Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

10

Sûredeki Ayet No: 

70

Ayet No: 

1434

Sayfa No: 

216

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

مَتَاعٌ فِي الدُّنْيَا ثُمَّ إِلَيْنَا مَرْجِعُهُمْ ثُمَّ نُذِيقُهُمُ الْعَذَابَ الشَّدِيدَ بِمَا كَانُوا يَكْفُرُونَ

Çeviriyazı: 

metâ`un fi-ddünyâ ŝümme ileynâ merci`uhüm ŝümme nüẕîḳuhümü-l`aẕâbe-şşedîde bimâ kânû yekfürûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Dünyadaki zevkler çabuk biter. Sonra dönüşleri bize olacaktır. Daha sonra da inkâr ettiklerinden dolayı o çetin azabı biz onlara tattıracağız.

Diyanet İşleri: 

Onlar için dünyada bir müddet geçinme vardır, sonra dönüşleri Bizedir. İnkarlarına karşılık onlara çetin azab taddıracağız.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Dünyada değersiz menfaatler elde ettikten sonra dönüp tapımıza gelirler, sonra da kafir oldukları, inkar ettikleri şeyler yüzünden biz, onlara şiddetli bir azap tattırırız.

Şaban Piriş: 

Dünyada biraz geçimlik sonra dönüşleri yine bize olacaktır. Biz de onlara kâfir olmaları sebebiyle şiddetli azabı tattıracağız.

Edip Yüksel: 

Dünyada paylarını alırlar, sonra dönüşleri bizedir. Sonra da inkarlarından ötürü onlara şiddetli azabı tattırırız.

Ali Bulaç: 

(Onlar için) Dünyada geçici bir meta (vardır). Sonra dönüşleri Bizedir; sonra da inkara sapışları dolayısıyla onlara şiddetli azabı taddıracağız.

Suat Yıldırım: 

Olsa olsa dünyada az bir zevk alır, ama sonunda Bizim huzurumuza dönerler.Sonra Biz de inkâr ve nankörlüklerinden ötürü o çok şiddetli azabı onlara tattırırız.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Onlar için) Dünyada cüz´i bir varlık, sonra dönüşleri Bizedir. Sonra onlara küfreder olduklarından dolayı şiddetli azabı tattıracağızdır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dünyada biraz nimetlenme, ardından dönüşleri bize! Sonra biz, inkâr ettikerinden ötürü şiddetli azabı onlara tattıracağız.

Bekir Sadak: 

Onlarin ardindan da Firavun ve erkanina ayetlerimizle Musa ve Harun´u gonderdik. Ama buyukluk tasladilar ve suclu bir millet oldular.

İbni Kesir: 

Dünyada biraz faydalanma vardır. Sonra dönüşleri Bizedir. Sonra Biz de küfreder olmalarından dolayı onlara şiddetli azabı tattıracağız.

Adem Uğur: 

Dünyada bir miktar geçim (sağlarlar), sonra dönüşleri bizedir

İskender Ali Mihr: 

Dünyada bir meta (geçinme) vardır. Sonra onların dönüşleri Bizedir. Sonra da inkâr etmiş olmalarından (kâfir olmalarından) dolayı onlara şiddetli azap tattıracağız.

Celal Yıldırım: 

Dünya pek az bir zevkli geçimdir

Tefhim ul Kuran: 

(Onlar için) Dünyada geçici bir meta (vardır). Sonra dönüşleri bizedir

Fransızca: 

C'est une jouissance (temporaire) dans la vie d'ici-bas; puis ils retourneront vers Nous et Nous leur ferons goûter au dur châtiment, à titre de sanction pour leur mécréance.

İspanyolca: 

Tendrán breve disfrute en la vida de acá y, luego, volverán a Nosotros. Luego, les haremos gustar el castigo severo por no haber creído.

İtalyanca: 

avranno gioia effimera nella vita terrena, quindi ritorneranno a Noi e faremo gustare loro un castigo severo per la loro miscredenza.

Almanca: 

Sie haben (vergängliche) Freuden und Gebrauchsgüter im diesseitigen Leben, dann wird ihre Rückkehr zu Uns sein, dann werden WIR sie die qualvolle Peinigung erfahren lassen für das, was sie an Kufr zu betreiben pflegten.

Çince: 

这只是今世的享受,然后他们只归于我,然后我将因他们不信道而使他们尝试严厉的刑罚。

Hollandaca: 

Zij mogen tijdelijk in deze wereld genieten, maar daarna zullen zij tot ons terugkeeren, en dan zullen wij hun eene gestrenge straf doen ondervinden, daar zij ongeloovigen waren.

Rusça: 

Они попользуются мирскими благами, а затем вернутся к Нам. И тогда Мы дадим им вкусить тяжкие мучения за то, что они не уверовали.

Somalice: 

waa uun waaxada adduunyo markaas xagganagaa noqoshadoodu noqon, markaasaan Dhadhansiinaynaa cadaab daran gaalnimadooda darteed.

Swahilice: 

Hiyo ni starehe ya katika dunia tu, kisha marejeo yao ni kwetu. Tena tutawaonjesha adhabu kali kwa sababu ya kukufuru kwao.

Uygurca: 

ئۇلار بۇ دۇنيادىن (ئازغىنا ۋاقىتلا) بەھرىمەن بولىدۇ، ئاندىن ئۇلار (ھېساب بېرىش ئۈچۈن) بىزنىڭ دەرگاھىمىزغا قايتىدۇ، ئاندىن كاپىر بولغانلىقلىرى سەۋەبىدىن ئۇلارغا قاتتىق ئازابنى تېتىتىمىز

Japonca: 

かれらはこの世で束の間の享楽をなし,それからわれの許に帰るのである。その時われは,不信心であったことに対して厳しい懲罰を味わせるであろう。

Arapça (Ürdün): 

لهم «متاع» قليل «في الدنيا» يتمتعون به مدة حياتهم «ثم إلينا مرجعهم» بالموت «ثم نذيقهم العذاب الشديد» بعد الموت «بما كانوا يكفرون».

Hintçe: 

(ये) दुनिया के (चन्द रोज़ा) फायदे हैं फिर तो आख़िर हमारी ही तरफ लौट कर आना है तब उनके कुफ्र की सज़ा में हम उनको सख्त अज़ाब के मज़े चखाएँगें

Tayca: 

ความเพลิดเพลินในโลกนี้ แล้วพวกเขาก็กลับคืนมาสู่เรา แล้วเราจะให้พวกเขาลิ้มรสการลงโทษอย่างหนัก เพระเหตุที่พวกเขาปฏิเสธศรัทธา

İbranice: 

הנאה קצרה בעולם הזה, ואחר כך יושבו אלינו, ונתן להם לטעום את העונש החזק על מה שהיו כופרים

Hırvatça: 

Uživat će kratko na ovom svijetu, a zatim će se Nama vratiti i Mi ćemo dati da iskuse žestoku patnju zato što nisu vjerovali.

Rumence: 

Vor avea o bucurie pe această lume, apoi la Noi va fi întoarcerea lor, şi atunci îi vom face să guste osânda cea aprigă a ceea ce tăgăduiau.”

Transliteration: 

MataAAun fee alddunya thumma ilayna marjiAAuhum thumma nutheequhumu alAAathaba alshshadeeda bima kanoo yakfuroona

Türkçe: 

Dünyada biraz nimetlenme, ardından dönüşleri bize! Sonra biz, inkâr ettikerinden ötürü şiddetli azabı onlara tattıracağız.

Sahih International: 

[For them is brief] enjoyment in this world; then to Us is their return; then We will make them taste the severe punishment because they used to disbelieve

İngilizce: 

A little enjoyment in this world!- and then, to Us will be their return, then shall We make them taste the severest penalty for their blasphemies.

Azerbaycanca: 

(Onlar üçün) dünyada bir qədər dolanacaq, mənfəət vardır. Sonra hüzurumuza qayıdacaqlar, ondan sonra küfr etdiklərinə görə onlara çox şiddətli bir əzab daddıracağıq!

Süleyman Ateş: 

Dünyada biraz geçinir, sonra bize dönerler. Sonra da biz, inkarlarından dolayı onlara şiddetli azabı taddırırız.

Diyanet Vakfı: 

Dünyada bir miktar geçim (sağlarlar), sonra dönüşleri bizedir; sonra da inkar etmekte oldukları şeylerden ötürü onlara şiddetli azabı tattırırız.

Erhan Aktaş: 

Dünyada geçici bir yararlanma vardır. Sonra dönüşleri Bize’dir. Sonra da küfr etmelerinden dolayı onlara şiddetli azâbı tattırırız.

Kral Fahd: 

Dünyada bir miktar geçim (sağlarlar), sonra dönüşleri bizedir; sonra da inkâr etmekte oldukları şeylerden ötürü onlara şiddetli azabı tattırırız.

Hasan Basri Çantay: 

(Onların bu yalanları kendilerine belki) dünyâda (cüz´î) bir fâide (sağlayabilir). En son dönüşleri ise ancak bizedir. (Bundan) sonra da küfr (-ü inkâr) da ısraar etmekde olduklarına mukaabil onlara çetin azabı (mızı) tatdıracağız.

Muhammed Esed: 

(Kısa süren) bir tutunmadır bu dünyadaki; ve sonra onların dönüşü er geç Bize olacak: Ve Biz de, hakkı inat ve ısrarla inkar etmelerinin karşılığı olarak onlara o çok yoğun, çok şiddetli acıyı tattıracağız.

Gültekin Onan: 

(Onlar için) Dünyada geçici bir meta (vardır). Sonra dönüşleri bizedir

Ali Fikri Yavuz: 

Allah’a iftira edenlerin dünyadaki zevkleri pek az... Nihayet dönüşleri bizedir. Sonra, küfür üzere bulunduklarından, kendilerine çok şiddetli bir azab taddıracağız.

Portekizce: 

Terão seu gozo neste mundo, então seu retorno será a Nós; depois lhes infligiremos o severo castigo, por suaincredulidade.

İsveççe: 

[De får] njuta av detta livets goda - sedan skall de föras åter till Oss och Vi skall låta dem utstå ett strängt straff för deras envisa förnekande av sanningen.

Farsça: 

در دنیا [بهره آنان از دروغ بستن] بهره ای [اندک] است؛ آن گاه بازگشتشان به سوی ماست؛ سپس به آنان به کیفر آنکه کفر می ورزیدند، عذابی سخت می چشانیم.

Kürtçe: 

(چونکە) بەھرە و ڕابواردنێکی کەم لە دونیادا (بەسەر دەبەن) پاشان بۆ لای ئێمەیە گەڕانەوەیان ئەمجا پێیان دەچێژین سزای زۆر توند بەھۆی ئەوەی کە بڕوایان نەھێنا (تامردن)

Özbekçe: 

Бу дунёда (бир оз) фойдаланиш, кейин Бизга қайтишлари бор. Сўнгра Биз уларга, куфр келтириб ўтганлари учун, шиддатли азобни тоттирамиз.

Malayca: 

(Apa yang mereka beroleh hanya) kesenangan di dunia, kemudian kepada Kamilah tempat kembalinya mereka. Kemudian Kami akan rasakan mereka azab yang berat disebabkan perbuatan kufur yang mereka lakukan.

Arnavutça: 

(Do të keni) kënaqësi të shkurtër në këtë botë, e pastaj do të kthehen te Ne, dhe Ne, do t’u japim të shijojnë dënimin e ashpër për shkak se kanë mohuar.

Bulgarca: 

Някаква наслада имат в земния живот, после към Нас е завръщането им, после ще ги накараме да вкусят суровото мъчение заради тяхното неверие.

Sırpça: 

Уживаће кратко на овом свету, а затим ће Нама да се врате и Ми ћемо им дати да искусе жестоку патњу зато што нису веровали.

Çekçe: 

Krátké bude jejich života pozemského užívání; k Nám pak se jejich návrat uskuteční a nakonec jim dáme okusit trestu strašného za to, že byli nevěřící.

Urduca: 

دنیا کی چند روزہ زندگی میں مزے کر لیں، پھر ہماری طرف اُن کو پلٹنا ہے پھر ہم اس کفر کے بدلے جس کا ارتکاب وہ کر رہے ہیں ان کو سخت عذاب کا مزہ چکھائیں گے

Tacikçe: 

Бархӯрдорӣ аз дунё, он гоҳ бозгашташон ба сӯи Мо. Сипас ба ҷазои куфр варзиданашон азобе сахташон мечашонем.

Tatarca: 

Дөньяда аз гына файдаланырлар да, соңра кайтачак җирләре – Безгә. Анда аларга каты ґәзабны татытырбыз кәфер булганнары өчен.

Endonezyaca: 

(Bagi mereka) kesenangan (sementara) di dunia, kemudian kepada Kami-lah mereka kembali, kemudian Kami rasakan kepada mereka siksa yang berat, disebabkan kekafiran mereka.

Amharca: 

(እነሱ) በቅርቢቱ ዓለም መጠቀም አላቸው፡፡ ከዚያም መመለሻቸው ወደእኛ ነው፡፡ ከዚያም ይክዱ በነበሩት ምክንያት ብርቱን ቅጣት እናቀምሳቸዋለን፡፡

Tamilce: 

இவ்வுலகில் (அவர்களுக்கு அற்ப) சுகம் (உண்டு). பிறகு, நம்மிடமே அவர்களுடைய மீளுமிடம் இருக்கிறது. பிறகு, அவர்கள் நிராகரித்துக் கொண்டிருந்ததன் காரணமாக கடினமான தண்டனையை அவர்கள் சுவைக்கும்படி செய்வோம்.

Korece: 

그들은 세상을 잠시 향락한 후 하나님께로 돌아오나니 그분은그들이 불신한 것에 대하여 가혹 한 벌을 맛보게 하리라

Vietnamca: 

(Những hưởng thụ mà chúng có được trên cuộc sống này chỉ) là một sự hưởng thụ (tạm bợ ngắn ngủi) của cuộc sống thế tục. Rồi đây, chúng sẽ phải trở về trình diện TA, rồi TA sẽ cho chúng nếm trải hình phạt nghiêm khắc về những gì mà chúng đã từng phủ nhận.

Rubu tag: 

Hizb tag: