Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

8

Sûredeki Ayet No: 

66

Ayet No: 

1226

Sayfa No: 

185

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

الْآنَ خَفَّفَ اللَّهُ عَنكُمْ وَعَلِمَ أَنَّ فِيكُمْ ضَعْفًا ۚ فَإِن يَكُن مِّنكُم مِّائَةٌ صَابِرَةٌ يَغْلِبُوا مِائَتَيْنِ ۚ وَإِن يَكُن مِّنكُمْ أَلْفٌ يَغْلِبُوا أَلْفَيْنِ بِإِذْنِ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ مَعَ الصَّابِرِينَ

Çeviriyazı: 

el'âne ḫaffefe-llâhü `anküm ve`alime enne fîküm ḍa`fâ. feiy yeküm minküm mietün ṣâbiratüy yaglibû mieteyn. veiy yeküm minküm elfüy yaglibû elfeyni biiẕni-llâh. vellâhü me`a-ṣṣâbirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Şimdi Allah sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. O halde sizden sabredecek yüz kişi olursa ikiyüz düşmana galip gelirler, sizden bin kişi olursa Allah'ın izniyle ikibin düşmana galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Diyanet İşleri: 

Müminleri savaş için coştur. Sizin sabırlı yirmi kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener. Sizin yüz kişiniz, inkar edenlerden bin kişiyi yener; çünkü onlar anlayışsız bir güruhtur. Şimdi Allah yükünüzü hafifletti, zira içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Sizin sabırlı yüz kişiniz onlardan ikiyüz kişiyi yener; sizin bin kişiniz, Allah'ın izniyle, ikibin kişiyi yener. Allah sabredenlerle beraberdir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Fakat şimdi Allah size savaştaki hükmü hafifletti ve bildi ki sizde muhakkak bir zaaf var. Artık sizden yüz tane sabır ve sebat sahibi, ikiyüzü yener ve siz bin kişi olsanız Allah'ın izniyle iki binini altedersiniz ve Allah, sabır ve sebat edenlerle beraberdir.

Şaban Piriş: 

Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti ve sizdeki zayıflığı bildi. Sizden sabırlı yüz kişi iki yüz kişiye galip gelir. Sizden bin kişi olursa Allah’ın izni ile iki bin kişiye galip gelir. Allah sabredenlerle beraberdir.

Edip Yüksel: 

Ancak, ALLAH sizde zayıflık bulunduğunu bildiğinden şimdi sizden yükü hafifletti. Sizden dirençli yüz kişi olsa, iki yüz kişiyi yenebilir. Sizden bin kişi olsa, ALLAH'ın izniyle iki bin kişiyi yenebilir. ALLAH sabredip direnenlerle beraberdir.

Ali Bulaç: 

Şimdi, Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za'f olduğunu bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır; eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah'ın izniyle (onların) iki binini yener. Allah, sabredenlerle beraberdir.

Suat Yıldırım: 

Ama şimdi Allah yükünüzü hafifletti, çünkü sizde savaşma konusunda bir zayıflık olduğunu müşahede etti.O halde sizden sabırlı yüz kişi, Allah'ın izniyle onlardan iki yüz kâfire üstün gelir ve eğer sizden bin kişi olursa, onlardan iki bin kişiye galip gelir.Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Şimdi Allah Teâlâ sizden (yükü) hafifleştirdi ve bilmiştir ki, sizde muhakkak bir zaaf var. İmdi sizden sabredici yüz kişi bulunursa iki yüze galip olurlar. Ve eğer sizden bin kişi bulunursa iki bine galebe ederler, Allah Teâlâ´nın izniyle. Ve Allah Teâlâ sabredenler ile beraberdir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Şimdi, Allah yükünüzü hafifletti. Bilmiştir ki, sizde bir zaaf var. İçinizden sabırlı yüz kişi olsa, iki yüz kişiye galip gelir; sizden bin kişi olsa, Allah'ın izniyle iki bin kişiye galebe çalar. Allah, sabredenlerle beraberdir!

Bekir Sadak: 

Esirler sana hiyanet etmek isterlerse, bilsinler ki esasen daha once de Allah´a hiyanet etmislerdi, Allah bundan oturu onlari yenmen icin sana imkan verdi. Allah Bilen´dir, Hakim´dir.

İbni Kesir: 

Şimdi Allah yükünüzü hafifletti ve bildi ki

Adem Uğur: 

Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti

İskender Ali Mihr: 

Şimdi Allah, içinizde zayıflık olduğunu bildi ve sizden hafifletti. Bundan sonra eğer sabreden 100 kişi olursa, 200 kişiye gâlip gelir ve şâyet sizden 1000 kişi olursa, Allah´ın izniyle 2000 kişiye gâlip gelir. Ve Allah, sabredenlerle beraberdir.

Celal Yıldırım: 

Ama şimdi Allah, sizden yükü hafifletti ve sizde bir zaaf olduğunu bildi. Sizden sabreden yüz kişi olursa, —Allah´ın izniyle— ikiyüz kişiyi yenip alteder. Sizden bin kişi olursa, —Allah´ın izniyle— ikibin kişiyi yenip alteder. Allah sabredenlerle beraberdir.

Tefhim ul Kuran: 

Şimdi, Allah sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za´f olduğunu da bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır

Fransızca: 

Maintenant, Allah a allégé votre tâche, sachant qu'il y a de la faiblesse en vous. S'il y a cent endurants parmi vous, ils vaincront deux cents; et s'il y en a mille, ils vaincront deux mille, par la grâce d'Allah. Et Allah est avec les endurants.

İspanyolca: 

Ahora, Alá os ha aliviado. Sabe que sois débiles. Si hay entre vosotros cien hombres tenaces, vencerán a docientos. Y si mil, vencerán a dos mil, con permiso de Alá. Alá está con los tenaces.

İtalyanca: 

Ora Allah vi ha alleggerito [l'ordine], Egli conosce l'inadeguatezza che è in voi. Cento di voi, perseveranti, ne domineranno duecento; e se sono mille, con il permesso di Allah, avranno il sopravvento su duemila. Allah è con coloro che perseverano.

Almanca: 

Jetzt hat ALLAH euch Erleichterung gewährt. Und ER wußte, daß in euch Schwäche steckt. Wenn es unter euch einhundert gibt, die sich in Geduld üben, besiegen sie zweihundert. Und wenn es unter euch eintausend gibt, besiegen sie zweitausend - mit ALLAHs Zustimmung. Und ALLAH ist mit den sich in Geduld Übenden.

Çince: 

现在,真主已减轻你们的负担,他知道你们中有点虚弱,如果你们中如有一百个坚忍的人,就能战胜二百个敌人;如你们中有一千个人,就能本真主的意旨而战胜两千个敌人。真主是与坚忍者同在的。

Hollandaca: 

God heeft uwe taak gemakkelijk gemaakt; want hij weet dat gij zwak waart. Indien er een honderd van u zijn die volharden, zullen zij twee honderd overwinnen, en indien er duizend van u zijn zullen zij tweeduizend overwinnen, door Gods verlof; want God is met hen die volharden.

Rusça: 

Теперь Аллах облегчил ваше бремя, ибо Ему известно, что вы слабы. Если среди вас будет сто терпеливых, то они одолеют две сотни; если же их среди вас будет тысяча, то с позволения Аллаха они одолеют две тысячи. Воистину, Аллах - с терпеливыми.

Somalice: 

Hadda wuu idinka Fududeeyey Eebe wuxuuna ogyahay inaad tabar Yartihiin hadday idinka Mid yihiin Boqol Samra (Adkaysta) waxay ka Adkaan Labo Boqol, Hadday idinka Mid yihiin Kunna waxay ka Adkaan Labo Kun Idanka Eebe, ILaahayna wuxuu la Jiraa kuwa samra.

Swahilice: 

Sasa Mwenyezi Mungu amekupunguzieni, na anajua kuwa upo udhaifu kwenu. Kwa hivyo wakiwa wapo watu mia moja kati yenu wenye kusubiri watawashinda mia mbili. Na wakiwapo elfu moja watawashinda elfu mbili, kwa idhini ya Mwenyezi Mungu. Na Mwenyezi Mungu yu pamoja na wenye kusubiri.

Uygurca: 

اﷲ ئەمدى سىلەرنىڭ (يۈكۈڭلارنى) يىنىكلەتتى، سىلەرنىڭ ئاجىزلىقىڭلارنى بىلدى، ئەگەر سىلەردە چىداملىق 100 ئادەم بولىدىغان بولسا، 200 (دۈشمەن) نى يېڭەلەيدۇ، ئەگەر سىلەردە (چىداملىق) 1000 ئادەم بولىدىغان بولسا، اﷲ نىڭ ئىزنى بىلەن 2000 (دۈشمەن) نى يېڭەلەيدۇ. اﷲ چىداملىقلار بىلەن بىللىدۇر

Japonca: 

今アッラーはあなた(の負担)を軽減された。それはかれが,あなたがたに弱点のあることを知っていたからである。それであなたがたに,もし百人の信仰の堅い者がいれば2百人を征服するであろう。もし千人ならば,アッラーの御許しの下に,2千人を征服するであろう。本当にアッラーは耐え忍ぶものと共においでになられる。

Arapça (Ürdün): 

«الآن خفف الله عنكم وعلم أن فيكم ضُعفا» بضم الضاد وفتحها عن قتال عشرة أمثالكم «فإن يكن» بالياء والتاء «منكم مائة صابرة يغلبوا مائتين» منهم «وإن يكن منكم ألف يغلبوا ألفين بإذن الله» بإرادته وهو خبر بمعنى الأمر أي لتقاتلوا مثليكم وتثبتوا لهم «والله مع الصابرين» بعونه.

Hintçe: 

अब ख़ुदा ने तुम से (अपने हुक्म की सख्ती में) तख्फ़ीफ (कमी) कर दी और देख लिया कि तुम में यक़ीनन कमज़ोरी है तो अगर तुम लोगों में से साबित क़दम रहने वाले सौ होगें तो दो सौ (काफ़िरों) पर ग़ालिब रहेंगें और अगर तुम लोगों में से (ऐसे) एक हज़ार होगें तो ख़ुदा के हुक्म से दो हज़ार (काफ़िरों) पर ग़ालिब रहेंगे और (जंग की तकलीफों को) झेल जाने वालों का ख़ुदा साथी है

Tayca: 

“บัดนี้อัลลอฮฺได้ทรงผ่อนผันแก่พวกเจ้าแล้ว และทรงรู้ว่า แท้จริงในหมู่พวกเจ้านั้นมีความอ่อนแอ ดังนั้นหากในหมู่พวกเจ้ามีร้อยคนที่อดทนก็จะชนะสองร้อยคน และหากในหมู่พวกเจ้ามีพันคนก็จะชนะสองพันคน ด้วยอนุมัติของอัลลอฮฺ และอัลลอฮฺนั้นทรงอยู่ร่วมกับผู้อดทนทั้งหลาย”

İbranice: 

אך, עכשיו הקל אלוהים עליכם, ביודעו כי יש בכם רופפות, ולכן אם מאה בכם יחזיקו מעמד בסבלנות יתגברו על מאתיים, ואם יהיו בכם אלף כאלה, יתגברו ברצון אלוהים, על אלפיים, כי אלוהים עם בעלי הסבלנות

Hırvatça: 

Sada vam Allah daje olakšicu i zna da među vama slabosti ima. Ako vas bude stotinu izdržljivih - pobijedit ćete dvije stotine, a ako vas bude hiljadu - pobijedit ćete, Allahovom dozvolom, dvije hiljade. A Allah je uz strpljive.

Rumence: 

Dumnezeu v-a uşurat acum povara, căci El ştie slăbiciunea din voi. Dacă printre voi este o sută de oameni răbdători, ei vor birui două sute. Dacă este o mie, vor birui două mii, cu îngăduinţa lui Dumnezeu. Dumnezeu este cu cei răbdători.

Transliteration: 

Alana khaffafa Allahu AAankum waAAalima anna feekum daAAfan fain yakun minkum miatun sabiratun yaghliboo miatayni wain yakun minkum alfun yaghliboo alfayni biithni Allahi waAllahu maAAa alssabireena

Türkçe: 

Şimdi, Allah yükünüzü hafifletti. Bilmiştir ki, sizde bir zaaf var. İçinizden sabırlı yüz kişi olsa, iki yüz kişiye galip gelir; sizden bin kişi olsa, Allah'ın izniyle iki bin kişiye galebe çalar. Allah, sabredenlerle beraberdir!

Sahih International: 

Now, Allah has lightened [the hardship] for you, and He knows that among you is weakness. So if there are from you one hundred [who are] steadfast, they will overcome two hundred. And if there are among you a thousand, they will overcome two thousand by permission of Allah. And Allah is with the steadfast.

İngilizce: 

For the present, Allah hath lightened your (task), for He knoweth that there is a weak spot in you: But (even so), if there are a hundred of you, patient and persevering, they will vanquish two hundred, and if a thousand, they will vanquish two thousand, with the leave of Allah: for Allah is with those who patiently persevere.

Azerbaycanca: 

(Ey mö’minlər!) İndi Allah (yükünüzü) yüngülləşdirdi. Çünki O sizdə bir zəiflik olduğunu bilirdi. Artıq aranızda yüz səbirli kişi olsa, iki yüz nəfərə (kafirə), min kişi olsa, iki min nəfərə Allahın iznilə qələbə çalar. Allah səbr edənlərlədir!

Süleyman Ateş: 

Şimdi Allah sizden hafifletti, sizde zayıflık bulunduğunu bildi. Bundan böyle sizden sabreden yüz kişi olsa, iki yüz(kafir)i yenerler. Ve eğer sizden bin kişi olsa Allah'ın izniyle iki bin(kafir)i yenerler. Allah, sabredenlerle beraberdir.

Diyanet Vakfı: 

Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa, Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Erhan Aktaş: 

Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti. Çünkü sizde bir zayıflık olduğunu bilmektedir. Yine de, eğer sizden sabırlı yüz kişi bulunursa iki yüz kişiye galip gelir. Eğer sizden bin kişi olursa Allah’ın izni ile(1) iki bin kişiye galip gelir. Allah, sabredenlerle beraberdir.

Kral Fahd: 

Şimdi Allah, yükünüzü hafifletti; sizde zayıflık olduğunu bildi. O halde sizden sabırlı yüz kişi bulunursa, (onlardan) ikiyüz kişiye galip gelir. Ve eğer sizden bin kişi olursa. Allah'ın izniyle (onlardan) ikibin kişiye galip gelirler. Allah sabredenlerle beraberdir.

Hasan Basri Çantay: 

Şimdi Allah sizden (yükü) hafîfletdi. Bildi ki size muhakkak bir za´f vardır. O halde eğer içinizden (azimli) sabırlı yüz (kişi) olursa iki yüzü yenerler, eğer, sizden bin (kişi) olursa iki bine galebe çalarlar, Allahın izniyle. Allah sabr-u sebat edenlerle beraberdir.

Muhammed Esed: 

(Ama yine de) Allah, şimdilik yükünüzü hafifletmiş bulunuyor, çünkü zayıf olduğunuzu biliyor: Şöyle ki: Sizden eğer zor durumlarda sabretmesini bilen yüz kişi çıkarsa, bunlar iki yüz kişiyi tepeleye(bile)cektir; ve sizden böyle bin kişi çıkarsa, Allahın izniyle iki bin kişiyi tepeleye(bile)cektir, çünkü Allah zor durumlara göğüs germesini bilenlerle beraberdir.

Gültekin Onan: 

Şimdi, Tanrı sizden (yükünüzü) hafifletti ve sizde bir za´f olduğunu bildi. Sizden yüz sabırlı (kişi) bulunursa, (onların) iki yüzünü bozguna uğratır

Ali Fikri Yavuz: 

Şimdi Allah, sizden yükü hafifletti. (Bir kişiye karşı on düşmanla savaşı, bire karşı iki düşmana indirdi). Bildi ki, sizde bir zayıflık var. Şimdi sizden sabredecek yüz kişi olursa, iki yüzü yenerler. Eğer sizden bin (kişi) olursa, Allah’ın izniyle iki bine galebe çalarlar. Allah, sabredenlerle beraberdir.

Portekizce: 

Deus tem-vos aliviado o peso do fardo, porque sabe que há um ponto débil em vós; e se entre vós houvesse cemperseverantes, venceriam duzentos; e se houvesse mil, venceriam dois mil, com o beneplácito de Deus, porque Ele está comos perseverantes.

İsveççe: 

Gud som känner er svaghet har lättat på er börda. Om det således finns hundra bland er som håller stånd kan de besegra tvåhundra; och om det finns tusen bland er kan de med Guds hjälp besegra tvåtusen. Gud är med dem som håller stånd.

Farsça: 

اکنون خدا به شما تخفیف داد و معلوم داشت که در شما ضعفی هست؛ بنابراین اگر از شما صد نفر صابر باشند بر دویست نفر چیره می شوند، و اگر هزار نفر [صابر] باشند، به فرمان خدا بر دو هزار نفر چیره می شوند؛ و خدا با صابران است.

Kürtçe: 

ئێستا خوا فەرمانەکەی سووک کرد لەسەرتان وەزانی کە لاوازیتان تێدایە جا ئەگەر لەئێوەدا ببێت سەد کەسی خۆڕاگر زاڵ دەبن بەسەر دووسەد کەس (لە بێ باوەڕان) دا وەئەگەر ھەزار کەس لەئێوە ھەبن زاڵ دەبن بەسەر دوو ھەزار کەسدا بەفەرمانی خوا وەخوا لەگەڵ خۆگراندایە

Özbekçe: 

Энди Аллоҳ сизлардан енгиллаштирди, сизларда ожизлик борлигини билди. Бас, агар сиздан юзта сабрли бўлса, икки юзтани енгадир. Агар сиздан мингта бўлса, Аллоҳнинг изни ила икки мингтани енгадир. Аллоҳ сабрлилар биландир. (Мусулмонлар доимо қувватли бўлиб туравермас эканлар, уларда заифлик ҳоллари ҳам учраб тураркан. Буни Аллоҳ таоло ҳаммадан кўра яхшироқ билади. Шунинг учун аввалги оятда келган ҳукмни енгиллаштириб, заиф ҳолатида бир мусулмон жангчи иккита душманга ғолиб келишини таъкидламоқда. Шу билан бирга, номи мусулмон бўлса бўлди, деган тушунча уйғонмаслиги учун «Аллоҳнинг изни ила» шарти ҳам қўшиб қўйилди.)

Malayca: 

Sekarang Allah telah meringankan daripada kamu (apa yang telah diwajibkan dahulu) kerana Ia mengetahui bahawa pada kamu ada kelemahan; oleh itu jika ada di antara kamu seratus orang yang sabar, nescaya mereka akan dapat menewaskan dua ratus orang; dan jika ada di antara kamu seribu orang, nescaya mereka dapat menewaskan dua ribu orang dengan izin Allah. Dan (ingatlah) Allah beserta orang-orang yang sabar.

Arnavutça: 

Tani, Perëndia u ka lehtësuar juve; Ai di se jeni të lodhur: nëse prej jush njëqind janë të durueshëm do t’i mundin dyqind; e nëse ju jeni njëmijë – me vullnetin e Perëndisë do t’i mundni dymijë. Se, Perëndia, është me të durueshmit.

Bulgarca: 

Сега Аллах ви облекчи. Той знае, че у вас има слабост. И ако сред вас има сто търпеливи, те ще надвият двеста; а ако сред вас има хиляда, те ще надвият две хиляди с позволението на Аллах. Аллах е с търпеливите.

Sırpça: 

Сада вам Аллах даје олакшицу и зна да међу вама има слабости. Ако вас буде стотину издржљивих - победићете две стотине, а ако вас буде хиљаду - победићете, Аллаховом дозволом, две хиљаде. А Аллах је уз стрпљиве.

Çekçe: 

Nyní vám Bůh ulehčil, neboť dobře ví, že mezi vámi je slabost. Bude-li mezi vámi sto vytrvalých, porazí dvě stě, a bude-li jich mezi vámi tisíc, porazí dva tisíce z dovolení Božího, vždyť Bůh je na straně vytrvalých.

Urduca: 

اچھا، اب اللہ نے تمہارا بوجھ ہلکا کیا اور اسے معلوم ہوا کہ ابھی تم میں کمزوری ہے، پس اگر تم میں سے سو آدمی صابر ہوں تو وہ دو سو پر اور ہزار آدمی ایسے ہوں تو دو ہزار پر اللہ کے حکم سے غالب آئیں گے، اور اللہ ان لوگوں کے ساتھ ہے جو صبر کرنے والے ہیں

Tacikçe: 

Акнун Худо коратонро сабук кард ва аз нотавониятон огоҳ шуд. Агар аз шумо сад тан бошанд ва дар ҷанг сабр кунанд. бар дусад тан пирӯз мешаванд. Ва агар аз шумо ҳазор тан бошанд, ба ёрии Худо бар ду ҳазор тан пирӯз мешаванд. Ва Худо бо онҳост, ки сабр мекунанд!

Tatarca: 

Хәзер инде Аллаһ сезгә җиңеллек кылды, чөнки сезнең арагызда зәгыйфьләр барлыгын Аллаһ белде, сездән чыдамлы бер йөз кеше булса, ике йөз кәферне җиңәрләр, әгәр сездән мең чыдамлы кеше булса, ике мең кәферне җиңәрләр Аллаһуның ярдәме белән, Аллаһ чыдамлы мөэминнәр белән бергәдер.

Endonezyaca: 

Sekarang Allah telah meringankan kepadamu dan dia telah mengetahui bahwa padamu ada kelemahan. Maka jika ada diantaramu seratus orang yang sabar, niscaya mereka akan dapat mengalahkan dua ratus orang kafir; dan jika diantaramu ada seribu orang (yang sabar), niscaya mereka akan dapat mengalahkan dua ribu orang, dengan seizin Allah. Dan Allah beserta orang-orang yang sabar.

Amharca: 

አሁን አላህ ከእናንተ ላይ አቀለለላችሁ፡፡ በእናንተ ውስጥም ድክመት መኖሩን ዐወቀ፡፡ ስለዚህ ከእናንተ መቶ ታጋሾች ቢኖሩ ሁለት መቶን ያሸንፋሉ፡፡ ከእናንተም ሺህ ቢኖሩ በአላህ ፈቃድ ሁለት ሺህን ያሸንፋሉ፡፡ አላህም ከታጋሾቹ ጋር ነው፡፡

Tamilce: 

இப்போது அல்லாஹ் உங்களுக்கு (சட்டத்தை) இலகுவாக்கினான். இன்னும், நிச்சயமாக உங்களில் பலவீனம் உள்ளது என்பதை அவன் அறிந்திருக்கிறான். ஆக, உங்களில் நூறு பொறுமையாளர்கள் இருந்தால் (எதிரிகளில்) இருநூறு நபர்களை அவர்கள் வெல்வார்கள். இன்னும், (இத்தகைய) ஆயிரம் நபர்கள் உங்களில் இருந்தால், அல்லாஹ்வின் அனுமதியினால் (எதிரிகளில்) இரண்டாயிரம் நபர்களை அவர்கள் வெல்வார்கள். அல்லாஹ் பொறுமையாளர்களுடன் இருக்கிறான்.

Korece: 

하나님이 너희의 짐을 덜어 주사 너희 가운데 언약함이 있음 을 아시고 은혜를 베푸시니 너희 가운데 백명이 인내하는자 있다면 이백명을 물리칠 것이요 천명이라 면 하나님의 뜻에 따라 이천명을 물리치게 하시니 하나님은 인내하 는자와 함께 하심이라

Vietnamca: 

Giờ đây, Allah đã giảm (khó khăn) cho các ngươi bởi Ngài biết trong các ngươi có sự yếu ớt. Vì vậy, nếu trong các ngươi có một trăm người kiên định (trong chiến đấu) thì chắc chắn sẽ đánh bại hai trăm người, và nếu trong các ngươi có một ngàn người (kiên định trong chiến đấu) thì chắc chắn sẽ đánh bại hai ngàn người dưới sự cho phép của Allah. Quả thật, Allah luôn ở cùng những người kiên định.