Arapça:
فَأَخَذَتْهُمُ الرَّجْفَةُ فَأَصْبَحُوا فِي دَارِهِمْ جَاثِمِينَ
Çeviriyazı:
feeḫaẕethümü-rracfetü feaṣbeḥû fî dârihim câŝimîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Diyanet İşleri:
Bu yüzden onları bir sarsıntı tuttu ve oldukları yerde diz üstü çöküverdiler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken onlar şiddetli bir sesle azaba uğradılar, yurtlarında diz çökmüş bir halde yüzükoyun kapanarak helak olup gittiler.
Şaban Piriş:
Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı tutuverdi ve yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Edip Yüksel:
Bunun üzerine, onları o sarsıntı yakaladı; evlerinde dizüstü çöküverdiler.
Ali Bulaç:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Suat Yıldırım:
Bunun üzerine o şiddetli sarsıntı onları kıskıvrak yakaladı da yurtlarında çökekaldılar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsılma tutuverdi. Yurtlarında diz üstü çöküvermiş oldular.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.
Bekir Sadak:
Bunun uzerine Lut´u ve taraftarlarini kurtadik
İbni Kesir:
Bu yüzden onları şiddetli bir sarsıntı tutuverdi de yurtlarında dizüstü çöken kimseler oldular.
Adem Uğur:
Bunun üzerine onları, o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar.
İskender Ali Mihr:
Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı aldı (yakaladı) ve kendi yurtlarında diz üstü çöküp kaldılar.
Celal Yıldırım:
Bunun üzerine onları ansızın bir sarsıntı (müthiş bir deprem) yakalayıverdi, derken bulundukları yerde dizüstü çöküp kaldılar.
Tefhim ul Kuran:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Fransızca:
Le cataclysme les saisit; et les voilà étendus gisant dans leurs demeures.
İspanyolca:
Les sorprendió el Temblor y amanecieron muertos en sus casas.
İtalyanca:
Li colse il cataclisma e al mattino giacquero bocconi i nelle loro dimore.
Almanca:
Dann ergriff sie das Beben, dann wurden sie in ihren Wohnstätten zu leblosen Körpern.
Çince:
于是,霹雳袭击了他们,一旦之间,他们都僵卧在各人的家里。
Hollandaca:
Daarop volgde eene geweldige schudding des hemels, die hen verraste, en des ochtends werden zij in hunne woningen gevonden, voorover liggende op hunne borst en dood.
Rusça:
Их поразило землетрясение, и они оказались повергнуты ниц в своих домах.
Somalice:
Waxaana qabtay Gariirkii waxayna ahaadeen kuwo, Guryahoodii ku Dhintay.
Swahilice:
Basi tetemeko la ardhi likawanyakua, na kulipo kucha wakawa majumbani mwao kifudifudi wamekwisha kufa.
Uygurca:
ئۇلارغا قاتتىق ئازاب يۈزلەندى - دە، ئۇلار ئۆيلىرىدە ئولتۇرغان پېتى قېتىپ قالدى
Japonca:
そこで大地震がかれらを襲い,翌朝かれらはその家の中に平伏していた。
Arapça (Ürdün):
«فأخذتهم الرجفة» الزلزلة الشديدة من الأرض والصيحة من السماء «فأصبحوا في دارهم جاثمين» باركين على الركب ميِّتين.
Hintçe:
तब उन्हें ज़लज़ले ने ले डाला और वह लोग ज़ानू पर सर किए (जिस तरह) बैठे थे बैठे के बैठे रह गए
Tayca:
“และความไวอย่างแรงของแผ่นดิน ก็ได้เคร่าพวกเขา แล้วพวกเขาก็กลายเป็นผู้นั่งคุกเข่าตายในบ้านของพวกเขา”
İbranice:
אז תקפה אותם הרעידה הקשה, והם היו לגופות של מתים שמוטלים בבתיהם
Hırvatça:
I zadesi ih strašan potres i oni u zemlji svojoj osvanuše mrtvi, nepomični.
Rumence:
Zguduitura i-a luat. A doua zi zăceau în casele lor.
Transliteration:
Faakhathathumu alrrajfatu faasbahoo fee darihim jathimeena
Türkçe:
Bunun üzerine onları, o şiddetli sarsıntı/o korkunç titreşim yakaladı da öz yurtlarında yere çökmüş bir hale geldiler.
Sahih International:
So the earthquake seized them, and they became within their home [corpses] fallen prone.
İngilizce:
So the earthquake took them unawares, and they lay prostrate in their homes in the morning!
Azerbaycanca:
Buna görə də onları dəhşətli bir sarsıntı (yerdən zəlzələ, göydən tükürpədici bir səs) bürüdü, onlar öz evlərində diz üstə düşüb qaldılar (bir göz qırpımında həlak oldular).
Süleyman Ateş:
Bunun üzerine hemen onları, o sarsıntı yakaladı, yurtlarında diz üstü çökekaldılar.
Diyanet Vakfı:
Bunun üzerine onlarrı o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar.
Erhan Aktaş:
Bunun üzerine şiddetli bir sarsıntı onları yakaladı ve yurtlarında dizüstü çöke kaldılar.
Kral Fahd:
Bunun üzerine onları o (gürültülü) sarsıntı yakaladı da yurtlarında diz üstü dona kaldılar.
Hasan Basri Çantay:
Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı tutuverdi de yurtlarında diz üstü çöken (helake uğrayan) kimseler oldular.
Muhammed Esed:
Derken bir deprem ansızın yakalayıverdi onları ve kendi evlerinde cansız seriliverdiler.
Gültekin Onan:
Bunun üzerine onları dayanılmaz bir sarsıntı tuttu da kendi yurtlarında diz üstü çöke kaldılar.
Ali Fikri Yavuz:
Bunun üzerine onları şiddetli bir sarsıntı yakaladı ve evlerinde çöküp mahvoldular.
Portekizce:
Então, fulminou-vos um terremoto, e a manhã encontrou-os jacentes em seus lares.
İsveççe:
Och de drabbades av ett jordskalv och morgonen fann dem liggande framstupa i sina hem.
Farsça:
پس زلزله ای سخت آنان را فرا گرفت، و در خانه هایشان [به رو درافتاده] جسمی بی جان شدند!
Kürtçe:
بەھۆی ئەوەوە بومە لەرزەیەکی بەتین لێی دان ئیتر ھەموویان لەماڵ وخانووەکانیان دا بوون بە (لاشەی) بێ گیان و بێ جوڵە
Özbekçe:
Бас, уларни шиддатли зилзила олди ва жойларида ўтириб қолдилар.
Malayca:
Oleh itu, mereka pun dibinasakan oleh gempa bumi, lalu menjadilah mereka mayat- mayat yang tersungkur di tempat tinggal masing-masing.
Arnavutça:
Dhe ata i goditi një tërmet katastrofal e mbetën të vdekur në shtëpitë e tyre.
Bulgarca:
И ги обхвана сътресението, и осъмнаха безжизнени в домовете си.
Sırpça:
И задеси их страшан потрес и они у земљи својој освануше мртви, непомични.
Çekçe:
A postihlo je zemětřesení a nazítří ráno leželi v domech svých tvářemi k zemi.
Urduca:
آخر کا ر ایک دہلا دینے والی آفت نے اُنہیں آ لیا اور وہ اپنے گھروں میں اوندھے پڑے کے پڑے رہ گئے
Tacikçe:
Пас зилзилае сахт ононро фурӯ гирифт ва дар хонаҳои худ бар ҷой мурданд.
Tatarca:
Һәм аларны зилзилә – каты селкетү тотты, йортларыннан чыга да алмыйча һәлак булдылар.
Endonezyaca:
Karena itu mereka ditimpa gempa, maka jadilah mereka mayat-mayat yang bergelimpangan di tempat tinggal mereka.
Amharca:
ወዲያውም የምድር መንቀጥቀጥ (ጩኸትም) ያዘቻቸው፡፡ በቤቶቻቸውም ውስጥ ተንከፍርረው አነጉ፡፡
Tamilce:
ஆகவே பயங்கர சப்தம் அவர்களைப் பிடித்தது. ஆக, அவர்கள் தங்கள் பூமியில் இறந்தவர்களாக காலையை அடைந்தனர்.
Korece:
그리하매 땅이 진동하여 그 들을 덮치니 그들은 그들의 집에 서 멸망하여 엎드려 있더라
Vietnamca:
Thế là một trận động đất dữ dội đã bắt phạt họ vào buổi sáng khiến họ trở thành những cái xác trong chính ngôi nhà của họ.
Ayet Linkleri: