Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

44

Sûredeki Ayet No: 

57

Ayet No: 

4471

Sayfa No: 

498

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَضْلًا مِّن رَّبِّكَ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ

Çeviriyazı: 

faḍlem mir rabbik. ẕâlike hüve-lfevzü-l`ażîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Bunların hepsi) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir.) İşte büyük kurtuluş budur.

Diyanet İşleri: 

Orada, ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Rabbin lütfuyla onları cehennem azabından korumuştur. İşte büyük kurtuluş budur.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Rabbinden bir lütuf ve ihsan olarak; budur o büyük kurtuluşun, murada erişin ta kendisi.

Şaban Piriş: 

Rabbinden bir lütuf olarak. İşte büyük kurtuluş budur.

Edip Yüksel: 

Rabbinin bir lütfu olarak. İşte büyük zafer budur.

Ali Bulaç: 

Senin Rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük 'mutluluk ve kurtuluş' budur.

Suat Yıldırım: 

Müttakiler güvenli bir makamdadırlar:Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar.İnce ipekten ve parlak atlastan elbiseler giymiş olarak karşılıklı otururlar.Hem Biz onları güzel gözlü hurilerle evlendiririz.Onlar canlarının çektiği her meyveden rahatlıkla isterler.İlk ölüm dışında artık orada ölüm tatmazlar.Allah kendilerini, tarafından bir lütuf eseri olarak cehennem azabından korur.İşte en büyük mutluluk, en büyük başarı budur!

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Rabbinden bir ihsan olarak. İşte budur, o pek büyük necât.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı.

Bekir Sadak: 

Ey insanlar! Sizin yaratilmanizda ve canlilarin yeryuzunde yayilmasinda, kesin olarak inanan kimseler icin ibretler vardir.

İbni Kesir: 

Rabbından bir lutuf olarak. İşte bu, büyük kurtuluşun kendisidir.

Adem Uğur: 

(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.

İskender Ali Mihr: 

Senin Rabbinden fazl (lütuf) olarak işte bu, (en büyük kurtuluş) fevz-ül azîmdir.

Celal Yıldırım: 

Rabbından geniş lütuf, bol ihsan olarak bu, büyük kurtuluştur.

Tefhim ul Kuran: 

Senin Rabbinden bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük ´mutluluk ve kurtuluş´ budur.

Fransızca: 

c'est là une grâce de ton Seigneur. Et c'est là l'énorme succès.

İspanyolca: 

como favor de tu Señor. ¡Ése es el éxito grandioso!

İtalyanca: 

per grazia del tuo Signore: questa è la più grande beatitudine.

Almanca: 

als Gunst von deinem HERRN. Dies ist der gewaltige Erfolg.

Çince: 

那是由于你的主的恩典,那确是伟大的成功。

Hollandaca: 

Het is door den genadige goedheid van uwen Heer. Dit zal eene groote gelukzaligheid wezen.

Rusça: 

по милости от твоего Господа. Это и есть великое преуспеяние.

Somalice: 

waana fadliga Eebahaa, taasina waa liibaanta wayn.

Swahilice: 

Kuwa ni fadhila zitokazo kwa Mola wako Mlezi. Huko ndiko kufuzu kukubwa.

Uygurca: 

(بۇ) پەرۋەردىگارىڭنىڭ مەرھەمىتىدىندۇر، بۇ زور مۇۋەپپەقىيەتتۇر

Japonca: 

あなたの主からの賜物,それこそは至福の成就であろ。

Arapça (Ürdün): 

«فضلاً» مصدر بمعنى تفضلاً منصوب بتفضل مقدراً «من ربك ذلك هو الفوز العظيم».

Hintçe: 

(ये) तुम्हारे परवरदिगार का फज़ल है यही तो बड़ी कामयाबी है

Tayca: 

เป็นความโปรดปรานจากพระเจ้าของเจ้า นั่นคือความสำเร็จอันใหญ่หลวง

İbranice: 

בחסד מאת ריבונך, וזוהי הזכייה האדירה

Hırvatça: 

blagodat će to od Gospodara tvoga biti; to će, zaista, biti uspjeh veliki!

Rumence: 

Har Domnului tău! Aceasta este fericirea cea mare!

Transliteration: 

Fadlan min rabbika thalika huwa alfawzu alAAatheemu

Türkçe: 

Rabbinden bir lütuf olarak böyledir. İşte budur o büyük başarı.

Sahih International: 

As bounty from your Lord. That is what is the great attainment.

İngilizce: 

As a Bounty from thy Lord! that will be the supreme achievement!

Azerbaycanca: 

Sənin Rəbbindən bir lütf olaraq (ya Peyğəmbər!) Bu, böyük qurtuluşdur (uğurdur)!

Süleyman Ateş: 

Rabbinden bir lutuf olarak (bu ni'metler kendilerine verilmiştir). İşte, o büyük başarı budur.

Diyanet Vakfı: 

(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.

Erhan Aktaş: 

Bunlar senin Rabb’inden bir armağandır. İşte bu, en büyük kurtuluştur.

Kral Fahd: 

(Bunlar) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir). İşte büyük kurtuluş budur.

Hasan Basri Çantay: 

(Bütün bunlar) Rabbinden bir fazl (-u kerem) olarak (verilmişdir). İşte bu, en büyük seâdetin ta kendisidir.

Muhammed Esed: 

Rabbinizin bir lütfu bu ve en büyük zafer bu olacak!

Gültekin Onan: 

Senin rabbinden, bir fazl ve (lütuf) olarak. İşte büyük ´mutluluk ve kurtuluş´ budur.

Ali Fikri Yavuz: 

(Bütün bunlar, kendilerine) Rabbinden bir kerem ve ihsan olarak verilmiştir. İşte bu en büyük kurtuluş ve saadettir.

Portekizce: 

Como uma graça do teu Senhor. Tal é o magnífico benefício!

İsveççe: 

ett bevis på din Herres nåd - detta är den stora segern!

Farsça: 

[این] فضل و احسانی است از سوی پروردگار تو، [و] این همان کامیابی بزرگ است.

Kürtçe: 

ئەمە بەخششە لەلایەن پەروەردگارتەوە ئا ئەوەیە سەرکەوتنی زۆر گەورە

Özbekçe: 

Бу Роббингдан бўлган фазлдир. Ана шу улкан ютуқдир.

Malayca: 

(Mereka diberikan semuanya itu) sebagai limpah kurnia dari Tuhanmu (wahai Muhammad); yang demikian itulah kemenangan yang besar.

Arnavutça: 

kjo do të jetë dhutni prej Zotit tënd. Ky, me të vërtetë, do të jetë sukses i madh!

Bulgarca: 

благодат от твоя Господ. Това е великото спасение.

Sırpça: 

благодат ће то да буде од твога Господара; то ће, заиста, да буде велики успех!

Çekçe: 

z milosti Pána tvého; a to štěstí je nesmírné.

Urduca: 

ان کو جہنم کے عذاب سے بچا دے گا یہی بڑی کامیابی ہے

Tacikçe: 

Ин бахшишест аз ҷониби Парвардигорат ва ин пирӯзии бузургест!

Tatarca: 

Ошбу зекер ителгән нигъмәтләр, аларга Раббыңның рәхмәте вә юмартлыгыдыр. Бу нигъмәтләр исә аларга зур бәхет вә бөек өстенлектер.

Endonezyaca: 

sebagai karunia dari Tuhanmu. Yang demikian itu adalah keberuntungan yang besar.

Amharca: 

ከጌታህ በኾነ ችሮታ (ጠበቃቸው)፡፡ ይህ እርሱ ታላቅ ዕድል ነው፡፡

Tamilce: 

உமது இறைவனின் அருளினால் (இவை எல்லாம் அவர்களுக்குக் கிடைக்கப் பெறும்). இதுதான் மகத்தான வெற்றியாகும்.

Korece: 

이것이 그대 주님의 은혜요 최고의 승리라

Vietnamca: 

(Đó là) hồng phúc từ Thượng Đế của Ngươi. Đó là thành tựu vĩ đại.