Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

12

Sûredeki Ayet No: 

100

Ayet No: 

1696

Sayfa No: 

247

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَرَفَعَ أَبَوَيْهِ عَلَى الْعَرْشِ وَخَرُّوا لَهُ سُجَّدًا ۖ وَقَالَ يَا أَبَتِ هَٰذَا تَأْوِيلُ رُؤْيَايَ مِن قَبْلُ قَدْ جَعَلَهَا رَبِّي حَقًّا ۖ وَقَدْ أَحْسَنَ بِي إِذْ أَخْرَجَنِي مِنَ السِّجْنِ وَجَاءَ بِكُم مِّنَ الْبَدْوِ مِن بَعْدِ أَن نَّزَغَ الشَّيْطَانُ بَيْنِي وَبَيْنَ إِخْوَتِي ۚ إِنَّ رَبِّي لَطِيفٌ لِّمَا يَشَاءُ ۚ إِنَّهُ هُوَ الْعَلِيمُ الْحَكِيمُ

Çeviriyazı: 

verafe`a ebeveyhi `ale-l`arşi veḫarrû lehû süccedâ. veḳâle yâ ebeti hâẕâ te'vîlü ru'yâye min ḳabl. ḳad ce`alehâ rabbî ḥaḳḳâ. veḳad aḥsene bî iẕ aḫracenî mine-ssicni vecâe biküm mine-lbedvi mim ba`di en nezega-şşeyṭânü beynî vebeyne iḫvetî. inne rabbî leṭîfül limâ yeşâ'. innehû hüve-l`alîmü-lḥakîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine oturttu ve hepsi birden Yusuf için secdeye kapandılar. Bunun üzerine Yusuf dedi ki: "İşte bu durum, o rüyamın çıkmasıdır. Gerçekten Rabbim onu hak rüya kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Doğrusu Rabbim dilediğine lutfunu ihsan eder. Şüphesiz O, her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir."

Diyanet İşleri: 

Ana babasını tahtın üzerine oturttu, hepsi onun önünde (Allah'a secde edip) eğildiler. O zaman Yusuf: "Babacığım! İşte bu, vaktiyle gördüğüm rüyanın çıkışıdır; Rabbim onu gerçekleştirdi. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana pek çok iyilikte bulundu. Doğrusu Rabbim dilediğine lütufkardır, O şüphesiz bilendir, Hakim'dir" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Anasıyla babasını tahta çıkartıp oturttu ve hepsi de ona karşı secdeye kapandılar. Babacığım dedi, evvelce gördüğüm rüya, bu işte, Rabbim onu gerçekleştirdi ve beni zindandan çıkararak lutfetti bana; Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra da sizi çölden getirdi. Şüphe yok ki Rabbim, dilediği şeyi tedbir edip lütfüyle meydana getirir; şüphe yok ki o her şeyi bilir, hüküm ve hikmet sahibidir.

Şaban Piriş: 

Ana babasını tahtın üzerine çıkarttı hepsi onun (Yusuf'un) önünde secde edip eğildiler. O zaman Yusuf: Babacığım! İşte bu, önceden gördüğüm rüyanın gerçekleşmiş olmasıdır. Rabbim onu hak kıldı. Şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni hapisten çıkaran, sizi çölden getiren Rabbim bana çok iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine çok latiftir. O şüphesiz her şeyi bilendir ve Hakim'dir, dedi.

Edip Yüksel: 

Ana ve babasını tahtın üzerine kaldırdı. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Babacığım, bu, önceden görmüş bulunduğum rüyanın gerçekleşmesidir. Rabbim onu gerçekleştirdi. şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra O beni hapishaneden çıkararak ve sizi çölden getirerek bana iyilikte bulundu. Gerçekten Rabbim dilediğine karşı çok şefkatlidir. O, Bilendir, Bilgedir."

Ali Bulaç: 

Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu; onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: "Ey Babam, bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Doğrusu Rabbim onu gerçek kıldı. Bana iyilik etti, çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, (O,) çölden sizi getirdi. Şüphesiz benim Rabbim, dilediğini pek ince düzenleyip tedbir edendi. Gerçekten bilen, hüküm ve hikmet sahibi O'dur."

Suat Yıldırım: 

Annesi ile babasını tahtına oturttu. Hepsi onun önünde saygı ile eğildiler.Yusuf: “Babacığım! dedi, işte küçükken gördüğüm rüyanın tabiri! Rabbim o rüyayı gerçekleştirdi.O, bana nice ihsanlarda bulundu: Beni zindandan kurtardı ve nihayet,Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirip bana kavuşturmakla da beni ihsanına mazhar etti. Gerçekten Rabbim dilediği kimse hakkında latifdir (dilediği hususları çok güzel, pek ince bir tarzda gerçekleştirir). Şüphesiz O alîmdir, hakîmdir (her şeyi hakkıyla bilen, tam hikmet sahibidir)” [7,53] {KM, Tekvin 47,11}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve babası ile anasını yüksek bir taht üzerine kaldırdı ve onun için hepsi secdeye kapandılar ve dedi ki: «Ey pederim! İşte bu, evvelce görmüş olduğum rüyamın te´vilidir. Onu Rabbim vakıa mutabık kıldı ve muhakkak ki, bana ihsanda bulundu. Çünkü beni zindandan çıkardı ve sizi çölden getirdi, benim ile kardeşlerimin arasını şeytan bozduktan sonra. Şüphe yok ki, Rabbim dilediği şey için pek latîf tedbir sahibidir. Muhakkak ki alîm, hakîm olan O´dur O.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi: "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sora, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur."

Bekir Sadak: 

Goklerde ve yerde nice belgeler vardir ki, yanlarindan yuzlerini cevirerek gecerler.

İbni Kesir: 

Ana-babasını tahtın üzerine çıkarıp oturttu. Hepsi onun için secdeye kapandılar. Dedi ki: Babacığım

Adem Uğur: 

Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve anne babasını tahtın üstüne çıkarttı. Ona secde ederek eğildiler. Yusuf (A.S) şöyle dedi: “Ey babacığım! Bu, daha önceki rüyamın yorumudur. Rabbim onu hakikat kıldı (gerçekleştirdi). Ve beni zindandan çıkardığı zaman bana en güzelini yaptı (Benim için en güzelini dizayn etti). Ve şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizi çölden getirdi. Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Ve ana-babasını tutup taht, üzerine çıkardı. Onlar da eğilip Yûsuf´a saygı (Allah´a şükür secdesinde bulunarak teslimiyet) gösterdiler. Yûsuf, «Babacığım,» dedi, «işte daha önce gördüğüm rüyanın yorumudur bu ! Rabbim onu gerçekleştirdi

Tefhim ul Kuran: 

Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu

Fransızca: 

Et il éleva ses parents sur le trône, et tous tombèrent devant lui, prosternés Et il dit : "ô mon père, voilà l'interprétation de mon rêve de jadis. Allah l'a bel et bien réalisé... Et Il m'a certainement fait du bien quand Il m'a fait sortir de prison et qu'Il vous a fait venir de la campagne, [du désert], après que le Diable ait suscité la discorde entre mes frères et moi. Mon Seigneur est plein de douceur pour ce qu'Il veut. Et c'est Lui L'Omniscient, le Sage.

İspanyolca: 

Hizo subir a sus padres al trono. Y cayeron prosternados ante él. Y dijo: «¡Padre! He aquí la interpretación de mi sueño de antes. Mi Señor ha hecho de él una realidad. Fue bueno conmigo, sacándome de la cárcel y trayéndoos del desierto, luego de haber sembrado el Demonio la discordia entre yo y mis hermanos. Mi Señor es bondadoso para quien Él quiere. Él es el Omnisciente, el Sabio.

İtalyanca: 

Fece salire i suoi genitori sul suo trono e

Almanca: 

Dann erhob er seine Eltern auf den Thron und sie (die Brüder) fielen vor ihm in Sudschud nieder. Er sagte: "Mein Vater! Dies ist die Deutung meines Traumgesichts von vorher, bereits ließ mein HERR es bewahrheiten. Und bereits hat ER mir Gutes erwiesen, als ER mich vom Gefängnis entlassen und euch von der Wüste kommen ließ, nachdem der Satan Zwietracht zwischen mir und meinen Brüdern stiftete. Gewiß, mein HERR ist allgütig dem gegenüber, was ER will. Gewiß, ER ist Der Allwissende, Der Allweise.

Çince: 

他请他的双亲坐在高座上,他们为他而俯伏叩头,他说:我的父亲啊!这就是我以前的梦兆的解释。我的主已使那个梦兆变成为事实了。他确已优待我,因为他把我从监狱里释放出来,他在恶魔离间我和我哥哥们之后,把你们从沙漠里带到这里来。我的主,对他所意欲者确是慈爱的。他确是全知的,确是至睿的。

Hollandaca: 

En hij verhief zijne ouders op een verheven zetel, en zij vielen met zijne broeders op hunne aangezichten en betoonden hem eerbied. En hij zeide: O mijn vader! dit is de beteekenis van mijn visioen, dat ik vroeger zag; thans heeft mijn Heer het bewaarheid. En zekerlijk hij is mij genadig geweest, daar hij mij uit de gevangenis voerde en u hierheen heeft gebracht uit de woestijn, nadat de duivel tweedracht tusschen mij en mijne broeders had gezaaid; want mijn Heer is genadig voor dengeen die hem behaagt, en hij is de alwetende, de wijze God.

Rusça: 

Он поднял своих родителей на трон, и они пали ниц перед ним. Он сказал: "Отец мой! Это есть толкование моего давнего сна. Господь мой сделал его явью. Он облагодетельствовал меня, освободив из темницы, и привел вас из пустыни после того, как сатана посеял вражду между мною и моими братьями. Воистину, мой Господь добр, к кому пожелает. Воистину, Он - Знающий, Мудрый.

Somalice: 

Wuxuuna u koryeelay labada waalid Kursigii, Waxayna ula hoobteen Sujuud, «Salaan» wuxuuna yidhi Aabbow waatan Fasirkii Riyadaydii horay, Wuxuu ka yeelay Eebahay Xaq (sugan) wuuna ii Wanaag falay Markuu iga soo Bixiyay Xabbiska idinkana keenay Baadiyaha Kadib intuu Shaydaan fasaadiyay ani iyo Walaalahay Dhexdanada Eebahayna waa u turaha wuxuu Doono waana Oge falsan.

Swahilice: 

Na akawapandisha wazazi wake kwenye kiti cha enzi. Na wote wakaporomoka kumsujudia. Na akasema: Ewe baba yangu! Hii ndiyo tafsiri ya ile ndoto yangu ya zamani. Na Mwenyezi Mungu ameijaalia iwe kweli. Na Mwenyezi Mungu amenifanyia wema kunitoa gerezani, na kukuleteni kutoka jangwani baada ya Shet'ani kuchochea baina yangu na ndugu zangu. Hakika Mola wangu Mlezi ni Mpole kwa alitakalo. Bila ya shaka Yeye ni Mjuzi Mwenye hikima.

Uygurca: 

ئاتا - ئانىسىنى تەختىدە (يېنىدا) ئولتۇرغۇزدى، ئۇلار (شاھلارغا تازىم قىلىش ئادىتى بويىچە) يۇسۇفكە سەجدە قىلىشتى. ئۇ: «ئى ئاتا! مانا بۇ، بۇرۇن (كىچىك ۋاقتىمدا) كۆرگەن چۈشۈمنىڭ تەبىرىدۇر، ئۇ چۈشۈمنى پەرۋەردىگارىم ھەقىقەتەن راستىغا چىقاردى. پەرۋەردىگارىم مېنى زىنداندىن چىقىرىش بىلەن، قېرىنداشلىرىم بىلەن مېنىڭ ئارامنى شەيتان بۇزغاندىن كېيىن، سىلەرنى سەھرادىن بۇ يەرگە ئېلىپ كېلىش بىلەن ماڭا ئېھسان قىلدى، پەرۋەردىگارىم خالىغىنىنى (ئىشقا ئاشۇرۇشقا) ھەقىقەتەن تەدبىرلىكتۇر، ئۇ ھەقىقەتەن ھەممىنى بىلگۈچىدۇر، ھېكمەت بىلەن ئىش قىلغۇچىدۇر

Japonca: 

かれは両親を高座に上らせた。すると一同はかれにひれ伏した。するとかれは言った。「わたしの父よ,これが往年のわたしの夢の解釈です。わが主は,それを真実になさいました。本当にかれは,わたしに恩寵を与え,年獄からわたしを御出しになり,また悪魔が,わたしと兄弟との間に微妙な敵意をかきたてた後,砂漠からあなたがたを連れて来られたのであります。わが主は,御望みの者には情け深くあられます。本当にかれは全知にして英明であられます。

Arapça (Ürdün): 

«ورفع أبويه» أحلهما معه «على العرش» السرير «وخروا» أي أبواه وإخوته «له سجدا» سجود انحناء لا وضع جبهة وكان تحيتهم في ذلك الزمان «وقال يا أبت هذا تأويل رؤياي من قبل قد جعلها ربي حقا وقد أحسن بي» إليَّ «إذ أخرجني من السجن» لم يقل من الحب تكرما لئلا تخجل إخوته «وجاء بكم من البدو» البادية «من بعد أن نزغ» أفسد «الشيطان بيني وبين إخوتي إن ربي لطيف لما يشاء إنه هو العليم» بخلقه «الحكيم» في صنعه وأقام عنده أبوه أربعا وعشرين سنة أو سبع عشرة سنة وكانت مدة فراقه ثماني عشرة أو أربعين أو ثمانين سنة وحضره الموت فوصى يوسف أن يحمله ويدفنه عند أبيه فمضى بنفسه ودفنه ثمة، ثم عاد إلى مصر وأقام بعده ثلاثا وعشرين سنة ولما تم أمره وعلم أنه لا يدوم تاقت نفسه إلى الملك الدائم فقال.

Hintçe: 

(ग़रज़) पहुँचकर यूसुफ ने अपने माँ बाप को तख्त पर बिठाया और सब के सब यूसुफ की ताज़ीम के वास्ते उनके सामने सजदे में गिर पड़े (उस वक्त) यूसुफ ने कहा ऐ अब्बा ये ताबीर है मेरे उस पहले ख्वाब की कि मेरे परवरदिगार ने उसे सच कर दिखाया बेशक उसने मेरे साथ एहसान किया जब उसने मुझे क़ैद ख़ाने से निकाला और बावजूद कि मुझ में और मेरे भाईयों में शैतान ने फसाद डाल दिया था उसके बाद भी आप लोगों को गाँव से (शहर में) ले आया (और मुझसे मिला दिया) बेशक मेरा परवरदिगार जो कुछ करता है उसकी तद्बीर खूब जानता है बेशक वह बड़ा वाकिफकार हकीम है

Tayca: 

และเขาได้ยกย่องพ่อแม่ของเขาขึ้นบนบัลลังก์แล้วพวกเขาก็ก้มลงสุญูด(คารวะ) เขา และกล่าวว่า “โอ้พ่อของฉัน นี่คือการทำนายฝันของฉันแต่ครั้งก่อน พระเจ้าของฉันทรงทำให้เป็นจริง และพระองค์ทรงให้เกียรติฉัน โดยพระองค์ทรงให้ฉันออกจากคุก และนำพวกท่านมาจากชนบท หลังจากที่ชัยฏอนได้ยุยงให้เกิดการแตกแยกระหว่างฉันกับพี่น้องของฉัน แท้จริงพระเจ้าของฉันทรงโปรดปรานแก่ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ แท้จริงพระองค์เท่านั้นเป็นผู้ทรงรอบรู้ ผู้ทรงปรีชาญาณ

İbranice: 

ואז הוא העלה את הוריו על כיסא הכבוד וכולם סגדו לו. ואמר':הוי, אבא! הנה פשר חלומי, ריבוני הגשים אותו, הוא עשה אתי חסד כאשר הוא שחרר אותי מבית הסוהר, והביאו אתכם אליי מן המדבר, לאחר שהשטן גרם פירוד ביני לבין אחיי, כי ריבוני המיטיב והעושה חסד למי שהוא רוצה,

Hırvatça: 

I on roditelje svoje postavi na prijesto i svi mu se nakloniše, pa on reče: "O oče moj, ovo je ostvarenje moga sna nekadašnjeg. Gospodar moj ga je istinitim učinio. On je bio dobar prema meni kad me je iz tamnice izbavio i vas iz pustinje doveo, nakon što je šejtan između mene i braće moje bio razdor posijao. Gospodar moj je, zaista, dobrostiv onome kome On hoće, i On je, zaista, Sveznajući i Mudri!

Rumence: 

El îi înălţă pe părinţii săi pe tron, iar ei se prosternară dinaintea lui. El spuse: “Tată! Aceasta este tâlcuirea vedeniei mele de odinioară. Domnul meu a împlinit-o, căci El mi-a făcut numai bine. M-a scos din temniţă şi v-a adus pe voi din pustie după

Transliteration: 

WarafaAAa abawayhi AAala alAAarshi wakharroo lahu sujjadan waqala ya abati hatha taweelu ruyaya min qablu qad jaAAalaha rabbee haqqan waqad ahsana bee ith akhrajanee mina alssijni wajaa bikum mina albadwi min baAAdi an nazagha alshshaytanu baynee wabayna ikhwatee inna rabbee lateefun lima yashao innahu huwa alAAaleemu alhakeemu

Türkçe: 

Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı. Hepsi, Yûsuf'un önünde secde eder gibi eğildiler. Yûsuf dedi: "Babacığım, işte bu, benim önceden gördüğüm rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. O, bana çok güzel lütuflarda bulundu, şeytan, benimle kardeşlerim arasına yamukluk soktuktan sora, O beni zındandan çıkardı. Sizi de çölden getirdi. Rabbim, dilediği şeyde çok ince lütuflar sergiliyor. Alîm olan O'dur, Hakîm olan O'dur."

Sahih International: 

And he raised his parents upon the throne, and they bowed to him in prostration. And he said, "O my father, this is the explanation of my vision of before. My Lord has made it reality. And He was certainly good to me when He took me out of prison and brought you [here] from bedouin life after Satan had induced [estrangement] between me and my brothers. Indeed, my Lord is Subtle in what He wills. Indeed, it is He who is the Knowing, the Wise.

İngilizce: 

And he raised his parents high on the throne (of dignity), and they fell down in prostration, (all) before him. He said: "O my father! this is the fulfilment of my vision of old! Allah hath made it come true! He was indeed good to me when He took me out of prison and brought you (all here) out of the desert, (even) after Satan had sown enmity between me and my brothers. Verily my Lord understandeth best the mysteries of all that He planneth to do, for verily He is full of knowledge and wisdom.

Azerbaycanca: 

(Yusif) ata-anasını taxt (öz taxtının) üstünə qaldırdı. Onlar (ata-ana və on bir qardaş) hamısı (hörmət əlaməti olaraq) onun qarşısında səcdəyə qapandılar. (Allah onları bir-birinə qovuşdurduğu üçün şükür səcdəsi etdilər). (Yusif) dedi: “Atacan! Bu əvvəl gördüyüm yuxunun yozumudur. Rəbbim onu (yuxunu) həqiqətə çevirdi. O mənə yaxşılıq etdi, çünki məni zindandan qurtardı, Şeytan mənimlə qardaşlarımın arasını vurduqdan sonra sizi çöldən (yanıma) gətirdi (bizi bir-birimizə qovuşdurdu). Həqiqətən, Rəbbim istədiyinə qarşı lütfkardır (istədiyi şəxs və ya iş barəsində incə tədbir sahibidir). O, doğrudan da, (hər şeyi) biləndir, hikmət sahibidir!”

Süleyman Ateş: 

Ana-babasını tahtın üstüne çıkardı ve hepsi onun için secdeye kapandılar (önünde saygı ile eğildiler. Yusuf): "Babacığım, dedi, işte bu, önceden (gördüğüm) rü'yanın yorumudur. Rabbim onu gerçek yaptı, bana iyilik etti; zira şeytan, benimle kardeşlerim arasına fitne soktuktan sonra O, beni zindandan çıkardı, sizi de çölden getirdi. Gerçekten Rabbim dilediği şeyi çok ince düzenler. O, (her tedbiri) bilen, her şeyi yerli yerince yapandır."

Diyanet Vakfı: 

Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için (ona kavuştukları için) secdeye kapandılar. (Yusuf) dedi ki: "Ey babacığım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O çok iyi bilendir, hikmet sahibidir."

Erhan Aktaş: 

Yûsuf, anne ve babasını makâmına çıkardı. Hepsi onun makâmına saygı ile eğildiler.(1) Yûsuf: “Ey babacığım! Bu durum, daha önceki rüyamın gerçekleşmesidir.(2) Rabb’im onu gerçek kıldı. Ve gerçekten bana ihsanda bulundu. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytân benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra, O sizi çölden getirdi. Benim Rabb’im dilediğine lütuf sahibidir. Gerçek şu ki: O, Her Şeyi Bilen’dir, En İyi Hüküm Veren’dir.”

Kral Fahd: 

Ana ve babasını tahtının üstüne çıkartıp oturttu ve hepsi onun için secdeye (saygı secdesine) kapandılar. (Yusuf) dedi ki: «Ey babacığım! İşte bu, daha önce (gördüğüm) rüyanın yorumudur. Rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu Rabbim bana (çok şey) lütfetti. Çünkü beni zindandan çıkardı ve şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi çölden getirdi. Şüphesiz ki Rabbim dilediğine lütfedicidir. Kuşkusuz O, hakkıyla bilendir, hikmet sahibidir.»

Hasan Basri Çantay: 

Babasını ve anasını tahtının üstüne çıkarıb oturtdu. Hepsi onun için (ona kavuşdukları için) secdeye kapandılar. (Yuusuf) dedi ki: Ey babam, işte bu, evvelce gördüğüm rü´yânın tehakkukudur. Gerçek, Rabbim onu doğru çıkardı. Bana iyilik etdi. Çünkü beni zindandan çıkardı. Şeytan benimle kardeşlerimizin arasını bozduktan sonra da O, sizi çölden getirdi. Şübhesiz ki Rabbim, dileyeceği şeyleri çok güzel, çok ince tedbîr edendir. Hakkıyle bilen, tam hikmet saahibi olan Odur».

Muhammed Esed: 

Ve ana babasını en yüksek onur katına çıkardı; ve onlar(ın hepsi) O´nun önünde hürmet ve tazimle yere kapandılar. Bunun üzerine (Yusuf:) "Ey babacığım!" dedi, "Vaktiyle gördüğüm rüyanın gerçek anlamı buydu demek; ve Rabbim onu gerçekleştirdi. O beni hapisten çıkarmakla ve Şeytan benimle kardeşlerimin arasını açtıktan sonra sizi(n hepinizi) çölden çıkar(arak bana ulaştır)makla bana lütfetti. Gerçek şu ki, benim Rabbim, olmasını istediği şeyi akıl, sır yetmez yollarla gerçekleştirir. Çünkü O doğru hüküm ve hikmetle edip eyleyen mutlak ve sınırsız bilgi sahibidir.

Gültekin Onan: 

Babasını ve annesini tahta çıkarıp oturttu

Ali Fikri Yavuz: 

Ebeveynini taht üzerine çıkardı, onlar da (ebeveyn ve on bir kardeş) kendisine hürmet için eğildiler (veya kendisine kavuştuklarından şükür secdesine kapandılar). Yûsuf dedi ki: “-Ey babacığım! işte bu, önceden gördüğüm rüyanın tâbiridir. Doğrusu Rabbim onu tahakkuk ettirdi, hakikaten bana ihsan buyurdu. Çünkü beni zindandan çıkardı, şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra sizi, çölden (bana) getirdi. Muhakkak ki Rabbim, dilediğine lütfedicidir

Portekizce: 

José honrou seus pais, sentando-os em seu sólio, e todos se prostraram perante eles; e José disse: Ó meu pai, esta é ainterpretação de um sonho passado que meu Senhor realizou. Ele me beneficiou ao tirar-me do cárcere e ao trazer-vos dodeserto, depois de Satanás ter semeado a discórdia entre meus irmão e mim. Meu Senhor é Amabilíssimo com quem Lheapraz, porque Ele é o Sapiente, o Prudentíssimo.

İsveççe: 

Och han anvisade föräldrarna hedersplatsen [vid sin sida]; och de föll alla ned på sina ansikten [för att betyga honom sin vördnad]. Och [Josef] sade: "Fader! Detta är innebörden av min dröm för länge sedan, som min Herre nu har låtit bli verklighet. I Sin godhet befriade Han mig ur fängelset och Han har fört er till mig från öknen, sedan Djävulen hade sått ovänskap mellan mig och mina bröder. Min Herre är outgrundlig [i Sina visa beslut och] i genomförandet av Sin vilja. Han är den Allvetande, den Vise!"

Farsça: 

و پدر و مادرش را بر تخت بالا برد و همه برای او به سجده افتادند و گفت: ای پدر! این تعبیر خواب پیشین من است که پروردگارم آن را تحقق داد، و یقیناً به من احسان کرد که از زندان رهاییم بخشید، و شما را پس از آنکه شیطان میان من و برادرانم فتنه انداخت، از آن بیابان نزد من آورد، پروردگارم برای هر چه بخواهد با لطف برخورد می کند؛ زیرا او دانا و حکیم است.

Kürtçe: 

وە باوک و دایکی لەسەر تەختی (حوکمڕانی خۆی) دانا وە ھەموو کەوتن بەڕوودا بۆی بەسوژدە بردنەوە (یوسف) ووتی ئەی باوکی خۆشەویستم ئەمە لێکدانەوەی خەوەکەم بوو کەلەمەو پێش (بینیم) بێگومان پەروەردگارم بەڕاستی گێڕا وە بەڕاستی خوا چاکەی لەگەڵ کردم کاتێک لە زیندان دەری ھێنام وە ئێوەشی لە لادێ وبیابانەوە ھێنا (بۆ ناوشار) دوای ئەوەی شەیتان ناخۆشی و ناکۆکی خستە نێوان من و براکانم بەڕاستی پەروەردگارم میھرەبانە بەرامبەر ئەوەی بیەوێت بەڕاستی ھەر ئەو زانا و کاردروستە

Özbekçe: 

Ва ота-онасини тахтга кўтарди. Улар унга сажда қилиб йиқилдилар. У: «Эй отажон, бу аввал кўрган тушимнинг таъбиридир, Роббим уни ҳаққа айлантирди. Дарҳақиқат, У менга яхшилик қилди. Мени қамоқдан чиқарди. Шайтон мен билан акаларимнинг орасини бузгандан сўнг, сизларни биёбондан олиб келди. Албатта, Роббим нимани хоҳласа, ўшанга латифдир. Албатта, Унинг Ўзи билгувчи ва ҳикматли зотдир. (Бу ояти каримада узоқ айрилиқдан сўнг дийдор топишиб, сўрашиб бўлганларидан кейинги ҳолатларнинг тасвири келтирилмоқда. Бу ҳол қандай бўлганини Аллоҳнинг Ўзи билади. Аммо қадимги тафсирчиларимиз бу ҳақда турли фикрлар айтганлар. Баъзилари, салом маъносида бошларини бир оз эгдилар, дейдилар. Бошқалари, берилган бу неъмат учун Аллоҳга шукр саждаси қилдилар, дейдилар. Яна бирлари, ўша вақтда катталарнинг оёғига йиқилиб сажда қилиш бор эди, лекин Ислом шариатида бекор қилинган, деган фикрни айтганлар.)

Malayca: 

Dan ia dudukkan kedua ibu bapanya (bersama-samanya) di atas kerusi kebesaran. Dan setelah itu mereka semuanya tunduk memberi hormat kepada Yusuf. Dan (pada saat itu) berkatalah Yusuf: "Wahai ayahku! Inilah dia tafsiran mimpiku dahulu. Sesungguhnya Allah telah menjadikan mimpiku itu benar. Dan sesungguhnya Ia telah melimpahkan kebaikan kepadaku ketika Ia mengeluarkan daku dari penjara; dan Ia membawa kamu ke mari dari dosa sesudah Syaitan (dengan hasutannya) merosakkan perhubungan antaraku dengan saudara-saudaraku. Sesungguhnya Tuhanku lemah-lembut tadbirNya bagi apa yang dikehendakiNya; sesungguhnya Dia lah yang Maha Mengetahui, lagi Maha Bijaksana.

Arnavutça: 

Dhe ai i ngriti prindërit e vet në fron (në një vend më të lartë), dhe ata të gjithë (prindërit dhe vëllezërit) iu përulën atij. (Jusufi) tha: “O baba im, ky është komentimi i ëndrrës sime të dikurshme. Zoti im e plotësoi atë. Dhe mua më bëri mirësi, kur më nxori nga burgu, e juve u solli nga shkretëtira, pasi djalli pat futur ngatërresa në mes meje dhe vëllezërve të mi. Me të vërtetë, Zoti im u bën lehtësi kujt të dojë. Me të vërtetë, Ai është i Plotëdijshëm dhe i Gjithëdijshëm!

Bulgarca: 

И възкачи родителите си на трона, и [всички] паднаха пред него ничком. И рече: “О, татко мой, това е тълкуването на видението ми от по-рано. Моят Господ го превърна в истина. Той ми стори добро, когато ме извади от тъмницата и ви доведе от пустинята, сле

Sırpça: 

И он своје родитеље постави на престо и сви му се поклонише, па он рече: „О мој оче, ово је остварење мог некадашњег сна. Мој Господар га је учинио истинитим. Он је био добар према мени кад ме је избавио из тамнице и вас довео из пустиње, након што је ђаво између мене и моје браће посејао раздор. Господар мој је, заиста, благ према ономе коме Он хоће, и Он је, заиста, Свезнајући и Мудри!

Çekçe: 

A uvedl rodiče své na trůn, zatímco ostatní se mu klaněli padajíce na tváře. Pak pravil: 'Otče můj, toto zde je výklad mého snu dávného a Pán můj jej uskutečnil. A byl vůči mně dobrotivý, když mne vyvedl z vězení a přivedl vás z pouště poté, co satan způ

Urduca: 

(شہر میں داخل ہونے کے بعد) اس نے اپنے والدین کو اٹھا کر اپنے پاس تخت پر بٹھایا اور سب اس کے آگے بے اختیار سجدے میں جھک گئے یوسفؑ نے کہا "ابا جان، یہ تعبیر ہے میرے اُس خواب کی جو میں نے پہلے دیکھا تھا، میرے رب نے اسے حقیقت بنا دیا اس کا احسان ہے کہ اُس نے مجھے قید خانے سے نکالا، اور آپ لوگوں کو صحرا سے لا کر مجھ سے ملایا حالانکہ شیطان میرے اور میرے بھائیوں کے درمیان فساد ڈال چکا تھا واقعہ یہ ہے کہ میرا رب غیر محسوس تدبیروں سے اپنی مشیت پوری کرتا ہے، بے شک و ہ علیم اور حکیم ہے

Tacikçe: 

Падару модарро бар тахт баровард ва ҳама дар баробари ӯ ба саҷда даромаданд. Гуфт: «Эй падар, ин аст таъбири он хоби ман, ки инак Парвардигорам онро рост баровард. Ва чӣ қадар ба ман некӣ кардааст, он гоҳ, ки маро аз зиндон бираҳонид ва пас аз он, ки шайтон миёни ману бародаронам фасод карда буд, шуморо аз бодия ба ин ҷо овард. Парвардигори ман ба ҳар чӣ ирода кунад, дақиқ аст, ки Ӯ донову ҳаким аст!

Tatarca: 

Йусуф үзенең Мәнзилендә ата-анасын хөрмәтләп тәхеткә утыртты, аннары Йусуфны зурлап шөкер йөзеннән барчасы сәҗдәгә егылдылар, вә Йусуф әйтте: "Ий атам, күп еллар элек күргән төшемнең тәэвиле ошбудыр, тәхкыйк Раббым бу төшемне дөрес кылды вә тәхкыйк Раббым миңа ихсан кылды, мине зинданнан чыгару белән вә сезне сәхрәдән Мысырга китерү белән минем белән кардәшләрем арасына шайтан вәсвәсә белән дошманлыкны салганы соңында, тәхкыйк Раббым теләгән нәрсәсен шәфкать белән кылучы, әлбәттә, Ул белүче вә тиешенчә эш кылучы.

Endonezyaca: 

Dan ia menaikkan kedua ibu-bapanya ke atas singgasana. Dan mereka (semuanya) merebahkan diri seraya sujud kepada Yusuf. Dan berkata Yusuf: "Wahai ayahku inilah ta'bir mimpiku yang dahulu itu; sesungguhnya Tuhanku telah menjadikannya suatu kenyataan. Dan sesungguhnya Tuhanku telah berbuat baik kepadaku, ketika Dia membebaskan aku dari rumah penjara dan ketika membawa kamu dari dusun padang pasir, setelah syaitan merusakkan (hubungan) antaraku dan saudara-saudaraku. Sesungguhnya Tuhanku Maha Lembut terhadap apa yang Dia kehendaki. Sesungguhnya Dialah Yang Maha Mengetahui lagi Maha Bijaksana.

Amharca: 

ወላጆቹንም በዙፋኑ ላይ አወጣቸው፡፡ ለእርሱም ሰጋጆች ኾነው ወረዱለት፡፡ «አባቴም ሆይ! ይህ ፊት ያየኋት ሕልሜ ፍች ነው፡፡ ጌታ በእርግጥ እውነት አደረጋት፡፡ ከወህኒ ቤትም ባወጣኝና ሰይጣንም በእኔና በወንድሞቼ መካከል ከአበላሸ በኋላ እናንተን ከገጠር ባመጣችሁ ጊዜ በእርግጥ ለኔ መልካም ዋለልኝ፡፡ ጌታዬ ለሚሻው ነገር እዝነቱ ረቂቅ ነው፡፡ እነሆ እሱ ዐዋቂው ጥበበኛው ነው» አለ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர் தன் பெற்றோரை அரச கட்டில் மேல் உயர்த்தி அமரவைத்தார். இன்னும், அவருக்கு (முன்) அவர்கள் சிரம் பணிந்தவர்களாக விழுந்தனர். மேலும், (யூஸுஃப்) கூறினார்: “என் தந்தையே! இது, முன்னர் (நான் கண்ட) என் கனவின் விளக்கமாகும். இன்னும், என் இறைவன் அதை உண்மையாக ஆக்கிவிட்டான். மேலும், சிறையிலிருந்து என்னை அவன் வெளியேற்றியபோதும், எனக்கும் என் சகோதரர்களுக்கு இடையில் ஷைத்தான் பிரிவினையை உண்டு பண்ணிய பின்னர், உங்களை கிராமத்திலிருந்து (என்னிடம்) கொண்டு வந்தபோதும் அவன் எனக்கு நன்மை புரிந்திருக்கிறான். நிச்சயமாக என் இறைவன், தான் நாடியதை செய்வதற்கு மகா நுட்பமானவன். நிச்சயமாக அவன் நன்கறிந்தவன், மகா ஞானவான்.”

Korece: 

요셉이 그의 부모를 권자에모시니 모두 엎드려 그에게 절을 하더라 이때 요셉이 아버지 이것 은 이전 제꿈의 해몽으로 주님께 서 그 꿈을 실현시켰습니다 그분 이 저에게 은혜를 베푸사 감옥으 로부터 구출하셨으며 사막으로 부터 여러분을 오게하셨습니다 단지 사탄이 저와 제 형제사이를 이간시킨 것 뿐이었습니다 실로 주님은 원하는 자에게는 은혜를 베푸시니 실로 그분은 아심과 지 혜로 충만하시나이다

Vietnamca: 

Rồi (Yusuf) mời cha mẹ lên ngồi trên vương vị của mình và tất cả đồng quỳ xuống trước Y. (Yusuf) nói: “Thưa cha của con. Đây chính là ý nghĩa của giấc mộng mà con đã nhìn thấy trước đây, Thượng Đế của con đã biến nó thành hiện thực. Ngài đã đối xử tốt với con khi đưa con ra khỏi tù giam cũng như đưa cha và cả gia đình từ vùng quê (Palestine) đến (Ai Cập này) đoàn tụ với con, sau khi chúng con đã bị Shaytan gây ra (sự hận thù) giữa con và các anh. Quả thật, Thượng Đế của con rất tinh tế với mọi điều Ngài muốn, quả thật Ngài là Đấng Hằng Biết, Đấng Sáng Suốt.”

Rubu tag: 

Hizb tag: