Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

12

Sûredeki Ayet No: 

79

Ayet No: 

1675

Sayfa No: 

245

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ مَعَاذَ اللَّهِ أَن نَّأْخُذَ إِلَّا مَن وَجَدْنَا مَتَاعَنَا عِندَهُ إِنَّا إِذًا لَّظَالِمُونَ

Çeviriyazı: 

ḳâle me`âẕe-llâhi en ne'ḫuẕe illâ mev vecednâ metâ`anâ `indehû innâ iẕel leżâlimûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O dedi ki: "Eşyamızı yanında bulduğumuzdan başkasını tutuklamaktan Allah korusun. Çünkü öyle yaparsak zalimlerden oluruz."

Diyanet İşleri: 

Maazallah! Biz, malımızı kimde bulmuşsak ancak onu alıkoruz, yoksa haksızlık etmiş oluruz dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah'a sığınırım dedi, bir başkasını tutup köle yapmaktan; ancak malımızı kimde bulduysak onu köle yaparız biz; yoksa şüphesiz zulmedenlerden oluruz.

Şaban Piriş: 

Allah korusun! Biz, malımızı kimde bulmuşsak ancak onu alıkoruz, yoksa zalimlerden oluruz, dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi ki: "Yanında eşyamızı bulduğumuz kimseden başkasını alıkoymaktan ALLAH'a sığınırız, o zaman biz zalimlerden oluruz."

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Eşyamızı kendisinde bulduğumuzun dışında, birisini alıkoymamızdan Allah'a sığınırız. Yoksa bu durumda kuşkusuz biz zalim oluruz."

Suat Yıldırım: 

Yusuf: “Biz malımızı kimin yanında bulmuşsak ancak onu alıkoyarız. Başkasını tutmaktan Allah'a sığınırım. Çünkü biz öyle yaparsak zalimler arasına girmiş oluruz!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Biz malımızı yanında bulduğumuzdan başkasını almaktan Allah´a sığınırız. Şüphe yok ki, biz o halde elbette zalimleriz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ne, dedi Yûsuf, Allah korusun. Eşyamızı yükünde bulduğumuz adamdan başkasını tutamayız. Öyle birşey yaparsak zalimlerden oluruz.

Bekir Sadak: 

Onlara sirt cevirdi, «Vah, Yusuf´a yazik oldu!» dedi ve uzuntuden gozlerine ak dustu. Artik acisini icinde sakliyordu.

İbni Kesir: 

Dedi ki: Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını yakalamaktan Allah´a sığınırız. Çünkü biz, o zaman zalimlerden oluruz.

Adem Uğur: 

Dedi ki: Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını yakalamaktan Allah´a sığınırız, o takdirde biz gerçekten zalimler oluruz!

İskender Ali Mihr: 

Eşyamızı yanında bulduğumuz kişiden başkasını almaktan (tutmaktan) Allah´a sığınırım. Eğer biz (bunu) yaparsak, o zaman elbette zalimlerden oluruz.

Celal Yıldırım: 

Yûsuf, «Allah´a sığınırım, malımızı kimde bulduysak ancak onu alıkoruz

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Eşyamızı kendisinde bulduğumuzun dışında, birisini alıkoymamızdan Allah´a sığınırız. Yoksa bu durumda kuşkusuz biz zalim oluruz.»

Fransızca: 

- Il dit : "Qu'Allah nous garde de prendre un autre que celui chez qui nous avons trouvé notre bien ! Nous serions alors vraiment injustes.

İspanyolca: 

Dijo: «¡Alá nos libre de retener a otro distinto de aquél en cuyo poder hemos encontrado nuestra propiedad! Seríamos, si no, injustos».

İtalyanca: 

Disse: «Ci guardi Allah dal prendere altri che colui presso il quale abbiamo ritrovato i nostri beni, ché in tal caso saremmo ingiusti!».

Almanca: 

Er sagte: "ALLAH bewahre, daß wir jemanden festnehmen außer denjenigen, bei dem wir unser Gut fanden, sonst wären wir doch Unrecht- Begehende."

Çince: 

他说:愿真主保佑我们,我们只把发现其粮袋里有酒杯者当做奴仆;否则,我们必定是不义的人。

Hollandaca: 

Jozef antwoordde: God verhoede, dat wij iemand anders zouden nemen dan hem, bij wien wij onze goederen vonden; want dan zouden wij zekerlijk onrechtvaardig zijn.

Rusça: 

Он сказал: "Упаси нас Аллах задержать кого-нибудь вместо того, у которого мы нашли нашу вещь. Поступив так, мы стали бы одними из беззаконников".

Somalice: 

wuxuuna yidhi magan Eebe inaan waadanno midkaan ka hellay alaabtannadii agtiisa mooyee, markaas daaliminiinbaan noqonaynaa.

Swahilice: 

Akasema: Mwenyezi Mungu apishe mbali kumshika yeyote yule isipo kuwa tuliye mkuta naye kitu chetu. Hivyo basi tutakuwa wenye kudhulumu.

Uygurca: 

يۇسۇف: «خۇدا ساقلىسۇن، نەرسىمىزنى كىمنىڭ يۈكىدىن تاپقان بولساق، شۇنى ئېلىپ قالىمىز، بولمىسا بىز چوقۇم زالىملاردىن بولۇپ قالىمىز» دېدى

Japonca: 

かれは言った。「アッラーは,わたしたちの物を,その許で見付けた者以外は,(誰も)捕えることを禁じられる。(もしそうしないと)本当にわたしたちは,不義を行うことになるであろう。」

Arapça (Ürdün): 

«قال معاذ الله» نصب على المصدر حذف فعله وأضيف إلى المفعول أي نعوذ بالله من «أن نأخذ إلا من وجدنا متاعنا عنده» لم يقل من سرق تحرّزا من الكذب «إنا إذا» إن أخذنا غيره «لظالمون».

Hintçe: 

क्योंकि हम आपको बहुत नेको कार बुर्जुग़ समझते हैं यूसुफ ने कहा माज़ अल्लाह (ये क्यों कर हो सकता है कि) हमने जिसकी पास अपनी चीज़ पाई है उसे छोड़कर दूसरे को पकड़ लें (अगर हम ऐसा करें) तो हम ज़रुर बड़े बेइन्साफ ठहरे

Tayca: 

เขากล่าวว่า “เราขอความคุ้มครองด้วยอัลลอฮ์ ที่เราจะเอาคนอื่น นอกจากผู้ที่เราพบทรัพย์สินของเราอยู่ที่เขา ดังนั้น แท้จริงเราก็เป็นผู้อธรรมอย่างแน่นอน”

İbranice: 

אמר: 'ישמרנו אלוהים! לא ניקח אלא את זה אשר אצלו מצאנו את חפצנו, אחרת אנו נהיה מקפחים

Hırvatça: 

"Sačuvaj Allahu", reče, "da uzmemo nekog drugog do onoga u koga smo našli ono što je naše! Tada bismo zaista zulumćari bili!"

Rumence: 

El spuse: “Să mă ferească Dumnezeu să iau pe un altul în locul celui la care am aflat bunul nostru, căci, atunci, am fi nedrepţi!”

Transliteration: 

Qala maAAatha Allahi an nakhutha illa man wajadna mataAAana AAindahu inna ithan lathalimoona

Türkçe: 

"Ne, dedi Yûsuf, Allah korusun. Eşyamızı yükünde bulduğumuz adamdan başkasını tutamayız. Öyle birşey yaparsak zalimlerden oluruz."

Sahih International: 

He said, "[I seek] the refuge of Allah [to prevent] that we take except him with whom we found our possession. Indeed, we would then be unjust."

İngilizce: 

He said: "Allah forbid that we take other than him with whom we found our property: indeed (if we did so), we should be acting wrongfully.

Azerbaycanca: 

(Yusif) belə cavab verdi: “Allah eləməsin! Malımızı kimdə tapmışıqsa, yalnız onu tutub saxlayacağıq. Yoxsa, sözsüz ki, haqsızlıq etmiş olarıq!”

Süleyman Ateş: 

Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını almaktan Allah'a sığınırız, yoksa biz zulmedenler oluruz! dedi.

Diyanet Vakfı: 

Dedi ki: Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını yakalamaktan Allah'a sığınırız, o takdirde biz gerçekten zalimler oluruz!

Erhan Aktaş: 

“Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını alıkoymaktan Allah’a sığınırız. Yoksa haksızlık etmiş oluruz.” dedi.

Kral Fahd: 

Dedi ki: Eşyamızı yanında bulduğumuz kimseden başkasını yakalamaktan Allah'a sığınırız, o takdirde biz gerçekten zalimler oluruz!

Hasan Basri Çantay: 

«Eşyamızı nezdinizde bulduğumuz kimseden başkasını yakalamamızdan Allaha sığınırız. Çünkü o takdirde biz elbette zaalimler (deniz demekdir)» dedi.

Muhammed Esed: 

"Yitiğimizi yanında bulduğumuz kişiden başkasını alıkoymaktan Allah´a sığınırız; çünkü o zaman, şüphesiz, zalimlerden olurduk!" diye cevap verdi.

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yûsuf: “- Eşyamızı, yanında bulduğumuz kimseden başkasını yakalayıp almamızdan Allah’a sığınırız

Portekizce: 

Respondeu-lhes: Deus me perdoe! Não reteremos senão aquele em cujo poder encontrarmos a nossa ânfora, porque docontrários seríamos iníquos.

İsveççe: 

Han svarade: "Det skulle strida mot Guds lag om vi anhöll en annan än den hos vilken vi återfann vår egendom; i så fall gjorde vi oss skyldiga till en svår orätt."

Farsça: 

گفت: پناه بر خدا از اینکه بازداشت کنیم مگر کسی را که متاع خود را نزد وی یافته ایم، که در این صورت ستمکار خواهیم بود.

Kürtçe: 

(یوسف) ووتی پەنا بەخوا لەوەی کە ھیچ کەسێ بگرین بێجگە لەوەی کە ئاو خۆر (پێوانە) کەمان لا دۆزیوەتەوە (کەدزرا بوو) بەڕاستی ئەگەر وا بکەین ئێمە لەستەم کاران دەبین

Özbekçe: 

У: «Нарсамизни ҳузуридан топган одамдан бошқани олиб қолишимиздан Аллоҳ сақласин. Акс ҳолда, албатта, золимлардан бўлиб қоламиз», деди. (Бошқа ўринларда бўлгани каби, бу сафар ҳам Юсуф (а. с.) нозик ибораларни ишлатиб, ҳеч кимнинг ҳаққига ножўя гап айтмадилар. «Ўғринингг» ё «айбдорнинг ўрнига» демасдан, «нарсамизни ҳузуридан топган одамдан бошқани олиб қолишимиздан Аллоҳ сақласин», дея марҳамат қилдилар.)

Malayca: 

Yusuf berkata: "Kami berlindung kepada Allah daripada mengambil sesiapapun kecuali orang yang kami dapati barang kami dalam simpanannya. Sesungguhnya jika kami mengambil orang lain, nescaya menjadilah kami orang-orang yang zalim".

Arnavutça: 

(Ministri) tha: “Perëndia na ruajtë, - ta marrim na atë tjetrin në vend të atij te i cili e kemi gjetur sendin tonë! Atëherë, na, me të vërtetë, do të ishim të padrejtë!”

Bulgarca: 

Каза: “Опазил ни Аллах да вземем друг освен онзи, у когото си намерихме вещта. Тогава ще сме угнетители.”

Sırpça: 

„Сачувај Аллаху“, рече, „да узмемо неког другог до оног код кога смо нашли оно што је наше! Тада бисмо заиста били неправедници!“

Çekçe: 

Řekl: 'Bůh mě chraniž vzít někoho jiného než toho, u něhož jsme nalezli svůj majetek, vždyť bychom byli nespravedliví!'

Urduca: 

یوسفؑ نے کہا "پناہ بخدا، دوسرے کسی شخص کو ہم کیسے رکھ سکتے ہیں جس کے پاس ہم نے اپنا مال پایا ہے اس کو چھوڑ کر دوسرے کو رکھیں گے تو ہم ظالم ہوں گے"

Tacikçe: 

Гуфт: «Худо накунад, ки ҷуз он касро, ки бори худ назди ӯ ёфтаем, бигирем. Агар чунин кунем, аз ситамкорон хоҳем буд».

Tatarca: 

Йусуф әйтте: "Аллаһ сакласын урламаган кешене алып калудан, савытны кем йөгеннән таптык, фәкать шул кешене генә алып калабыз, әгәр башка кешене алып калсак залимләрдән булырбыз".

Endonezyaca: 

Berkata Yusuf: "Aku mohon perlindungan kepada Allah daripada menahan seorang, kecuali orang yang kami ketemukan harta benda kami padanya, jika kami berbuat demikian, maka benar-benarlah kami orang-orang yang zalim".

Amharca: 

«ዕቃችንን እርሱ ዘንድ ያገኘንበትን ሰው እንጂ ሌላን ከመያዝ በአላህ እንጠብቃለን፡፡ እኛ ያን ጊዜ በእርግጥ በዳዮች ነን» አለ፡፡

Tamilce: 

(யூஸுஃப்) கூறினார்: “எவரிடம் நம் பொருளை பெற்றுக் கொண்டோமோ அவரைத் தவிர (யாரையும்) நாம் பிடித்து வைப்பதை விட்டும் அல்லாஹ் (எங்களைப்) பாதுகாப்பானாக! அப்படி செய்தால் நிச்சயமாக நாங்கள் அநியாயக்காரர்களாக ஆகிவிடுவோம்.”

Korece: 

그가 말하기를 말소서 우리 의 물건을 훔쳐 가지고 있는자 외 에는 구류할 수가 없소 만일 그렇 게 한다면 우리도 죄인이요 라고 답하더라

Vietnamca: 

(Yusuf) nói: “Cầu xin Allah che chở khỏi (việc bắt oan người). Chúng tôi chỉ bắt giữ người mà chúng tôi tìm thấy đồ của chúng tôi ở nơi y, nếu không chúng tôi thực sự là những kẻ làm điều sai quấy.”

Rubu tag: 

Hizb tag: