Arapça:
وَجَاءُوا أَبَاهُمْ عِشَاءً يَبْكُونَ
Çeviriyazı:
vecâû ebâhüm `işâey yebkûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve yatsı vakti, ağlayarak babalarına geldiler.
Diyanet İşleri:
Akşam üstü ağlayarak babalarına geldiklerinde: "Ey babamız! İnan olsun biz yarış yapıyorduk; Yusuf'u eşyamızın yanına bırakmıştık; bir kurt onu yedi. Her ne kadar doğru söylüyorsak da sen bize inanmazsın" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Akşam olunca ağlayaağlaya babalarına gelmişlerdi.
Şaban Piriş:
Akşamleyin, ağlaşarak babalarına geldiler.
Edip Yüksel:
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Ali Bulaç:
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.
Suat Yıldırım:
Yatsı vakti, ağlayarak babalarının yanına dönüp dediler ki: “Sevgili babamız, biz yarışmak üzere bulunduğumuz yerden ayrılırken Yusuf'u da eşyalarımızın yanında bıraktık. Bir de döndük ki onu kurt yemiş! Şimdi biz doğru da söylesek sen bize inanmayacaksın!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve babalarına yatsı vakti ağlar oldukları halde geldiler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Akşamdan sonra babalarına geldiler; ağlıyorlardı.
Bekir Sadak:
Misir´da onu satin alan kimse karisina: «Ona guzel bak, belki bize faydasi olur yahut ta onu evlat ediniriz» dedi. Biz iste boylece Yusuf´u o yere yerlestirdik
İbni Kesir:
Akşam üstü ağlaya ağlaya babalarına geldiler.
Adem Uğur:
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
İskender Ali Mihr:
Ve babalarına yatsı vakti ağlayarak geldiler.
Celal Yıldırım:
(16-17) Onlar yatsı vakti ağlayarak babalarına geldiler ve: «Ey babamız ! Dediler, biz yarışmak üzere gittik
Tefhim ul Kuran:
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.
Fransızca:
Et ils vinrent à leur père, le soir, en pleurant.
İspanyolca:
Al anochecer regresaron a su padre, llorando.
İtalyanca:
Quella sera tornarono al padre loro piangendo.
Almanca:
Und sie kamen dann zu ihrem Vater abends weinend,
Çince:
傍晚,他们哭著来见他们的父亲,
Hollandaca:
En zij kwamen des avonds tot hunnen vader, weenende.
Rusça:
Вечером они вернулись к своему отцу с плачем
Somalice:
Waxayna u yimaadeen Aabahood habeenkii iyagoo ooyi.
Swahilice:
Wakaja kwa baba yao usiku wakilia.
Uygurca:
ئۇلار كەچتە ئاتىسىنىڭ ئالدىغا يىغلاپ كېلىشتى
Japonca:
日が暮れてかれらは,泣きながら父の許に(帰って)来た。
Arapça (Ürdün):
«وجاءُوا أباهم عِشاءً» وقت المساء «يبكون».
Hintçe:
जब उन्हें कुछ ध्यान भी न होगा और ये लोग रात को अपने बाप के पास (बनवट) से रोते पीटते हुए आए
Tayca:
และพวกเขาได้กลับมาหาพ่อของพวกเขาเวลาค่ำ พลางร้องไห้
İbranice:
וחזרו אל אביהם בערב בוכים
Hırvatça:
I uvečer dođoše svom ocu plačući.
Rumence:
În amurg veniră la tatăl lor plângând
Transliteration:
Wajaoo abahum AAishaan yabkoona
Türkçe:
Akşamdan sonra babalarına geldiler; ağlıyorlardı.
Sahih International:
And they came to their father at night, weeping.
İngilizce:
Then they came to their father in the early part of the night, weeping.
Azerbaycanca:
Onlar axşamüstü ağlaya-ağlaya atalarının yanına gəldilər.
Süleyman Ateş:
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Diyanet Vakfı:
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Erhan Aktaş:
Ve akşam olunca, ağlayarak babalarına geldiler.
Kral Fahd:
Akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Hasan Basri Çantay:
Akşam ağlaya ağlaya babalarına geldiler.
Muhammed Esed:
Ve akşam olunca babalarının karşısına ağlayarak çıkıp geldiler,
Gültekin Onan:
Akşam üstü babalarına ağlar vaziyette geldiler.
Ali Fikri Yavuz:
Kardeşleri, akşamleyin ağlayarak babalarına geldiler.
Portekizce:
E, ao anoitecer, apresentaram-se chorando ate seu pai.
İsveççe:
Mot kvällen kom de gråtande tillbaka till fadern
Farsça:
وشبان گاه گریه کنان نزد پدر آمدند.
Kürtçe:
جا ئێوارە درەنگانێک (براکانی یوسف) بەگریانەوە ھاتنەوە بۆلای باوکیان
Özbekçe:
Кечқурун йиғлаган ҳолларида оталарига келиб:
Malayca:
Dan sesudah itu datanglah mereka mendapatkan bapa mereka pada waktu senja sambil (buat-buat) menangis.
Arnavutça:
Dhe në mbrëmje erdhën (vëllezërit e Jusufit) te babai i tyre, duke qajtur.
Bulgarca:
И дойдоха при баща си вечерта, плачейки.
Sırpça:
И увече дођоше свом оцу плачући.
Çekçe:
A vrátili se navečer s pláčem k otci svému
Urduca:
شام کو وہ روتے پیٹتے اپنے باپ کے پاس آئے
Tacikçe:
Шабҳангом гирён назди падарашон боз омаданд.
Tatarca:
Вә шул көнне кич белән елашып аталарына килделәр.
Endonezyaca:
Kemudian mereka datang kepada ayah mereka di sore hari sambil menangis.
Amharca:
አባታቸውንም በምሽት እያለቀሱ መጡት፡፡
Tamilce:
இன்னும், அவர்கள் தம் தந்தையிடம் இரவில் அழுதவர்களாக வந்தனர்.
Korece:
그리하여 그들은 저녁에 울면서 아버지께로 와
Vietnamca:
Rồi vào đầu hôm, chúng đến gặp cha của chúng, khóc lóc.
Ayet Linkleri: