Arapça:
۞ وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي ۚ إِنَّ النَّفْسَ لَأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلَّا مَا رَحِمَ رَبِّي ۚ إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَّحِيمٌ
Çeviriyazı:
vemâ überriü nefsî. inne-nnefse leemmâratüm bissûi illâ mâ raḥime rabbî. inne rabbî gafûrur raḥîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben yine de nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis şiddetle kötülüğü emreder. Ancak Rabbimin rahmetiyle yarlığadığı müstesna. Muhakkak ki, Rabbim bağışlayıcı ve merhametlidir.
Diyanet İşleri:
Ben nefsimi temize çıkarmam; çünkü nefs, Rabbimin merhameti olmadıkça, kötülüğü emreder. Doğrusu Rabbim bağışlayandır, merhamet edendir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve ben kendimi, hiç kötülükte bulunmam diye tamamıyla temize çıkaramam, ancak Rabbim acırsa kötülük yapmam. Şüphe yok ki Rabbim, suçları örter, rahimdir.
Şaban Piriş:
Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, Rabbimin merhameti olmadıkça, kötülüğü emreder. Doğrusu Rabbim, çokça mağfiret edendir, çokça merhamet edendir.
Edip Yüksel:
Suçsuz olduğumu ileri sürmüyorum. Kuşkusuz ego, kötülüğü arzular. Ben ancak Rabbimin merhametini umuyorum; Rabbim Bağışlayandır, Rahimdir.
Ali Bulaç:
(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir.
Suat Yıldırım:
Ve devamla şöyle dedi: Bunu böylece söylüyorum ki eşim vezir de (Yusuf'a sahib olmaya yeltenmemle beraber) kendisinden gizli olarak ona (fiilen) hiyanet etmediğimi ve Allah’ın hainlerin hilesini iflah etmeyeceğini bilsin. Doğrusu, ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü Rabbimin merhamet edip korudukları hariç, nefis daima fenalığı ister, kötülüğe sevk eder. Doğrusu Rabbim gafurdur, rahimdir (affı ve merhameti boldur).”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Ve nefsimi tebrie etmem. Şüphe yok ki nefis fenalıkla pek ziyâde emredicidir. Rabbimin esirgemiş olduğu müstesna. Muhakkak ki Rabbim çok yarlığayıcıdır, çok esirgeyicidir.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Nefsimi ak-pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir.
Bekir Sadak:
Yusuf´un kardesleri gelip yanina girdiler. Kendisini tanimadiklari halde o onlari tanidi.
İbni Kesir:
Ve ben, nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefs var şiddetiyle kötülüğü emredendir. Meğer ki Rabbımın esirgediği bir nefs ola. Rabbım Gafur´dur, Rahim´dir.
Adem Uğur:
(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder
İskender Ali Mihr:
Ve ben, nefsimi ibra edemem (temize çıkaramam). Çünkü nefs, mutlaka sui olanı (şerri, kötülüğü) emreder. Rabbimin Rahîm esmasıyla tecelli ettiği (nefsler) hariç. Muhakkak ki Rabbim, mağfiret edendir (günahları sevaba çevirendir). Rahîm´dir (rahmet nurunu gönderen ve merhamet edendir).
Celal Yıldırım:
Nefsimi de temize çıkarmıyorum
Tefhim ul Kuran:
«(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis, -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir.»
Fransızca:
Je ne m'innocente cependant pas, car l'âme est très incitatrice au mal, à moins que mon Seigneur, par miséricorde, [ne la préserve du péché]. Mon Seigneur est certes Pardonneur et très Miséricordieux".
İspanyolca:
Yo no pretendo ser inocente. El alma exige el mal, a menos que mi Señor use de Su misericordia. Mi Señor es indulgente, misericordioso».
İtalyanca:
Non voglio assolvere me stesso! In verità l'anima è propensa al male, a meno che il mio Signore per la misericordia [non la preservi dal peccato]. In verità il mio Signore è perdonatore, misericordioso».
Almanca:
Und ich spreche meinem Ego keine Unschuld ab, gewiß, das Ego gebietet doch Verwerfliches außer denjenigen, denen ALLAH Gnade erwies. Gewiß, mein HERR ist allvergebend, allgnädig."
Çince:
(他说):我不自称清白;人性的确是怂恿人作恶的,除非我的主所怜悯的人。我的主确是至赦的,确是至慈的。
Hollandaca:
Ik wil mij ook niet volstrekt rechtvaardigen want iedere ziel is aan het kwaad onderworpen, uitgenomen degene voor wie mijn Heer genade heeft; want mijn Heer is genadig en barmhartig.
Rusça:
Я не оправдываю себя, ведь душа человека повелевает зло, если только мой Господь не проявит к ней милосердия. Воистину, мой Господь - Прощающий, Милосердный".
Somalice:
mana bari yeelayo naftayda naftu waa farid Badanta Xumaanta Naxariis Eebahay mooyee Eebahayna waa dambi dhaafe naxariista.
Swahilice:
NAMI sijitoi lawamani. Kwa hakika nafsi ni mno kuamrisha maovu, isipo kuwa ile ambayo Mola wangu Mlezi aliyo irehemu. Hakika Mola wangu Mlezi ni Msamehevu na Mwenye kurehemu.
Uygurca:
«مەن ئۆزۈمنى ئاقلىمايمەن: نەپسى دېگەن نەرسە ھەقىقەتەن يامان ئىشلارغا كۆپ بۇيرۇيدۇ، پەرۋەردىگارىم رەھمەت قىلىپ (ساقلىغان) ئادەم بۇنىڭدىن مۇستەسنا. مېنىڭ پەرۋەردىگارىم ھەقىقەتەن مەغپىرەت قىلغۇچىدۇر؛ ناھايىتى مېھرىباندۇر»
Japonca:
またわたし自身,無欠とはいえませんが,主が慈悲をかけた以外の(人間の)魂は悪に傾きやすいのです。本当にわたしの主は寛容にして慈悲深くあられます」
Arapça (Ürdün):
«وما أبري نفسي» من الزلل «إن النفس» الجنس «لأمَّارة» كثيرة الأمر «بالسوء إلا ما» بمعنى من «رحم ربي» فعصمه «إن ربي غفور رحيم».
Hintçe:
और (यूं तो) मै भी अपने नफ्स को गुनाहो से बे लौस नहीं कहता हूँ क्योंकि (मैं भी बशर हूँ और नफ्स बराबर बुराई की तरफ उभारता ही है मगर जिस पर मेरा परवरदिगार रहम फरमाए (और गुनाह से बचाए)
Tayca:
“และฉันไม่อาจชำระจิตใจของฉันให้สะอาดบริสุทธิ์ได้ แท้จริงจิตใจนั้นถูกครอบงำไว้ด้วยความชั่วนอกจากที่พระเจ้าของฉันทรงเมตตา แท้จริงพระเจ้าของฉันเป็นผู้ทรงอภัย ผู้ทรงเมตตาเสมอ”
İbranice:
ואינני מזכה את עצמי, כי היצר של האדם מדיח אותו לעשות את הרע, פרט לאשר עליו ירחם ריבוני. כי ריבוני הוא הסלחן והרחום
Hırvatça:
Ja ne pravdam sebe, duša je zaista sklona zlu, osim one kojoj se Gospodar moj smiluje. Gospodar moj je, zaista, Onaj Koji oprašta grijehe i milostiv je."
Rumence:
Eu nu mă dezvinovăţesc, căci sufletul este cel care aţâţă spre rău, însă Domnul meu va avea milă de mine. Domnul meu este Iertătorul, Milostivul.”
Transliteration:
Wama obarrio nafsee inna alnnafsa laammaratun bialssooi illa ma rahima rabbee inna rabbee ghafoorun raheemun
Türkçe:
"Nefsimi ak-pak gösteremem. Çünkü nefs, Rabbimin merhamet ettiği durumlar hariç, olanca gücüyle kötülüğü emreder. Ama Rabbim çok affedici, çok esirgeyicidir.
Sahih International:
And I do not acquit myself. Indeed, the soul is a persistent enjoiner of evil, except those upon which my Lord has mercy. Indeed, my Lord is Forgiving and Merciful."
İngilizce:
Nor do I absolve my own self (of blame): the (human) soul is certainly prone to evil, unless my Lord do bestow His Mercy: but surely my Lord is Oft-forgiving, Most Merciful.
Azerbaycanca:
Mən özümü təmizə çıxartmıram. Rəbbimin rəhm etdiyi kimsə istisna olmaqla, nəfs (insana) pis işlər görməyi (şəhvətə uymağı) əmr edər. Həqiqətən, Rəbbim bağışlayandır, rəhm edəndir!”
Süleyman Ateş:
Ben nefsimi temize çıkarmam. Çünkü nefis, daima kötülüğü emredicidir. Meğer Rabbimin esirgediği bir nefis ola. Rabbim bağışlayandır, esirgeyendir.
Diyanet Vakfı:
(Bununla beraber) nefsimi temize çıkarmıyorum. Çünkü nefis aşırı şekilde kötülüğü emreder; Rabbim acıyıp korumuş başka. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
Erhan Aktaş:
“Ben(1) kendimi temize çıkarmam. Rabb’imin rahmet ettiği kimse hariç nefis her zaman kötülüğü ister. Rabb’im Çok Bağışlayıcı’dır, Rahmeti Kesintisiz’dir.”
Kral Fahd:
(Bununla beraber) Ben nefsimi temize çıkaramam; zira nefis Rabbinin acıdıkları dışında, dâima kötülüğü emredicidir. Şüphesiz Rabbim çok bağışlayıcıdır; çok merhametlidir.
Hasan Basri Çantay:
«(Bununla beraber) ben nefsimi tebrie etmem. Çünkü nefs, olanca şiddetiyle kötülüğü emredendir muhakkak. Meğer ki Rabbimin esirgemiş bulunduğu (bir nefs) ola. Zîrâ Rabbim çok yarlığayıcı, çok esirgeyicidir».
Muhammed Esed:
"yine de ben kendimi bütünüyle temize çıkarmaya çalışmıyorum; çünkü Rabbimin acıyıp esirgediği kimseler hariç, insanın kendi benliği (de onu) kötülüğe sürükle(yebili)r; gerçekten de benim Rabbim çok acıyıp esirgeyen gerçek bağışlayıcıdır!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Ben nefsimi temize de çıkarmıyorum. Çünkü nefis, gerçekten kötülüğü şiddetle emreder. Ancak Rabbimin esirgediği nefis müstesnadır, çünkü Rabbim Gafûr’dur, Rahîm’dir.
Portekizce:
Porém, eu não me escuso, porquanto o ser é propenso ao mal, exceto aqueles de quem o meu Senhor se apiada, porque omeu Senhor é Indulgente, Misericordiosíssimo.
İsveççe:
Jag påstår inte att jag är utan skuld - [något i] människans inre driver henne mot det onda, [och ingen går fri från detta] utom den som min Herre i Sin nåd förbarmar sig över. Min Herre är ständigt förlåtande, barmhärtig!"
Farsça:
من خود را از گناه تبرئه نمی کنم؛ زیرا نفس طغیان گر، بسیار به بدی فرمان می دهد مگر زمانی که پروردگارم رحم کند؛ زیرا پروردگارم بسیار آمرزنده و مهربان است.
Kürtçe:
وە (یوسف ووتی) من ھەرگیز پاکانە بۆ خۆم ناکەم (چونکە) بەڕاستی نەفس زۆر فەرمان دەرە بەخراپە بێجگە ئەو نەفسە کە پەروەردگارم ڕەحمی پێ کردبێت بەڕاستی پەروەردگارم لێبوردە و میھرەبانە
Özbekçe:
Ва ўз нафсимни оқламайман. Албатта, нафс, агар Роббим раҳм қилмаса, ёмонликка кўп ундовчидир. Албатта, Роббим мағфиратли ва билгувчидир», деди..
Malayca:
"Dan tiadalah aku berani membersihkan diriku; sesungguhnya nafsu manusia itu sangat menyuruh melakukan kejahatan, kecuali orang-orang yang telah diberi rahmat oleh Tuhanku (maka terselamatlah ia dari hasutan nafsu itu). Sesungguhnya Tuhanku Maha Pengampun, lagi Maha Mengasihani."
Arnavutça:
Unë nuk e shfajsoj veten, meqë shpirti (i njeriut) është fort i prirur për të keqe, përveç atij që e mëshiron Zoti im. Me të vërtetë, Zoti im është falës dhe mëshirues”.
Bulgarca:
И не оневинявам себе си. Наистина душата повелява злото, освен онази, която моят Господ помилва. Моят Господ е опрощаващ, милосърден.”
Sırpça:
Ја не правдам себе, душа је заиста склона злу, осим оне којој се мој Господар смилује. Мој Господар, заиста, опрашта грехе и милостив је.“
Çekçe:
Netvrdím, že duše má je nevinná, vždyť věru duše neustále nabádá ke špatnostem, pokud se Pán můj neslituje - a Pán můj věru je odpouštějící, slitovný.'
Urduca:
میں کچھ اپنے نفس کی براءَت نہیں کر رہا ہوں، نفس تو بدی پر اکساتا ہی ہے الا یہ کہ کسی پر میرے رب کی رحمت ہو، بے شک میرا رب بڑا غفور و رحیم ہے"
Tacikçe:
Ман худамро бегуноҳ намедонам, зеро нафс одамиро ба бадӣ фармон медиҳад. Магар Парвардигори ман бибахшояд, зеро Парвардигори ман омурзандаву меҳрубон аст!»
Tatarca:
Әмма шулай да булса нәфесемне дөресләмим, чөнки нәфес явызлыкка өндидер, мәгәр нәфес өндәгән явыз эшләрдән котылыр Раббым рәхмәт кылган кешеләр генә. Әлбәттә, минем Раббым ярлыкаучы вә рәхмәтле.
Endonezyaca:
Dan aku tidak membebaskan diriku (dari kesalahan), karena sesungguhnya nafsu itu selalu menyuruh kepada kejahatan, kecuali nafsu yang diberi rahmat oleh Tuhanku. Sesungguhnya Tuhanku Maha Pengampun lagi Maha Penyanyang.
Amharca:
«ነፍሴንም (ከስሕተት) አላጠራም፡፡ ነፍስ ሁሉ ጌታዬ የጠበቃት ካልሆነች በስተቀር በመጥፎ ነገር በእርግጥ አዛዥ ናትና፡፡ ጌታዬ በጣም መሓሪ አዛኝ ነው» (አለ)፡፡
Tamilce:
“நான், என் ஆன்மா தூய்மையானது என கூற மாட்டேன், என் இறைவன் அருள் புரிந்தாலே தவிர. ஆன்மாக்கள் பாவத்தை அதிகம் தூண்டக்கூடியவையாக இருக்கின்றன. நிச்சயமாக என் இறைவன் மகா மன்னிப்பாளன், பெரும் கருணையாளன்” (என்று யூஸுஃப் கூறினார்).
Korece:
나는 내 자신을 변명치 않으리라 실로 인간은 죄악에 물들기 쉬우니 이는 하나님의 은혜가 없 을 때이라 실로 하나님은 관용과 자비로 충만하심이라
Vietnamca:
“Thần không cho mình vô tội. Quả thật, dục vọng (của con người) thôi thúc điều xấu ngoại trừ ai đó được Thượng Đế thương xót. Quả thật, Thượng Đế là Đấng Tha Thứ, Đấng Nhân Từ.”
Ayet Linkleri: