Nuzul 1622

 
00:00

ḳâle hiye râvedetnî `an nefsî veşehide şâhidüm min ehlihâ. in kâne ḳamîṣuhû ḳudde min ḳubülin feṣadeḳat vehüve mine-lkâẕibîn.

Arapça:

قَالَ هِيَ رَاوَدَتْنِي عَن نَّفْسِي ۚ وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِّنْ أَهْلِهَا إِن كَانَ قَمِيصُهُ قُدَّ مِن قُبُلٍ فَصَدَقَتْ وَهُوَ مِنَ الْكَاذِبِينَ

Türkçe:

Yûsuf dedi ki: "O, gönlünü eğlendirmek için beni kullanmak istedi." Kadının ailesinden bir tanık da şu yolda tanıklık etti: "Eğer erkeğin gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor, bu durumda erkek yalancılardandır.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Yusuf: "kendisi benden yararlanmak istedi" dedi. Hanımın akrabasından biri de şöyle şahitlik etti: "Eğer gömleği önden yırtılmış ise hanım doğru söylemiştir, o zaman bu, yalancılardandır."

Diyanet Vakfı:

Yusuf: "Asıl kendisi benim nefsimden murat almak istedi" dedi. Kadının akrabasından biri şöyle şahitlik etti: "Eğer gömleği önden yırtılmışsa, kadın doğru söylemiştir, bu ise yalancılardandır."

İngilizce:

He said: "It was she that sought to seduce me - from my (true) self." And one of her household saw (this) and bore witness, (thus):- "If it be that his shirt is rent from the front, then is her tale true, and he is a liar!

Fransızca:

[Joseph] dit : "C'est elle qui a voulu me séduire". Et un témoin, de la famille de celle-ci témoigna : "Si sa tunique [à lui] est déchirée par devant, alors c'est elle qui dit la vérité, tandis qu'il est du nombre des menteurs.

Almanca:

Er sagte: "Sie suchte mich gegen meine Neigung zu verführen." Ein Zeuge von ihrer Familie bezeugte dann: "Wenn sein Hemd von vorne zerrissen wurde, so sagte sie dieWahrheit und er gehört zu den Lügnern.

Rusça:

Он сказал: "Это она пыталась соблазнить меня". А свидетель из ее семьи сказал: "Если его рубаха разорвана спереди, то она говорит правду, а он лжет.

Açıklama:
Nuzul 1622 beslemesine abone olun.