Arapça:
قَالَ الْمَلَأُ الَّذِينَ كَفَرُوا مِن قَوْمِهِ إِنَّا لَنَرَاكَ فِي سَفَاهَةٍ وَإِنَّا لَنَظُنُّكَ مِنَ الْكَاذِبِينَ
Çeviriyazı:
ḳâle-lmeleü-lleẕîne keferû min ḳavmihî innâ lenerâke fî sefâhetiv veinnâ leneżunnüke mine-lkâẕibîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: "Biz seni bir çılgınlık içinde görüyoruz, ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz."
Diyanet İşleri:
Milletinin inkarcı ileri gelenleri, "Biz senin beyinsiz olduğunu görüyor ve seni yalancılardan sanıyoruz" dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kavminin kafir olanlarından ileri gelenler, şüphe yok ki dediler, biz seni sapıklık, bilgisizlik içine dalmış görmedeyiz ve sanıyoruz ki yalancılardansın sen.
Şaban Piriş:
Kavminden kâfir olan ileri gelenleri: Biz, senin sefehat/cehalet içinde olduğunu görüyoruz. Ve senin yalancılardan olduğuna inanıyoruz, dediler.
Edip Yüksel:
Halkından ileri gelen inkarcılar, "Biz seni beyinsizlik içinde görüyoruz. Biz seni yalancı sanıyoruz."
Ali Bulaç:
Kavminin önde gelenlerinden inkar edenler dediler ki: "Gerçekte biz seni 'aklî bir yetersizlik' içinde görüyoruz ve doğrusu biz senin yalancılardan olduğunu sanıyoruz."
Suat Yıldırım:
Kavminin kâfir yetkilileri: “Biz, dediler, seni bir çılgınlık, bir beyinsizlik içinde bocalar görüyoruz ve senin yalancılardan biri olduğunu düşünüyoruz.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
O´nun kavminden kâfir olan bir cemaat dedi ki: «Muhakkak biz seni sefahat içinde görüyoruz. Ve biz seni herhalde yalancılardan sanıyoruz.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Toplumunun inkârcı kodamanları dediler ki: "Biz seni bir beyinsizliğe düşmüş görüyoruz ve kesinlikle yalancılardan olduğunu düşünüyoruz."
Bekir Sadak:
«ic suphesiz artik Rabbinizin azap ve ofkesini hakettiniz. Allah´in hicbir delil indirmedigi, isimlerini de siz ve babalarinizin koydugu putlar hakkinda mi benimle tartisiyorsunuz? Bekleyin, dogrusu ben de sizinle beraber bekleyenlerdenim» dedi.
İbni Kesir:
Kavminin ileri gelenlerinden küfretmiş olanlar: Gerçekten biz, seni beyinsizlik içinde görüyoruz ve doğrusu biz, seni yalancılardan sanıyoruz, dediler.
Adem Uğur:
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.
İskender Ali Mihr:
Onun kavminden, ileri gelenlerden inkâr edenler şöyle dedi: “Muhakkak ki
Celal Yıldırım:
Kavminden inkarcı ileri gelenler, ona: «Doğrusu biz seni bir beyinsizlik ve çılgınlık içinde (bocalar) görüyor ve elbette seni yalancılardan biri sayıyoruz» dediler.
Tefhim ul Kuran:
Kavminin önde gelenlerinden küfre sapanlar dediler ki: «Gerçekte biz seni ´aklî bir yetersizlik´ içinde görmekteyiz ve doğrusu biz senin yalancılar olduğunu da sanmaktayız.»
Fransızca:
Les notables de son peuple qui ne croyaient pas dirent : "Certes, nous te voyons en pleine sottise, et nous pensons que tu es du nombre des menteurs".
İspanyolca:
Los dignatarios de su pueblo, que no creían, dijeron: «Vemos que estás tonto y, sí, creemos que eres de los que mienten».
İtalyanca:
I notabili del suo popolo - che erano miscredenti - dissero: «Ci pare che tu sia in preda alla stoltezza e crediamo che tu sia un bugiardo».
Almanca:
Die Entscheidungsträger seiner Leute, die Kufr betrieben, sagten: "Gewiß, wir sehen dich doch in Sinnesverwirrung und gewiß, wir glauben doch, daß du zu den Lügnern gehörst."
Çince:
他的宗族中不信道的贵族们说:我们的确认为你是愚蠢的,我们确信你是说谎者。
Hollandaca:
De opperhoofden van hen onder zijn volk die niet geloofden, antwoordden: Waarlijk, wij zien dat gij door dwaasheid wordt geleid, en wij houden u voor een der leugenaars.
Rusça:
Знатные люди из его народа, которые не уверовали, сказали: "Мы видим, что ты глупец, и считаем тебя одним из лжецов".
Somalice:
Waxay Dheheen Madaxdii Gaalowday oo Qoomkiisa ka mid a, Anagu waxaan kugu aragnaa Safaaho (Xumaan) waxaana kuu malaynaynaa Beenaalayaasha.
Swahilice:
Wakasema watukufu wa wale walio kufuru katika kaumu yake: Sisi tunakuona umo katika upumbavu, na hakika sisi tunakufikiria kuwa wewe ni katika waongo.
Uygurca:
ئۇنىڭ قەۋمىنىڭ ئىمان ئېيتمىغان چوڭلىرى: ‹‹بىز سېنى ھەقىقەتەن ئەخمەق ھېسابلايمىز، بىز سېنى، ئەلۋەتتە، (پەيغەمبەرلىك دەۋايىڭدا) يالغانچىلاردىن دەپ گۇمان قىلىمىز›› دېدى
Japonca:
かれの民の中不信心な長老たちは言った。「わたしたちは,実際あなたを愚かな者だと思う。またあなたは,本当の嘘つきだと考える。」
Arapça (Ürdün):
«قال الملأ الذين كفروا من قومه إنا لنراك في سفاهة» جهالة «وإنا لنظنُّك من الكاذبين» في رسالتك.
Hintçe:
(तो) उनकी क़ौम के चन्द सरदार जो काफिर थे कहने लगे हम तो बेशक तुमको हिमाक़त में (मुब्तिला) देखते हैं और हम यक़ीनी तुम को झूठा समझते हैं
Tayca:
“บรรดาชนชั้นนำที่ปฏิเสธการศรัทธาในหมู่ประชาชาติของเขาได้กล่าวว่า แท้จริงเราเห็นท่านอยู่ในความโฉดเขลา และแท้จริงพวกเราแน่ใจว่าท่านนั้นเป็นคนหนึ่งในหมู่ผู้มุสา”
İbranice:
אמרו נכבדי בני עמו אלה אשר כפרו 'נראה לנו שיש בך בערות, ואנו פוחדים כי אתה מהשקרנים
Hırvatça:
Glavešine naroda njegova, koje nisu vjerovale, odgovarale su: "Mi smatramo da si ti, doista, u ludilu i mi mislimo da si, zaista, lažac."
Rumence:
Căpeteniile care, printre ai săi, erau necredincioase, spuseră: “Noi îţi vedem neghiobia! Noi te socotim mincinos!”
Transliteration:
Qala almalao allatheena kafaroo min qawmihi inna lanaraka fee safahatin wainna lanathunnuka mina alkathibeena
Türkçe:
Toplumunun inkârcı kodamanları dediler ki: "Biz seni bir beyinsizliğe düşmüş görüyoruz ve kesinlikle yalancılardan olduğunu düşünüyoruz."
Sahih International:
Said the eminent ones who disbelieved among his people, "Indeed, we see you in foolishness, and indeed, we think you are of the liars."
İngilizce:
The leaders of the Unbelievers among his people said: "Ah! we see thou art an imbecile!" and "We think thou art a liar!"
Azerbaycanca:
(Hud) tayfasının kafir başçıları ona: “Biz səni safehlik içində görür və yalançılardan (biri) hesab edirik!” – deyə cavab verdilər.
Süleyman Ateş:
Kavminden ileri gelen inkarcılar dediler ki: "Biz seni bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve biz seni yalancılardan sanıyoruz!"
Diyanet Vakfı:
Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.
Erhan Aktaş:
Halkının Kâfir(1) meleleri:(2) “Gerçekten biz seni beyinsizlerden görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.” dediler.(3)
Kral Fahd:
Kavminden ileri gelen kâfirler dediler ki: «Biz seni kesinlikle bir beyinsizlik içinde görüyoruz ve gerçekten seni yalancılardan sanıyoruz.»
Hasan Basri Çantay:
Kavminin ileri gelenlerinden kâfir bir cemâat de: «Biz seni muhakkak bir beyinsizlik içinde görüyoruz, seni muhakkak yalancılardan sanıyoruz» dedi.
Muhammed Esed:
Kavmi arasından gerçeği tanımaya yanaşmayanların önde gelenleri: "Doğrusu, biz seni aklı kıt biri olarak görüyoruz ve üstelik yalancının biri olduğunu sanıyoruz!"
Gültekin Onan:
Kavminin önde gelenlerinden küfredenler dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Hûd’un kavminden küfre varan seçkin bir topluluk şöyle cevap verdi: “-Gerçekten biz, seni, bir çılgınlık içinde görüyoruz ve seni, hakikaten yalancılardan sanıyoruz.”
Portekizce:
Porém, os chefes incrédulos, dentre seu povo, disseram: Certamente, vemos-te em insensatez e achamos que ésmentiroso.
İsveççe:
Folkets äldste, som [alla] förnekade sanningen, sade: "Såvitt vi kan se, är du omtöcknad till förståndet och vi tror att du ljuger."
Farsça:
اشراف و سران قومش که کافر بودند گفتند: ما تو را در سبک مغزی و نادانی می بینیم و تو را از دروغگویان می پنداریم!!
Kürtçe:
ئەو کاربەدەست و دەسەڵاتدارانەی کە بێ بڕوابوون لە گەلەکەی ووتیان بە ڕاستی ئێمە تۆ لەگێلی و نەفامیدا دەبینین وە بە ڕاستی وا گومان دەبەین کە تۆ لەدرۆزنان بیت
Özbekçe:
Унинг қавмидан куфр келтирган зодагонлар: «Албатта, биз сени эси пастликда кўриб турибмиз ва албатта биз сени ёлғончилардан деб биламиз», дедилар.
Malayca:
Ketua-ketua yang kafir dari kaumnya berkata: "Sesungguhnya kami (wahai Hud) nampakmu berada dalam kebodohan, dan sesungguhnya kami fikir engkau adalah dari orang-orang yang berdusta".
Arnavutça:
Paria e popullit të tij, të cilët nuk besonin thanë: “Na, me të vërtetë, të konsiderojmë ty mendjelehtë dhe ne mendojmë se je gënjeshtar”.
Bulgarca:
Знатните от народа му, които бяха неверници, казаха: “Виждаме, че си в заблуда и те смятаме за един от лъжците.”
Sırpça:
Главари његовог народа, који нису веровали, одговарали су: „Ми сматрамо да си ти, заиста, у лудилу и ми мислимо да си, заиста, лажов.“
Çekçe:
Však velmoži, ti, kdož z lidu jeho byli nevěřící, řekli: 'My vidíme, žes do šílenství upadl, a my tě za lháře pokládáme!'
Urduca:
اس کی قوم کے سرداروں نے، جو اس کی بات ماننے سے انکار کر رہے تھے، جواب میں کہا "ہم تو تمہیں بے عقلی میں مبتلا سمجھتے ہیں اور ہمیں گمان ہے کہ تم جھوٹے ہو"
Tacikçe:
Бузургони қавми ӯ, ки кофир шуда буданд, гуфтанд: «Мебинем, ки ба бехирадӣ гирифтор шудаӣ ва пиндорем, ки аз дурӯғгуён бошӣ».
Tatarca:
Һудның кауменнән кәфер булганнары әйтте: "Ий Һуд, без сезне наданлыкта вә диваналыктасың дип беләбез һәм дә сине ялганчы дип зан кылабыз", – дип.
Endonezyaca:
Pemuka-pemuka yang kafir dari kaumnya berkata: "Sesungguhnya kami benar benar memandang kamu dalam keadaan kurang akal dan sesungguhnya kami menganggap kamu termasuk orang orang yang berdusta".
Amharca:
ከሕዝቦቹ እነዚያ የካዱት መሪዎች «እኛ በሞኝነት ላይ ኾነህ በእርግጥ እናይሃለን፡፡ እኛም ከውሸተኞቹ ነህ ብለን እንጠረጥርሃለን» አሉት፡፡
Tamilce:
அவருடைய சமுதாயத்தில் நிராகரித்த முக்கிய பிரமுகர்கள் கூறினார்கள்: “நிச்சயமாக நாம் உம்மை மடமையில் காண்கிறோம். இன்னும், நிச்சயமாக நாம் உம்மை பொய்யர்களில் (ஒருவராக) எண்ணுகிறோம்.”
Korece:
그의 백성가운데 믿지 아니 한 자들의 우두머리가 우리는 당 신을 어리석은 자로 보며 우리는 당신이 거짓하는 사람으로 생각한다고 대답하더라
Vietnamca:
Những tên lãnh đạo và cầm quyền trong đám dân của (Hud) bảo Y: “Bọn ta thấy ngươi là kẻ điên rồ. Bọn ta nghĩ ngươi là một tên nói dối.”
Ayet Linkleri: