
em yeḳûlûne bihî cinneh. bel câehüm bilḥaḳḳi veekŝeruhüm lilḥaḳḳi kârihûn.
Arapça:
أَمْ يَقُولُونَ بِهِ جِنَّةٌ ۚ بَلْ جَاءَهُم بِالْحَقِّ وَأَكْثَرُهُمْ لِلْحَقِّ كَارِهُونَ
Türkçe:
Yoksa, "Onda bir cinnet mi var" diyorlar! Hayır, o kendilerine hakkı getirdi ama onların çoğu haktan tiksinen kişilerdir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yoksa onda bir delilik olduğunu mu söylüyorlar? Aksine o, kendilerine hakkı getirmiştir. Halbuki onlar haktan hoşlanmamaktadırlar.
Diyanet Vakfı:
Yoksa onda bir cinnet olduğunu mu söylüyorlar? Hayır; o, kendilerine hakkı getirmiştir. Onların çoğu ise haktan hoşlanmamaktadırlar.
İngilizce:
Or do they say, "He is possessed"? Nay, he has brought them the Truth, but most of them hate the Truth.
Fransızca:
Ou diront-ils : "Il est fou ? " Au contraire, c'est la vérité qu'il leur a apportée. Et la plupart d'entre eux dédaignent la vérité.
Almanca:
Oder sagen sie etwa: "Er ist geistesgestört"?! Nein, sondern er kam zu ihnen mit der Wahrheit! Und die meisten von ihnen sind der Wahrheit gegenüber abgeneigt.
Rusça:
Или же они говорят, что он бесноват? Напротив, он явился к ним с истиной, но большинство их не любит истину.
Açıklama:
