Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

21

Sûredeki Ayet No: 

19

Ayet No: 

2502

Sayfa No: 

323

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَلَهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۚ وَمَنْ عِندَهُ لَا يَسْتَكْبِرُونَ عَنْ عِبَادَتِهِ وَلَا يَسْتَحْسِرُونَ

Çeviriyazı: 

velehû men fi-ssemâvâti vel'arḍ. vemen `indehû lâ yestekbirûne `an `ibâdetihî velâ yestaḥsirûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar.

Diyanet İşleri: 

Göklerde ve yerde ne varsa O'nundur. Katında olanlar O'na kulluk etmekten çekinmezler ve usanmazlar.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve onundur ne varsa göklerde ve yeryüzünde ve onun katındakiler, ona kulluk etmekten çekinip ululanmadıkları gibi yorulmazlar, bıkmazlar da.

Şaban Piriş: 

Göklerde ve yerde kim varsa Allah’a aittir. O’nun katında bulunanlar, O’na ibadet etmekten büyüklenmezler ve usanmazlar.

Edip Yüksel: 

Göklerde ve yerde kim varsa O'na aittir. Yanındakiler, O'na kulluk etmekten büyüklenmez ve duraksamazlar.

Ali Bulaç: 

Göklerde ve yerde kim varsa O'nundur. O'nun yanında olanlar, O'na ibadet etmekte büyüklüğe kapılmazlar ve yorgunluk duymazlar.

Suat Yıldırım: 

Halbuki göklerde olsun, yerde olsun kim varsa O'nun mülküdür. O’nun nezdindeki melekler O’na ibadeti, ne gurur meselesi yapar, ne de ibadetten yorulurlar. [4,172]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve göklerde ve yerde kim varsa O´nun içindir ve O´nun huzurundakiler, O´na ibadette bulunmaktan asla kibirlenmezler ve yorgunluk da duymazlar.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Göklerde ve yerde kim varsa O'na aittir. Ve O'nun katındakiler, O'na ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar.

Bekir Sadak: 

Senden once gonderdigimiz her peygambere: «Benden baska tanri yoktur, Bana kulluk edin» diye vahyetmisizdir.

İbni Kesir: 

Göklerde ve yerde ne varsa O´nundur. Katında olanlar O´na kulluk etmekten büyüklenmezler ve usanmazlar.

Adem Uğur: 

Göklerde ve yerde kimler varsa O´na aittir. O´nun huzurunda bulunanlar, O´na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar.

İskender Ali Mihr: 

Semalardaki (göklerdeki) ve arzdaki (yerdeki) bütün kişiler, O´nundur. Ve O´nun katında olan kişiler (huzur namazını kılanlar), O´na ibadet etmekten kibirlenmezler ve onlar yorulmazlar.

Celal Yıldırım: 

Göklerde ve yerde bulunan her şey O´nundur. O´nun huzurunda bulunanlar O´na ibâdet etmeyi (bir hafiflik sayıp) büyüklük taslamazlar ve bıkkınlık da duymazlar.

Tefhim ul Kuran: 

Göklerde ve yerde kim varsa O´nundur, O´nun yanında olanlar, O´na ibadet etmekte büyüklüğe kapılmazlar ve onlar yorgunluk da duymazlar.

Fransızca: 

A Lui seul appartiennent tous ceux qui sont dans les cieux et sur la terre. Ceux qui sont auprès de Lui [Les Anges] ne se considèrent point trop grands pour L'adorer et ne s'en lassent pas.

İspanyolca: 

Suyos son quienes están en los cielos y en la tierra. Y quienes están junto a Él no se consideran demasiado altos para servirle, ni se cansan de ello.

İtalyanca: 

Solo a Lui appartengono tutti quelli che sono nei cieli e sulla terra! Coloro che sono presso di Lui non disdegnano di adorarLo e non se ne stancano.

Almanca: 

Und Ihm gehört, was in den Himmeln und auf Erden ist. Und diejenigen bei Ihm erheben sich nie über das Dienen Ihm 2 gegenüber und sie werden dabei nie müde.

Çince: 

凡在天地间的,都是他的;凡在他那里的,都虔诚地崇拜他,既不傲慢,又不疲倦。

Hollandaca: 

Alles wat in den hemel en op aarde bestaat, is aan hem onderworpen, en de engelen, die in zijne tegenwoordigheid zijn, rekenen hen niet beneden zich, hem te aanbidden, en worden dit niet moede.

Rusça: 

Ему принадлежат все, кто на небесах и на земле. А те, кто находится рядом с Ним, не превозносятся над поклонением Ему и не устают.

Somalice: 

Ilaahay waxaa u sugnaaday waxa Samooyinka ku sugan iyo Dhulka, kuwa Eebe Agtiisa ahna Iskama Kibriyaan Cibaadadiisa kamana daalaan.

Swahilice: 

Na ni vyake Yeye tu Mwenyezi Mungu vilivyomo mbinguni na katika ardhi. Na walioko kwake hawafanyi kiburi wakaacha kumuabudu, wala hawachoki.

Uygurca: 

ئاسمانلاردىكى ۋە زېمىندىكىلەرنىڭ ھەممىسى اﷲ نىڭ ئىلكىدىدۇر، اﷲ نىڭ دەرگاھىدىكىلەر (يەنى پەرىشتىلەر) اﷲ نىڭ ئىبادىتىدىن تەكەببۇرلۇق قىلىپ باش تارتمايدۇ ۋە ھېرىپمۇ قالمايدۇ

Japonca: 

天と地の凡てのものは,かれの有である。またその側近にいる者(天使)は,かれに仕えて高慢でもなく,疲れも知らない。

Arapça (Ürdün): 

«وله» تعالى «من في السماوات والأرض» ملكاً «ومن عنده» أي الملائكة مبتدأ خبره «لا يستكبرون عن عبادته ولا يستحسرون» لا يعيون.

Hintçe: 

हालाँकि जो लोग (फरिश्ते) आसमान और ज़मीन में हैं (सब) उसी के (बन्दे) हैं और जो (फरिश्ते) उस सरकार में हैं न तो वह उसकी इबादत की शेख़ी करते हैं और न थकते हैं

Tayca: 

และเป็นกรรมสิทธิ์ของพระองค์ ผู้ที่อยู่ในชั้นฟ้าทั้งหลายและแผ่นดิน และผู้ที่อยู่ ณ ที่พระองค์ (มะลาอิกะฮ์) พวกเขาจะไม่ลำพองตนในการเคารพภักดีพระองค์ และพวกเขาจะไม่เหนื่อยหน่าย

İbranice: 

ולו כל אשר בשמים ובארץ, וכל הקרובים אליו (המלאכים) אינם מתייהרים מכדי לעובדו, ואינם מתעייפים

Hırvatça: 

Njegovo je ono što je na nebesima i na Zemlji! A oni koji su kod Njega ne zaziru da Mu budu pokorni, i ne zamaraju se,

Rumence: 

Ale Lui sunt cele din ceruri şi de pe pământ. Cei din preajma Lui nu sunt atât de îngâmfaţi ca să nu I se închine şi nici nu îi prinde osteneala.

Transliteration: 

Walahu man fee alssamawati waalardi waman AAindahu la yastakbiroona AAan AAibadatihi wala yastahsiroona

Türkçe: 

Göklerde ve yerde kim varsa O'na aittir. Ve O'nun katındakiler, O'na ibadet etmekten ne çekinirler ne de yorulurlar.

Sahih International: 

To Him belongs whoever is in the heavens and the earth. And those near Him are not prevented by arrogance from His worship, nor do they tire.

İngilizce: 

To Him belong all (creatures) in the heavens and on earth: Even those who are in His (very) Presence are not too proud to serve Him, nor are they (ever) weary (of His service):

Azerbaycanca: 

Göylərdə və yerdə olan (bütün) məxluqat Onundur (Allahın qüdrət əsəridir). Onun dərgahında olanlar (rütbə və şərəf e’tibarilə mə’nən Allaha yaxın mələklər) Ona ibadət etməyə təkəbbür göstərməz və (bu ibadətdən) yorulmaq bilməzlər.

Süleyman Ateş: 

Göklerde ve yerde kim varsa hep O'nundur. O'nun yanında bulunanlar, O'na kulluk etmekten büyüklenmez ve yorulmazlar.

Diyanet Vakfı: 

Göklerde ve yerde kimler varsa O'na aittir. O'nun huzurunda bulunanlar, O'na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar.

Erhan Aktaş: 

Göklerde ve yerde ne varsa O’nundur. O’nun yanında bulunanlar O’na kulluk etmekten büyüklenmez ve usanmazlar;

Kral Fahd: 

Göklerde ve yerde kimler varsa O'na aittir. O'nun katındaki (melek) ler , O'na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar.

Hasan Basri Çantay: 

Göklerde ve yerde bulunan kişiler Onundur. Onun huzuurundaki kişiler kendisine ibâdet etmekden asla kibirlenmezler, yorulmazlar da.

Muhammed Esed: 

Çünkü, göklerde ve yerde var olan her şey O´nundur; O´nun yanında yer alanlar O´na kulluk etmekte asla ne kibre kapılırlar ne de usanç duyarlar.

Gültekin Onan: 

Göklerde ve yerde kim varsa O´nundur. O´nun yanında olanlar, O´na ibadet etmekte büyüklüğe kapılmazlar ve yorgunluk duymazlar.

Ali Fikri Yavuz: 

Göklerde ve yerde olan bütün varlıklar Allah’ındır. O’nun katındakiler (melekler), kendisine ibadet etmekten ne çekinirler, ne de yorulurlar.

Portekizce: 

Seu é tudo o que existe nos céus e na terra; e todos quanto se acham em Sua Presença, não se ensoberbecem emadorá-Lo, nem se enfadam disso.

İsveççe: 

Honom som allt och alla i himlarna och på jorden tillhör! De som står nära Honom håller sig inte för goda att tjäna Honom och de förtröttas inte.

Farsça: 

و هر که در آسمان ها و زمین است، فقط در سیطره مالکیّت و فرمانروایی اوست، و کسانی که [از فرشتگان] در محضر اویند از بندگیش تکبّر نمی ورزند و خسته و درمانده نمی شوند.

Kürtçe: 

تەنھا بۆ خوایە ئەوەی لەئاسمانەکان وزەویدایە وە ئەو (فریشتانە) کە لای خوان ھەرگیز لەپەرستنی ئەو خۆیان بەزل نازانن ھەرگیزیش ماندوو نابن

Özbekçe: 

Осмонлару ердаги барча жонзотлар Уникидир. Унинг ҳузуридагилар ибодатидан такаббурлик қилмаслар ва малол олмаслар.

Malayca: 

Dan (ingatlah) segala yang ada di langit dan di bumi adalah milik kepunyaan Allah jua; dan malaikat-malaikat yang ada di sisiNya tidak membesarkan diri dan tidak enggan daripada beribadat kepadaNya, dan tidak pula mereka merasa penat dan letih.

Arnavutça: 

Dhe Atij i përket gjithçka gjendet në qiej dhe në Tokë, e ata që janë tek ai (engjëjt), nuk ngurrojnë për të adhuruar Atë, duke mos ndier lodhje,

Bulgarca: 

Негови са всички на небесата и на земята. А онези, които са при Него, не се големеят да Му служат и не се изморяват.

Sırpça: 

Његово је оно што је на небесима и на Земљи! А они који су код Њега не зазиру да Га обожавају, нити им то досади,

Çekçe: 

Jemu náleží všichni, kdož na nebesích jsou a na zemi; a ti, kdož u Něho dlí, nejsou tak hrdopyšní, aby Mu nesloužili, a nikdy neumdlí

Urduca: 

زمین اور آسمان میں جو مخلوق بھی ہے اللہ کی ہے اور جو (فرشتے) اس کے پاس ہیں وہ نہ اپنے آپ کو بڑا سمجھ کر اُس کی بندگی سے سرتابی کرتے ہیں اور نہ ملول ہوتے ہیں

Tacikçe: 

Аз они Ӯст ҳар кӣ дар осмонҳову замин аст. Ва онон, ки дар назди Ӯ ҳастанд, аз ибодаташ ба такаббур сар наметобанд ва хаста намешаванд,

Tatarca: 

Җирдә вә күкләрдә булган затлар Аллаһ мәхлукларыдыр, дәхи Аның хозурында булган фәрештәләр, Аллаһуга гыйбадәт кылудан тәкәбберләнмәсләр һәм ялыкмаслар.

Endonezyaca: 

Dan kepunyaan-Nya-lah segala yang di langit dan di bumi. Dan malaikat-malaikat yang di sisi-Nya, mereka tiada mempunyai rasa angkuh untuk menyembah-Nya dan tiada (pula) merasa letih.

Amharca: 

በሰማያትና በምድር ያለው ሁሉም የእርሱ ነው፡፡ እርሱ ዘንድ ያሉትም (መላእክት) እርሱን ከመገዛት አይኮሩም፡፡ አይሰለቹምም፡፡

Tamilce: 

வானங்களிலும் பூமியிலும் உள்ளவர்கள் அவனுக்கே உரிமையானவர்கள். இன்னும், அவனிடம் இருக்கின்ற (வான)வர்கள் அவனை வணங்குவதற்கு வீம்புபிடிக்க மாட்டார்கள். இன்னும் (அதில்) சோர்வடைய மாட்டார்கள்.

Korece: 

천지에 있는 모든 것이 그분에 속하며 그분 가까이에 있는 천 사들은 그분을 경배함에 거만하지 아니하고 지치지 않더라

Vietnamca: 

Bất cứ ai trong các tầng trời và trái đất đều thuộc về Ngài (Allah). Và bất cứ ai ở nơi Ngài (các Thiên Thần) đều không ngạo mạn và không biết mệt mỏi trong việc thờ phượng Ngài.