcılar geleceğin kime ait olduğunu yakında görüp öğrenecekler.

Gültekin Onan: 

Onlardan öncekiler de hileli düzenler kurmuşlardı

Ali Fikri Yavuz: 

Onlaradan önceki kâfirler de Peygamberlerine karşı hile ve tuzaklar kurdular

Portekizce: 

Seus antepassados também conspiraram; porém, Deus conscientizou-Se de todas as conspirações. Ele bem sabe o que fazcada ser, e os incrédulos logo saberão a quem pertence a última morada.

İsveççe: 

Dessa [envisa förnekares] föregångare tänkte också de ut listiga och bedrägliga argument, men Gud har alla argument [i Sin hand]. Han vet vad var och en har förtjänat [med sina handlingar] och förnekarna kommer att få klart för sig vem som står som [slutlig] segrare.

Farsça: 

کسانی که پیش از این کافران لجوج و منکران عنود بودند [در برابر حکومت و حکم خدا] مکر ونیرنگ کردند [ولی به هدفشان نرسیدند] چرا که همه تدبیرها و نقشه ها در اختیار خداست؛ زیرا او هر کاری را هر کس انجام می دهد، می داند [به همین سبب مکر و نیرنگ هر کس را با تدبیر و نقشه حکیمانه اش باطل و نابود می کند] و کافران و منکران به زودی خواهند دانست که فرجامِ [نیک و بدِ] سرایِ دیگر برای کیست؟

Kürtçe: 

وە بێگومان ئەوانەی پێش ئەمانیش فێڵ و پیلانیان گێڕا بەڵام ھەموو پیلان و (نەخشەیەکی سەرکەوتوو) بۆ خوایە (لەبەرامبەر نەخشە وپیلانی ئەواندا) (خوا) دەزانێت ھەموو کەس چی دەکات و لەمەو دواش بێ باوەڕان دەزانن سەرئەنجامی (ھەر دوو جیھان) بۆ کێ دەبێت

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, улардан олдингилар ҳам макр қилдилар. Аммо барча макрлар Аллоҳнинг (илкидадир). У ҳар бир жон нима қилишини биладир. Яқинда кофирлар оқибат диёри кимга бўлишини билажаклар.

Malayca: 

Dan sesungguhnya orang-orang kafir yang sebelum mereka telah melancarkan rancangan jahat (terhadap Nabi-nabi mereka): oleh itu, (janganlah engkau bimbang kerana) bagi Allah jualah kuasa menggagalkan segala jenis rancangan jahat. Ia mengetahui apa yang diusahakan oleh tiap-tiap diri; dan orang-orang yang kafir akan mengetahui bagi siapakah balasan (yang baik dan yang buruk) pada hari akhirat kelak.

Arnavutça: 

Dredhi kanë bërë edhe ata që kanë qenë para tyre, e Perëndia është zotërues i të gjitha dredhive. Ai di çka punon çdokush dhe mohuesit do ta dinë se për kë do të jetë përfundimi më i mirë.

Bulgarca: 

Онези преди тях замисляха лукавство, но на Аллах е целият замисъл. Знае Той всяка душа какво придобива. И ще узнаят неверниците за кого е Последната обител.

Sırpça: 

Сплетке су плели и они пре њих, само, Аллах је Господар свих сплетки, и Он зна шта свако заслужује. А неверници ће сигурно да сазнају коме ће леп исход да припадне на крају.

Çekçe: 

Také ti, kdož před nimi byli, úklady strojili, avšak Bohu jsou známy veškeré úklady a On dobře zná, co duše každá si vysloužila. Pak nevěřící poznají, pro koho připraven je příbytek konečný.

Urduca: 

اِن سے پہلے جو لوگ ہو گزرے ہیں وہ بھی بڑی بڑی چالیں چل چکے ہیں، مگر اصل فیصلہ کن چال تو پوری کی پوری اللہ ہی کے ہاتھ میں ہے وہ جانتا ہے کہ کون کیا کچھ کمائی کر رہا ہے، اور عنقریب یہ منکرین حق دیکھ لیں گے کہ انجام کس کا بخیر ہوتا ہے

Tacikçe: 

Касоне, ки пеш аз инҳо буданд, макрҳо карданд, вале ҳамаи макрҳо назди Худованд аст. Медонад, ки ҳар касе чӣ мекунад. Ва кофирон ба зудӣ хоҳанд донист, ки некӯии охират аз они кист!

Tatarca: 

Бүгенге кәферләрдән элгәреге кәферләр дә пәйгамбәрләренә хәйлә мәкерләр кылдылар, хәйлә мәкерләр һәммәсе Аллаһ ихтыярында, хәйлә белән хакны җимерә алмаслар, һәркемнең кәсеп иткән эшен Аллаһ белә, кәферләр дә тиздән белерләр, җәннәт кемгә дә җәһәннәм кемгә икәнен.

Endonezyaca: 

Dan sungguh orang-orang kafir yang sebelum mereka (kafir Mekah) telah mengadakan tipu daya, tetapi semua tipu daya itu adalah dalam kekuasaan Allah. Dia mengetahui apa yang diusahakan oleh setiap diri, dan orang-orang kafir akan mengetahui untuk siapa tempat kesudahan (yang baik) itu.

Amharca: 

እነዚያም ከእነሱ በፊት የነበሩት በእርግጥ መከሩ፡፡ አዘንግቶም የመያዙ ዘዴ በሙሉ የአላህ ነው፡፡ ነፍስ ሁሉ የምትሠራውን ያውቃል፡፡ ከሓዲዎችም የመጨረሻይቱ አገር ለማን እንደምትኾን ወደፊት ያውቃሉ፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) இவர்களுக்கு முன்னிருந்தவர்களும் (தூதர்களுக்கு எதிராக) திட்டமாக சூழ்ச்சி செய்தனர். ஆக, (நிறைவேறுகின்ற) சூழ்ச்சி அனைத்தும் அல்லாஹ்விற்கே உரியதாகும். (அவனது சூழ்ச்சிதான் நிறைவேறும்.) ஒவ்வோர் ஆன்மாவும் செய்வதை அவன் நன்கறிவான். மேலும், எவருக்கு மறுமையின் அழகிய முடிவு உண்டு என்பதை நிராகரிப்பவர்கள் விரைவில் அறிவார்கள்.

Korece: 

그들 이전의 불신자들도 음 모를 꾸몄으나 모든 계획은 하나 님안에 있어 모든 인간의 행위를 알고 계시나니 불신자들은 내세에서 누가 안식처를 갖게 될 것인가를 곧 알게 되리라

Vietnamca: 

Quả thật, trước chúng cũng có những kẻ đã hoạch định mưu đồ (để hãm hại các vị Sứ Giả được cử đến) nhưng mọi kế hoạch đều do Allah (an bài và định đoạt), Ngài biết rõ những gì mỗi linh hồn đã làm. Rồi đây, những kẻ vô đức tin sẽ biết kết cục của ai là tốt.