Kur'an Ayetleri

  • Nahl Suresi, Kur'an'ın 16. suresidir. Sure, 128 ayetten oluşur. Medine döneminde inmiş olan son üç ayetin dışındakilerin Mekke döneminde indirildiğine inanılmaktadır. Sure, ismini 68. ayette geçen ve "bal arısı" anlamına gelen "nahl" kelimesinden almıştır. Sure, "Allah'ın emri gelecektir!" ifadesiyle başlar. Vikipedi

    Ayet sayısı: 128

    Başka isimleri: Arı Suresi

    Geliş zamanı: Mekke Dönemi

    Harf sayısı: 7642

    İsmin anlamı: Bal arısı

    Kelime sayısı: 1845

    Sure numarası: 16

Sûre No: 

16

Sûredeki Ayet No: 

86

Ayet No: 

1987

Sayfa No: 

276

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذَا رَأَى الَّذِينَ أَشْرَكُوا شُرَكَاءَهُمْ قَالُوا رَبَّنَا هَٰؤُلَاءِ شُرَكَاؤُنَا الَّذِينَ كُنَّا نَدْعُو مِن دُونِكَ ۖ فَأَلْقَوْا إِلَيْهِمُ الْقَوْلَ إِنَّكُمْ لَكَاذِبُونَ

Çeviriyazı: 

veiẕâ rae-lleẕîne eşrakû şürakâehüm ḳâlû rabbenâ hâülâi şürakâüne-lleẕîne künnâ ned`û min dûnik. feelḳav ileyhimü-lḳavle inneküm lekâẕibûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve o Allah'a ortak koşanlar, ortak koştuklarını (putları) gördükleri zaman: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır" diyecekler. Koştukları ortaklar da onlara; "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.

Diyanet İşleri: 

Allah'a ortak koşanlar, koştukları ortakları gördüklerinde: "Rabbimiz! Seni bırakıp yalvardığımız ortaklarımız bunlardır" derler. Koştukları ortaklar: "Doğrusu siz yalancısınız" diye söz atarlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Şirk koşanlar, Tanrıya eş olarak kabul ettikleri şeyleri görünce Rabbimiz derler, seni bırakıp kulluk ettiğimiz eşlerimiz bunlar işte. Sözleri reddedilir de şüphe yok ki denir, yalancılarsınız siz.

Şaban Piriş: 

Allah’a şirk koşanlar, koştukları ortakları görünce: "Rabbimiz, senden başka kendilerine dua ettiğimiz ortak koştuklarımız işte bunlardı.” derler. Onlar da: "Siz, kuşkusuz yalancısınız” diye laf atarlar.

Edip Yüksel: 

Ortak koşanlar, ortak koştukları kimseleri gördükleri zaman, "Rabbimiz, senden başka çağırdığımız ortaklarımız işte bunlardır," derler. (Onlar da), "Siz yalancılarsınız (biz sizin bu suçunuza hiç bir zaman ortak olmadık)," diye karşılık verirler.

Ali Bulaç: 

O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: "Rabbimiz, Seni bırakıp bizim taptığımız ortaklarımız bunlardır" diyecekler. (Onlar da bunlara:) "Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz" diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.

Suat Yıldırım: 

Müşrikler orada şeriklerini görünce: “Yüce Rabbimiz! Ha işte Senden başka yalvardığımız, Sana ortak saydığımız putlarımız. Onlar yok mu onlar, işte onlar bizi şaşırttılar!” der, onlarsa bunların suratlarına şu sözü çarparlar: “Yalancının tekisiniz siz!” [46,5-6; 19, 81-82; 29,25; 18,52]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve müşrikler ortak tutmuş olduklarını görünce diyeceklerdir ki: «Ey Rabbimiz! Bunlar senden başka bizim kendilerine tapınmış olduğumuz şeriklerimizdir.» Bunlar da onlara redden diyeceklerdir ki: «Muhakkak siz yalancılarsınızdır.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şirke sapanlar, ortak tuttuklarını gördüklerinde şöyle derler: "Rabbimiz, işte bunlar seni bırakıp da yalvarıp yakardığımız ortaklarımız." Bunun üzerine ortakları onlara şöyle söz dokundururlar: "Siz, yalancılarsınız, yalancılar!"

Bekir Sadak: 

Ahidlestiginiz zaman Allah´in ahdini yerine getirin. Allah´i kendinize kefil kilarak saglama bagladiginiz yeminleri bozmayin. Allah yaptiklarinizi suphesiz bilir.

İbni Kesir: 

Allah´a şirk koşanlar

Adem Uğur: 

(Allah´a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

(Allah´a) şirk (ortak) koşanlar, şirk (ortak) koştukları şeyleri (putları) gördükleri zaman: “Rabbimiz! İşte bunlar, senden başka dua etmiş olduğumuz ortaklarımız.” dediler. O zaman onlar da (putlar da): “Muhakkak ki siz, gerçekten yalan söyleyenlersiniz.” diye onlara söz attılar (söylediler).

Celal Yıldırım: 

Allah´a ortak koşanlar, koştukları ortaklarını görünce : «Ey Rabbimiz ! Seni bırakıp da taptığımız ortaklarımız bunlardır!» diyecekler. Onlar da müşriklere şu sözü atacaklar: «Doğrusu sizler yalancıların tekisiniz!»

Tefhim ul Kuran: 

O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: «Rabbimiz, seni bırakıp bizim tapmakta olduğumuz ortaklarımız bunlardır» diyecekler. (Onlar da bunlara:) «Siz gerçekten yalan söyleyenlersiniz» diye sözü (geri çevirip) fırlatacaklar.

Fransızca: 

Quand les associateurs verront ceux qu'ils associaient à Allah, ils diront : "ô notre Seigneur, voilà nos divinités que nous invoquions en dehors de Toi". Mais [leur associés] leur adresseront la parole : "Vous êtes assurément des menteurs".

İspanyolca: 

Y cuando los asociadores vean a los que ellos asociaron a Alá, dirán: «¡Señor!! ¡Éstos son los que Te habíamos asociado, a quienes invocábamos en lugar de invocarte a Tí!» Y esos asociados les rebatirán: «¡Mentís, ciertamente!»

İtalyanca: 

Quando coloro che erano associatori vedranno quello che associavano [ad Allah], diranno: «O Signor nostro, ecco le divinità che invocavamo all'infuori di Te». E questi replicheranno: «In verità siete bugiardi!».

Almanca: 

Und wenn diejenigen, die Schirk betrieben, die von ihnen beigesellten Partner gesehen haben, werden sie sagen: "Unser HERR! Diese sind die von uns beigesellten Partner, an die wir an Stelle von Dir Bittgebete zu richten pflegten!" Dann werden diese ihnen die Rede erwidern: "Gewiß, ihr seid zweifelsohne Lügner."

Çince: 

当以物配主者看见他们的配主的时候,他们将要说:我们的主啊!这些是我们的配主,我们曾舍你而祈祷他们。那些配主将回答他们说:你们确是说谎的。

Hollandaca: 

En als zij, die zich aan afgodendienst hebben schuldig gemaakt, hunne valsche goden zullen zien, zullen zij zeggen: O Heer! dit zijn onze afgoden, welke wij buiten u aanroepen. Maar zij zullen zich omkeeren en hun antwoorden: Waarlijk, gij zijt leugenaars.

Rusça: 

Когда многобожники увидят своих сотоварищей, они скажут: "Господь наш! Вот сотоварищи, к которым мы взывали вместо Тебя". Но они отбросят их слова и скажут: "Воистину, вы - лжецы!"

Somalice: 

Markay arkaan kuwii Gaaloobay shurakadooda waxay dhahaan Eebow kuwaasu waa Shurakadannadii aannu Caabudi jirray Eebe ka sokow, markaasay ku soo tuureen Hadal ah idinku Been baad sheegaysaan.

Swahilice: 

Na walio shirikisha watakapo waona hao walio washirikisha na Mwenyezi Mungu, watasema: Mola wetu Mlezi! Hawa ndio washirikishwa wetu ambao tulikuwa tukiwaabudu badala yako. Ndipo wale watakapo watupia kauli: Hakika nyinyi ni waongo!

Uygurca: 

مۇشرىكلار (دۇنيادا چوقۇنغان) بۇتلىرىنى كۆرگەن چاغدا: «ئى پەرۋەردىگارىمىز! بۇلار بولسا بىزنىڭ سېنى قويۇپ ئىبادەت قىلغان بۇتلىرىمىزدۇر» دەيدۇ، بۇتلىرى ئۇلارغا جاۋاب بېرىپ؛ «شۈبھىسىزكى، سىلەر ھەقىقەتەن يالغانچىسىلەر» دەيدۇ

Japonca: 

偶像信者が,その拝していた邪神に会った時言う。「主よ,これらはわたしたちが,あなたの外に祈っていた神々です。」だが,かれら(神々)はかれらに言葉を返して,「あなたがたは本当に嘘付きである。」と言う。

Arapça (Ürdün): 

(وإذا رأى الذين أشركوا شركاءهم) من الشياطين وغيرها (قالوا ربنا هؤلاء شركاؤنا الذين كنا ندعو) نعبدهم (من دونك فألقوا إليهم القول) أي قالوا لهم (إنكم لكاذبون) في قولكم إنكم عبدتمونا كما في آية أخرى " ما كانوا إيانا يعبدون "، سيكفرون بعبادتهم.

Hintçe: 

और जिन लोगों ने दुनिया में ख़ुदा का शरीक (दूसरे को) ठहराया था जब अपने (उन) शरीकों को (क़यामत में) देखेंगे तो बोल उठेगें कि ऐ हमारे परवरदिगार यही तो हमारे शरीक हैं जिन्हें हम (मुसीबत) के वक्त तुझे छोड़ कर पुकारा करते थे तो वह शरीक उन्हीं की तरफ बात को फेंक मारेगें कि तुम निरे झूठे हो

Tayca: 

และเมื่อบรรดาผู้ตั้งภาคีได้มองเห็นเจว็ดของพวกเขา พวกเขากล่าวว่า “โอ้พระเจ้าของเราเหล่านี้คือเจว็ดของพวกเรา ซึ่งพวกเราได้เรียกร้อง(ให้บูชา) อื่นจากพระองค์” ดังนั้น พวกมันได้กล่าวตอบว่า “แท้จริงพวกท่านนั้นเป็นผู้โกหก”

İbranice: 

וכאשר יראו אלה אשר שיתפו (עבודה זרה) את השותפים שלהם (אשר הם צירפו לאלוהים,) יאמרו: 'ריבוננו! אלה הם השותפים אשר פנינו אליהם בתפילה מבלעדיך.' אז יענו להם 'אכן אתם כוזבים (בעשותינו שותפים לאלוהים)

Hırvatça: 

A kad oni koji su Njemu druge u obožavanju pridruživali vide svoja božanstva, reći će:"Gospodaru naš, ovo su naša božanstva koja smo, mimo Tebe, molili." Ona će im dobaciti: "Vi ste, uistinu, lažljivci!"

Rumence: 

Când cei închinători la idoli îi vor vedea pe cei pe care I i-au alăturat lui Dumnezeu, vor spune: “Domnul nostru! Aceştia sunt cei pe care noi Ţi i-am alăturat şi pe care i-am chemat în locul Tău” Aceştia le vor întoarce vorba: “Sunteţi mincinoşi!”

Transliteration: 

Waitha raa allatheena ashrakoo shurakaahum qaloo rabbana haolai shurakaona allatheena kunna nadAAoo min doonika faalqaw ilayhimu alqawla innakum lakathiboona

Türkçe: 

Şirke sapanlar, ortak tuttuklarını gördüklerinde şöyle derler: "Rabbimiz, işte bunlar seni bırakıp da yalvarıp yakardığımız ortaklarımız." Bunun üzerine ortakları onlara şöyle söz dokundururlar: "Siz, yalancılarsınız, yalancılar!"

Sahih International: 

And when those who associated others with Allah see their "partners," they will say," Our Lord, these are our partners [to You] whom we used to invoke besides You." But they will throw at them the statement, "Indeed, you are liars."

İngilizce: 

When those who gave partners to Allah will see their "partners", they will say: "Our Lord! these are our 'partners,' those whom we used to invoke besides Thee." But they will throw back their word at them (and say): "Indeed ye are liars!"

Azerbaycanca: 

Müşriklər (Allaha qoşduqları) şəriklərini (bütləri, tanrıları) gördükdə: “Ey Rəbbimiz! Bunlar bizim Səndən savayı (bizi Sənə yaxınlaşdırmaq məqsədilə) ibadət etdiyimiz şəriklərimizdir!” – deyəcəklər. (Bütlər də) onlara: “Siz əsl yalançısınız! (Biz sizi Allahı tərk edib bizə tapınmağa də’vət etməmişdik!)” – deyə cavab verəcəklər.

Süleyman Ateş: 

Ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman: "Rabbimiz, işte senden başka yalvar(ıp tap)dığımız ortaklarımız!" derler. (Onlar da bunlara): "Siz tamamen yalancılarsınız!" diye söz atarlar.

Diyanet Vakfı: 

(Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: "Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır." Onlar da bunlara: "Siz mutlaka yalancılarsınız" diye söz atarlar.

Erhan Aktaş: 

Şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördüklerinde: “Rabb’imiz! İşte bunlar, Senin yanın sıra istekte bulunduğumuz, yakardığımız ortaklarımız.” diyecekler. Şirk koşulanlar da: “Siz, kesinlikle yalan söyleyenlersiniz.” diyerek, onları yalanlarlar.

Kral Fahd: 

(Allah'a) ortak koşanlar, ortak koştukları şeyleri gördükleri zaman derler ki: «Rabbimiz! İşte bunlar, seni bırakıp da tapmış olduğumuz ortaklarımızdır.» Onlar da bunlara: «Siz mutlaka yalancılarsınız» diye söz atarlar.

Hasan Basri Çantay: 

Allaha eş tutanlar ortakları (olan putları) nı görünce: «Ey Rabbimiz, bunlar Seni bırakıb tapmakda devam etdiğimiz ortaklarımızdır» diyecekler, bunlar da onlar (ın suratların) a şu sözü fırlatacaklardır: «Siz hiç şübhe yok ki kat´iyyen yalancılarsınız».

Muhammed Esed: 

Ve Allah´tan başkalarına tanrılık yakıştıranlar, (Hesap Günü) bu tanrı yerine koydukları (düzmece) varlıkları karşılarında bulduklarında, "Ey Rabbimiz!" diyecekler, "(Evet) bunlar bizim sana ortak tanrılar olarak gördüğümüz ve seni bırakıp kendilerine yalvarıp yakardığımız varlıklardır!" Bunun üzerine (o varlıklar, onların hak ettikleri) sözü yüzlerine çarparlar: "Sizler (bu konuda birbirine) düpedüz yalan söyleyen kimselerdiniz!"

Gültekin Onan: 

O şirk koşanlar, şirk koştuklarını gördükleri zaman: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Dünyada Allah’a ortak koşan müşrikler, ahirette bu ortaklarını (putlarını) görünce: “- Ey Rabbimiz! Bunlar, seni bırakıp da kendilerine taptığımız ortaklarımızdır.” diyecekler. Tapındıkları putlar da onlara şu cevabı vereceklerdir: “- Muhakkak surette siz yalancısınız, biz sizi kendimize ibadete çağırmadık.”

Portekizce: 

E quando os idólatras virem os seus ídolos, dirão: Ó Senhor nosso, eis os nossos ídolos, aos quais implorávamos, emvez de a Ti! E os ídolos contestarão: Sois uns mentirosos!

İsveççe: 

Och när de som satte medhjälpare vid Guds sida ser dessa medhjälpare, skall de säga: "Herre! Det var dem som vi satte vid Din sida och som vi anropade i Ditt ställe." Men [medhjälparna] skall ge dem svar på tal: "Ni är sannerligen lögnare!"

Farsça: 

و زمانی که مشرکان [در عرصه قیامت] بت هایشان را که شریکان خدا قرار داده بودند ببینند، می گویند: پروردگارا! اینان شریکانی هستند که ما آنها را به جای تو می پرستیدیم [و اینان سبب گمراهی ما شدند.] ولی شریکان به آنان پاسخ می دهند: یقیناً شما دروغگویید [؛ زیرا سبب گمراهی شما هوای نفس، کبر و لجاجت شما بود.]

Kürtçe: 

وە کاتێک ئەوانەی کە ھاوبەشیان داناوە پەرستراوەکانیان دەبینن دەڵێن ئەی پەروەردگارمان ئەوانە پەرستراوەکانمانن کە ئێمە ھاوارمان لێ ئەکردن لەجیاتی تۆ ئەمجا ئەو (پەرستراوانە) ووتەیان ئاڕاستە دەکەن (و دەڵێن) بەڕاستی ئێوە درۆزنن

Özbekçe: 

Ва ширк келтирганлар ўзларининг «шерик»ларини кўрган чоғларида: «Эй Роббимиз, анавилар бизнинг Сендан ўзга ибодат қилган «шерик»ларимиз», дерлар. Бас, у(шерик)лар буларга: «Албатта, сизлар ёлғончидирсизлар», деб сўз ташларлар. ( Бу дунёда Аллоҳни тан олмасдан қиёматга келиб, Аллоҳга «Эй Роббимиз» деб мурожаат, илтижо қиладиган бўлиб қолибдилар. Авваллар бошқани Роббимиз деб юрганлар энди ўша Роббиларини «анавилар» дейдиган бўлиб қолишибди. Ўша «анавилар» уларни адаштириб ўзига ибодат қилдирганлигини юзларига солдилар.)

Malayca: 

Dan apabila orang-orang musyrik melihat makhluk-makhluk dan benda-benda yang mereka jadikan sekutu-sekutu Allah, mereka berkata: "Wahai Tuhan kami, inilah dia yang kami jadikan sekutu-sekutu (bagiMu), yang kami sembah mereka dengan meninggalkanMu". Maka dengan serta-merta makhluk-makhluk yang puja itu menolak dakwaan mereka dengan berkata: "Sesungguhnya kamu adalah berdusta".

Arnavutça: 

Kur të shohin ata që i kanë bërë shok Perëndisë – ato gjëra që i kanë bërë shok Atij, thonë: “O Zoti ynë, këta janë ata shokët tonë që ne iu kemi lutur, përpos Teje”. Ata (shokët e tyre të adhuruar) do t’u drejtojnë këto fjalë: “Ju, me të vërtetë, jeni gënjeshtarë!”

Bulgarca: 

И когато съдружаващите видят онези, които те са съдружавали с Аллах, ще кажат: “Господи, те са нашите идоли, които зовяхме освен Теб.” А те ще им отвърнат с думите: “Вие наистина сте лъжци.”

Sırpça: 

А кад они који су, поред Аллаха, обожавали друга божанства виде своја божанства, рећи ће: „Господару наш, ово су наша божанства којима смо се, мимо Тебе, молили. “Божанства ће им одговорити: „Ви сте, уистину, лажљивци!“

Çekçe: 

A až ti, kdož přidružovali, uvidí ty, jež k Bohu přidružovali, zvolají: 'Pane náš, toto jsou ti, které jsme k Tobě přidružovali a místo Tebe jsme vzývali!' A vmetou jim tito v tvář slova: 'Vy věru jste lháři!'

Urduca: 

اور جب وہ لوگ جنہوں نے دنیا میں شرک کیا تھا اپنے ٹھیرائے ہوئے شریکوں کو دیکھیں گے تو کہیں گے "اے پروردگار، یہی ہیں ہمارے وہ شریک جنہیں ہم تجھے چھوڑ کر پکارا کرتے تھے" اس پر اُن کے وہ معبود انہیں صاف جواب دیں گے کہ "تم جھوٹے ہو"

Tacikçe: 

Ва чун мушрикон ононро, ки шарики Худо месохтанд, бубинанд, мегӯянд: «Эй Парвардигори мо, инҳо шариконе ҳастанд, ки мо ба ҷои Ту онҳоро мехондем». Онон посух мегӯянд, ки шумо дурӯғ мегӯед!

Tatarca: 

Мөшрикләр Аллаһуга тиңдәш кылган нәрсәләрен күргәч әйтер: "Ий Раббыбыз ошбулар синнән башка гыйбадәт вә сиңа тиң кылган нәрсәләребездер", – дип, сынымнары әйтерләр: "Безне Аллаһуга тиң кылуыгыз ялган эшегез иде".

Endonezyaca: 

Dan apabila orang-orang yang mempersekutukan (Allah) melihat sekutu-sekutu mereka, mereka berkata: "Ya Tuhan kami mereka inilah sekutu-sekutu kami yang dahulu kami sembah selain dari Engkau". Lalu sekutu-sekutu mereka mengatakan kepada mereka: "Sesungguhnya kamu benar-benar orang-orang yang dusta".

Amharca: 

እነዚያም ያጋሩት የሚያጋሩዋቸውን ባዩ ጊዜ «ጌታችን ሆይ! እነዚህ ከአንተ ሌላ እንገዛቸው የነበርነው ተጋሪዎቻችን ናቸው» ይላሉ፡፡ (አማልክቶች) «እናንተ በእርግጥ ውሸታሞች ናችሁ» የማለትንም ቃል ወደእነሱ ይጥላሉ፡፡

Tamilce: 

இணைவைத்தவர்கள் (அல்லாஹ்விற்கு இணை வைத்து வணங்கிய) தங்களுடைய (கற்பனை) தெய்வங்களை (மறுமையில்) பார்த்தால் (அல்லாஹ்வை நோக்கி), “எங்கள் இறைவா! உன்னையன்றி நாங்கள் அழைத்துக் கொண்டிருந்த எங்கள் தெய்வங்கள் இவைதான்” என்று கூறுவார்கள். ஆனால், அவைகளோ இவர்களை நோக்கி “நிச்சயமாக நீங்கள் பொய்யர்கள்தான், (நாங்கள் தெய்வங்களல்ல)” என்று கூறிவிடும்.

Korece: 

불신자들이 그들의 동료들을보매 주여 이들이 당신 아닌 다른것을 섬긴 불신자들입니다 라고 말하니 근들이 대답하되 실로 너 희가 거짓말장이라

Vietnamca: 

Khi những kẻ đa thần nhìn thấy các thần linh ngụy tạo mà chúng đã dựng lên thành đối tác (ngang hàng với Allah), chúng nói: “Lạy Thượng Đế của bầy tôi, đây là những thần linh mà bầy tôi đã cầu nguyện ngoài Ngài trước đây.” (Các thần linh ngụy tạo đó) phản bác lại chúng, nói: “Các ngươi là những tên nói dối.”