Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

9

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

1244

Sayfa No: 

188

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

اشْتَرَوْا بِآيَاتِ اللَّهِ ثَمَنًا قَلِيلًا فَصَدُّوا عَن سَبِيلِهِ ۚ إِنَّهُمْ سَاءَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ

Çeviriyazı: 

işterav biâyâti-llâhi ŝemenen ḳalîlen feṣaddû `an sebîlih. innehüm sâe mâ kânû ya`melûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah'ın âyetlerini az bir çıkara değiştirdiler de Allah yolundan engellediler. Gerçekten de bunlar ne fena şeyler yapageldiler.

Diyanet İşleri: 

Allah'ın ayetlerini az bir değere değişip, O'nun yolundan alıkoydular. Onların işledikleri gerçekten ne kötüdür!

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'ın ayetlerini satarlar da karşılık olarak pek az ve adi bir şey elde ederler ve halkı Allah yolundan menederler. Gerçekten de yaptıkları şey, ne de kötü şeydir.

Şaban Piriş: 

Allah’ın ayetlerini az bir paha karşılığında satıp, insanları O’nun yolundan alıkoydular. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür!

Edip Yüksel: 

ALLAH'ın ayetlerini az bir fiyata satıp onun yolundan saptılar. Yaptıkları ne kadar da kötüdür.

Ali Bulaç: 

Allah'ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O'nun yolunu engellediler. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür.

Suat Yıldırım: 

Onlar Allah'ın âyetlerini az bir dünya menfaati karşılığında sattılar da Allah’ın yolundan insanları alıkoydular. Gerçekten onlar ne fena iş yapıyorlar!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Onlar) Allah Teâlâ´nın âyetlerini az bir bedel mukabilinde sattılar. Sonra da onun yolundan çevirdiler. Şüphesiz ki onların yapar oldukları şey ne kadar fenadır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah'ın ayetlerini nasıl basit bir ücret karşılığı sattılar da Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten ne fena şeylerdir onların yapmakta oldukları.

Bekir Sadak: 

(14-15) Onlarla savasin ki Allah sizin elinizle onlari azablandirsin, rezil etsin ve sizi ustun getirsin de muminlerin gonullerini ferahlandirsin, kalblerindeki ofkeyi gidersin. Allah dilediginin tevbesini kabul eder. Allah Bilendir, Hakimdir.

İbni Kesir: 

Onlar, Allah´ın ayetlerini az bir değere değişip O´nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapageldikleri şey ne kötüdür.

Adem Uğur: 

Allah´ın âyetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsânî istekleri) satın aldılar da (insanları) O´nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!

İskender Ali Mihr: 

Allah´ın âyetlerini az bir bedele sattılar. Böylece O´nun (Allah´ın) yolundan (insanları) men ettiler (Sıratı Mustakîm´e insanların ulaşmasına mani oldular). Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Allah´ın âyetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar da Allah yolundan alıkoydular. Bunlar gerçekten ne kötü şeyler işlemektedirler!

Tefhim ul Kuran: 

Allah´ın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O´nun yolunu engellediler. Onların yapmakta oldukları gerçekten ne kötüdür.

Fransızca: 

Ils troquent à vil prix les versets d'Allah (le Coran) et obstruent Son chemin. Ce qu'ils font est très mauvais !

İspanyolca: 

Han malvendido los signos de Alá y han desviado a otros de Su camino. ¡Qué detestable es lo que han hecho!

İtalyanca: 

Svendono a vil prezzo i segni di Allah e frappongono ostacoli sul Suo sentiero. E' veramente nefando quello che fanno.

Almanca: 

Sie erkauften sich mit ALLAHs Ayat Minderwertiges, so haben sie damit von Seinem Weg abgehalten. Gewiß, es war schlimm, was sie zu tun pflegten.

Çince: 

他们以真主的迹象换取轻微的代价,因而背离真主的大道。他们的行为确是恶劣的。

Hollandaca: 

Zij verkoopen Gods teekenen voor een nietigen prijs en versperren zijn weg; voorzeker het is boos wat zij verrichten.

Rusça: 

Они продавали знамения Аллаха за ничтожную цену и сбивали других с Его пути. Как же отвратительны их деяния!

Somalice: 

waxay ku gataan aayaadka. Eebe qiimo yar waxayna ka leexiyeen jidka Eebe waxaana xun waxay falayeen.

Swahilice: 

Wamenunua thamani ndogo kwa Ishara za Mwenyezi Mungu, na wakazuilia watu na Njia yake. Hakika hao ni maovu waliyo kuwa wakiyatenda.

Uygurca: 

ئۇلار اﷲ نىڭ ئايەتلىرىنى (دۇنيانىڭ مال - مۈلۈكلىرىدىن) ئەرزىمەس نەرسىلەرگە تېگىشتى، (كىشىلەرنى) اﷲ نىڭ يولىدىن توستى. ھەقىقەتەن ئۇلارنىڭ قىلمىشلىرى نېمىدېگەن يامان!

Japonca: 

かれらは僅かな代償でアッラーの印を売り,(人びとを)かれの道から妨げた。本当にかれらの行ったことは,大悪である。

Arapça (Ürdün): 

«اشترَوا بآيات الله» القرآن «ثمنا قليلا» من الدنيا أي تركوا اتباعها للشهوات والهوى «فصدُّوا عن سبيله» دينه «إنهم ساء» بئس «ما كانوا يعملونـ» ـه عملهم هذا.

Hintçe: 

और उन लोगों ने ख़ुदा की आयतों के बदले थोड़ी सी क़ीमत (दुनियावी फायदे) हासिल करके (लोगों को) उसकी राह से रोक दिया बेशक ये लोग जो कुछ करते हैं ये बहुत ही बुरा है

Tayca: 

“พวกเขาได้เอาบรรดาโองการของอัลลอฮ์แลกเปลี่ยนกับราคาอันเล็กน้อย แล้วก็ขัดขวาง(ผู้คน) ให้ออกจากทางของอัลลอฮ์ แท้จริงพวกเขานั้น สิ่งที่พวกเขาทำอยู่ช่างชั่วช้าจริง ๆ “

İbranice: 

הם מכרו את אותות אלוהים במחיר זול מאוד, ומנעו (אנשים) מללכת בשבילו. אכן רע אשר היו עושים

Hırvatça: 

Oni Allahove ajete za ono što malo vrijedi zamjenjuju, pa od Puta Njegova odvraćaju, zaista je ružno kako postupaju.

Rumence: 

Ei negustoresc semnele lui Dumnezeu pe un preţ de nimic şi se îndepărtează de la calea Sa. Rău este ceea ce făptuiesc.

Transliteration: 

Ishtaraw biayati Allahi thamanan qaleelan fasaddoo AAan sabeelihi innahum saa ma kanoo yaAAmaloona

Türkçe: 

Allah'ın ayetlerini nasıl basit bir ücret karşılığı sattılar da Allah'ın yolundan alıkoydular. Gerçekten ne fena şeylerdir onların yapmakta oldukları.

Sahih International: 

They have exchanged the signs of Allah for a small price and averted [people] from His way. Indeed, it was evil that they were doing.

İngilizce: 

The Signs of Allah have they sold for a miserable price, and (many) have they hindered from His way: evil indeed are the deeds they have done.

Azerbaycanca: 

Onlar (müşriklər və ya onlara yardım edən yəhudilər) Allahın ayələrini ucuz qiymətə satdılar, sonra da (insanları) Onun yolundan döndərdilər (islamı qəbul etməyə mane oldular). Həqiqətən, onların gördükləri iş necə də pisdir!

Süleyman Ateş: 

Allah'ın ayetlerini az bir paraya sattılar da O'nun yoluna engel oldular. Onların yaptıkları, gerçekten ne kötüdür!

Diyanet Vakfı: 

Allah'ın ayetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsani istekleri) satın aldılar da (insanları) O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!

Erhan Aktaş: 

Allah’ın âyetlerini az bir bedel karşılığında satıp, O’nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yaptıkları çok kötüdür!

Kral Fahd: 

Allah'ın âyetlerine karşılık az bir değeri (dünya malını ve nefsânî istekleri) satın aldılar da (insanları) O'nun yolundan alıkoydular. Gerçekten onların yapmakta oldukları şeyler ne kötüdür!

Hasan Basri Çantay: 

Onlar Allahın âyetleri mukaabilinde az bir bahâyı satın aldılar da onun yolundan (halkı zorla) men´etdiler. Hakıykat, onların yapa geldikleri şeyler ne kötüdür!..

Muhammed Esed: 

Basit bir kazanç uğruna Allahın ayetlerini gözden çıkarıyor ve böylece Onun yolundan dönü dönüveriyorlar: bakın, ne çirkin bütün bu yapageldikleri,

Gültekin Onan: 

Tanrı´nın ayetlerine karşılık az bir değeri satın aldılar, böylece O´nun yolunu engellediler. Onların yaptıkları gerçekten ne kötüdür.

Ali Fikri Yavuz: 

Onlar, Allah’ın âyetlerini (Kur’an’ı) az bir bahaya (nefis arzusuna karşılık) sattılar da, insanları Allah yolundan çevirdiler. Gerçekten, onların yaptıkları şeyler ne kötüdür!...

Portekizce: 

Negociam a ínfimo preço os versículos de Deus e desencaminham (os humanos) da Sua senda. Que péssimo é o quefazem!

İsveççe: 

De har sålt Guds budskap för en ynklig slant och de hindrar [människor] att följa Guds väg. Vad de gör är ont.

Farsça: 

آیات خدا را در برابر بهایی اندک فروختند و مردم را از راه خدا بازداشتند؛ راستی چه بد است آنچه را همواره انجام می دادند.

Kürtçe: 

بەڵگە و ئایەتەکانی خوایان گۆڕییەوە بەنرخێکی زۆر کەم ئەمجا ڕێگریان لەڕێگەی خوا کرد بەڕاستی زۆر خراپ بوو ئەوەی ئەوان دەیانکرد

Özbekçe: 

Улар Аллоҳнинг оятларини озгина баҳога сотиб, Унинг йўлидан тўсдилар. Дарҳақиқат, уларнинг қилганлари қандай ҳам ёмон бўлди?! (Мушриклар ҳаммага баробар келган Аллоҳнинг оятларини қабул қилмай, ундан бу дунёнинг озгина баҳосини устун кўрдилар. Дин йўлига юрсалар, дунёнинг матоҳидан ажралиб қоламан ёки камроқ улуш оламан, деб ўйлашди. Шунингдек, бу дунёдаги молидан садақа беришдан чўчишди. Шуларни ўйлаб, одамларни Аллоҳнинг йўлидан тўсишди.)

Malayca: 

Mereka menukarkan ayat-ayat Allah dengan harga yang sedikit (dari faedah-faedah dunia), lalu mereka menghalangi (dirinya dan orang-orang lain) dari ugama Allah; sesungguhnya amatlah buruknya apa yang mereka telah kerjakan.

Arnavutça: 

Ata i kanë ndërruar argumentet e Perëndisë me ndonjë vlerë të vogël, dhe i pengojnë njerëzit nga rruga e Tij. Me të vërtetë, janë të shëmtuara ato që punojnë ata.

Bulgarca: 

Продават на нищожна цена знаменията на Аллах и възпират от Неговия път. Лошо е онова, което вършат!

Sırpça: 

Они Аллахове речи замењују за оно што мало вреди, па одвраћају од Његовог Пута, заиста је ружно како поступају.

Çekçe: 

A oni kupují za znamení Boží věci nepatrné ceny a odvracejí jiné od cesty Jeho. Jak hnusné je to, co provádějí!

Urduca: 

انہوں نے اللہ کی آیات کے بدلے تھوڑی سی قیمت قبول کر لی پھر اللہ کے راستے میں سدراہ بن کر کھڑے ہو گئے بہت برے کرتوت تھے جو یہ کرتے رہے

Tacikçe: 

Оёти Худоро ба баҳои андак фурӯхтанд ва мардумро аз роҳи Худо боздоштанд ва бадкорӣ карданд.

Tatarca: 

Алар Аллаһ аятьләрен аз акчага саталар, ягъни дөнья малы өчен Аллаһ хөкемнәрен үзгәртәләр яки яшерәләр, һәм кешеләрне Аллаһ юлыннан тыялар, тәхкыйк кылган эшләре нинди ямандыр.

Endonezyaca: 

Mereka menukarkan ayat-ayat Allah dengan harga yang sedikit, lalu mereka menghalangi (manusia) dari jalan Allah. Sesungguhnya amat buruklah apa yang mereka kerjakan itu.

Amharca: 

በአላህ አንቀጾች ጥቂትን ዋጋ ገዙ፡፡ ከመንገዱም አገዱ፡፡ እነርሱ ይሠሩት የነበሩት ሥራ ከፋ!

Tamilce: 

அவர்கள் அல்லாஹ்வின் வசனங்களுக்குப் பகரமாக சொற்ப விலையை வாங்கினார்கள். இன்னும், (மக்களை) அவனுடைய பாதையை விட்டுத் தடுத்தனர். நிச்சயமாக அவர்கள் செய்து கொண்டிருந்தது மிகக் கெட்டதாகும்.

Korece: 

그들은 하나님의 말씀으로 하 찮은 것을 얻어 하나님의 길에 들 어서는 사람들을 막았으니 그들이 행했던 모든 일들에 불행이 있으 리라

Vietnamca: 

Chúng đã bán các Lời Mặc Khải của Allah với cái giá ít ỏi hòng ngăn chặn con đường của Ngài. Thật xấu xa cho những gì chúng đã làm.