Arapça:
وَمَا كَانَ رَبُّكَ لِيُهْلِكَ الْقُرَىٰ بِظُلْمٍ وَأَهْلُهَا مُصْلِحُونَ
Çeviriyazı:
vemâ kâne rabbüke liyühlike-lḳurâ biżulmiv veehlühâ muṣliḥûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Senin Rabbin, halkları iyi ve ıslahatçı iken, o memleketleri haksız yere helak edecek değildir.
Diyanet İşleri:
Rabbin, kasabaların halkı ıslah olmuşken, haksız yere onları yok etmez.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Rabbin, ahalisi, birbirini ıslah edip duran şehirleri zulümle helak etmez.
Şaban Piriş:
Rabbin, halkı ıslah edici olan ülkeleri zulmederek helak edecek değildir.
Edip Yüksel:
Halkı erdemli davrandığı sürece, Rabbin kentleri yok edecek değildir.
Ali Bulaç:
Halkı, ıslah eden kimseler iken, senin Rabbin o ülkeleri zulüm ile helak edecek değildi.
Suat Yıldırım:
Rabbin, halkı dürüst hareket eden, hem kendi nefislerini, hem de birbirlerini düzeltmeye çalışan diyarları, haksız yere asla helâk etmez. [43,76]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve senin Rabbin, ahalisi muslih kimse oldukları halde şehirleri bir zulüm sebebiyle helâk eder olmadı.
Yaşar Nuri Öztürk:
Halkı iyilik ve barış sevenler olsaydı, Rabbin o kentleri/medeniyetleri zulümle helâk edecek değildi ya!
Bekir Sadak:
11:121
İbni Kesir:
Kasabaların halkı ıslah edilip dururken Rabbın haksız yere onları helak etmez.
Adem Uğur:
Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helâk etmez.
İskender Ali Mihr:
Ve senin Rabbin, halkı ıslâh edici olan beldeleri zulüm ile helâk edici olmadı.
Celal Yıldırım:
Rabbin, halkından, kendilerini (ve çevrelerini) düzeltenler bulundukça kasabaları haksız yere yok edecek değildir.
Tefhim ul Kuran:
Halkı, ıslah eden kimseler iken, senin Rabbin o ülkeleri zulm ile helak edecek değildi.
Fransızca:
Et ton Seigneur n'est point tel à détruire injustement des cités dont les habitants sont des réformateurs.
İspanyolca:
No iba tu Señor a destruir las ciudades injustamente mientras sus poblaciones se portaban correctamente.
İtalyanca:
Mai il tuo Signore annienterebbe ingiustamente le città, se i loro abitanti agissero rettamente.
Almanca:
Und deinem HERRN gebührt es nicht, eine Ortschaft wegen Unrecht zugrunde zu richten, solange ihre Bewohner gottgefällig Gutes tun.
Çince:
你的主不致为部分人迷信而毁灭那些市镇,而多数居民是善良的。
Hollandaca:
En uw Heer was niet geneigd, de steden onrechtvaardig te verwoesten, welker bewoners zich oprecht gedroegen.
Rusça:
Твой Господь не станет губить города по несправедливости, если они праведны.
Somalice:
Eebana uma halaago magaalo dulmi iyadoo Ehelkeedu wax wanaajin.
Swahilice:
Wala hakuwa Mola wako Mlezi wa kuihiliki miji kwa dhulma tu na hali watu wake ni watenda mema.
Uygurca:
پەرۋەردىگارىڭ ئاھالىسى ياخشى بولغان يۇرتلارنى زۇلۇم سېلىپ ھالاك قىلمايدۇ
Japonca:
あなたがたの主は,そこの居住民が矯正(に留意)する間は,(単なる)悪行のために都市を滅ぼされない。
Arapça (Ürdün):
«وما كان ربك ليهلك القرى بظلم» منه لها «وأهلها مصلحون» مؤمنون.
Hintçe:
और तुम्हारा परवरदिगार ऐसा (बे इन्साफ) कभी न था कि बस्तियों को जबरदस्ती उजाड़ देता और वहाँ के लोग नेक चलन हों
Tayca:
และพระเจ้าของเจ้าจะไม่ทรงทำลายหมู่บ้านโดยอยุติธรรม โดยที่ประชากรของหมู่บ้านนั้นเป็นผู้ฟื้นฟูทำความดี
İbranice:
ולא היה ריבונך מכחיד את הערים בעושק כאשר התושבים היו מתקנים את מעשיהם
Hırvatça:
Gospodar tvoj ne bi nikada uništavao naselja zbog zuluma ako su stanovnici njihovi dobri.
Rumence:
Domnul tău nu ar fi nimicit cetăţile, fără pricină, dacă locuitorii lor ar fi fost îndreptători.
Transliteration:
Wama kana rabbuka liyuhlika alqura bithulmin waahluha muslihoona
Türkçe:
Halkı iyilik ve barış sevenler olsaydı, Rabbin o kentleri/medeniyetleri zulümle helâk edecek değildi ya!
Sahih International:
And your Lord would not have destroyed the cities unjustly while their people were reformers.
İngilizce:
Nor would thy Lord be the One to destroy communities for a single wrong-doing, if its members were likely to mend.
Azerbaycanca:
Məmləkətlərin əhalisi əməlisaleh olduğu ikən Rəbbin onları haqsız yerə məhv etməz!
Süleyman Ateş:
Halkı uslu kimseler olsaydı, Rabbin o kentleri, zulüm ile helak edecek değildi.
Diyanet Vakfı:
Halkı iyi olduğu halde Rabbin, haksızlıkla memleketleri helak etmez.
Erhan Aktaş:
Yoksa senin Rabb’in, o memleketleri, halkı düzelticiler oldukları halde, haksızlıkla yok edecek değildi!
Kral Fahd:
Yoksa Rabbin, halkı ıslah edici kimseler olan şehirleri zulüm ile helak edecek değildir.
Hasan Basri Çantay:
Senin Rabbin — ehâlîsi (hem nefislerini, hem yekdiğerini) ıslaahedib dururken de — O memleketleri (sırf) şirk yüzünden helak edecek değildi ya.
Muhammed Esed:
Yoksa, senin Rabbin, halkı (birbirlerine karşı) dürüst davrandıkları sürece, bir toplumu (sırf) (çarpık inançları) yüzünden asla helak etmez.
Gültekin Onan:
Ahalisi (ehli) ıslah eden kimseler iken, senin rabbin o ülkeleri zulm ile helak edecek değildi.
Ali Fikri Yavuz:
Memleketlerin halkı, zulümden berî bulundukları halde, Rabbin, asla o memleketleri zulümle helâk etmez.
Portekizce:
É inconcebível que teu Senhor exterminasse as cidades injustamente, caso seus habitantes fossem conciliadores!
İsveççe:
Din Herre låter inte ett folk gå under på grund av [människornas] synd, så länge deras strävan är att bättra sig och göra rätt [mot varandra].
Farsça:
و پروردگارت بر آن نبوده است که شهرهایی را در حالی که مردمش درست کارند، ظالمانه هلاک کند.
Kürtçe:
ھەرگیز پەروەردگارت بەستەم خەڵکی شارو گوندەکان لەناو نابات (واتە خوای گەورە ستەمکار نیە) لە کاتێکدا دانیشتوانی (ئەو شارانە) موصڵح و چاکەکاربووبن
Özbekçe:
Роббинг аҳли ислоҳчи бўлган шаҳарларни зулм ила ҳалок қилмас эди.
Malayca:
Dan Tuhanmu tidak sekali-kali hendak membinasakan mana-mana negeri dengan sebab kezaliman penduduknya, selagi mereka sentiasa memperbaiki keadaan sesama sendiri.
Arnavutça:
Dhe, Zoti yt, kurrë nuk i ka shkatërruar vendbanimet padrejtësisht, nëse banorët e tyre kanë jetuar në harmoni dhe drejtësi në mes vete.
Bulgarca:
Твоят Господ не погубва селищата с гнет, когато жителите им вършат праведни дела.
Sırpça:
Твој Господар не би никада уништавао насеља због неправде ако би њени становници поправљали стање и позивали на добро.
Çekçe:
Pán tvůj pak není takový, aby zničil města ona nespravedlivě, zatímco obyvatelé jejich skutky zbožné konali.
Urduca:
تیرا رب ایسا نہیں ہے کہ بستیوں کو ناحق تباہ کر دے حالانکہ ان کے باشندے اصلاح کرنے والے ہوں
Tacikçe:
Парвардигори ту ҳеҷ деҳаеро, ки мардумаш некӯкор бошанд, ба ситам ҳалок нахоҳад сохт.
Tatarca:
Шәһәрләр кешеләре иманлы, динле яхшы кешеләр булганлары хәлдә Раббың золым итеп аларны һич һәлак итәр булмады.
Endonezyaca:
Dan Tuhanmu sekali-kali tidak akan membinasakan negeri-negeri secara zalim, sedang penduduknya orang-orang yang berbuat kebaikan.
Amharca:
ጌታህም ከተሞችን ባለቤቶቻቸው መልካም ሠሪዎች ሆነው ሳሉ በመበደል የሚያጠፋቸው አልነበረም፡፡
Tamilce:
ஊர்(வாசி)களை, - அவற்றில் வசிப்போர்(களில் பலர்) சீர்திருத்துபவர்களாக இருக்கும் நிலையில் - உம் இறைவன் அநியாயமாக அழிப்பவனாக இருக்கவில்லை.
Korece:
단순한 잘못이 있으나 핵성이 참회할 때 주님은 그 고을을 멸망케 하지 아니 하시니라
Vietnamca:
Thượng Đế của Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) không tiêu diệt các thị trấn một cách bất công khi mà cư dân của chúng vẫn là những người tốt.
Ayet Linkleri: