Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

20

Ayet No: 

1255

Sayfa No: 

189

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الَّذِينَ آمَنُوا وَهَاجَرُوا وَجَاهَدُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ بِأَمْوَالِهِمْ وَأَنفُسِهِمْ أَعْظَمُ دَرَجَةً عِندَ اللَّهِ ۚ وَأُولَٰئِكَ هُمُ الْفَائِزُونَ

Çeviriyazı: 

elleẕîne âmenû vehâcerû vecâhedû fî sebîli-llâhi biemvâlihim veenfüsihim a`żamü deraceten `inde-llâh. veülâike hümü-lfâizûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

İman edip de hicret edip, mallarıyla, canlarıyla Allah yolunda cihad edenler, Allah katında en büyük dereceye sahiptirler. İşte bunlar murada ermiş olan mutlu kullardır.

Diyanet İşleri: 

İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat eden kimselere Allah katında en büyük dereceler vardır. İşte kurtulanlar onlardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnananların, yurtlarından göçenlerin ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla savaşanların Allah katında dereceleri pek büyüktür ve onlardır muratlarına erenlerin, kurtulup nusrat bulanların ta kendileri.

Şaban Piriş: 

İman eden, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad eden kimselere Allah katında en büyük dereceler vardır. İşte kurtulanlar onlardır.

Edip Yüksel: 

İnananlar, göç edenler, paralarıyla canlarıyla ALLAH yolunda çaba gösterenler için ALLAH yanında daha büyük bir derece vardır. Onlar kazananlardır.

Ali Bulaç: 

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah Katında büyük dereceleri vardır. İşte 'kurtuluşa ve mutluluğa' erenler bunlardır.

Suat Yıldırım: 

İman edip hicret edenler, mallarıyla ve canlarıyla Allah yolunda cihad edenler var ya, işte onlar Allah indinde daha yüksek derecelere sahiptirler ve işte onlardır umduklarına nail olanlar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

O zâtlar ki, imân ettiler ve muhâcerette bulundular ve Allah Teâlâ´nın yolunda mallarıyla, nefisleriyle cihada atıldılar. İnd-i İlâhide dereceleri pek büyüktür. Ve işte necâta erenler de onlardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İman edip hicret eden, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edenler, derece bakımından Allah katında daha yücedir. Kurtuluşa erenler de işte bunlardır.

Bekir Sadak: 

And olsun ki Allah size bircok yerlerde, ve coklugunuzun sizi boburlendirdigi fakat bir faydasi da olmadigi, yeryuzunun genis olmasina ragmen size dar gelip de bozularak arkaniza dondugunuz Huneyn gununde yardim etmisti.

İbni Kesir: 

Onlar ki iman etmişler, hicret etmişler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad etmişlerdir. Derece bakımından Allah katında çok büyüktürler. Ve işte onlar, kurtuluşa erenlerin kendileridir.

Adem Uğur: 

İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.

İskender Ali Mihr: 

Âmenû olan ve hicret (göç) eden kimselerin, malları ve canları ile Allah yolunda cihad eden kimselerin, Allah´ın katında en büyük dereceleri vardır. Ve işte onlar, onlar kurtuluşa erenlerdir.

Celal Yıldırım: 

Onlar ki imân edip (yurtlarını bırakarak Allah yolunda) hicret ettiler ve Allah yolunda mallariyle, canlariyle savaştılar, derece bakımından Allah yanında çok daha büyüktürler ve işte kurtuluşa erenler bunlardır.

Tefhim ul Kuran: 

İman edenler, hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Allah katında büyük dereceleri vardır. İşte ´kurtuluşa ve mutluluğa´ erenler bunlardır.

Fransızca: 

Ceux qui ont cru, qui ont émigré et qui ont lutté par leurs biens et leurs personnes dans le sentier d'Allah, ont les plus hauts rangs auprès d'Allah... et ce sont eux les victorieux.

İspanyolca: 

Quienes crean, emigren y luchen por Alá con su hacienda y sus personas tendrán una categoría más elevada junto a Alá. Ésos serán los que triunfen.

İtalyanca: 

Coloro che credono, che sono emigrati e che lottano sul sentiero di Allah con i loro beni e le loro vite hanno i più alti gradi presso Allah. Essi sono i vincenti.

Almanca: 

Die- 1 jenigen, die den Iman verinnerlicht, Hidschra unternommen und Dschihad fisabilillah mit ihrem Vermögen und mit sich selbst geleistet haben, genießen eine höhere Stellung bei ALLAH. Und diese sind die wirklichen Erfolgreichen.

Çince: 

信道而且迁居,并借自己的财产和生命为主道而奋斗者,在真主看来,是品级更高的;这等人就是成功的。

Hollandaca: 

Zij die geloofd hebben en hun land verlieten, en hunne bezittingen en hun persoon aan de verdediging van Gods waren eeredienst wijdden, zullen door God op de hoogste trap van eer worden gesteld, en deze zijn het, die gelukkig zullen wezen.

Rusça: 

Те, которые уверовали, совершили переселение и сражались на пути Аллаха своим имуществом и своими душами, выше пред Аллахом. Они являются преуспевшими.

Somalice: 

kuwa rumeeyey (Xaqa) oo hijrooday oo ku jahaaday jidka Eebe xoolahooda iyo naftooda, yaa ku darajo wayn Eebe agtiisa, kuwaasina waa kuwa uun liibaanay.

Swahilice: 

Wale walio amini, na wakahama, na wakapigana Jihadi katika Njia ya Mwenyezi Mungu kwa mali yao na nafsi zao, hao wana cheo kikubwa zaidi mbele ya Mwenyezi Mungu. Na hao ndio wenye kufuzu.

Uygurca: 

ئىمان ئېيتقانلارنىڭ، ھىجرەت قىلغانلارنىڭ ۋە ماللىرى ھەم جانلىرى بىلەن اﷲ نىڭ يولىدا جىھاد قىلغانلارنىڭ دەرىجىسى اﷲ نىڭ دەرگاھىدا ئەڭ كاتتىدۇر؛ ئەنە شۇلار (ساۋاب تېپىش بىلەن) مەقسىتىگە ئېرىشكۈچىلەردۇر

Japonca: 

信仰する者,移住した者,またアッラーの道のために財産と生命を捧げて奮闘努力した者は,アッラーの御許においては最高の位階にあり,至上の幸福を成就する。

Arapça (Ürdün): 

«الذين آمنوا وهاجروا وجاهدوا في سبيل الله بأموالهم وأنفسهم أعظم درجة» رتبة «عند الله» من غيرهم «وأولئك هم الفائزون» الظافرون بالخير.

Hintçe: 

जिन लोगों ने ईमान क़ुबूल किया और (ख़ुदा के लिए) हिजरत एख्तियार की और अपने मालों से और अपनी जानों से ख़ुदा की राह में जिहाद किया वह लोग ख़ुदा के नज़दीक दर्जें में कही बढ़ कर हैं और यही लोग (आला दर्जे पर) फायज़ होने वाले हैं

Tayca: 

“บรรดาผู้ที่ศรัทธา และอพยพและต่อสู้ในทางของอัลลอฮ์ทั้งด้วยทรัพย์สมบัติของพวกเขาและชีวิตของพวกเขานั้นย่อมเป็นผู้มีระดับชั้นยิ่งใหญ่กว่า ณ ที่อัลลอฮ์ และชนเหล่านี้แหละพวกเขาคือผู้มีชัยชนะ”

İbranice: 

אלה אשר האמינו והיגרו והתאמצו בהקרבה למען אלוהים של רכושם ונפשותיהם, דרגתם גבוהה יותר מכולם אצל אלוהים, ואלה הם הזוכים

Hırvatça: 

Oni koji vjeruju, i koji se iseljavaju, i koji se na Allahovu putu bore, zalažući imetke svoje i živote svoje na većem su stepenu u Allaha; oni su baš uspjeli.

Rumence: 

Cei care vor fi crezut, cei care se vor fi pribegit, cei care vor fi luptat pentru calea lui Dumnezeu cu bunurile şi făpturile lor, vor fi puşi pe o treaptă foarte înaltă la Dumnezeu, căci ei sunt cei biruitori!

Transliteration: 

Allatheena amanoo wahajaroo wajahadoo fee sabeeli Allahi biamwalihim waanfusihim aAAthamu darajatan AAinda Allahi waolaika humu alfaizoona

Türkçe: 

İman edip hicret eden, Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihat edenler, derece bakımından Allah katında daha yücedir. Kurtuluşa erenler de işte bunlardır.

Sahih International: 

The ones who have believed, emigrated and striven in the cause of Allah with their wealth and their lives are greater in rank in the sight of Allah. And it is those who are the attainers [of success].

İngilizce: 

Those who believe, and suffer exile and strive with might and main, in Allah's cause, with their goods and their persons, have the highest rank in the sight of Allah: they are the people who will achieve (salvation).

Azerbaycanca: 

İman gətirib hicrət edənləri, Allah yolunda malları və canları ilə vuruşanları Allah yanında ən yüksək dərəcələr gözləyir. Onlar nicat tapanlardır (xeyrə qovuşanlardır).

Süleyman Ateş: 

İnanan, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyle, canlarıyle savaşanların, Allah katında dereceleri daha büyüktür. İşte kurtuluşa erenler onlardır.

Diyanet Vakfı: 

İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.

Erhan Aktaş: 

Îmân edip, hicret eden ve Allah yolunda mallarıyla canlarıyla cihat edenlerin, Allah katında dereceleri daha üstündür. İşte onlar kazançlı olanlardır.

Kral Fahd: 

İman edip de hicret edenler ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla cihad edenler, rütbe bakımından Allah katında daha üstündürler. Kurtuluşa erenler de işte onlardır.

Hasan Basri Çantay: 

İman edenlerin, hicret edenlerin, Allah yolunda mallariyle, canlariyle savaşanların Allah yanında derecesi çok büyükdür. Kurtuluşa (dünyâ ve âhiret seaadetine) erenler de işte onların ta kendileridir.

Muhammed Esed: 

(Ama) inanan, zulüm ve kötülük diyarını terk eden ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla her türlü çabayı gösteren kimseler(e gelince,) Allah katında en yüksek onur payesi onlarındır; ve onlardır, (sonunda) kazanacak olan!

Gültekin Onan: 

İnananlar, hicret edenler ve Tanrı yolunda mallarıyla ve canlarıyla cihad edenlerin Tanrı katında büyük dereceleri vardır. İşte ´kurtuluşa ve mutluluğa´ erenler bunlardır.

Ali Fikri Yavuz: 

İman edenler, hicret yapanlar, Allah yolunda mallarıyla ve canlarıyla savaşanlar, Allah katında daha büyük dereceye sahibdirler. İşte bunlar, dünya ve ahîret saadetine kavuşanlardır.

Portekizce: 

Os fiéis que migrarem e sacrificarem seus bens e suas pessoas pela causa de Deus, obterão maior dignidade ante Deus eserão os ganhadores.

İsveççe: 

De som har antagit tron och utvandrat från ondskans rike och som med sina ägodelar och sina liv [som insats] strävar och kämpar för Guds sak har den högsta rangen inför Gud; det är de som skall vinna den stora segern.

Farsça: 

آنان که ایمان آوردند و هجرت کردند و با اموال و جان هایشان در راه خدا به جهاد برخاستند، منزلتشان در پیشگاه خدا بزرگ تر و برتر است، و فقط اینانند که کامیابند.

Kürtçe: 

ئەوانەی کەبڕوایان ھێناوە و کۆچیان کردووە و تێکۆشاون لەڕێگای خوادا بەماڵیان و بەگیانیان پلەیان بەرزترە لای خوا وەھەر ئەوانە سەرکەوتوون (لە دونیا و دوا ڕۆژدا)

Özbekçe: 

Иймон келтириб, ҳижрат қилганлар ва Аллоҳнинг йўлида моллари ва жонлари билан жиҳод қилганларнинг даражалари Аллоҳнинг ҳузурида жуда улуғдир. Ана ўшалар ютуққа эришувчилардир.

Malayca: 

(Sesungguhnya) orang-orang yang beriman dan berhijrah serta berjihad pada jalan Allah dengan harta benda dan jiwa mereka adalah lebih besar dan tinggi darjatnya di sisi Allah (daripada orang-orang yang hanya memberi minum orang- orang Haji dan orang yang memakmurkan masjid sahaja); dan mereka itulah orang- orang yang berjaya.

Arnavutça: 

Ata që besojnë, e që shpërngulen dhe luftojnë në rrugën e Perëndisë – me pasurinë e tyre dhe jetën e tyre, janë më lartë për nga pozita – te Perëndia, dhe këta janë ata, që kanë fituar.

Bulgarca: 

Които вярват и се преселят, и се борят по пътя на Аллах чрез своите имоти и души, те са с по-висока степен при Аллах и те са спечелилите.

Sırpça: 

Они који верују, и који се исељавају, и који се боре на Аллаховом путу, залажући своја богатства и своје животе на већем су степену код Аллаха; они су заиста успели.

Çekçe: 

Ti, kdož uvěřili a vystěhovali se a bojovali na cestě Boží majetky i osobami svými, ti dosáhnou u Boha hodnosti nejvyšší a takoví budou úspěšní.

Urduca: 

اللہ کے ہاں تو انہی لوگوں کا درجہ بڑا ہے جو ایمان لائے اور جنہوں نے اس کی راہ میں گھر بار چھوڑے اور جان و مال سے جہاد کیا وہی کامیاب ہیں

Tacikçe: 

Онон, ки имон оварданд ва муҳоҷират карданд ва дар роҳи Худо ба молу ҷони хеш ҷиҳод карданд, дар назди Худо дараҷаҳое азимтар доранд ва комёфтагонанд.

Tatarca: 

Иман китереп дин өчен күчеп киткән вә Аллаһ юлында малы, җаны белән көрәшкән, сугышкан мөэминнәрнең Аллаһу хозурыңда дәрәҗәләре олугъдыр һәм алар өстенлек табып изге теләкләренә ирешкән кешеләрдер.

Endonezyaca: 

orang-orang yang beriman dan berhijrah serta berjihad di jalan Allah dengan harta, benda dan diri mereka, adalah lebih tinggi derajatnya di sisi Allah; dan itulah orang-orang yang mendapat kemenangan.

Amharca: 

እነዚያ ያመኑት፣ ከአገራቸውም የተሰደዱት፣ በገንዘቦቻቸውና በነፍሶቻቸውም በአላህ መንገድ ላይ የታገሉት አላህ ዘንድ በደረጃ በጣም የላቁ ናቸው፡፡ እነዚያም እነሱ ፍላጎታቸውን ያገኙ ናቸው፡፡

Tamilce: 

எவர்கள் நம்பிக்கை கொண்டு, ஹிஜ்ரத் சென்று, அல்லாஹ்வின் பாதையில் தங்கள் செல்வங்களாலும் தங்கள் உயிர்களாலும் போர் புரிந்தார்களோ அவர்கள் அல்லாஹ்விடம் பதவியால் மிக மகத்தானவர்கள் ஆவார்கள். இன்னும், இவர்கள்தான் (சொர்க்கத்தைக் கொண்டு) வெற்றி பெற்றவர்கள் ஆவார்கள்.

Korece: 

믿음을 갖고 이주하여 하나 님의 길에서 그들의 재산과 생명 으로 성전하는 자들은 하나님으 로부터 가장 큰 보상을 받으니 그들이 숭리한 자들이라

Vietnamca: 

Những người có đức tin, di cư và chiến đấu cho con đường chính nghĩa của Allah bằng tài sản và sinh mạng của họ sẽ có cấp bậc vĩ đại ở nơi Allah. Họ thực sự là những người thành đạt.