Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

192

Ayet No: 

1146

Sayfa No: 

175

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَا يَسْتَطِيعُونَ لَهُمْ نَصْرًا وَلَا أَنفُسَهُمْ يَنصُرُونَ

Çeviriyazı: 

velâ yesteṭî`ûne lehüm naṣrav velâ enfüsehüm yenṣurûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bu putlar, ne o tapınanlara, ne de kendi kendilerine yardım edebilirler.

Diyanet İşleri: 

Oysa putlar ne onlara yardım edebilir ve ne de kendilerine bir yardımları olur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onlara yardım etmeye güçleri yetmeyen ve kendilerine de yardım etmeye muktedir olmayan şeyleri eş mi sayıyorlar ona.

Şaban Piriş: 

Kendilerine bile yardım edemeyenler, onlara hiç yardım edemezler.

Edip Yüksel: 

Putlar, ne onlara yardım edebilir, ne de kendilerine yardım edebilirler.

Ali Bulaç: 

Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe.

Suat Yıldırım: 

O'na hiç bir şey yaratmaya güç yetiremeyen, zaten kendileri de yaratılıp duran mahlûkları mı eş ortak sayıyorlar?Halbuki o şerikler, kendilerini putlaştıranların imdadına yetişemezler.Hatta onlar kendi nefislerine bile yardım sağlayamazlar.Şayet siz onları doğru yola çağıracak olursanız size uymazlar.O müşrikleri siz ha hakka çağır mışsınız, ha susmuşsunuz, size karşı onların durumu aynıdır. [22,73-74; 37,95; 37,93; 21,58]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Halbuki bunlar için yardımda bulunmaya muktedir olamazlar. Ve ne de kendi nefislerine yardım edebilirler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar, ne bunlara bir yardım sağlayabilirler ne de kendi benliklerine yardımcı olabilirler.

Bekir Sadak: 

«´nu birakip da taptiklariniz, kendilerine yardim edemezler ki size yardim etsinler.»

İbni Kesir: 

Halbuki bunlar

Adem Uğur: 

Halbuki (putlar) ne onlara bir yardım edebilirler ne de kendilerine bir yardımları olur.

İskender Ali Mihr: 

Ve onlara bir yardıma güç yetiremezler. Ve onlar kendilerine (de) yardım edemezler.

Celal Yıldırım: 

Hem o ortaklar onlara hiçbir şekilde yardıma güç getiremezler ve kendi kendilerine de yardımcı olamazlar.

Tefhim ul Kuran: 

Oysa (bu şirk koştukları güçler ve nesneler) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne kendi nefislerine yardım etmeğe.

Fransızca: 

et qui ne peuvent ni les secourir ni se secourir eux-mêmes ?

İspanyolca: 

y que no pueden ni auxiliarles a ellos ni auxiliarse a sí mismos?

İtalyanca: 

e non possono esser loro d'aiuto e neppure esserlo a loro stessi.

Almanca: 

Und diese (Partner) können weder ihnen beistehen, noch sich selbst beistehen.

Çince: 

那些东西不能助人,也不能自助。

Hollandaca: 

En hen nimmer ondersteunen noch zich zelven helpen kunnen?

Rusça: 

которые не способны оказать им поддержку и не способны помочь даже самим себе?

Somalice: 

OOn Karaynna gargaar naftoodana aan u gargaarayn.

Swahilice: 

Wala hawana uwezo wa kuwanusuru wala wenyewe hawajinusuru.

Uygurca: 

ئۇ نەرسىلەر چوقۇنغۇچىلىرىغا ياردەم بېرەلمەيدۇ، ئۆزلىرىگىمۇ ياردەم بېرەلمەيدۇ

Japonca: 

それらはかれらを助けられず,自分自身(さえ)も助けられない。

Arapça (Ürdün): 

«ولا يستطيعون لهم» أي لعابديهم «نصرا ولا أنفسهم يَنْصرون» بمنعها ممن أراد بهم سوءا من كسر أو غيره، والاستفهام للتوبيخ.

Hintçe: 

और न उनकी मदद की कुदरत रखते हैं और न आप अपनी मदद कर सकते हैं

Tayca: 

และพวกมัน ไม่สามารถให้ความช่วยเหลือใด ๆ แก่พวกเขา และทั้งไม่สามารถช่วยเหลือตัวของพวกมัน เองด้วย

İbranice: 

ואינם יכולים לעזור להם, ואף לא לעזור לעצמם

Hırvatça: 

i koji im ne mogu pomoći niti mogu sebi pomoći?

Rumence: 

şi care nu au putinţa nici de a mântui, nici de a se mântui.

Transliteration: 

Wala yastateeAAoona lahum nasran wala anfusahum yansuroona

Türkçe: 

Onlar, ne bunlara bir yardım sağlayabilirler ne de kendi benliklerine yardımcı olabilirler.

Sahih International: 

And the false deities are unable to [give] them help, nor can they help themselves.

İngilizce: 

No aid can they give them, nor can they aid themselves!

Azerbaycanca: 

Halbuki bu bütlər nə onlara (müşriklərə), nə də özlərinə bir kömək edə bilər!

Süleyman Ateş: 

(O putlar), ne onlara bir yardım edebilirler, ne de kendilerine yardım ederler?

Diyanet Vakfı: 

Halbuki (putlar) ne onlara bir yardım edebilirler ne de kendilerine bir yardımları olur.

Erhan Aktaş: 

Oysa onlar, ne onlara yardım edebilirler ne de kendilerine yardım edebilirler.

Kral Fahd: 

Halbuki (putlar) ne onlara bir yardım edebilirler ne de kendilerine bir yardımları olur.

Hasan Basri Çantay: 

Halbuki bunlar o (tapanlara) hiç bir suretle yardım edemeyecekler gibi kendi kendilerine bile yardım edemezler.

Muhammed Esed: 

Ne onlara ne de kendi kendilerine bir yardımda bulunamayacak olan varlıklara mı?

Gültekin Onan: 

Oysa (ortak koştukları) ne onlara bir yardıma güç yetirebilir, ne de kendi nefslerine yardım etmeye.

Ali Fikri Yavuz: 

Bu putlar, ne o tapınanlara, ne de kendi nefislerine yardım etmeğe güç yetiremezler.

Portekizce: 

Nem tampouco poderão socorrê-los, nem poderão socorrer a si mesmos.

İsveççe: 

som varken kan hjälpa dem eller sig själva

Farsça: 

و [این شریکانی که برای خدا قرار می دهند] نه می توانند پرستش کنندگان خود را یاری دهند، ونه قدرت دارند خودشان را یاری کنند.

Kürtçe: 

وە (ئەو بت و پەرستراوانە) ناتوانن ھیچ یارمەتیەکیان بدەن ھەروەھا ناتوانن یارمەتی خۆیشیان بدەن

Özbekçe: 

Ва уларга ёрдам беришга қодир эмаслар ҳамда ўзларига ҳам ёрдам бера олмаслар. (Яъни, Аллоҳга ширк қилиб келтирилаётган ўша нарсалари бировга ёрдам бериш у ёқда турсин, ҳатто ўзига ҳам ёрдам беришга қодир эмас.)

Malayca: 

Dan benda-benda itu tidak dapat menolong mereka, dan tidak juga dapat menolong dirinya sendiri.

Arnavutça: 

As nuk mund t’u ndihmojnë gjë atyre, as t’i ndihmojnë vetes.

Bulgarca: 

И не могат да им помогнат, нито на себе си помагат.

Sırpça: 

и који не могу да им помогну нити могу себи да помогну?

Çekçe: 

a není schopno jim nikterak pomoci a nemůže pomoci ani sobě?

Urduca: 

جو نہ ان کی مدد کر سکتے ہیں اور نہ آپ اپنی مدد ہی پر قادر ہیں

Tacikçe: 

На метавонанд ёрияшон кунанд ва на метавонанд ба ёрии худ бархезанд.

Tatarca: 

Вә ул нәрсәләр мөшрикләргә ярдәм бирергә кадир түгелләр вә ул нәрсәләр үзләренә да ярдәм кыла алмаслар.

Endonezyaca: 

Dan berhala-berhala itu tidak mampu memberi pertolongan kepada penyembah-penyembahnya dan kepada dirinya sendiripun berhala-berha]a itu tidak dapat memberi pertolongan.

Amharca: 

ለእነርሱም መርዳትን የማይችሉትን ነፍሶቻቸውንም የማይረዱትን (ያጋራሉን)

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள் இவர்களுக்கு உதவி செய்ய இயலமாட்டார்கள். இன்னும், தங்களுக்கு தாமே (அவர்கள்) உதவி செய்து கொள்ளவும் மாட்டார்கள்.

Korece: 

그것들은 그들을 도울수 도 없으며 그들 스스로가 도움을 받을 수도 없음이라

Vietnamca: 

(Những thứ mà chúng tổ hợp cùng với Allah) không thể giúp đỡ chúng cũng không thể tự giúp mình.