Arapça:
عَالِمُ الْغَيْبِ وَالشَّهَادَةِ الْكَبِيرُ الْمُتَعَالِ
Çeviriyazı:
`âlimü-lgaybi veşşehâdeti-lkebîru-lmüte`âl.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Allah görünmeyeni de bilir, görüneni de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.
Diyanet İşleri:
Görüleni de görülmeyeni de bilen, yücelerin yücesi büyük Allah'a göre, aranızdan sözü gizleyen ile, açığa vuran ve geceye bürünerek gizlenip gündüzün ortaya çıkan arasında fark yoktur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gizliyi de bilen, açıkta olanı da bilen çok büyük ve yüce bir Tanrıdır.
Şaban Piriş:
Gaybı da açık olanı da bilen, O, (her şeyden) üstündür, büyüktür.
Edip Yüksel:
Gizliyi ve açığı Bilendir; Büyüktür, Yücedir.
Ali Bulaç:
O, gaybı da, müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, Yücedir.
Suat Yıldırım:
Gayb ve şehâdet alemini de, görünmeyen ve görünen âlemi de bilen, büyük ve yüce olan O'dur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
O (Hâlık-ı Zîşan) gizliyi de ve açıkta olanı da bilicidir. Pek büyüktür, her şeyden üstündür.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gaybı da görünen âlemi de bilendir/Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.
Bekir Sadak:
Gercek dua ve ibadet ancak O´nadir. O´ndan baska cagirdiklari putlar kendilerine hicbir cevap vermezler. Durumlari, suyun agzina gelmesi icin avuclarini ona acmis bekleyen adamin durumu gibidir. Hicbir zaman suya kavusamaz. Iste kafirlerin yalvarisÙ da boyle, bosunadÙr.
İbni Kesir:
Görüleni de, görülmeyeni de bilir. Yücelerin yücesidir.
Adem Uğur:
O, görüleni de görülmeyeni de bilir
İskender Ali Mihr:
Görünen (şahit olunan) ve görünmeyeni (gaybı) bilir. Büyüktür, Âlî (yüce)dir.
Celal Yıldırım:
Görülmeyeni de, görüleni de bilendir. O, çok büyüktür, çok yücedir.
Tefhim ul Kuran:
O, gaybı da, müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, yücedir.
Fransızca:
Le Connaisseur de ce qui est caché et de ce qui est apparent, Le Grand, Le Sublime.
İspanyolca:
El Conocedor de lo oculto y de lo patente, el Grande, el Sublime.
İtalyanca:
Egli è il Conoscitore dell'invisibile e del visibile, il Grande, il Sublime.
Almanca:
ER ist Der Allwissende über das Verborgene und das Sichtbare, Der Große, Der Überragende.
Çince:
他是全知幽明的,是伟大的,是崇高的。
Hollandaca:
Hij weet wat geborgen en wat geopenbaard is. Hij is de groote, de verhevenste.
Rusça:
Он - Ведающий сокровенное и явное, Большой, Превознесшийся.
Somalice:
wuxuuna ogyahay wax maqan iyo waxa jooga waana weyne ka sarreeya (wax kasta).
Swahilice:
Yeye ndiye Mwenye kujua yanayo onekana na yasio onekana; Mkuu Aliye tukuka.
Uygurca:
اﷲ مەخپىي ۋە ئاشكارا ئىشلارنىڭ ھەممىسىنى بىلگۈچىدۇر، ھەممىدىن بۈيۈكتۇر، ھەممىدىن ئۈستۈندۇر
Japonca:
かれは幽玄界も現象界も知っておられる方,偉大にして至高の方であられる。
Arapça (Ürdün):
«عالم الغيب والشهادة» ما غاب وما شوهد «الكبير» العظيم «المتعالي» على خلقه بالقهر، بياء ودونها.
Hintçe:
(वही) बातिन (छुपे हुवे) व ज़ाहिर का जानने वाला (सब से) बड़ा और आलीशान है
Tayca:
ผู้ทรงรอบรู้สิ่งเร้นลับและสิ่งเปิดเผยผู้ทรงเกรียงไกร ผู้ทรงสูงส่งยิ่ง
İbranice:
הוא היודע את הנסתר ואת הגלוי, והוא הכביר והנעלה
Hırvatça:
On je Znalac i onog što je čulima nedokučivo i onog što je pojavno, On je Veličanstveni i Uzvišeni.
Rumence:
El cunoaşte tăinuitul şi mărturisitul. El este Marele, Înălţatul.
Transliteration:
AAalimu alghaybi waalshshahadati alkabeeru almutaAAali
Türkçe:
Gaybı da görünen âlemi de bilendir/Âlim'dir O... Kebîr, sınırsızca büyük O'dur; Müteâl, sonsuzca yüce O'dur.
Sahih International:
[He is] Knower of the unseen and the witnessed, the Grand, the Exalted.
İngilizce:
He knoweth the unseen and that which is open: He is the Great, the Most High.
Azerbaycanca:
O, qeybi də, aşkarı da biləndir, (hər şeydən) böyükdür, ucadır! (Allah eyibsizdir, nöqsansızdır. Onun heç bir şəriki yoxdur!)
Süleyman Ateş:
(O), gizliyi ve aşikareyi bilendir, büyüktür, yücedir.
Diyanet Vakfı:
O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.
Erhan Aktaş:
Görüneni ve görünemeyeni bilendir. O, Mutlak Büyük’tür ve Her Şeyden Yüce’dir.
Kral Fahd:
O, görüleni de görülmeyeni de bilir; çok büyüktür, yücedir.
Hasan Basri Çantay:
O, görünmeyeni de, görüneni de bilendir, çok büyükdür, her şeyden yücedir O.
Muhammed Esed:
O, yaratılmışların duyu ve tasavvurlarının ötesinde olanları da, onların görüp gözleyebildikleri şeyleri de tam olarak bilmektedir. Büyük olan O´dur; var olan veya olması mümkün her şeyin/herkesin üstünde ve ötesinde olan O.
Gültekin Onan:
O gaybı da, müşahede edileni de bilendir. Pek büyüktür, yücedir.
Ali Fikri Yavuz:
O, gaybı ve hazırı bilen çok büyük üstün varlıktır.
Portekizce:
Ele é Conhecedor do incognoscível e do cognoscível, o Grandioso, o Altíssimo.
İsveççe:
Han känner allt det som är dolt för människor och det som de kan bevittna, [Han] den Väldige, Den som är högt upphöjd över allt.
Farsça:
دانای نهان و آشکار و بزرگ و بلندمرتبه است.
Kürtçe:
(خوا) زانایە بەھەموو دیار و نادیارێک گەورە و بەرزە وبڵندە
Özbekçe:
У зот ғойибни ҳам, шоҳидни ҳам билгувчидир. У буюкдир, юксакдир.
Malayca:
Dia lah yang mengetahui perkara-perkara yang ghaib dan yang nyata; Dia lah jua Yang Maha Besar, lagi maha Tinggi (Yang mengatasi segala-galanya).
Arnavutça:
Ai di gjërat e dukshme dhe të padukshme. Ai është i Madhërueshëm dhe i Lartë.
Bulgarca:
Знаещия и скритото, и явното, Превеликия, Всевишния.
Sırpça:
Он је Зналац и оног што је недокучиво чулима и оног што је појавно, Он је Величанствени и Узвишени.
Çekçe:
On zná nepoznatelné a všeobecně známé, On veliký je, sám sebou povznesený!
Urduca:
وہ پوشیدہ اور ظاہر، ہر چیز کا عالم ہے وہ بزرگ ہے اور ہر حال میں بالا تر رہنے والا ہے
Tacikçe:
Донои ниҳону ошкор — он Худом бузурги баландмартаба!
Tatarca:
Ул – Аллаһ яшерен вә әшкарәне белүче вә Аңа гакыл фикерләр ирешмәктән бик югары һәм мәхлукка ошаудан бик тә пакь.
Endonezyaca:
Yang mengetahui semua yang ghaib dan yang nampak; Yang Maha Besar lagi Maha Tinggi.
Amharca:
ሩቁንና ቅርቡን ዐዋቂ ታላቅ የላቀ ነው፡፡
Tamilce:
(அவன்) மறைவானவற்றையும் வெளிப்படையானவற்றையும் நன்கறிந்தவன்; மிகப் பெரியவன்; மிக உயர்ந்தவன்.
Korece:
보이지 않는 것과 보이는 것 도 알고 계시니 훌륭하시고 높이 계심이라
Vietnamca:
(Ngài là) Đấng biết điều không thể nhìn thấy và những điều có thể nhìn thấy. Ngài là Đấng Vĩ Đại, Đấng Tối Cao.
Ayet Linkleri: