Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

50

Ayet No: 

1004

Sayfa No: 

156

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَنَادَىٰ أَصْحَابُ النَّارِ أَصْحَابَ الْجَنَّةِ أَنْ أَفِيضُوا عَلَيْنَا مِنَ الْمَاءِ أَوْ مِمَّا رَزَقَكُمُ اللَّهُ ۚ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ حَرَّمَهُمَا عَلَى الْكَافِرِينَ

Çeviriyazı: 

venâdâ aṣḥâbü-nnâri aṣḥâbe-lcenneti en efîḍû `aleynâ mine-lmâi ev mimmâ razeḳakümü-llâh. ḳâlû inne-llâhe ḥarramehümâ `ale-lkâfirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Cehennemdekiler, cennettekilere: "Bize biraz su akıtın veya Allah'ın size verdiği rızıktan bize de verin." diye seslenirler. Cennettekiler de: "Allah, bunların ikisini de kâfirlere haram kıldı." derler.

Diyanet İşleri: 

Cehennemlikler cennetliklere, "Bize biraz su veya Allah'ın size verdiği rızıktan gönderin" diye seslenirler, onlar da, "Doğrusu Allah dinlerini alay ve eğlenceye alan, dünya hayatına aldanan inkarcılara ikisini de haram etmiştir" derler. Bugünle karşılaşacaklarını unuttukları, ayetlerimizi bile bile inkar ettikleri gibi biz de onları unutuyoruz.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Cehennem ehli, cennet ehline bize biraz su verin, yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize de ihsan edin diye bağırırlar. Cennetlikler, şüphe yok ki derler, Allah suyu da, bize verdiklerini de kafirlere haram etmiştir.

Şaban Piriş: 

Cehennem halkı, cennet halkına: Bize de, biraz su ya da Allah’ın size verdiği rızıklardan akıtın diye seslenirler. Cennet halkı da onlara: Allah, kâfirlere ikisini de haram kılmıştır! derler.

Edip Yüksel: 

Ateş halkı, cennet halkına seslendi: "Suyunuzdan, yahut ALLAH'ın size verdiği bazı nimetlerden üstümüze akıtın." Onlar da dediler ki: "ALLAH bu ikisini kafirlere haram kılmıştır."

Ali Bulaç: 

Ateşin halkı cennet halkına seslenir: “Bize biraz sudan ya da Allah’ın size verdiği rızıktan aktarın.” Derler ki: “Doğrusu Allah, bunları inkar edenlere haram (yasak) kılmıştır.”

Suat Yıldırım: 

Cehennemlikler cennetliklere: “Ne olur, lütfen suyunuzdan, Allah'ın size nasib ettiği nimetlerden biraz da bize gönderin!” diye seslenirler.Onlar da: “Allah bunları kâfirlere haram etmiştir, bunlar kâfirlere yasaktır.” diye cevap verirler. {KM, Luka 16,19-26}

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve nâr ehli, ashâb-ı cennete nidâ ederek: «Suyunuzdan veya Allah´ın sizi merzûk ettiği şeylerden bizim üzerimize döküveriniz» diye yalvaracaklar. Onlar da: «Şüphe yok ki, Allah Teâlâ bunları kâfirler üzerine haram kılmıştır,» diyecekler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın." Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de, küfre sapanlara haram kılmıştır."

Bekir Sadak: 

Rabbinize gonulden ve gizlice yalvarin. Dogrusu O asiri gidenleri sevmez.

İbni Kesir: 

Cehenenm ashabı

Adem Uğur: 

Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah´ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır, derler.

İskender Ali Mihr: 

Ve ateş (cehennem) ehli cennet ehline nida etti (seslendi): “Sudan veya Allah´ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın.” (Cennetlikler) şöyle dedi: “Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

Cehennem yaranı Cennet yaranına, «o sudan veya Allah´ın size rızık olarak verdiklerinden biraz da bize döküp akıtın!» diye seslenirler. Cennet yaranı onlara: «Doğrusu Allah bu suyu ve bu rızıkları kâfirlere haram kılmıştır» diye cevap verirler.

Tefhim ul Kuran: 

Ateşin halkı, cennet halkına seslenir: «Bize biraz sudan ya da Allah´ın size verdiği rızıktan aktarın.» Derler ki: «Doğrusu Allah, bunları küfre sapanlara haram (yasak) kılmıştır»

Fransızca: 

Et les gens du Feu crieront aux gens du Paradis : "Déversez sur nous de l'eau, ou de ce qu'Allah vous a attribué." "Ils répondront : Allah les a interdits aux mécréants".

İspanyolca: 

Los moradores del Fuego gritarán a los moradores del Jardín: «¡Derramad sobre nosotros algo de agua o algo de lo que Alá os ha proveído!» Dirán: «Alá ha prohibido ambas cosas a los infieles,

İtalyanca: 

E i compagni del Fuoco grideranno ai compagni del Giardino: «Versate acqua su di noi e parte del cibo che Allah vi ha concesso». Risponderanno: «In verità Allah ha proibito l'una e l'altro ai miscredenti

Almanca: 

Und die Weggenossen des Feuers riefen den Weggenossen der Dschanna zu: "Gebt uns etwas vom Wasser oder vom Rizq, das ALLAH euch gewährte." Sie 1 sagten: "Gewiß, ALLAH erklärte beides den Kafir für haram."

Çince: 

火狱的居民将要喊叫乐园的居民说:求你们把水或真主所供给你们的食品,倒下一点来给我们吧!他们回答说:真主确已禁止我们把这两样东西赠送不信道者。

Hollandaca: 

En de bewoners van het hellevuur zullen de bewoners van het paradijs aanroepen; zeggende: Giet een weinig water op ons af, van de ververschingen, die God u heeft geschonken. Zij zullen antwoorden: God heeft die voor de ongeloovigen verboden.

Rusça: 

Обитатели Огня воззовут к обитателям Рая: "Пролейте на нас воду или то, чем вас наделил Аллах". Они скажут: "Аллах запретил это для неверующих,

Somalice: 

Waxay u Dhawaaqi Ehelu Naarku Ehelu Jannaha (Iyagoo dhihi) Noogu soo Deeqa Biyaha ama waxa Eebe idinku Arzaaqay, waxayna Dhahaan Eebe wuu ka Xarrimay Labadaas Gaalada.

Swahilice: 

Na watu wa Motoni watawaita watu wa Peponi: Tumimieni maji, au chochote alicho kuruzukuni Mwenyezi Mungu. Nao watasema: Hakika Mwenyezi Mungu ameviharimisha hivyo kwa makafiri,

Uygurca: 

ئەھلى دوزاخ ئەھلى جەننەتكە: ‹‹سۇدىن ياكى اﷲ سىلەرگە بەرگەن ئىچىدىغان نەرسىلەردىن بىزگە بىر ئاز قۇيۇپ بەرسەڭلار! ›› دەپ توۋلايدۇ، ئەھلى جەننەت ئۇلارغا (جاۋابەن): ‹‹اﷲ ئۇلارنى كاپىرلارغا ھارام قىلغان›› دەيدۇ

Japonca: 

火獄の仲間は楽園の仲間を呼んで(言う)。「わたしたちに水を注いでくれ。またはアッラーが,あなたがたに与えられたものを恵んでくれ。」かれらは(答えて)言う。「アッラーは,そのどちらをも,不信者には禁じられる。」

Arapça (Ürdün): 

«ونادى أصحاب النار أصحاب الجنة أن أفيضوا علينا من الماء أو مما رزقكم الله» من الطعام «قالوا إن الله حرَّمهما» منعهما «على الكافرين».

Hintçe: 

और दोज़ख वाले अहले बेहिश्त को (लजाजत से) आवाज़ देगें कि हम पर थोड़ा सा पानी ही उंडेल दो या जो (नेअमतों) खुदा ने तुम्हें दी है उसमें से कुछ (दे डालो दो तो अहले बेहिश्त जवाब में) कहेंगें कि ख़ुदा ने तो जन्नत का खाना पानी काफिरों पर कतई हराम कर दिया है

Tayca: 

และชาวนรกได้ร้องเรียกชาวสวรรค์ว่า จงเทน้ำมาให้แก่พวกเราด้วยเถิด หรือไม่ก็สิ่งที่อัลลอฮ์ได้ทรงให้เป็นปัจจัยยังชีพแก่พวกท่าน ด้วย เขาเหล่านั้นกล่าวว่า แท้จริงอัลลอฮ์ได้ทรงให้สิ่งทั้งสองนั้นเป็นที่ต้องห้ามแก่ผู้ปฏิเสธศรัทธาทั้งหลาย

İbranice: 

שוכני אש הגיהינום, יקראו אל אנשי גן העדן, 'שפכו עלינו מן המים, או ממה שאלוהים נתן לכם.' אמרו (אנשי גן העדן) 'אלוהים אסר זאת על הכופרים

Hırvatça: 

I stanovnici Vatre dozivat će stanovnike Dženneta: "Prolijte na nas vode ili nešto od onoga čime vas je Allah obdario!", a oni će reći: "Allah je, doista, to dvoje nevjernicima zabranio",

Rumence: 

Soţii Focului vor striga soţilor Raiului: “Stropiţi-ne cu apă ori aruncaţi-ne din cea cu care v-a înzestrat Dumnezeu.” Aceştia vor spune: “Dumnezeu a oprit şi una şi alta tăgăduitorilor

Transliteration: 

Wanada ashabu alnari ashaba aljannati an afeedoo AAalayna mina almai aw mimma razaqakumu Allahu qaloo inna Allaha harramahuma AAala alkafireena

Türkçe: 

Ateş halkı, cennet halkına seslenir: "Şu sudan yahut Allah'ın sizi rızıklandırdığından biraz da bize akıtın." Şu cevabı verirler: "Allah, o ikisini de, küfre sapanlara haram kılmıştır."

Sahih International: 

And the companions of the Fire will call to the companions of Paradise, "Pour upon us some water or from whatever Allah has provided you." They will say, "Indeed, Allah has forbidden them both to the disbelievers."

İngilizce: 

The Companions of the Fire will call to the Companions of the Garden: "Pour down to us water or anything that Allah doth provide for your sustenance." They will say: "Both these things hath Allah forbidden to those who rejected Him."

Azerbaycanca: 

Cəhənnəm əhli cənnət əhlinə müraciət edib: “Üstümüzə bir az su tökün və ya Allahın sizə verdiyi ruzilərdən bizə bir qədər ehsan edin!” – deyəcək. Onlar isə: “Doğrusu, Allah bunları kafirlərə haram buyurmuşdur!” – deyə cavab verəcəklər.

Süleyman Ateş: 

Ateş halkı, cennet halkına: "Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bizim üzerimize akıtın (ne olur)!" diye seslendiler. (Onlar da) dediler ki; "Allah, bu ikisini kafirlere haram etmiştir."

Diyanet Vakfı: 

Cehennem ehli, cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kafirlere haram kılmıştır, derler.

Erhan Aktaş: 

Ateş halkı, Cennet halkına, “Suyunuzdan veya Allah’ın rızık olarak verdiği şeylerden biraz da bize verin.” diye feryat ederler. Onlar, “Allah, bu ikisini kâfirlere harâm kılmıştır.” derler.

Kral Fahd: 

Cehennem ehli, Cennet ehline: Suyunuzdan veya Allah'ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin! diye seslenirler. Onlar da: Allah bunları kâfirlere haram kılmıştır, derler.

Hasan Basri Çantay: 

Ateş yârânı, cennet yaranına: «Su (yunuz) dan veya Allahın size verdiği rızıkdan biraz da bize akıtın» diye feryâd ederler. Onlar da: «Doğrusu, derler, Allah bunları kâfirlere haram etdi».

Muhammed Esed: 

Ve ateşin yarenleri, cennetliklere: "Üzerimize biraz su dökün, yahut Allahın size bahşettiği (cennet) azıklar(ın)dan (atın bize)!" diye seslenecekler. (Berikiler:) "Doğrusu, Allah, gerçeği inkar edenleri her ikisinden de yoksun kılmıştır;

Gültekin Onan: 

Ateşin halkı cennet halkına seslenir: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Cehennemlikler, cennetliklere şöyle çağırır: “- Suyunuzdan veya Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bize akıtın.” Onlar da: “- Doğrusu Allah, bunları kâfirlere haram etti” derler.

Portekizce: 

Os condenados ao inferno clamarão os diletos do Paraíso: Derramai por sobre nós um pouco de água ou algo com queDeus vos agraciou. Dir-lhes-ão: Deus vedou ambos aos incrédulos,

İsveççe: 

Och de vars arvedel är Elden skall ropa till dem som stigit in i paradiset: "Häll litet vatten över oss eller [kasta till oss] något av det som Gud har skänkt er!" De skall svara: "Bådadera har Gud nekat dem som avvisade tron,

Farsça: 

و دوزخیان بهشتیان را آواز می دهند که از آب [خوشگوار] یا از آنچه خدا روزی شما فرموده بر ما فرو ریزید. [بهشتیان] گویند: خدا آب و نعمت های بهشتی را بر کافران حرام کرده است.

Kürtçe: 

وە دۆزەخیەکان بانگ و ھاوار لەبەھەشتیەکان دەکەن (دەڵێن) ھەندێ ئاومان پێ ببەخشن یان ھەندێک لەو ڕۆزیەی کەخوا پێی بەخشیوون (بماندەنێ) (لەوەڵامیاندا) دەڵێن: خوا ھەردووکیانی لەسەر بێ بڕوایان حەرام کردووە

Özbekçe: 

Дўзах эгалари жаннат эгаларига: «Бизга ҳам сувдан ёки Аллоҳ сизга ризқ қилиб берган нарсадан тўкинглар», деб нидо қиларлар. Улар: «Албатта, Аллоҳ буларни кофирларга ҳаром қилган.

Malayca: 

Dan (Tuhan menerangkan pula kehinaan ahli neraka dengan firmannya): ahli neraka menyeru ahli Syurga (dengan berkata): "Limpahkanlah kepada kami sedikit dari air atau dari rezeki (makanan) yang telah dikurniakan Allah kepada kamu". Mereka (ahli Syurga) menjawab: "Sesungguhnya Allah telah haramkan kedua-duanya atas orang-orang kafir".

Arnavutça: 

Banorët e zjarrit do t’u thonë banorëve të xhennetit: “Derdhni pak ujë në ne, ose diçka nga ajo që u ka dhuruar Perëndia!” – Ata thonë: “Me të vërtetë, Perëndia këto i ka ndaluar për mohuesit,

Bulgarca: 

И обитателите на Огъня ще викат към обитателите на Рая: “Излейте за нас от водата или от онова, с което ви препитава Аллах!” Ще рекат: “Възбрани ги Аллах за неверниците,

Sırpça: 

И становници Ватре дозиваће становнике Раја: „Поспите на нас воду или нешто од онога што вам је Аллах подарио!“ А они ће рећи: „Аллах је, заиста, то неверницима забранио“,

Çekçe: 

A vykřiknou obyvatelé ohně na obyvatele ráje: 'Vylijte na nás vodu nebo něco z toho, co uštědřil vám Bůh!' A odpovědí: 'Bůh obojí zakázal pro nevěřící,

Urduca: 

اور دوزخ کے لوگ جنت والوں کو پکاریں گے کہ کچھ تھوڑا سا پانی ہم پر ڈال دو یا جو رزق اللہ نے تمہیں دیا ہے اُسی میں سے کچھ پھینک دو وہ جواب دیں گے کہ "اللہ نے یہ دونوں چیزیں اُن منکرین حق پر حرام کر دی ہیں

Tacikçe: 

Дузахиён бихиштиёнро овоз диҳанд, ки андаке об ё аз чизҳое, ки Худо ба шумо арзонӣ кардааст, бар мо фурӯ резед! Гӯянд: «Худо онҳоро бар кофирон ҳаром кардааст!

Tatarca: 

Тәмуг әһеле, җәннәт әһелләренә нида кылыр: "Ий җәннәт әһелләре! Безгә җәннәттән су коеп бирегез, яки Аллаһ сезне ризыкландырган җимешләрдән бирегез", – дип. Җәннәт әһелләре сез сораган нәрсәләрне Аллаһ сезгә хәрам кылды диярләр.

Endonezyaca: 

Dan penghuni neraka menyeru penghuni surga: "Limpahkanlah kepada kami sedikit air atau makanan yang telah direzekikan Allah kepadamu". Mereka (penghuni surga) menjawab: "Sesungguhnya Allah telah mengharamkan keduanya itu atas orang-orang kafir,

Amharca: 

የእሳትም ሰዎች የገነትን ሰዎች «በእኛ ላይ ከውሃ አፍስሱብን ወይም አላህ ከሰጣችሁ ሲሳይ (ጣሉልን)» ብለው ጠሩዋቸዋል፡፡ እነርሱም «አላህ በከሓዲዎች ላይ እርም አድርጓቸዋል» ይሏቸዋል፡፡

Tamilce: 

இன்னும், “(நீங்கள் குடிக்கின்ற) நீரிலிருந்து (கொஞ்சம்) எங்கள் மீது ஊற்றுங்கள்; அல்லது, அல்லாஹ் உங்களுக்கு உணவளித்தவற்றிலிருந்து (கொஞ்சம் உணவளியுங்கள்).” என்று (கூறி) நரகவாசிகள் சொர்க்கவாசிகளை அழைப்பார்கள். “நிச்சயமாக அல்லாஹ் நிராகரிப்பவர்கள் மீது அவ்விரண்டையும் தடைசெய்தான்” என்று (சொர்க்கவாசிகள்) கூறுவார்கள்.

Korece: 

지옥의 사람들이 천국의 사 람들을 불러 물이나 아니면 하나 님깨서 너희의 양식으로 주신 것 을 우리에게 주소서 라고 애걸하 니 하나님을 거역하는 그들에게는이것들이 금지되어 있습니다 라고대답하더라

Vietnamca: 

Những người bạn của Hỏa Ngục réo gọi những người bạn của Thiên Đàng, van xin: “Xin quí vị hãy rót xuống cho chúng tôi một ít nước hoặc bất cứ món lộc nào mà Allah đã ban cấp cho quí vị.” (Những người bạn của Thiên Đàng) đáp: “Quả thật, Allah đã cấm hai thứ đó đối với những kẻ vô đức tin.”