Arapça:
وَاصْبِرْ فَإِنَّ اللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ الْمُحْسِنِينَ
Çeviriyazı:
vaṣbir feinne-llâhe lâ yüḍî`u ecra-lmuḥsinîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve sabret! Çünkü Allah iyilik edenlerin mükafatını yitirmez.
Diyanet İşleri:
Sabret, Allah iyi davrananların ecrini elbette zayi etmez.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve sabret, çünkü Allah, gerçekten de iyilik edenlerin ecrini zayi etmez.
Şaban Piriş:
Sabret, Allah iyilerin ecrini zayi etmez.
Edip Yüksel:
Sabret, çünkü ALLAH, iyilik yapanların ödülünü savsamaz.
Ali Bulaç:
Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Suat Yıldırım:
Sabret, zira Allah iyi davrananların mükâfatını zayi etmez.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve sabret. Zira şüphe yok ki, Allah Teâlâ muhsin olanların mükâfaatını zâyi etmez.
Yaşar Nuri Öztürk:
Sabret! Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
Bekir Sadak:
Peygamberlerin baslarindan gecenlerden, sana anlattigimiz her sey, senin gonlunu pekistirmemizi saglar
İbni Kesir:
Sabret, çünkü Allah ihsan edenlerin ücretini zayi etmez.
Adem Uğur:
(Ey Muhammed!) Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez.
İskender Ali Mihr:
Ve sabret, muhakkak ki Allah, muhsinlerin ecrini zayi etmez.
Celal Yıldırım:
Ve sabret
Tefhim ul Kuran:
Ve sabret. Gerçekten Allah, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Fransızca:
Et sois patient. Car Allah ne laisse pas perdre la récompense des gens bienfaisants.
İspanyolca:
¡Y ten paciencia! Alá no deja de remunerar a quienes hacen el bien.
İtalyanca:
Sii paziente, ché Allah non manda perduta la mercede di coloro che fanno il bene.
Almanca:
Und übe dich in Geduld, denn ALLAH läßt die Belohnung für die Muhsin doch nicht verloren gehen.
Çince:
你当坚忍,因为真主必不使行善者徒劳无酬。
Hollandaca:
Volhard dus met geduld; want God zal de rechtvaardigen niet vergelden, door hen te verdoemen.
Rusça:
Терпи, ибо Аллах не теряет вознаграждения творящих добро.
Somalice:
samir (adkayso) ilaahay ma dayaco ajirka kuwa sama falee.
Swahilice:
Na subiri, kwani Mwenyezi Mungu hapotezi ujira wa wanao fanya wema.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد! مۇشرىكلاردىن يەتكەن ئەزىيەتلەرگە) سەۋر قىلغىن، اﷲ ھەقىقەتەن ياخشى ئىش قىلغۇچىلارنىڭ ئەجرىنى بىكار قىلىۋەتمەيدۇ
Japonca:
耐え忍べ。本当にアッラーは,善行者への報奨を虚しくされない。
Arapça (Ürdün):
«واصبر» يا محمد على أذى قومك أو على الصلاة «فإن الله لا يضيع أجر المحسنين» بالصبر على الطاعة.
Hintçe:
और (ऐ रसूल) तुम सब्र करो क्योंकि ख़ुदा नेकी करने वालों का अज्र बरबाद नहीं करता
Tayca:
และเจ้าจงอดทน เพระแท้จริงอัลลอฮ์จะไม่ทรงทำให้รางวัลของผู้ทำความเสียหาย
İbranice:
והתאזר בסבלנות, כי שכרם של עושי הטוב לא ילך לאיבוד אצל אלוהים
Hırvatça:
I strpljiv budi! Allah, doista, neće uskratiti nagradu onima koji dobra djela čine.
Rumence:
Fii răbdător! Dumnezeu nu lasă să se piardă răsplata celor care fac binele.
Transliteration:
Waisbir fainna Allaha la yudeeAAu ajra almuhsineena
Türkçe:
Sabret! Allah, güzel düşünüp güzel davrananların ödülünü yitirmez.
Sahih International:
And be patient, for indeed, Allah does not allow to be lost the reward of those who do good.
İngilizce:
And be steadfast in patience; for verily Allah will not suffer the reward of the righteous to perish.
Azerbaycanca:
(Müşriklərin və kafirlərin əzab-əziyyətinə) səbr et. Allah yaxşı işlər görənlərin mükafatını zay etməz!
Süleyman Ateş:
Sabret, çünkü Allah güzel davrananların ecrini zayi etmez.
Diyanet Vakfı:
(Ey Muhammed!) Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükafatını zayi etmez.
Erhan Aktaş:
Sabret! Kuşkusuz Allah, iyilerin iyiliklerini asla karşılıksız bırakmaz.
Kral Fahd:
(Ey Muhammed!) Sabırlı ol, çünkü Allah güzel iş yapanların mükâfatını zayi etmez.
Hasan Basri Çantay:
Sabr-u sebat et. Zîrâ Allah iyi hareket edenlerin mükâfatını zaayi etmez.
Muhammed Esed:
Ve sabret, sonuna kadar dayan: çünkü Allah iyilik yapanların hak ettiği karşılığı hiçbir şekilde zayi etmez!
Gültekin Onan:
Ve sabret. Gerçekten Tanrı, iyilik yapanların ecrini kaybetmez.
Ali Fikri Yavuz:
(Ey Rasûlüm, kavminin eziyetlerine ve ibadete) sabret
Portekizce:
E persevera, porque Deus não frustra a recompensa dos benfeitores.
İsveççe:
Och ha tålamod! Gud låter inte dem som gör det goda och det rätta gå miste om sin lön.
Farsça:
و شکیبایی کن که یقیناً خدا پاداش نیکوکاران را تباه نمی کند.
Kürtçe:
وە خۆڕاگر بە چونکە بەڕاستی خوا پاداشتی چاکە کاران وون ناکات
Özbekçe:
Ва сабр қил. Бас, албатта, Аллоҳ яхшилик қилувчиларнинг ажрини зое қилмас.
Malayca:
Dan sabarlah (wahai Muhammad, engkau dan umatmu, dalam mengerjakan suruhan Allah), kerana sesungguhnya Allah tidak akan menghilangkan pahala orang-orang yang berbuat kebaikan.
Arnavutça:
Dhe duro! Se, Perëndia, me të vërtetë, nuk e humbë shpërblimin e bamirësve.
Bulgarca:
И бъди търпелив! Аллах не погубва наградата на благодетелните.
Sırpça:
И буди стрпљив! Аллах, заиста, неће да ускрати награду онима који добра дела чине.
Çekçe:
Buď neochvějný, neboť Bůh nedopustí, aby ztratila se odměna těch, kdož dobré konají.
Urduca:
اور صبر کر، اللہ نیکی کرنے والوں کا اجر کبھی ضائع نہیں کرتا
Tacikçe:
Сабр кун, зеро Худованд музди некӯкоронро табоҳ намесозад!
Tatarca:
Сабыр кыл, чыдамлы бул Аллаһ юлыңда сабит булу өчен, әлбәттә, чыдамлык кирәк һәм изгелек кыл! Аллаһ изгелек кылучыларның савабларын һич җуймас.
Endonezyaca:
Dan bersabarlah, karena sesungguhnya Allah tiada menyia-nyiakan pahala orang-orang yang berbuat kebaikan.
Amharca:
ታገስም፤ አላህ የበጎ ሠሪዎችን ምንዳ አያጠፋምና፡፡
Tamilce:
இன்னும், பொறுமையாக இருப்பீராக! நிச்சயமாக அல்லாஹ் நல்லறம் புரிபவர்களின் கூலியை வீணாக்க மாட்டான்.
Korece:
그리고 인내하라 실로 하나님은 선을 행하는 자들에 대한 보 상을 저버리지 아니 하시니라
Vietnamca:
Ngươi hãy kiên nhẫn, bởi thực sự Allah không để mất phần thưởng của những người làm tốt.
Ayet Linkleri: