Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

59

Ayet No: 

1013

Sayfa No: 

158

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَقَدْ أَرْسَلْنَا نُوحًا إِلَىٰ قَوْمِهِ فَقَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُم مِّنْ إِلَٰهٍ غَيْرُهُ إِنِّي أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ عَظِيمٍ

Çeviriyazı: 

leḳad erselnâ nûḥan ilâ ḳavmihî feḳâle yâ ḳavmi-`büdü-llâhe mâ leküm min ilâhin gayruh. innî eḫâfü `aleyküm `aẕâbe yevmin `ażîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Andolsun ki Nûh'u elçi olarak kavmine gönderdik de dedi ki: "Ey kavmim! Allah'a kulluk edin sizin O'ndan başka bir ilâhınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum."

Diyanet İşleri: 

And olsun ki Nuh'u milletine gönderdik. "Ey milletim! Allah'a kulluk edin, O'ndan başka tanrınız yoktur; doğrusu sizin için büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Andolsun ki Nuh'u, kavmine peygamber olarak gönderdik de ey kavmim dedi, Allah'a kulluk edin, ondan başka bir mabudunuz yoktur. Şüphe yok ki ben, büyük bir günün azabına uğrayacağınızdan korkuyorum.

Şaban Piriş: 

Nuh’u kavmine peygamber olarak gönderdik. O da kavmine dedi ki: Ey kavmim, (yalnızca) Allah’a ibadet edin. Sizin O’ndan başka bir ilahınız yoktur. Ben, doğrusu sizin için büyük günün azabından korkuyorum" dedi.

Edip Yüksel: 

Nuh'u halkına gönderdik: "Ey halkım, ALLAH'a kulluk edin. O'ndan başka bir tanrınız yoktur. Sizin için büyük günün azabından korkarım," dedi.

Ali Bulaç: 

Andolsun Biz Nuh'u kendi kavmine (toplumuna) gönderdik. Dedi ki: "Ey kavmim, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka İlahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım."

Suat Yıldırım: 

Celalim hakkı için, Biz Nûh'u resul olarak halkına gönderdik. “Ey halkım!” dedi, “Yalnız Allah’a ibadet edin. Ondan başka tanrınız yoktur.Bunu yapmazsanız, korkarım ki müthiş bir günün azabı tepenize inecektir.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Andolsun ki, Nûh´u kavmine peygamber olarak gönderdik. Dedi ki: «Ey kavmim! Allah´a kulluk edin, sizin için O´ndan başka bir ilâh yoktur. Muhakkak ki, ben sizin üzerinize büyük bir günün azabından korkuyorum.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yemin olsun ki biz, Nûh'u toplumuna gönderdik de o şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk ve ibadet edin. Sizin ondan başka tanrınız yok. Üstünüze çok büyük bir azabın inmesinden korkuyorum."

Bekir Sadak: 

Onu yalanladilar

İbni Kesir: 

Andolsun ki

Adem Uğur: 

Andolsun ki Nuh´u elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah´a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.

İskender Ali Mihr: 

Andolsun, Nuh´u kavmine gönderdik. O zaman şöyle dedi: “Ey kavmim, Allah´a kul olun! Sizin için O´ndan başka ilâh yoktur. Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

And olsun ki Nuh´u, kavmine peygamber olarak gönderdik

Tefhim ul Kuran: 

Andolsun, biz Nuh´u kendi kavmine (toplumuna) gönderdik. Dedi ki: «Ey kavmim, Allah´a kulluk edin, sizin O´ndan başka ilahınız yoktur. Doğrusu ben, sizin için büyük bir günün azabından korkmaktayım.»

Fransızca: 

Nous avons envoyé Noé vers son peuple. Il dit : "ô mon peuple, adorez Allah. Pour vous, pas d'autre divinité que Lui. Je crains pour vous le châtiment d'un jour terrible".

İspanyolca: 

Enviamos Noé a su pueblo. Dijo: «¡Pueblo! ¡Servid a Alá! No tenéis a ningún otro dios que a Él. Temo por vosotros el castigo de un día terrible».

İtalyanca: 

In verità mandammo Noè al suo popolo. Disse: «O popol mio, adorate Allah! Per voi non c'è altro dio che Lui. Temo, per voi, il castigo di un Giorno terribile.

Almanca: 

Gewiß, bereits haben WIR Nuh zu seinen Leuten entsandt, dann sagte er: "Meine Leute! Dient ALLAH! Ihr habt keinen Gott außer Ihm. Ich fürchte für 1 euch die Peinigung eines gewaltigen Tages."

Çince: 

我确已派遣努哈去教化他的宗族,他说:我的宗族啊!你们要崇拜真主,除他之外,绝无应受你们崇拜的。我的确担心你们遭受重大日的刑罚。

Hollandaca: 

Wij zonden vroeger Noach tot zijn volk en hij zeide: O mijn volk! bid God aan, gij hebt geen anderen God dan hem. Waarlijk ik vrees voor u de straf van den grooten dag.

Rusça: 

Мы послали Нуха (Ноя) к его народу, и он сказал: "О мой народ! Поклоняйтесь Аллаху, ибо нет у вас другого божества, кроме Него. Я боюсь, что вас постигнут мучения в Великий день".

Somalice: 

Waxaan u Dirray Nabi Nuux Qoomkiisii, wuxuuna ku Yidhi Qoomkayow Caabuda Eebe idiinma sugna Eebe ka soo hadhaye, anugu waxaan idiinka Cabsan Cadaab Maalin Wayn.

Swahilice: 

Tulimpeleka Nuhu kwa kaumu yake, naye akasema: Enyi kaumu yangu! Muabuduni Mwenyezi Mungu. Nyinyi hamna Mungu ila Yeye. Hakika mimi ninakukhofieni adhabu ya Siku iliyo kuu.

Uygurca: 

شەك شۈبھىسىزكى، نۇھنى ئۆز قەۋمىگە پەيغەمبەر قىلىپ ئەۋەتتۇق، ئۇ: ‹‹ئى قەۋمىم! اﷲ قا ئىبادەت قىلىڭلار، سىلەرگە اﷲ تىن باشقا مەبۇد (بەرھەق) يوقتۇر، مەن ھەقىقەتەن سىلەرنىڭ بۈيۈك كۈننىڭ (يەنى قىيامەت كۈنىنىڭ) ئازابىغا قېلىشىڭلاردىن قورقىمەن›› دېدى

Japonca: 

先にわれはヌーフをその民に遺わした。かれは言った。「わたしの人びとよ,アッラーに仕えなさい。かれの外に神はないのである。本当にわたしは,偉大な日の懲罰をあなたがたのために恐れる。」

Arapça (Ürdün): 

«لقد» جواب قسم محذوف «أرسلنا نوحا إلى قومه فقال يا قوم اعبدوا الله ما لكم من إله غَيْرُِهُ» بالجر صفة لإله والرفع بدل من محله «إني أخاف عليكم» إن عبدتم غيره «عذاب يوم عظيم» هو يوم القيامة.

Hintçe: 

हम यू अपनी आयतों को उलेटफेर कर शुक्रग़ुजार लोगों के वास्ते बयान करते हैं बेशक हमने नूह को उनकी क़ौम के पास (रसूल बनाकर) भेजा तो उन्होनें (लोगों से ) कहाकि ऐ मेरी क़ौम ख़ुदा की ही इबादत करो उसके सिवा तुम्हारा कोई माबूद नहीं है और मैं तुम्हारी निस्बत (क़यामत जैसे) बड़े ख़ौफनाक दिन के अज़ाब से डरता हूँ

Tayca: 

“และแท้จริงเราได้ส่งนูฮ์ไปยังประชาชาติของเขา แล้วเขาได้กล่าวว่า โอ้ประชาชาติของฉันจงเคารพสักการะอัลลอฮ์เถิดไม่มีผู้ได้รับการเคารพสักการะใด ๆ สำหรับพวกท่านอีกแล้วอื่นจากพระองค์ แท้จริงฉันกลัวการลงโทษในวันอันยิ่งใหญ่จะประสบแก่พวกท่าน”

İbranice: 

כבר שלחנו את נוח אל בני עמו, והוא אמר 'הוי בני עמי! עבדו את אלוהים כי אין לכם אלוה מלבדו. כי מפחד אני שיבוא עליכם עונשו של יום אדיר (יום הדין)

Hırvatça: 

Mi smo Nuha poslali narodu njegovu, pa im je on govorio: "O narode moj, Allahu ibadet činite, vi drugog boga osim Njega nemate! Ja se, doista, bojim za vas patnje na Velikom danu!"

Rumence: 

Noi l-am trimis pe Noe poporului său. El spuse: “O, popor al meu! Închinaţi-vă lui Dumnezeu. Voi nu aveţi alt dumnezeu afară de El. Îmi este teamă pentru voi de osânda din Ziua cea cumplită.”

Transliteration: 

Laqad arsalna noohan ila qawmihi faqala ya qawmi oAAbudoo Allaha ma lakum min ilahin ghayruhu innee akhafu AAalaykum AAathaba yawmin AAatheemin

Türkçe: 

Yemin olsun ki biz, Nûh'u toplumuna gönderdik de o şöyle dedi: "Ey toplumum! Allah'a kulluk ve ibadet edin. Sizin ondan başka tanrınız yok. Üstünüze çok büyük bir azabın inmesinden korkuyorum."

Sahih International: 

We had certainly sent Noah to his people, and he said, "O my people, worship Allah; you have no deity other than Him. Indeed, I fear for you the punishment of a tremendous Day.

İngilizce: 

We sent Noah to his people. He said: "O my people! worship Allah! ye have no other god but Him. I fear for you the punishment of a dreadful day!

Azerbaycanca: 

Biz Nuhu öz tayfasına (peyğəmbər) göndərdik. O dedi: “Ey camaatım! Allaha ibadət edin. Sizin Ondan başqa heç bir tanrınız yoxdur. Mən (müsibəti) böyük günün (qiyamət gününün) sizə üz verəcək əzabından qorxuram!”

Süleyman Ateş: 

Andolsun Nuh'u kavmine gönderdik: "Ey kavmim, dedi, Allah'a kulluk edin, sizin O'ndan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, size büyük bir günün azabın(ın inmesin)den korkuyorum."

Diyanet Vakfı: 

Andolsun ki Nuh'u elçi olarak kavmine gönderdik. Dedi ki: Ey kavmim! Allah'a kulluk edin, sizin ondan başka tanrınız yoktur. Doğrusu ben, üstünüze gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum.

Erhan Aktaş: 

Ant olsun ki Biz, Nûh’u halkına gönderdik. “Ey halkım! Allah’a kulluk edin. Sizin için O’ndan başka ilâh yoktur; kuşkusuz ben, sizin için o büyük günün azâbından korkuyorum.” dedi.

Kral Fahd: 

Nuh'u kavmine peygamber olarak göndermiştik de (onlara şöyle) demişti: "Ey kavmim! Sizin için kendisinden başka ilâh olmayan Allah'a ibadet edin; zira ben, üzerinize gelecek büyük bir günün azabından korkuyorum."

Hasan Basri Çantay: 

Andolsun, Nuhu kavmine peygamber gönderdik de: «Ey kavmim, dedi, Allaha kulluk edin. Sizin Ondan başka hiç bir Tanrınız yokdur. Ben büyük bir günün üstünüze (gelecek) azabından cidden korkuyorum».

Muhammed Esed: 

Gerçek şu ki, Biz Nuhu kendi toplumuna gönderdik: "Ey kavmim!" dedi, "yalnızca Allaha kulluk edin: Ondan başka tanrınız yok çünkü. Doğrusu, dehşet ve azabıyla büyük bir Günün gelip sizi bulmasından korkuyorum ben!"

Gültekin Onan: 

Andolsun biz Nuh´u kendi kavmine gönderdik. Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Andolsun, biz Nûh’u Peygamber (olarak kavmine) gönderdik de o, şöyle dedi: “- Ey kavmim! Allah’a ibadet ve itaat edin. Sizin için ondan başka bir ilâh yoktur. Ben, üzerinize gelecek çok büyük bir günün azâbından hakikaten korkuyorum.”

Portekizce: 

Enviamos Noé ao seu povo, ao qual disse: Ó povo meu, adorai a Deus, porque não tereis outra divindade além d'Ele.Temo, por vós, o castigo do dia aziago.

İsveççe: 

SE, VI sände Noa till hans folk och han sade: "Dyrka Gud, mitt folk - ni har ingen annan gud än Honom! Jag bävar för det straff [som annars skall drabba] er en Dag av svåraste vånda."

Farsça: 

به یقین، نوح را به سوی قومش فرستادیم، پس به آنان گفت: ای قوم من! خدا را بپرستید، که شما را جز او معبودی نیست، من قطعاً از عذاب روزی بزرگ بر شما می ترسم.

Kürtçe: 

سوێند بەخوا بێگومان ئێمە نوحمان ڕەوانە کرد بۆ لای گەلەکەی ووتی: ئەی گەلەکەم تەنھا خوا بپەرستن ئێوە ھیچ پەرستراوێکتان نیە بێجگە لەو (لە خوا) بەڕاستی من دەترسم (دووچاری) ئێوە بێت سزای ڕۆژێکی گەورە (کە ڕۆژی دواییە)

Özbekçe: 

Батаҳқиқ, Биз Нуҳни ўз қавмига юбордик. Бас, у: «Эй қавмим, Аллоҳга ибодат қилинглар. Сизларга Ундан ўзга илоҳ йўқ. Албатта, мен сизларнинг буюк куннинг азобига гирифтор бўлишингиздан қўрқаман», деди. (Аввал-бошда Одамнинг (а. с.) қиссалари баён этилган эди. Энди у зотнинг зурриётлари пушти камаридан яралган Нуҳнинг (а. с.) қиссалари келтирилмоқда.)

Malayca: 

Sesungguhnya Kami telah mengutuskan Nabi Nuh kepada kaumnya, lalu berkatalah ia: "Wahai kaumku! Sembahlah kamu akan Allah, (sebenarnya) tidak ada Tuhan bagi kamu selain daripadaNya. Sesungguhnya aku bimbang, kamu akan ditimpa azab hari yang besar (hari kiamat)"

Arnavutça: 

Na me të vërtetë, ua kemi dërguar Nuhun popullit të tij, i cili u tha: “O populli im! Adhuronie Perëndinë, ju nuk keni zot tjetër përveç Tij! – Unë frikësohem për ju nga dënimi në Ditën e madhe!”

Bulgarca: 

Изпратихме Нух при неговия народ и той каза: “О, народе мой, служете на Аллах! Нямате друг бог освен Него! Страхувам се за вас от мъчение във великия Ден.”

Sırpça: 

Ми смо Ноја послали његовом народу, па им је он говорио: „О народе мој, Аллаха обожавајте, ви другог бога осим Њега немате! Ја се, заиста, бојим за вас патње на Великом дану!“

Çekçe: 

A již kdysi jsme vyslali Noema k lidu jeho; i pravil jim: 'Lide můj, uctívejte Boha a nemějte žádné božstvo jiné kromě Něho! Já se věru pro vás obávám trestu dne strašného!'

Urduca: 

ہم نے نوحؑ کو اُس کی قوم کی طرف بھیجا اس نے کہا "اے برادران قوم، اللہ کی بندگی کرو، اُس کے سوا تمہارا کوئی خدا نہیں ہے میں تمہارے حق میں ایک ہولناک دن کے عذاب سے ڈرتا ہوں"

Tacikçe: 

Нӯҳро бар қавмаш ба рисолат фиристодем. Гуфт: «Эй қавми ман, Оллоҳро бипарастед, шуморо Худое ҷуз Ӯ нест, ман аз азоби рӯзе бузург бар шумо метарсам».

Tatarca: 

Тәхкыйк Нухны кауменә расүл итеп җибәрдек, әйтте: "Ий каумем! Фәкать Аллаһуга гына гыйбадәт кылыгыз, Аллаһудан башка сезнең Илаһәгез юк, каһәре зур булган туфан көненең ґәзабы сезгә ирешер дип куркам", – дип.

Endonezyaca: 

Sesungguhnya Kami telah mengutus Nuh kepada kaumnya lalu ia berkata: "Wahai kaumku sembahlah Allah, sekali-kali tak ada Tuhan bagimu selain-Nya". Sesungguhnya (kalau kamu tidak menyembah Allah), aku takut kamu akan ditimpa azab hari yang besar (kiamat).

Amharca: 

ኑሕን ወደ ወገኖቹ በእርግጥ ላክነው፡፡ አላቸውም፡- «ወገኖቼ ሆይ! አላህን ተገዙ፡፡ ለእናንተ ከርሱ ሌላ ምንም አምላክ የላችሁም፡፡ እኔ በእናንተ ላይ የከባድ ቀንን ቅጣት እፈራላችኋለሁ፡፡»

Tamilce: 

திட்டவட்டமாக நூஹை அவருடைய சமுதாயத்திற்கு (தூதராக) அனுப்பினோம். ஆக, அவர் கூறினார்: “என் சமுதாயமே! அல்லாஹ்வை வணங்குங்கள். அவன் அன்றி (உண்மையில் வணங்கத்தகுதியான) இறைவன் யாரும் உங்களுக்கில்லை. உங்கள் மீது மகத்தான நாளின் தண்டனையை நிச்சயமாக நான் பயப்படுகிறேன்.”

Korece: 

하나님이 노아를 그의 백성 에게 보내었을 때 노아 이르되 백성들이여 하나님을 경배하라 그 분 외에는 신이 없으며 심판의 날너희가 벌을 받을까 내가 두렵도 다 경고했더라

Vietnamca: 

Quả thật, TA (Allah) đã cử phái Nuh (Nô-ê) đến với người dân của Y. Y đã bảo (dân của mình): “Này hỡi dân ta, các người hãy thờ phượng một mình Allah thôi, các người không hề có thần linh nào khác ngoài Ngài. Ta thực sự lo sợ giùm cho các người về sự trừng phạt vào một ngày vĩ đại!”