Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

11

Sûredeki Ayet No: 

9

Ayet No: 

1482

Sayfa No: 

222

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَئِنْ أَذَقْنَا الْإِنسَانَ مِنَّا رَحْمَةً ثُمَّ نَزَعْنَاهَا مِنْهُ إِنَّهُ لَيَئُوسٌ كَفُورٌ

Çeviriyazı: 

velein eẕaḳne-l'insâne minnâ raḥmeten ŝümme neza`nâhâ minh. innehû leyeûsün kefûr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ve şayet insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra da onu kendisinden geri alırsak, şüphesiz o ümitsiz ve nankör bir kimse olur.

Diyanet İşleri: 

And olsun ki, insana nimetimizi tattırır sonra onu ondan çekip alırsak, o şüphesiz umutsuz bir nanköre döner.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnsana, katımızdan bir rahmet tattırsak da sonra alıversek onu insandan, şüphe yok ki her şeyden ümidini keser, bir nankör olur gider.

Şaban Piriş: 

Eğer insanlara tarafımızdan bir rahmet tattırıp, sonra onu kendisinden geri alırsak, o artık ümitsiz bir nankör olur.

Edip Yüksel: 

İnsana kendimizden bir rahmet tattırsak ve sonra ondan çekip alsak, umutsuzlaşır, nankörleşir.

Ali Bulaç: 

Andolsun, Biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip-alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.

Suat Yıldırım: 

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra o nimeti geri alırsak o, son derece ümitsiz, son derece nankör olur.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve eğer insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra da onu ondan çekip alırsak şüphe yok ki o elbette çok me´yustur, nankördür.

Yaşar Nuri Öztürk: 

İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer.

Bekir Sadak: 

Soylediginizi yapamazlarsa, bilin ki o, ancak Allah´in ilmiyle indirilmistir. O´ndan baska tanri yoktur, artik muslumansiniz degil mi?

İbni Kesir: 

Biz, insana tarafımızdan bir rahmet tattırır, sonra onu geri alırsak

Adem Uğur: 

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.

İskender Ali Mihr: 

Ve insana tarafımızdan bir rahmet tattırsak, sonra onu ondan çekip alsak, muhakkak ki o, tamamen ümitsiz bir nankör (kâfir) olur.

Celal Yıldırım: 

İnsana kendi tarafımızdan bir rahmet tattırdıktan sonra, onu ondan çekip alırsak, (bir de bakarsın ki) o çok umutsuz ve çok nankördür.

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir nankördür.

Fransızca: 

Et si Nous faisons goûter à l'homme une grâce de Notre part, et qu'ensuite Nous la lui arrachons, le voilà désespéré et ingrat.

İspanyolca: 

Si hacemos gustar al hombre una misericordia venida de Nosotros y luego le privamos de ella, está completamente desesperado, desagradecido.

İtalyanca: 

Se facciamo gustare all'uomo la Nostra misericordia e poi gliela neghiamo, ecco che ingratamente si dispera.

Almanca: 

Und wenn WIR den Menschen eine Gnade von Uns erfahren lassen, dann diese von ihm wegnehmen, so ist er gewiß doch äußerst verzweifelt, äußerst kufr-betreibend!

Çince: 

如果我使人尝试从我发出的慈恩,然后我把那慈恩夺取了,他必定失望而且孤恩。

Hollandaca: 

Waarlijk, indien wij den mensch van onze genade doen proeven, en daarna van hem aftrekken, zal hij zeker wanhopig en ondankbaar worden.

Rusça: 

Если Мы дадим человеку вкусить милость, а потом отберем это, то он становится отчаявшимся, неблагодарным.

Somalice: 

haddaan dhadhansiinno Dadka naxariis xaggannaga ah markaas aan ka qaadno wuxuu noqdaa mid quusasho badan oo dafir hadan.

Swahilice: 

Na tukimwonjesha mtu rehema inayo toka kwetu, kisha tukamwondolea, hukata tamaa akakufuru.

Uygurca: 

ئەگەر بىز بىرەر ئىنسانغا رەھمىتىمىزنى تېتىتساق (يەنى نېمىتىمىزنى بەرسەك)، ئاندىن ئۇنى ئۇنىڭدىن تارتىۋالساق، ئۇ چوقۇم (اﷲ نىڭ رەھمىتىدىن) ئۈمىدسىزلىنىپ كېتىدۇ، كۇفرانى نېمەت قىلىدۇ

Japonca: 

もしわれが,人間に規しく慈悲を施して味わしめ,その後それをかれらから取り上げれば,きっと絶望して不信心になる。

Arapça (Ürdün): 

«ولئن أذقنا الإنسان» الكافر «منا رحمة» غنى وصحة «ثم نزعناها منه إنه ليئوس» قنوط من رحمة الله «كفور» شديد الكفر به.

Hintçe: 

और अगर हम इन्सान को अपनी रहमत का मज़ा चखाएं फिर उसको हम उससे छीन लें तो (उस वक्त) यक़ीनन बड़ा बेआस और नाशुक्रा हो जाता है

Tayca: 

และถ้าเราได้ให้มนุษย์ลิ้มรสความเมตตาจากเรา แล้วเราได้ดึงมันกลับมาจากเขา แท้จริงเขานั้นเป็นผู้หมดหวังและสิ้นศรัทธา

İbranice: 

אם נעניק לבן אנוש מרחמינו, ואז נסיר זאת מעליו, הוא מתייאש וכפוי-טובה

Hırvatça: 

Ako čovjeku damo da osjeti milost Našu, pa mu je poslije uskratimo, tada on, zaista, pravi očajnik i nezahvalnik postaje.

Rumence: 

Dacă îl dăm omului să guste o milostivenie de la Noi şi apoi i-o smulgem, el va fi deznădăjduit, nemulţumit.

Transliteration: 

Walain athaqna alinsana minna rahmatan thumma nazaAAnaha minhu innahu layaoosun kafoorun

Türkçe: 

İnsana bizden bir rahmet tattırıp sonra onu ondan çekip alsak, insan elbette çok ümitsiz, çok nankör bir hale düşer.

Sahih International: 

And if We give man a taste of mercy from Us and then We withdraw it from him, indeed, he is despairing and ungrateful.

İngilizce: 

If We give man a taste of Mercy from Ourselves, and then withdraw it from him, behold! he is in despair and (falls into) blasphemy.

Azerbaycanca: 

Əgər insana Özümüzdən bir ne’mət (mərhəmət) daddırsaq, sonra da onu geri alsaq, şübhəsiz ki, o, mə’yus (ümidsiz) və nankor olar.

Süleyman Ateş: 

Eğer biz insana, bizden bir rahmet taddırsak da sonra onu kendisinden çekip alsak, hemen o, umutsuzluğa düşer, nankör olur.

Diyanet Vakfı: 

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.

Erhan Aktaş: 

Eğer insana, tarafımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu geri alsak, ümitsizliğe kapılır ve küfreder.(1)

Kral Fahd: 

Eğer insana tarafımızdan bir rahmet (nimet) tattırır da sonra bunu ondan çekip alırsak, tamamen ümitsiz ve nankör olur.

Hasan Basri Çantay: 

İnsana bizden bir rahmet (ve ni´met) tatdırıb da sonra bunu kendisinden soyub alıversek, andolsun, (o anda) o, (Allahın fazlından) ümidini kesen bir adam, (evvelki ni´metleri tamamen unutan) bir nankördür.

Muhammed Esed: 

Bunun gibi, insana katımızdan bir rahmet tattırsak, sonra da onu kendisinden çekip alsak, hemen (önceki lütfumuzu) nankörce unutup umutsuzluğa düşer.

Gültekin Onan: 

Andolsun, biz insana tarafımızdan bir rahmet tattırıp sonra bunu kendisinden çekip alsak, kuşkusuz o, (artık) umudunu kesmiş bir (çok / pek) kafirdir (mübalağa sigası).

Ali Fikri Yavuz: 

İnsanoğluna, tarafımızdan bir rahmet (sıhhat ve zenginlik) taddırıp da sonra bunu çekip alıversek, şüphesiz ki o, Allah’ın ihsanından tamamen ümidini kesen, evvelki nimeti unutan nakör bir kimse olur.

Portekizce: 

E se agraciamos o homem com a Nossa misericórdia e logo o privamos dela, ei-lo, então, desesperado e desagradecido.

İsveççe: 

Och om Vi låter människan smaka något av Vår nåd och sedan tar det ifrån henne, misströstar hon och glömmer allt vad hon har [Oss] att tacka för.

Farsça: 

و اگر از سوی خود رحمتی [چون سلامتی، ثروت، اولاد و امنیت] به انسان بچشانیم، سپس آن را [به علتی حکیمانه] از او سلب کنیم [نسبت به آینده زندگی] بسیار نومید شونده و [نسبت به نعمت هایی که دارا بود] بسیار کفران کننده است.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا ئەگەر ئێمە بچێژین بە ئادەمی چاکە و فەزڵ و بەھرەیەک لای خۆمانەوە پاشان ئەو (چاکەو بەھرەیەی) لێ بگرینەوە بێگومان ئەو زۆر نائومێد و سپڵەیە (لەو کاتەدا کوفری نیعمتەکانی خوا دەکات)

Özbekçe: 

Агар инсонга Ўз томонимиздан роҳатни тоттириб, сўнгра ундан уни тортиб олсак, албатта, у ноумид ва ношукр бўлур.

Malayca: 

Dan demi sesungguhnya! Jika Kami rasakan manusia sesuatu pemberian rahmat dari Kami kemudian Kami tarik balik pemberian itu daripadanya, mendapati dia amat berputus asa, lagi amat tidak bersyukur.

Arnavutça: 

Kur Na i japim njeriut mirësinë Tonë, a pastaj ia zhveshim atë prej tij, ai atëherë bëhet shpresëhumbur dhe mohues.

Bulgarca: 

И ако дадем на човека да вкуси милост от Нас, а после му я отнемем, той е отчаян, непризнателен.

Sırpça: 

Ако човеку дамо да осети Нашу милост, па му је после ускратимо, тада он, заиста, постаје прави очајник и незахвалник.

Çekçe: 

Když dáváme člověku okusit milosrdenství od Nás přicházejícího a potom mu je odebereme, tu věru zoufalý je a nevděčný.

Urduca: 

اگر کبھی ہم انسان کو اپنی رحمت سے نوازنے کے بعد پھر اس سے محروم کر دیتے ہیں تو وہ مایوس ہوتا ہے اور ناشکری کرنے لگتا ہے

Tacikçe: 

Агар ба инсон раҳмате бичашонем, он гоҳ аз ӯ бозаш гирем, ноумед мешавад ва ношукрӣ мекунад.

Tatarca: 

Әгәр кешегә башта рәхмәтебездән нигъмәт биреп, соңра ул нигъмәтне алсак, әлбәттә, ул кеше Аллаһудан өметсез булып кәфер була.

Endonezyaca: 

Dan jika Kami rasakan kepada manusia suatu rahmat (nikmat) dari Kami, kemudian rahmat itu Kami cabut daripadanya, pastilah dia menjadi putus asa lagi tidak berterima kasih.

Amharca: 

ሰውንም ከእኛ ችሮታን ብናቀምሰው ከዚያም ከርሱ ብንወስዳት እርሱ በእርግጥ ተስፋ ቆራጭ ክህደተ ብርቱ ነው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், நம்மிடமிருந்து ஓர் அருளை மனிதன் சுவைக்கும்படி செய்து, பிறகு, அதை அவனிடமிருந்து நீக்கினால், நிச்சயமாக அவன் நிராசையாளனாக நன்றி கெட்டவனாக ஆகிவிடுகிறான்.

Korece: 

하나님께서 인간으로 하여금 은혜를 맛보게 한 후 그로부터 그것을 거둬 들일 때 보라 그는 절 망하여 불신하더라

Vietnamca: 

Và nếu như TA có cho con người nếm trải lòng thương xót từ TA và sau đó TA tước nó khỏi y, chắc chắn y sẽ tuyệt vọng và vô ơn.

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: