Arapça:
حينئذ قدم اليه اولاد لكي يضع يديه عليهم ويصلّي. فانتهرهم التلاميذ.
Türkçe:
O sırada bazıları küçük çocukları İsanın yanına getirdiler; ellerini onların üzerine koyup dua etmesini istediler. Öğrenciler onları azarlayınca İsa, "Bırakın çocukları" dedi. "Bana gelmelerine engel olmayın! Çünkü Göklerin Egemenliği böylelerinindir."
İngilizce:
Then were there brought unto him little children, that he should put his hands on them, and pray: and the disciples rebuked them.
Fransızca:
Alors on lui présenta de petits enfants, afin qu'il leur imposât les mains, et qu'il priât; mais les disciples les reprenaient.
Almanca:
Da wurden Kindlein zu ihm gebracht, daß er die Hände auf sie legte und betete. Die Jünger aber fuhren sie an.
Rusça:
Тогда приведены были к Нему дети, чтобы Он возложил на них руки и помолился; ученики же возбраняли им.
