Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

47

Ayet No: 

1520

Sayfa No: 

227

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ رَبِّ إِنِّي أَعُوذُ بِكَ أَنْ أَسْأَلَكَ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ ۖ وَإِلَّا تَغْفِرْ لِي وَتَرْحَمْنِي أَكُن مِّنَ الْخَاسِرِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâle rabbi innî e`ûẕü bike en es'eleke mâ leyse lî bihî `ilm. veillâ tagfir lî veterḥamnî eküm mine-lḫâsirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Nuh: "Ey Rabbim! Ben bilmediğim bir şeyi istemiş olmaktan dolayı sana sığınırım. Sen beni bağışlamazsan, bana merhamet etmezsen ben hüsrana uğrayanlardan olurum.

Diyanet İşleri: 

Rabbim! Bilmediğim şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen kaybedenlerden olurum dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Nuh, Rabbim dedi, bilmediğim şeyi senden istemekten, gene sana sığınırım ve beni yarlıgamazsan, bana acımazsan ziyankarlardan olurum ben.

Şaban Piriş: 

"Rabbim, bilmediğim şeyi senden dilemekten sana sığınırım. Eğer bana mağfiret ve rahmet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum" dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan bir konuda sana yalvardığım için sana sığınırım. Beni bağışlamaz ve bana acımazsan kaybedenlerden olurum."

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum."

Suat Yıldırım: 

“Ya Rabbî, dedi, hakkında kesin bilgim olmayan şeyi istemekten Sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana merhamet etmezsen, her şeyi kaybedenlerden olurum.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Ey Rabbim! Kendisine benim için bilgi olmayan bir şeyi Senden sormaktan şüphe yok ki ben Sana sığınırım ve eğer benim için mağfiret etmez ve beni esirgemezsen ben hüsrâna düşenlerden olurum.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."

Bekir Sadak: 

«Ey milletim! Rabbinizden magfiret dileyin, sonra O´na tevbe edin ki size gokten bol bol yagmur gondersin, kuvvetinize kuvvet katsin

İbni Kesir: 

Rabbım

Adem Uğur: 

Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!

İskender Ali Mihr: 

(Nuh A.S): “Rabbim, muhakkak ki ben, onun hakkında benim bir ilmim (bilgim) olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve Senin, beni mağfiret etmen ve Senin, bana rahmet etmen olmazsa ben, hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi.

Celal Yıldırım: 

Nûh dedi ki: «Rabbim! Bilmediğim bir şeyi senden istemekten yine sana sığınırım

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Rabbim, bilgim olmayan şeyi Senden istemekten Sana sığınırım. Ve eğer beni bağışlamaz ve beni esirgemezsen, hüsrana uğrayanlardan olurum.»

Fransızca: 

Alors Noé dit : "Seigneur, je cherche Ta protection contre toute demande de ce dont je n'ai aucune connaissance. Et si Tu me pardonnes pas et ne me fais pas miséricorde, je serai au nombre des perdants".

İspanyolca: 

Dijo: «¡Señor, líbrame de pedirte algo de lo que no tengo conocimiento! Si Tú no me perdonas y Te apiadas de mí, seré de los que están perdidos...»

İtalyanca: 

Disse: «Mi rifugio in Te, o Signore, dal chiederti cose sulle quali non ho scienza. Se Tu non mi perdoni e non mi usi misercordia, sarò tra i perdenti».

Almanca: 

Er sagte: "Mein HERR! Ich suche Schutz bei Dir, daß ich Dich um etwas bitte, worüber ich kein Wissen habe. Und würdest DU mir nicht vergeben und Gnade erweisen, würde ich bestimmt zu den Verlierern gehören."

Çince: 

他说:我的主啊!我求庇于你,以免我向你祈求我所不知道的事情,如果你不饶恕我,不怜悯我,我就变成为亏折的人了。

Hollandaca: 

Noach zeide: O Heer! ik neem mijne toevlucht tot u; onthef mij er van, u te vragen wat ik niet weet; en tot gij mij vergeeft en barmhartig voor mij zijt, zal ik tot hen behooren die verdoemd zijn.

Rusça: 

Он сказал: "Господи! Я прибегаю к Тебе, дабы не просить о том, чего не ведаю. И если Ты не простишь меня и не помилуешь, то я окажусь среди потерпевших убыток".

Somalice: 

wuxuuna yidhi Nabi Nuux Eebow waxaan kaa magan galay inaan ku warsado waxaanan u cilmi lahayn haddaadan ii dambi dhaafin oodan ii naxariisan waxaan ka mid noqon kuwa khasaaray.

Swahilice: 

Nuhu akasema: Ewe Mola wangu Mlezi! Mimi najikinga kwako nisikuombe nisio na ujuzi nalo. Na kama hunisamehe na ukanirehemu, nitakuwa katika walio khasiri.

Uygurca: 

نۇھ ئېيتتى: «پەرۋەردىگارىم! مەن بىلمىگەن نەرسىنى سوراشتىن سېنىڭ پاناھىڭغا سېغىنىمەن، ئەگەر ماڭا مەغپىرەت قىلمىساڭ، زىيان تارتقۇچىلاردىن بولىمەن»

Japonca: 

かれは申し上げた。「主よ,本当にわたしか知りもしないことに就いて,あなたに請い求めないよう,御赦しを願います。あなたがわたしを御赦しになり,慈悲を与えられなければ,わたしはきっと,失敗者の仲間になるでしょう。」

Arapça (Ürdün): 

«قال ربّ إني أعوذ بك» من «أن أسألك ما ليس لي به علم وإلا تغفر لي» ما فرط مني «وترحمني أكن من الخاسرين».

Hintçe: 

और अगर तु मुझे (मेरे कसूर न बख्श देगा और मुझ पर रहम न खाएगा तो मैं सख्त घाटा उठाने वालों में हो जाऊँगा (जब तूफान जाता रहा तो) हुक्म दिया गया ऐ नूह हमारी तरफ से सलामती और उन बरकतों के साथ कश्ती से उतरो

Tayca: 

เขากล่าวว่า “ข้าแต่พระผู้เป็นเจ้าของข้าพระองค์ แท้จริงข้าพระองค์ขอความคุ้มครองต่อพระองค์ท่าน ให้พ้นจากการร้องเรียนต่อพระองค์ท่านในสิ่งที่ข้าพระองค์ไม่มีความรู้ในเรื่องนั้น และหากพระองค์ไม่ทรงอภัยแก่ข้าพระองค์ และไม่ทรงเมตตาข้าพระองค์แล้ว ข้าพระองค์ก็จะอยู่ในหมู่ผู้ขาดทุน”

İbranice: 

אמר (נוח:) 'ריבוני! אני מבקש מחסה אצלך מפני שאשאל אותך על אשר לא אדע, ואם לא תסלח לי ותרחם עלי אהיה גם אני מן המפסידים

Hırvatça: 

"Gospodaru moj", reče, "Tebi se ja utječem da Te više nikada ne zamolim za ono što ne znam! Ako mi ne oprostiš i ne smiluješ mi se, sigurno ću biti među gubitnicima."

Rumence: 

El spuse: “Domnul meu! Fereşte-mă de-a Te întreba de ceea ce nu am ştiinţă. Dacă Tu nu-mi ierţi mie, dacă Tu nu mă miluieşti, voi fi pierdut”

Transliteration: 

Qala rabbi innee aAAoothu bika an asalaka ma laysa lee bihi AAilmun wailla taghfir lee watarhamnee akun mina alkhasireena

Türkçe: 

Nûh dedi: "Rabbim! Hakkında bilgim olmayan şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni affetmez, bana acımazsan hüsrana uğrayanlardan olurum."

Sahih International: 

[Noah] said, "My Lord, I seek refuge in You from asking that of which I have no knowledge. And unless You forgive me and have mercy upon me, I will be among the losers."

İngilizce: 

Noah said: "O my Lord! I do seek refuge with Thee, lest I ask Thee for that of which I have no knowledge. And unless thou forgive me and have Mercy on me, I should indeed be lost!"

Azerbaycanca: 

(Nuh) dedi: “Ey Rəbbim! Bilmədiyim bir şeyi Səndən istəməkdən (belə bir işə cür’ət etməkdən) Sənə sığınıram. Əgər məni bağışlamasan, rəhm etməsən, ziyana uğrayanlardan olaram!”

Süleyman Ateş: 

(Nuh) dedi ki: "Rabbim, bilmediğim bir şeyi senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz, bana acımazsan ziyana uğrayanlardan olurum!"

Diyanet Vakfı: 

Nuh dedi ki: Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!

Erhan Aktaş: 

“Rabb’im! Bilmediğim bir şeyi Sen’den istemekten Sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve merhamet etmezsen hüsrana uğrayanlardan olurum.” dedi.

Kral Fahd: 

Nuh dedi ki: «Ey Rabbim! Ben senden hakkında bilgim olmayan şeyi istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve esirgemezsen, ben ziyana uğrayanlardan olurum!»

Hasan Basri Çantay: 

(Nuh) «Ey Rabbim, dedi, ben bilgimin olmadığı şey´i Senden istemekden Sana sığınırım. Eğer beni yarlığamazsan, beni esirgemezsen husrâne düşmüşlerden olurum».

Muhammed Esed: 

"Ey Rabbim!" dedi (Nuh), "Senden, hakkında bilgi sahibi olmadığım herhangi bir şey istemekten Sana sığınırım! Çünkü, beni bağışlamaz, beni acıyıp esirgemezsen, şüphesiz, kaybedenlerden olurum!"

Gültekin Onan: 

11:46

Ali Fikri Yavuz: 

Nûh, dedi ki: “- Ey Rabbim, bilmediğim şeyi, senden istemekten sana sığınırım. Eğer beni bağışlamaz ve bana merhamet etmezsen, hüsrana düşenlerden olurum.”

Portekizce: 

Disse: Ó Senhor meu, refugio-me em Ti por perguntar acerca do que ignoro e, se não me perdoares e Te compadeceresem mim, serei um dos desventurados.

İsveççe: 

[Noa] sade: "Herre, bevara mig för [synden] att be Dig om något som jag inte har kännedom om. Om Du inte förlåter mig och förbarmar Dig över mig blir jag en av de förlorade!"

Farsça: 

نوح گفت: پروردگارا! من از اینکه چیزی را که به آن علم ندارم از تو بخواهم به تو پناه می برم و اگر مرا نیامرزی و بر من رحم نکنی از زیانکاران خواهم بود.

Kürtçe: 

(نوح) ووتی پەروەردگارم بەڕاستی من پەنات پێ دەگرم (لەوەی) داوای شتێکت لێ بکەم کەنایزانم وە ئەگەر نەبوریت لێم وڕەحمم پێ نەکەی لەزیان لێکەوتوان دەبم

Özbekçe: 

У: «Роббим, мен ўзимнинг илмим бўлмаган нарсани сендан сўрамоқдан паноҳ тилайман. Агар мени мағфират қилмасанг ва менга раҳм кўрсатмасанг, зиён кўргувчилардан бўламан», деди.

Malayca: 

Nabi Nuh berkata: "Wahai Tuhanku! Sesungguhnya aku berlindung kepadaMu daripada memohon sesuatu yang aku tidak mempunyai pengetahuan mengenainya; dan jika Engkau tidak mengampunkan dosaku, dan memberi rahmat kepadaku, nescaya menjadilah aku dari orang-orang yang rugi".

Arnavutça: 

(Nuhu) tha: “O Zoti im, unë mbështetem te Ti (për t’u ruajtur) nga pyetjet që nuk i di, e nëse Ti nuk më falë dhe nuk më mëshiron, do të jem nga të humburit”.

Bulgarca: 

Рече: “Господи, моля Те, опази ме да не Те питам за нещо, за което нямам знание! И ако не ме опростиш, и не ме помилваш, ще съм от губещите.”

Sırpça: 

„Мој Господару“, рече, „Уточиште код Тебе тражим да Те више никада не замолим за оно што не знам! Ако ми не опростиш и не смилујеш ми се, сигурно ћу да будем међу губитницима.“

Çekçe: 

Noe odpověděl: 'Pane můj, utíkám se k Tobě, abych se již více netázal na to, o čem vědění nemám. A jestliže mi neodpustíš a neslituješ se nade mnou, budu věru patřit mezi ty, kdož ztrátu utrpěli.'

Urduca: 

نوحؑ نے فوراً عرض کیا "اے میرے رب، میں تیری پناہ مانگتا ہوں اِس سے کہ وہ چیز تجھ سے مانگوں جس کا مجھے علم نہیں اگر تو نے مجھ معاف نہ کیا اور رحم نہ فرمایا تو میں برباد ہو جاؤں گا"

Tacikçe: 

Гуфт: «Эй Парвардигори ман, паноҳ мебарам ба Ту, агар аз сари ноогоҳӣ чизе бихоҳам ва агар маро набахшоӣ ва ба ман раҳмат наёварӣ, аз зиёнкардагон хоҳам буд».

Tatarca: 

Нух әйтте: "Ий Раббым, сиңа сыгынамын, мине саклагыл үзем белмәгән нәрсәне синнән сораудан, әгәр Син мине ярлыкамасаң һәм рәхмәт кылмасаң, әлбәттә, мин һәлак булучылардан булырмын".

Endonezyaca: 

Nuh berkata: Ya Tuhanku, sesungguhnya aku berlindung kepada Engkau dari memohon kepada Engkau sesuatu yang aku tiada mengetahui (hakekat)nya. Dan sekiranya Engkau tidak memberi ampun kepadaku, dan (tidak) menaruh belas kasihan kepadaku, niscaya aku akan termasuk orang-orang yang merugi".

Amharca: 

«ጌታዬ ሆይ! በእርሱ ለእኔ ዕውቀት የሌለኝን ነገር የምጠይቅህ ከመሆን እኔ ባንተ እጠበቃለሁ፡፡ ለእኔም ባትምረኝና ባታዝንልኝ ከከሳሪዎቹ እሆናለሁ» አለ፡፡

Tamilce: 

(உடனே நூஹ்) கூறினார்: “என் இறைவா! எனக்கு ஞானமில்லாததை உன்னிடம் நான் கேட்பதை விட்டும் உன்னிடம் பாதுகாவல் கோருகிறேன். நீ என்னை மன்னிக்கவில்லையெனில், இன்னும், எனக்கு நீ கருணை காட்டவில்லையெனில் நான் நஷ்டவாளிகளில் ஆகிவிடுவேன்.”

Korece: 

이에 노아가 다시 구원하였 더라 주여 당신께 구원 하나니 제가 알지 못하는 것으로 당신께 구원하지 않겠습니다 당신이 저를 용서치 아니하시고 은혜를 베푸시지 않으신다면 저는 손실자 가운 데 하나가 되나이다

Vietnamca: 

(Nuh) nói: “Lạy Thượng Đế của bề tôi, bề tôi xin Ngài che chở bề tôi tránh khỏi việc đòi hỏi Ngài về những điều bề tôi không biết. Nếu Ngài không tha thứ và thương xót bề tôi thì chắc chắn bề tôi sẽ nằm trong số những kẻ thua thiệt.”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: