Arapça:
وَكَذَٰلِكَ نُفَصِّلُ الْآيَاتِ وَلَعَلَّهُمْ يَرْجِعُونَ
Çeviriyazı:
vekeẕâlike nüfeṣṣilü-l'âyâti vele`allehüm yerci`ûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ve işte biz, âyetleri böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz ki, belki dönerler.
Diyanet İşleri:
Belki doğru yola dönerler diye ayetleri böylece uzun uzadıya açıklıyoruz.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Belki doğru yola dönersiniz diye ayetlerimizi işte böyle açıklamadayız.
Şaban Piriş:
Belki dönerler diye ayetleri işte böyle açıklıyoruz.
Edip Yüksel:
Ayetleri böyle açıklıyoruz ki (bize) dönebilsinler.
Ali Bulaç:
İşte Biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.
Suat Yıldırım:
İşte Biz böylece, âyetleri iyice açıklıyoruz, olur ki düşünürler de inkârlarından dönüş yaparlar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve Biz işte âyetleri böyle mufassalan beyan ederiz ve gerektir ki (küfürlerinden) dönüversinler
Yaşar Nuri Öztürk:
Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler.
Bekir Sadak:
And olsun ki, cehennem icin de bircok cin ve insan yarattik
İbni Kesir:
İşte Biz ayetleri böyle uzun uzadıya açıklarız. Belki dönerler diye.
Adem Uğur:
Belki inkârdan dönerler diye âyetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.
İskender Ali Mihr:
Ve işte böyle âyetlerimizi ayrı ayrı açıklıyoruz ki
Celal Yıldırım:
İşte böylece biz âyetleri bir bir açıklıyoruz, belki (iyice düşünürler de inkâr ve isyandan) dönerler.
Tefhim ul Kuran:
İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.
Fransızca:
Et c'est ainsi que Nous expliquons intelligemment les signes. Peut-être reviendront-ils !
İspanyolca:
Así explicamos las aleyas. Quizás así se conviertan.
İtalyanca:
Così spieghiamo i Nostri segni. Forse ritorneranno
Almanca:
Und solcherart verdeutlichen WIR die Ayat und damit sie (zum Iman) zurückkehren.
Çince:
我这样解释许多迹象,以便他们悔悟。
Hollandaca:
Zoo verklaren wij onze teekens, opdat zij van hunne dwalingen mogen terugkeeren.
Rusça:
Так Мы разъясняем знамения, - быть может, они вернутся на прямой путь.
Somalice:
Saasaanu Caddaynaa Aayaadka iyo inay u Noqdaan Xaqa.
Swahilice:
Ndio kama hivyo tunavyo zipambanua Ishara, kwa kutaraji kuwa watarejea.
Uygurca:
ئۇلارنىڭ (گۇمراھلىقتىن، ئاتا - بوۋىلىرىغا ئەگىشىشتىن) قايتىشلىرى ئۈچۈن، ئايەتلىرىمىزنى مۇشۇنداق تەپسىلىي بايان قىلىمىز
Japonca:
このようにわれは,印を詳しく述べる。恐らくかれらは,(われに)戻ってくるであろう。
Arapça (Ürdün):
«وكذلك نفصِّل الآيات» نبيّنها مثل ما بينا الميثاق ليتدبروها «ولعلهم يرجعون» عن كفرهم.
Hintçe:
और हम यूँ अपनी आयतों को तफसीलदार बयान करते हैं और ताकि वह लोग (अपनी ग़लती से) बाज़ आएं
Tayca:
“และในทำนองนั้นแหละเราจะแจกแจงโองการทั้งหลาย เพื่อว่าพวกเขาจะกลับมา ”
İbranice:
וכך נבהיר את האותות, כדי שהם ישנו את דעתם (אל דרך האמת)
Hırvatça:
I tako, eto, Mi opširno iznosimo dokaze, da bi oni došli sebi.
Rumence:
Astfel, Noi lămurim semnele. Poate se vor întoarce!
Transliteration:
Wakathalika nufassilu alayati walaAAallahum yarjiAAoona
Türkçe:
Biz, ayetleri işte bu şekilde ayrıntılı kılıyoruz ki, hakka dönebilsinler.
Sahih International:
And thus do We [explain in] detail the verses, and perhaps they will return.
İngilizce:
Thus do We explain the signs in detail; and perchance they may turn (unto Us).
Azerbaycanca:
Biz ayələrimizi belə ətraflı izah edirik ki, onlar, bəlkə, (batildən haqqa, küfrdən imana) dönələr!
Süleyman Ateş:
İşte biz, ayetleri böyle açıklıyoruz, artık herhalde döner(yola gelir)ler.
Diyanet Vakfı:
Belki inkardan dönerler diye ayetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.
Erhan Aktaş:
İşte, doğruyu bulsunlar diye âyetlerimizi böyle ayrıntılı olarak açıklıyoruz.
Kral Fahd:
Belki (inkârdan vazgeçip doğru yola) dönerler diye âyetleri böyle ayrıntılı bir şekilde açıklıyoruz.
Hasan Basri Çantay:
İşte biz âyetleri böyle açıklarız. Olur ki (küfürlerinden) dönerler.
Muhammed Esed:
İşte Biz de bu ayetleri böyle açık açık dile getiriyoruz ki (günah işlemiş olanlar) belki (Bizden yana) dönerler.
Gültekin Onan:
İşte biz ayetleri böyle birer birer açıklarız, umulur ki dönerler.
Ali Fikri Yavuz:
İşte biz, âyetleri böyle açıklarız. Olur ki, küfürden tevhide dönerler.
Portekizce:
Assim elucidamos os versículos, a fim de que desistam.
İsveççe:
Så framställer Vi budskapen fast och klart, för att de skall [inse sina felsteg och] vända om.
Farsça:
و این گونه آیات را [مُستدل و منطقی] تفصیل و توضیح می دهیم [تا تدبّر کنند] و برای اینکه [از شرک به توحید] بازگردند.
Kürtçe:
ئا بەو جۆرە نیشانەکانی خوا ڕوون دەکەینەوە بەڵکو (بەرەو ھەق) بگەڕێنەوە
Özbekçe:
Шояд қайтсалар, деб оятларни мана шундай батафсил баён қиламиз.
Malayca:
Dan demikianlah Kami menjelaskan ayat-ayat keterangan Kami satu persatu (supaya nyata segala kebenaran), dan supaya mereka kembali (kepada kebenaran).
Arnavutça:
Dhe, kështu Na, hollësisht i shpjegojmë argumentet, për t’u kthyer ata (nga imitimi i të parëve).
Bulgarca:
Така им разясняваме знаменията, за да се завърнат.
Sırpça:
И тако, ето, Ми опширно износимо доказе, да би они дошли себи.
Çekçe:
A takto My srozumitelně vykládáme znamení Svá - snad se oni obrátí?
Urduca:
دیکھو، اِس طرح ہم نشانیاں واضح طور پر پیش کرتے ہیں اور اس لیے کرتے ہیں کہ یہ لوگ پلٹ آئیں
Tacikçe:
Оятҳоро инчунин ба равшанӣ баён мекунем, шояд бозгарданд!
Tatarca:
Әнә шулай аятьләрне ачык аңлатып бәян кылырбыз, шаять кешеләр азгынлык эшләрен, адашу юлларын ташлап Аллаһуга вә Коръән юлына кайтырлар!
Endonezyaca:
Dan demikianlah Kami menjelaskan ayat-ayat itu, agar mereka kembali (kepada kebenaran).
Amharca:
እንደዚሁም (እንዲያስቡ) እንዲመለሱም አንቀጾችን እናብራራለን፡፡
Tamilce:
இவ்வாறே, (அவர்கள் நல்லுபதேசம் பெறுவதற்காகவும்) அவர்கள் (பாவங்களை விட்டு) திரும்புவதற்காகவும் (நம்) வசனங்களை விவரிக்கிறோம்.
Korece:
이렇듯 하나님은 징표를 자세히 설명하여 그들이 하나님께 로 귀의하게 하려 함이라
Vietnamca:
TA (Allah) đã trình bày rõ các Lời Mặc Khải như thế đó, mong rằng chúng sẽ quay về (với chính đạo).
Ayet Linkleri: